Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1119 E. 2022/735 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1119 Esas
KARAR NO: 2022/735
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/09/2018
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirketin ——– satıcısı oîduğu, davalı borçlu şirket ile —– bedelle satışı konusunda anlaşıldığı, cihazların teslim edildiği, bu satışa ilişkin olarak —- bedelli fatura düzenlendiği, davalı şirketin sözkonusu faturaya ilişkin kısmi ödeme yaptığı, borcun kalan kısmını ödemediği, yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalması üzerine, davalı şirket aleyhine——dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, ancak davalı şirketin kötü niyetli olarak takibe itiraz ederek takibin durmasına neden olduğu beyan edilerek davanın kabulüne, davalının itirazının iptal edilerek davalının % 20’den az olmamak icra inkar tazminatının davalıdan alınmasını ve takibin devamına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesi vekaleten Sayın Mahkemeden arz ve talep edilmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu fatura tanzım tarıhının —- olduğu ve üzerinden—– yıl geçtiği, ödeme emrinde—— faiz talep edildiği, ancak faturaya faiz istenebilmesi için alacaklının borçluyu temerrüde düşürmesinin gerektiği, ancak gerek icra takibinde gerekse de dava dilekçesinde temerrüde düşürüldüğü iddiasının bulunmadığı, fatura konusu borca istinaden —- adet banka havale——– yoluyla, —— adet elden —— olmak üzere —— ödeme yapıldığı, bakiye borcun ödenmemesinin nedeninin davacı şirket temsilcisinin bir dönem cezaevinde olduğu, bu nedenle muhatap bulunamadığı gibi faturaya konu ——— bakım hizmetini taahhüt etmesine rağmen bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, bakim hizmeti verilmesinin tıbbi cihaz satışlarında kabul gören bir ticari örf ve adet kuralı olduğu, bu hizmet alınamadığından —— fatura borcunun eksik ödenmiş olduğu beyan edilerek eksik ödenen —— bakım hizmeti almamadığından talep edilemeyeceği nedeniyle davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise itirazın sadece ———- üzerinden iptali ile bakiye kısım için davanın reddi ve inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davacıdan tahsil edilmesine karar verilmesi vekaleten ——– arz ve talep edilmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
——– dosyasının—– üzerinden mahkememize gönderildiği görüldü.
—–sayılı dosyası incelendiğinde; Davacı —- vekili, müvekkilinin davalı ——– tutarlı alacağının tahsili için ilamsız takip başlattığı ve alacağının tahsil tarihine kadar avans faiz talep ettiği, davalının takibe itiraz ederek borcun ödendiği beyanıyla takibi durdurduğu, incelenen dava dosyası kapsamında İcra takip talebi belgesinde görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememiz ara kararı gereği; tarafların ticari defter ve dayanak kayıtlarının incelenerek takip tarihi itibariyle davacının alacağının olup olmadığı varsa miktarı hususunda rapor alınmak üzere dosyanın incelenmesine karar verilmiş olup, dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi—- tarihli raporunda özetle;Davacı ve davalının tacir oldukları, davacı şirket defter ve kayıtlarında bulunmayan davalıdan ——- ile almış olduğu toplam —– ödemeyi kabul ettiği davacı tarafından davalı adına düzenlenen —- tutarındaki faturanın her iki tarafında kayıtlarında bulunduğu, mahkemece davalının elden ödediğini iddia ettiği —– nakit ödeme makbuzlarının kabul edilmemesi halinde davacının —- alacağının kalacağı, Mahkemece toplam —– nakit ödemenin kabul edilmesi halinde —– alacağı kalacağı, ancak davalının —– tarihli davaya cevap dilekçesinde —- borcun hizmet alınamadığı için ödenmediği ve bu bedelin talep edilemeyeceği, aksine kanaatte ise itirazın ——üzerinde iptali ile bakiye kısmı için davanın reddinin talep edildiği belirtilmiştir.
Rapora karşı yapılan itirazlar sonucu alınan —- tarihli ek raporda davacının asıl alacağının — olduğu, Mahkemece davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olduğu kanaatine varılması halinde —-. işlemiş faiz hesaplandığı belirtilmiştir.
