Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1108 E. 2020/788 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1108 Esas
KARAR NO: 2020/788
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/05/2018
KARAR TARİHİ : 24/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili adına kayıtlı olan———tarihinde ———- yolun ortasına güvenlik önlemleri bulunmaksızın davalı yana ait kum bulunması nedeniyle yaralanmalı trafik kazası meydana gelmiştir. Dilekçelerinin ekinde bulunan trafik kazası tespit tutanağında görüleceği üzere, kumun yolun yapısını bozduğu ve uyarıcı işaretleme yapılmadığı için kazanın meydana geldiği polis memurlarınca tespit edilmiştir. İşbu kaza sebebi ile davaya konu araçta maddi hasar meydana gelmiş olup, ortaya çıkan hasar sebebi ile araç onarımda kalmıştır. Yapılan onarıma ilişkin olarak, ———- bedelli irsaliyeli faturayı ekte sunulmuş. Müvekkili adına kayıtlı araç —-olup aracın ağır hasarlanması nedeniyle satışı yapılmak zorunda kalınmıştır. Buna ilişkin olarak araç satış sözleşmesini ekte sunuyoruz. Müvekkili tüm bu süreç içerisinde —–yerine getiremediğinden kazanç kaybına uğramıştır. Kazanç kaybına ilişkin alacak değerinin tam ve kesin olarak belirlenememesi sebebiyle bu hususta yapılacak tespit sonucu artırılmak üzere kazanç kaybı talep etmiştirler. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 107/f.1’de ” Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Davaya konu ——- tarihli trafik kazası neticesinde davaya konu——— plakalı araç hasar görmüştür. Kazanç kaybının hesaplanmasında; hasar gören aracın bilirkişilerce araçtaki hasarın durumu,resim,fatura ve dosyada mevcut diğer belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde hesaplanan aracın kaç günde tamir edilebileceği esas alınmaktadır. Davaya konu aracın kazanç kaybının hesaplaması tarafından beklenemeyeceği ve mümkün olmadığından taraflarınca belirsiz alacak davası açılması zorunluluğu doğmuştur. Müvekkilinin uğradığı kazanç kaybı uzman bilirkişilerce yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu tam ve kesin olarak belirlenebilecektir. Nitekim ———— tarihli bilirkişi heyeti raporunda aracın hasarına ilişkin dosyaya sunulan —– tarihli fatura tarihini esas alarak —– gün tamirde kaldığı belirtilerek kazanç kaybı hesabı yapılmıştır. Araçtaki hasarın durumu, resim, fatura ve dosyada mevcut diğer belgeler birlikte değerlendirilerek aracın kaç günde tamir edileceğini makine mühendisi bilirkişisi kendisi belirlemeli ve buna göre kazanç kaybı hesabı yapılmalıdır. Mahkemece makine mühendisi bilirkişiden aracın hasarının onarım süresi hususunda rapor alınarak sonucuna göre kazanç kaybının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.” kararı da aynı noktaya işaret etmektedir.
Müvekkiline ait araç ile aynı nitelikteki benzer araçların ortalama geliri ilgili Sendikalardan, kiralama ilanlarının bulunduğu sitelerden yada bilirkişi vasıtasıyla da sorularak tespit edilebilir. Aynı zamanda dosyadaki mevcut ve ilgili yerlerden celp edilecek deliller ışığında araçtaki hasarın ortalama süresininde bilirkişi tarafından tespiti yapılabilir. Davanın lehlerine sonuçlanması ihtimalinde alacağın tahsil edilememe tehlikesini bertaraf etmek ve ilerde doğabilecek hak kayıplarının önüne geçebilmek için, ——- üzerinden yapılacak sorgulama sonucu davalı üzerine kayıtlı araç veya gayrımenkule rastlanması halinde trafik tescil kaydına teminatsız olarak ihtiyati tedbir şerhi işlenmesini talep etme zorunluluğumuz doğmuştur. Tüm bu açıklamalar ışığında, davalı borçluların, meydana gelen kaza sonucu haksız ve kusurlu olmaları nedeniyle müvekkilin uğradığı maddi zararları karşılamakla yükümlü oldukları görülmüştür. Temlik alacaklısı olan müvekkilinin sonradan mağdur olmaması adına davalı yan üzerine araç ve/veya gayrımenkul var ise teminatsız ihtiyati tedbir talebi şerhinin işlenmesine, Davanın kabulüne, ——- tarihinde davalı yanın kusuru sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebi ile müvekkilin aracın onarımı için yaptığı masraf olan ——-kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı yanlardan tahsiline, uğradığı kazanç kaybına ilişkin fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak üzere henüz belirsiz olan alacaklarının şimdilik ——— tutarındaki maddi tazminat miktarının, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı yanlardan tahsiline, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yanlara tahmiline karar verilmesin vekaleten arz ve talep ettikleri görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ———— gelen trafik kazası sonucunda müvekkiline ait araçta hasara neden olduğu iddiası ile—— hasar onarım bedeli ile bu nedenle davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.