Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1140 E. 2022/619 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1140 Esas
KARAR NO: 2022/619
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 28/09/2018
KARAR TARİHİ: 20/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde davalı sigorta şirketine —-plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusuru ile müvekkili—- sevk ve idaresinde —- çarpması sonucu davacının ağır yaralandığını ve malul kaldığını, dava öncesi davalı sigorta şirketine—- hasar dosyasının açıldığını ancak süresi içinde herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik —– maddi zararın poliçe limitleri dahilinde, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamını gelmemek kaydıyla müvekkili sigorta şirketinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde sorumluluklarının bulunduğunu, kazanın oluşumunda ehliyetsiz sürücü olan davacının kusurlu olduğunu ve müterafık kusuru indirimi uygulanmasını talep ettiklerini, kaza nedeni ile davacının elde etmiş olduğu gelirlerin tespitinin gerektiğini, davacının sürekli malul kaldığına dair raporun——– tarafından düzenlenmesini, yeni genel şartlar dahilinde hesaplama yapılmasını, davacının ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile tazminat talebine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. Maddesinde “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” şeklinde belirtilmiştir. Yine aynı kanunun 309. Maddesi feragat iradesinin “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.
Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. ” şeklinde açıklanabileceği ve bunun sonucunda verilen kararın kesin hüküm teşkil edeceğine dair 311. Maddesi de ” Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. ” hükümlerini içermektedir.
Ayrıca davadan feragat edilmesi halinde yargılama giderlerine dair 312. maddede şu düzenleme mevcuttur; “Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.”.
Sonuç olarak, 6100 sayılı HMK 307 ve devamı maddeleri gereğince feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olup, hüküm ifade etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Dilekçe ile veyahut yargılama sırasında sözlü olarak yapılabilir. Feragat kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Hüküm kesinleşinceye kadar her aşamada yapılabilen feragat, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu gibi feragat beyanında bulunan taraf davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir.
Somut olayda, davacı vekili mahkememize sunduğu —– tarihli dilekçesi ile davalı taraf ile sulh olduklarını ve davadan feragat ettiklerini bildirmiş, davacı vekilinin vekaletnamesinde yapılan incelemede davadan feragate yetkisi olduğu anlaşılmıştır. Davalı vekili ——tarihli dilekçesi ile davacı taraf ile sulh olduğunu bildirmiş, taraflar karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Davadan feragat davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olduğundan davacının açık irade beyanı ile davasından feragat ettiği anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK. 307 ve devamı hükümleri doğrultusunda başkaca herhangi bir tahkikat yapılmasına gerek görülmeksizin feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu 22. maddesi uyarınca davada ilk celse sonrasında feragat edilme durumu olması nedeniyle, ön inceleme duruşmasının yapıldığı da dikkate alınarak; davanın reddi halinde alınması gerekli maktu harcın(80,70 TL) üçte ikisi (2/3) olduğu anlaşılmakla; 53,8‬0 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90 TL peşin harç, 120,00 TL tamamlama ve 1.982,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.137,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.084,10 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı ve davalı taraf vekalet ücreti yönünden taleplerinin olmadığını belirttiklerinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde karar verildi. 20/09/2022