Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1142 E. 2021/430 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/1142 Esas
KARAR NO : 2021/430

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/09/2018
KARAR TARİHİ : 15/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete——– adresindeki dairenin, —- tarihinde zarar gördüğünü, söz konusu hadise sebebiyle, yaptırılan ekspertiz sonucu 46.747,00 TL hasar tespit edildiğini, hasar miktarının sigortalıya ödendiğini, tazminatını ödeyen müvekkili şirketin, TTK. 1472 maddesi — sigortalısının hukukuna halef olduğunu, alacaklarının tahsili için bu kanuni— dayanılarak iş bu davayı açmakta hukuki yarar olduğunu, beyan ile 46.747,00 TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya—– —-verildiğini, müvekkili şirketin davaya konu hasardan ve hasardan kaynaklı yapılan tespitten, tadilattan ve——- gönderilen rücu talepli dilekçe üzerine haberdar olduğunu, kendileri tarafından davacıya iadeli taahhütlü olarak cevabı dilekçe gönderilerek, müvekkili şirkete gönderilen rücu talepli yazı içeriğine itiraz edildiğini, iddia edilen hasarın gerçekleştiği tarih, davacının yapmış olduğu ödeme tarihi ve rücu için geçen süreler dikkate alınarak, bu süre içerisinde —-olması ve bu yönde müvekkili firmaya hiçbir bildirimde bulunulmamış olması nedenleriyle her türlü yasal hakları saklı tutularak itiraz edildiğini, bunun üzerine, davacı … —tarafından huzurda görülen haksız ve hukuka aykırı dava ikame edilerek, sigortalıya ödenen bedelin müvekkili şirketten tahsilinin talep edildiğini, kira sözleşmesinde; “— şahıs onun üzerinde bir hak iddia ederse, —-..” hükmünün yer aldığını, kiraya veren müvekkili şirketin davaya konu hasardan ve hasarın tamiratı için ödenen miktardan sorumluluğu bulunmadığını, bu hasardan kaynaklanan sorumluluğun, hasarı ve sonrasında yapılan işlemleri müvekkili şirkete bildirmeyen kiracının üstünde olduğunu, davaya konu — gerektiğini, müvekkilinin— sıfatına sahip olduğu taşınmazda — herhangi bir sıkıntısı bulunmamaktayken bir anda bu denli hasara neden olabilecek arızanın meydana gelmesinin, bu olayda dava — kusurunun olduğunu — kiracının kusurundan kaynaklandığını gösterdiğini, —–kaynaklanan prosedürü uygulamadığını, yapılan tüm tespit ve işlemleri müvekkili şirketin bilgisi olmadan gerçekleştirdiğini, aynı zamanda, sigorta şirketinin, bahsi geçen hasarın meydana gelmesinde dava dışı kiracının kusuru bulunduğunu bilmesine rağmen, dava dışı kiracıya ödeme yapmasının usul ve yasalara aykırılık teşkil ettiğini, kira sözleşmesi uyarınca sorumluluğun dava dışı— dava konusu hasarın meydana gelmesinde— ihbar edilmesini talep ettiklerini, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte, hasarların tamiratı için ödenen miktara da itiraz ettiklerini, 46.747,00 TL’nin fahiş bir miktar olduğunu, davaya konu hasarın ve hasarın giderilmesi için yapılan işlemlerin müvekkili şirkete bildirilmemiş olması sebebiyle, müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir nedenden kaynaklı borcu bulunmadığını, yapıldığı iddia edilen tespit ve tadilatlara ilişkin müvekkilinin bilgilendirilmemesi nedeniyle müvekkili şirketin bahse konu hasardan ve sigortalıya ödenen meblağdan sorumluluğunun da bulunmadığını, müvekkili şirketin davaya konu hasardan sorumluluğu bulunmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddi gerektiğini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, — tarihinde davacı … —–adresindeki —- davalıya — borucu vanasının bozulması, akabinde sızan sular nedeniyle dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili talebine ilişkin olduğu anlaşıldı.
Mahkememiz dosyasında; inşaat mühendisi bilirkişi ——bilirkişi sigorta mevzuatı ve nitelikli hesaplar uzmanı hukukçu bilirkişi —–tarihli ek raporu alınmıştır.
Dava, sigorta hasar bedelinin rucüen tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacı — düzenlendiği, davalı ile — — vanasının bozulması akabinde sızan sular sebebiyle 27.01.2018 tarihinde zarar gördüğü iddiasına dayalı sigortalının işyerinde hasar meydana geldiği, hasar bedelinin davacı ..—tarafından dava dışı sigortalıya ödendiği, hasar bedelinin taşınmazı kiralayan davalıdan rücuen tahsili amacı ile iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların sıfatı,— önünde bulundurularak, öncelikle mahkemenin görevi ile ilgili dava şartının incelenmesi gerekmiştir.
Yargıtay İçtihadı————- sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu dava, ——– karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nun —1472. maddesinde —-ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. maddesinde de “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) ——— İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece —– olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davaları, görürler.” hükmüne yer verilmiştir. Görev kamu düzenine ilişkin olup re’sen dikkate alınmalıdır. ———
Somut olayda, davacı … —- olup davalıdan rücuen tazminat talebinin nedeni, davalı ile davacının sigortalısı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Kiracı ve kiraya veren arasındaki davada görevli mahkeme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 4.maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesidir. Mahkemelerin görevi yasanın 1.maddesinde belirtildiği gibi, ancak kanunla düzenlenir ve kamu düzenindendir. Dava şartları arasında yer aldığı için, mahkemece taraflarca ileri sürülmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir ve taraflar yönünden usulü kazanılmış hak oluşturmaz. Açıklanan nedenlerle, mahkememizin görevli olmaması, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeni ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. (Emsal; ——-
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, Mahkememizin Görevsizliğine,
2-Görevli mahkemeninin — Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli—- gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.