Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1131 E. 2020/14 K. 08.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/07/2017
KARAR TARİHİ : 08/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ———paftada toplam — parsel taşınmazda kiracı olarak —— yılından itibaren fidancılık üzerine faaliyet gösterdiğini, 3.köprü bağlantı yolu üzerinde kaldığı gerekçesi ile çalışma yapan davalı şirketlerce müvekkiline ait ağaçlandırma alanına da girilerek çalışma yapıldığını, çalışma alanı içinde bulunan ————– parsellere fiili müdahalede bulunulduğunu, müdahale edilecek kısımda bulunan ağaçların ve alanın hali hazırdaki durumunun tespiti için——— Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ——– D.İş sayılı dosyası ile rapor alındığını, ayrıca bilirkişilik yapan ——–de harici rapor alındığını, davalı firmaların ———- aylarında yoğun bir şekilde çalıştıklarını, alanda bulunan ağaçların sökülmeye başlandığını, ağaçların uygun olmayan mevsimlerde ve uygun olmayan yöntemlerle sökülüp tahrip edildiğini, diğer davalı ———— tarafından yapılan bağlantı yollarının bitişiğinde olan kısımda ise saksılı ve yerde pek çok bitki olduğunu, hafriyat çalışmaları sırasında toz bulutu oluştuğunu ve bitkilerin üzerini kapladığını, müvekkiline ait çeşitli ağaç, bitki ve saksıların zarar gördüğünü, malların müşterilere satılamayacak kadar ayıplı mal durumuna geldiğini ileri sürerek zararlarının tazmini bakımından fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ———— TL’nin haksiz fiil tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı———— vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmaya görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen adi ortaklığın taraf olma ehliyeti bulunmadığını, dava konusu taşınmazın hazine arazisi olduğunu, proje kapsamında yapılan tüm işlemlerin —————araziyi tahsisi ve tahliye işlemleri neticesinde gerçekleştirildiğini, müvekkiline husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davacının taşınmazda ———— konumunda olduğunu, idare tarafından tahliyesinin talep edilmesinin hukuka uygun olduğunu, usulüne aykırı olarak ağaç söküm işlemleri yapıldığına dair hiç bir delile dayanılmadığını, davacının sunduğu raporların delil niteliği taşımadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla talep edilen tazminat tutarının fahiş olduğunu, davanın ———ve ——— ihbar edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ———vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı olarak gösterilen adi ortaklığın taraf ehliyeti bulunmadığını, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dava konusu taşınmazlarda fuzuli şagil konumunda bulunduğunu, bu nedenle tazminat talep etme hakkının bulunmadığını, davacı ile davalı idare arasındaki kira sözleşmesinin bitmesi nedeniyle taşınmaz üzerindeki ağaçların mülkiyetinin davalı idareye geçtiğini, tahliye işlemlerinin müvekkili ile bir bağlantısı olmadığını, ağaç ve fidanların davacının kendi mülkiyetinde olduğunu ortaya koyan bir delil sunmadığını, talep ettiği zararın ne kadarının davalı idareden ne kadarının davalı şirketlerden talep edildiğinin dilekçe içeriğinden belli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; haksız fiilden doğan tazminat istemine ilişkindir. Davacı, hazineye ait ———- bulunan taşınmazlarda kiracı sıfatıyla fidancılık faaliyeti yürüttüğünü, köprü bağlantı yolu üzerinde kaldığı gerekçesiyle davalı tarafça ağaçlandırma alanına girilerek fidancılık faaliyetini sürdürdüğü parsellere fiili müdahalede bulunulduğunu, bu yüzden zarara uğradığını iddia ile zararının tespit ve giderilmesi için dava açmıştır.
Davacı tarafça, dava ——–Asliye Hukuk Mahkemesi —— esasa kayıtlı olarak açılmış, mahkemesince —- tarihli olup —— tarihinde kesinleşen görevsizlik kararıyla süresinde taleple dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizin —-tarihli duruşma ara kararıyla ——- yönünden açılan davanın mahkememiz dosyasından tefrikine karar verilmiş, mahkememizin —- esasına kaydedilen davada, Yargıtay —.Hukuk Dairesinin —- tarih, —— esas,——- karar sayılı kararı ve yerleşik içtihatları uyarınca bu davalı yönünden davanın yargı yolu nedeniyle usulden reddine dair verilen karar kesinleşmiştir.
HMK.nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır.
HMK.nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. ——– tarihli 6335 sayılı Yasanın 2.maddesiyle değiştirilen TTK.5.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
Ticari davalar TTK.4.maddesinde sayılmıştır. Buna göre her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili bulunması halinde davanın konusuna bakılmaksızın dava nispi ticari dava olarak mahkememizin görevi alanında olacaktır.
Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava söz konusu olup mahkememizin görev alanı içinde kalacaktır. Davaya konu uyuşmazlık Borçlar Kanununda düzenlenen haksız fiilden kaynaklanmakta olup, tarafların ticari işletmesini ilgilendiren bir uyuşmazlık söz konusu değildir.
—–Bölge Adliye Mahkemesi ——-.Hukuk Dairesi ——– esas ——-karar sayılı kararında benzer bir olayda Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasında ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi noktasında
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin madencilik faaliyeti yaptığını, davalılardan ——— Otoyolu projesini yürüttüğünü, diğer davalıların ise otoyol yapım işinde yüklenici firma olarak faaliyet gösteren firmalar olduğunu, davalıların hafriyat alanına dökmeleri gereken pasanın yasal dayanağı olmaksızın müvekkilinin ruhsat alanına taşacak şekilde ve maden ocağına dökülmek suretiyle müvekkilinin madencilik faaliyetini yapılmaz hale getirdiğini, müvekkilinin —————– başvuru yaptığını, davalıların şifai olarak ve noterlik aracılığıyla da uyarıldığını ancak yine de bir sonuç alamadıklarını belirterek davalıların müdahelesinin önlenmesine, müdahelenin giderilmesi için gerekli masraf ve zararın tespiti ile müvekkiline ödenmesine, müvekkilinin madencilik faaliyeti yapamaması nedeniyle uğradığı zararın ve mahrum kaldığı kârın tespiti ile davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine, haksız müdahele nedeniyle ecrimisil bedelinin tespiti ile tespit edilen bedelin davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla karar verilmesini ayrıca yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamalara göre, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, her iki yanında ticari işletmesini ilgilendiren bir uyuşmazlığın söz konusu olmadığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ——— Asliye Hukuk Mahkemesinin GÖREVLİ MAHKEME OLARAK BELİRLENMESİNE ———– gününde oy birliğiyle karar verildi.” şeklinde karar vermiştir.
TTK.4.maddesinde ya da başka bir yasada davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair bir hüküm yoktur. Bu durumda davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğunun kabulü ile mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, karşı görevsizlik kararı verilmesine, dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, karşı görevsizlik kararı verilmesine,
Dosyanın karar kesinleştiğinde görevli ———-Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın —–BAM — Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
2-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı ——- İhbar olunan——- İhbar olunan ——- vekillerinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/01/2020