Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1160 E. 2021/349 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1160 Esas
KARAR NO : 2021/349

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/10/2018
KARAR TARİHİ : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkil şirket ile davafı şirket arasında araçlarının bakımı, onarımı ve tamiri ile— bu yana devam eden işbu ticari ilişki kapsamında —– icra takibi başlatıldığını. Davalının haksız ve kötü niyet itirazı sonucunda takibin durdurulduğunu, müvekkili şirketin — göstermekte olup, davalı — olduğunu, söz konusu — ilişkin olarak davalı şirket adına faturalar düzenlendiğini, bu faturalar ve müvekkil— ekstrelerinden anlaşılacağı üzere davalı şirketin müvekkil şirkete 38.253,65 TL borçlu olduğunun anlaşılacağını, davalı şirketin takip öncesi borcunu ödememekte ısrar ettiğini ve kötü niyetli olatak takibe itiraz ettiğini, ancak itirazdan sonraki dönemde davalı şirket ile müvekkil şirket arasında ticari ilişkinin devam ettiğini ve davalı şirketin borcu kabul ve ikrar ederek alacağın bir kısmını müvekkil şirkete haricen ödediğini, takibe itirazdan sonra yapılan ödemelerin düşülrresi sonucunda — kayıtları üzerinde yapılacak Bilir çişi İncelemesi ile tespit edileceğini iddia ederek, Fazlaya İlişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı şirketin vaki itirazının kısmen iptali ile takibin 8.618,51 TL üzerinden devamına, %20′ den az olmamak üzere icra tazminatına mahkûmiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA:Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Davacı tarafça İİK.nun 67.maddesine dayalı olarak davalı aleyhine itirazın iptali davası açılmıştır.——— yazısı ile davalı hakkında——– iflasına karar verilmiş olup —- usulüne göre yürütüldüğü bildirilmekle—- dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilip taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam olunmuştur. Dava İİK 235.maddeisnde düzenlenen kayıt kabul davasına dönüşmüştür.
Davacı, davalı ile ticari ilişkisinden ötürü cari hesaptan kaynaklanan 38.253,65TL.alacağın tahsili talebiyle davalı hakkında icra takibi başlatmış, davalı yan borcu olmadığını belirterek itiraz etmiştir.
Ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp, —- yılları ticari defterlerinin açılış ve kapanış onamalarını usul ve yasaya uygun olarak yasal sürelerinde yaptırmış olduğu, davalı tarafın ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, taraflar arasında—–öncesinden süre geldiği görülen —— ve —- dayalı bir ticari ilişki bulunduğu, bu kapsamda, davacı şirketçe davalı şirketin ——— davalı şirket çalışanlarına/yetkililerine– suretiyle —- gerçekleştirildiği ve gerçekleştirilen bu satışlara istinaden satış faturaları düzenlenerek ticari defterlerde davalı şirket adına borç kayıtlarının yapılmış bulundukları, davalı şirketin davacı şirketten almış olduğu —- ilişkin olarak davacı şirkete —— ve tutarlarda—-, raporda listelenen —- hesap ekstresinden görüleceği üzere takip tarihi olan 21.10.2016 tarihi itibarıyla davacı şirketin davalı şirketten açık hesaba dayanan 38.253,65 TL asıl alacak bakiyesi bulunduğu ve bu tutar üzerinden davalı şirket aleyhine işbu davanın dayandığı takibin yapıldığının tespit edildiği, takip tarihi itibarıyla, davanın dayandığı— incelemesine defter ibrazında bulunmayan davalı şirketin, takip tarihi sonrası, dava tarihi öncesi — şirkete bilirkişi incelemesinde sunulan makbuzlar — toplam tutarlı satış gerçekleştirildiği, bir diğer ifadeyle taraflar arasındaki ticari ilişkinin hem satışlar, hem tahsilatlar yapılmak suretiyle takip tarihi sonrası da sürdürülmüş olduğu, takip tarihi itibarıyla mevcut bulunan — borca karşılık olarak davalı şirketçe yukarıda listelenen ve toplam tutarı— tarih ve tutarlı harici ödemenin gerçekleştirilmesi sonucunda, davacı şirketin ticari defter kayıtları itibarıyla davalı şirketten dava tarihi itibarıyla faturalara dayalı açık cari hesap bakiyesinden kaynaklanan;–kaldığı belirtilmiştir.
Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde — ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.——
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Mahkememizce taraflara ticari defterlerini ibraz etmek üzere kesin süre verilmiş olup davacı tarafça ticari defterler bilirkişiye ibraz edilse de davalı taraf ticari defterlerini ibrazdan kaçınmıştır. Ayrıca — üzerinden başlatılan takipte ödeme emrine itiraz etse de takip tarihinden sonra dava tarihinden——- bulunmuş olması nazara alındığında her ne kadar borcun tamamına itiraz etse de asıl alacağın büyük kısmının ödenmiş olması sebebiyle borca itirazına itibar edilmemiş olup davalı ticari defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü ile alınan bilirkişi raporu da mahkememizce gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan hükme esas alınarak her ne kadar dava itirazın iptali davası olarak açılmış ise de davalının yargılama —- dava kayıt kabul davasına dönüştüğünden saptanan alacağın davalı ——- kabulüne karar verilmiş olup ayrıca davanın kayıt kabul davası olması dolayısıyla davacının icra inkar tazminat talebi kabul görmemiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-8.618,51 TL nin davalı——- kayıt ve kabulüne,
2-Karar harcı 59,30 TL den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL ilk masraf, 127,20TL tebligat ve müzekkere gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 763,10 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—- göre belirlenen 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı — verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.