—– kazanç kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davacının dava dilekçesinde, iddia etmiş olduğu hususlar, yasal dayanaktan yoksun, somut ve hukuken geçerli delillere dayanmayan ve soyut iddialardan ibaret olup, bu beyanlara itibar edilmesi mümkün değildir. Davacı taraf, tek taraflı olarak hazırlanan evrakları dosyaya ibraz etmiştir. Davacı iddia etmiş olduğu hususları ispat yükü altında olup, dava dilekçesinde delil olarak sunulan bilgi ve belgeler, usul kuralları çerçevesinde iddia edilen vakıayı ispata elverişli araçlar değildir. Müvekkillerinin davaya konu olayla ilgili hiçbir bağlantısı bulunmamaktadır. Şöyle ki, kumun yolun yapısını bozduğu ve kazanın meydana gelerek araçta maddi hasar yol açtığı iddia edilen olayda kumun yola kim tarafından, ne zaman ve hangi şartlarda döküldüğü belirsiz olup bu durumun müvekkilime yahut çalışanlarına isnad edilmesi kesinlikle kabul edilemez bir husustur. Davaya konu trafik kazasının meydana geldiği bölgede çok sayıda devam eden başka inşaatlar mevcuttur. Bu başka inşaat sahalarındaki çalışmalar sebebiyle bölgede hafriyat, moloz, kum vb. kalıntıların kalması söz konusudur. Ayrıca dava dilekçesinde belirtilen kazanın meydana geldiği adres müvekkil şirketin iş inşaat yaptığı adrese çok uzaktır. Bu sebeplerle kazayı meydana getiren olay ile müvekkilinin arasında illiyet bağı mevcut olmadığı gibi müvekkillerine yükletilebilecek hiçbir kusur da mevcut değildir. Davacı tarafın kazaya ilişkin olarak delil göstermiş olduğu trafik kazası tespit tutanağı tek taraflı olarak düzenlenmiştir. Trafik kazasının kum sebebiyle meydana geldiği hususu da yine tek tarafları beyanlara dayalıdır. Kusur atfedilen müvekkillerimin, trafik kazası tespit tutanağında beyan ve imzaları olmadığı gibi bu tutanağın tutulduğundan haberdar dahi değillerdir. Usule aykırı düzenlenen trafik kazası tespit tutanağını kabul etmiyoruz. Kabul manasına gelmemek üzere, kaza sebebiyle araçtaki maddi hasarın onarımı sonrası———– çıkarılan fatura da olması gerekenden yüksek tutarda düzenlenmiştir. Bu yönüyle faturanın kabulü ve alacağa dayanak oluşturması da mümkün değildir. Ayrıntılı faturanın ve ödeme belgelerinin ilgili şirketten istenmesi ve ispatı gerekmektedir. Buna rağmen—— hasar ile bahsedildiği gibi ——– hayatın olağan akışına da aykırıdır. Davacı yan tarafından kötü niyetli olarak hareket edilmiş ve adeta aracın satışına bahane gösterilmiştir. Bu hususun açıklığa kavuşması için aracın tramer kayıtlarının da celp edilmesini talep etmekteyiz. Aracın kazası, yaşı, km’si gibi hususlarm dikkate alınması gerekmektedir. Davacı tarafından kazanç kaybına ilişkin alacak değerinin tam ve kesin olarak belirlenememesi sebebiyle bu hususta yapılacak tespit sonucu arttırılmak üzere kazanç kaybı talep edilmiştir. 6100 Sayılı H.M.K. md 107/1’de; davanın açıldığı tarihte alacağın miktarım yahut değerim tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir hükmüne yer verilmiştir. Davacının dava dilekçesinde açıkladığı olay ve talebi dikkate alındığında, alacağı olduğunu kabul manasına gelmemek üzere, alacağının miktarını tam ve kesin olarak belirleyebilecek durumdadır. Bu husus sebebiyle maddi olay için bilirkişiden rapor alınması hukuken kabul edilemeyecek bir olgudur. Davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile de davanın reddini talep etmektedirler.Davacı ile müvekkilleri arasında, dava dilekçesinde iddia edilen hususlar, hiçbir zaman gerçekleşmemiş olup, davacının talepleri tamamen karşılıksız maddi menfaat temin etmek üzere dile getirilmiştir. Davanın kabulü halinde davacının sebepsiz olarak zenginleşeceği açıktır. İş bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava,—– tarihinde davacının sevk ve idaresinde olan —– aracının, davalı tarafa ait olduğu iddia edilen kuma saplanarak gerçekleşen trafik kazasına istinaden istenilen hasar bedeli ve kazanç kaybına ilişkindir.
Davanın başlangıçta açıldığı——– kesinleşen görevsizlik kararı ile dosyayı mahkememize göndermiştir.
HMK.nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır.
HMK.nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. ——- tarihli 6335 sayılı Yasanın 2.maddesiyle değiştirilen TTK.5.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
Ticari davalar TTK.4.maddesinde sayılmıştır. Buna göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde davanın konusuna bakılmaksızın dava nispi ticari dava olarak mahkememizin görevi alanında olacaktır. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde ise mutlak ticari dava söz konusu olup mahkememizin görev alanı içinde kalacaktır. Somut olayda uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup, dava her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığından 6102 sayılı TTK.nun 4 ve 5.maddelerinde öngörülen ticari davalardan olmadığı açıktır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ticari ilişkiden kaynaklanmayıp haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu anlaşıldığından, davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
————- sayılı kararında, benzer nitelikte bir uyuşmazlıkta da Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret mahkemesi arasında ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi neticesinde yargı yeri belirlemesi yönünden verilen kararda bu uyuşmazlıklara bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiştir. Bu itibarla davaya bakmaya mahkememizin görevli olmadığı, davaya bakmaya ———— görevli olduğuna, mahkememizce verilen görevsizlik kararı kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse dosyanın Yargı yeri belirlenmek üzere ilgili ——– gönderilmesine, dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, HMK 114/1-c maddesindeki “Mahkemenin görevli olması” dava şartı eksikliği nedeniyle HMK 115/2. maddesi gereğince usulden reddine,
2-Kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde mahkememiz ile———— arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıkmış olacağından dosyanın istinaf ilgili dairesine gönderilmesine,
3-Kararın masrafı mecvut avanstan karşılanarak taraf vekillerine tebliğine,
4-HMK 331/2 md uyarınca yargılama giderleri konusunda şimdilik karar verilmesine yer olmadığına,
Dair davacı vekilinin yokluğunda davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/12/2020