Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1156 E. 2021/989 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1156 Esas
KARAR NO: 2021/989
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 22/02/2018
KARAR TARİHİ : 21/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —–sıralarında meydana gelen trafik kazasında müvekkilim — ağır derecede yaralandığını, olay günü davacı —-bulunan durakta indiğini, —-gitmesini bekledikten sonra yolun her iki tarafını kontrol edip, yolun —- plaka sayılı —- üstünde seyrederek davacıya çarptığını, kazanın meydana geldiği sırada olay yerinde bulunan tanık—- kullandığı tırın aşırı hızlı olduğunu belirttiğini,
Davanın kabulünü, —- kapsamında fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte —– maddi tazminatın tahsilini, Yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kaza tespit tutanağına göre; —- plakalı çekiciyle— istikametine seyir halinde —-caddesi kavşağına geldiğinde aracının ön kısımlarıyla; —- üzerinden yolun karşısından karşıya yaya olarak geçiş yapan —– çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, —— olan başvuru şartını yerine getirmeksizin dava açtığından, davanın usulen reddi gerektiğini, davacı başvuru şartlarını eksiksiz ve zamanında yerine getirdiğini ispatlamalıdır.
Zaman aşımı itirazı bulunduğunu, huzurdaki dava derdest ise reddi gerektiğini, savcılık soruşturması aşamasında ya da ceza davasında uzlaşma var ise davanın reddi gerektiğini, davada alacaklı ve borçu sıfatı birleştiğinden reddi gerektiğini, huzurdaki davaya ilişkin davacı talepleri sulh ile sonuçlandırılmış ise sulh ve feragat nedeniyle davanın reddini, davanın husumet yönünden reddini, haksız ve mesnetsiz davanın usulden ve esastan reddini, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davacı vekilinin —- tarihli davadan feragat ettiğinin bildirilmesi konulu dilekçesini dosyaya sunduğu ve tarafların anlaşmış olup, anlaşılan tutarın davalı tarafından ödendiği belirtilerek davadan feragat ettiğini bildirdiği görüldü.
Davalı —- tarihli dilekçe ile davacı tarafla yapılan sulh anlaşması gereği karşılıklı şekilde avukatlık vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını belirttiği ve davanın feragat nedeniyle reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesine karar verilmesini talep ettiği görüldü.
Davadan feragat HMK’nın 307. ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. HMK 307. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatının mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın, davacı tarafça başlangıçta yatırılan 35,90TL peşin harç ve ıslah harcı olarak yatırılan 201,87TL harcın toplamı olan 237,77TL harçtan mahsubu ile bakiye 178,47 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
5- Davalı tarafın yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2021