Yine Rapora karşı yapılan itirazlar sonucu alınan —- tarihli ek raporda, Davalı tarafından—– dosyasına yapılan itirazın İşlemiş faiz—- ve asıl alacak bakımından —– için haklı olduğu, İtirazın asıl alacağın ——- kısmı bakımından haksız olup iptalinin gerektiği, İcra ve inkar tazminatı yönündeki takdir yetkisinin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. Maddesinde “…Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. …” şeklinde belirtilmiş olup Kanundaki bu hükme göre somut olayda, davacı ve davalı tarafın defterlerini ibraz etmeleri ve incelenmesi için Mahkememizce verilen günde tarafların defterleri incelenmekle bilirkişi raporu hazırlanmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ile davacı ile davalı arasında tıbbi cihaz alımı kapsamında bir ticari ilişkinin bulunduğu ve bu doğrultuda tıbbi cihaz ve yazıcının teslim edildiği, yapılan satım ve teslim işi sonucunda davacı tarafça düzenlenip defterlerine kaydedilen fatura nedeniyle davalı taraftan alacağının bulunduğu, gönderilen bu faturalara yapılan kısmi ödeme nedeniyle davacının alacaklı konumda olduğunun mali bilirkişi raporu ile de sabit olduğu, davalının ödeme yapmaması nedeniyle davacı tarafın icra takibi başlattığı, davalının takibe itirazı nedeniyle de iş bu davanın açıldığı, davalı tarafından borcun ödendiğine ve faiz konusunda temerrüde düşürülmediğine yönelik savunma ileri sürüldüğü, bu kapsamda icra takibinin —- üzerinden başlatıldığı, davacının —- miktarlı ödemeyi kabul ettiği, davalı tarafça yapıldığı iddia edilen ödemelerden —– tarihli ödemelerin davacının yetkilisi olduğu kanıtlanamayan dava dışı 3.kişilere yapılmış olması nedeniyle söz konusu ödemelerin borçtan mahsup edilemeyeceği, —– tarihli ödemenin faize mahsubu açısından değerlendirildiğinde ise; 6098 sayılı TBK m.100 de belirtilen hükmün uygulanabilmesi için işleyen faiz bulunması gerektiği, anapara faizine ilişkin dosya kapsamında bir husus olmadığından temerrüt faizi yönünden incelendiğinde, temerrüt faizinin uygulanabilmesi için temerrüt olgusunun ortaya çıkmış olması gerektiği ancak olayda vade bulunmadığı gibi alacağın talep edildiği bir ihtarın bulunmadığı, davacının TTK m.1530 kapsamındaki iddiası yönünden ——- doğrultusunda faturanın normal içeriği dışında bulunan hususlarda faturaya itiraz etmemiş olmanın bu hususları kabul anlamına gelmeyeceği belirtildiğinden söz konusu faturadaki kaydın vade olarak belirlenebilmesi için taraflar arasında ayrıca bir sözleşmenin bulunması gerektiği ancak buna ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı, bu nedenle TTK m.1530 kapsamında uyuşmazlığın değerlendirilebilmesi için taraflar arasında tedarik sözleşmesinin bulunması gerektiği ancak somut olayda tedarik sözleşmesinin de bulunmadığı, uyuşmazlık konusu sözleşmenin tek mal alımına ilişkin olduğu, bu durumun tedarik olarak değerlendirilemeyeceği, satış sözleşmelerine bu hükmün uygulanamayacağının da —- sayılı ilamında belirtildiği anlaşıldığından davacının alacağı bakımında faiz işlemeye başlamamış olup, yapılan ödemenin öncelikle faiz alacağına mahsup edilmesine ilişkin şartın gerçekleşmeyeceği ve bu durumda yapılan ödemenin —– asıl alacak miktarından mahsup edilmesi gerektiği, belirtilen hususlar çerçevesinde takip öncesinde borçlu temerrüde düşürülmediğinden, vade bulunmadığından ve faturada yer alan kayıt vade olarak değerlendirilmediğinden işleyen faiz talebinin bulunamayacağı ancak takip sonrası faiz talebinde bulunulabileceği, davalının yapılan ödeme—- işlemiş faiz miktarı —- açısından itirazında haklı olduğu ancak ödenmeyen —– miktarınca davacıya borçlu olduğu, sonuç itibari ile bilirkişi raporu ile yapılan hesaplamanın gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği tutarın—– belirlendiği anlaşılmakla davanın kabulüne ve davalının takibe itirazında kısmen haksız ve alacağın likit olmayışı gözününde bulundurularak davacının inkar tazminatı talebinin reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın Kısmen KABULÜ ile,
1-Davalının, —– sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin —— asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine, davacının takipteki işlemiş faiz talepleri yönünden reddine,
2-Dava konusu alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 944,45 TL karar harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 423,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 520,63 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 423,82 TL peşin nispi harç 214,15 TL tebligat, posta ve müzekkere gideri, 1.500,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 2.173,87 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 1.211,05 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/10/2022