Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1098 E. 2018/849 K. 19.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/1098
KARAR NO : 2018/849

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2018
KARAR TARİHİ : 19/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacılar dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında davalının mağazalarının temizlik personeli ile hizmet işlerliği yönünde anlaştıklarını, bu sözleşmenin 01/06/2014 tarihinde başlayıp 01/06/2015 tarihini de kapsadığını, sözleşmedeki tüm işlerin taraflarınca aksamadan ve eksiksiz ve hukuka uygun olarak yerine getirildiğini, davalının yıllar sonra nedeni bilinmeyen bir şekilde sözleşmelerin bitiminden sonra taraflarına ceza adı ile 1.854,255,49 TL’lik fatura gönderdiğini, Bakırköy ——————– Noterliğinin 19854 yev nolu ihtarnamesi ile fatura içeri ve alacak talebine itiraz ettiklerini, ayrıca davalının —————-. İcra Müdürlüğünün 2018/31869 esas sayılı dosyası ile ————– ve 3. Şahıs … aleyhinde ilamsız icra takibi yaptığını, kendilerinin sözleşmenin sona ermesinde hata ya da dahli bulunmadığını, şahsi itibarlarının zarar gördüğünü, 800.000 TL zarara uğradıklarını belirterek davalı taraftan haksız ihlaller ve işlemler neticesinde ticari itibar açısından en az 800,000 TL manevi zarar oluştuğunun tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …’in diğer davacı şirketin tek ortağı olduğunu,————————– ile müvekkili şirketin imzalamış olduğu 01.06.2014 tarihli Temizlik Hizmet Sözleşmesi’nin “Uyuşmazlıkların Halli” başlıklı 12. maddesinin: “Taraflar bu Sözleşmeden ve uygulamalardan aralarında doğabilecek her türlü uyuşmazlıkların hallinde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olacağını şimdiden kabul ederler.” hükmünü içerdiğini, davanın yetki sözleşmesi gereği İstanbul merkez ilçelerini içine alan İstanbul Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, taraflar arasında yetki sözleşmesiyle belirlenen bir mahkeme olmasaydı dahi TMK. 25. Maddesinin 5. Fıkrası uyarınca davacının kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davanın yerleşim yeri mahkemesinde dava açabileceğini buna göre davacının yerleşim yerinin Esenler İlçesi olup Bakırköy Mahkemelerinin yetki sınırları içinde kaldığını, müvekkilinin ikametgahının ise Sarıyer olup İstanbul Merkez Mahkemelerinin yetki sınırları içinde olduğunu, davacının yetkisiz mahkemede dava açtığını, manevi tazminat talebinin haksız fiile dayandığı düşünüldüğünde de haksız fiilin işlendiği yerin davacıların söylemine göre İstanbul ——–. İcra Müdürlüğünde başlatılan takip dosyasına dayandığını, zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olmadığını, birden fazla yetkili mahkeme olması itibariyle tercih hakkının İstanbul Mahkemeleri olarak kullanıldığını, dosyanın yetkisizlik kararı verilerek İstanbul Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, sözleşme gereği —— tarafından ödenmesi gereken prim borcu, işsizlik primi ve idari para cezasının, bu şirket tarafından ödenmediğini, müvekkili şirket tarafından —– ödendiğini, dolayısıyla sözleşmeye aykırı şekilde, çalışan işçilerin prim borcunu, işsizlik primini ödemeyen ve bunun sonucunda idari para cezasının tahakkukuna yol açan davacıların kesilen faturanın nedenini bilmediği iddiası hayatın olağan akışına uygun olmadığını, müvekkili şirketin davacılardan sözleşmeye dayanan bir alacak hakkının mevcut olduğunu,1.854.255,49 TL’lik alacak isteminin 800.000 TL’lik manevi zarara yol açtığını ispatlayacak herhangi bir delil sunulmadığını, davacıların kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia ettiği olgular ile talep ettiği tazminat arasında makul bir oranın olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla manevi tazminat talebinin , ölçülülük ilkesi gereğince de yerinde olmadığını ileri sürerek davanın reddine, karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı şirket ile davalı arasında 01/06/2014 tarihli temizlik hizmet sözleşmesi imzalanmış olup, davacı sözleşmenin sona ermesinden sonra davalının —— ceza yansıtması adı altında düzenlenen fatura uyarınca hakkında icra takibi başlattığını, takibin haksız olup bu yüzden ticari itibarının zedelendiğini belirterek manevi tazminat talep etmiştir.
Davalı vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile öncelikle mahkememizin yetkisine itiraz etmiş, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede yetki şartı kabul edildiğini, bu nedenle davanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini ileri sürmüş, bunun yanı sıra davacının kişilik haklarının zedelenmesinden bahisle açtığı bu davanın TMK 25. Maddesi 5. Fıkrası uyarınca kendi yerleşim yerinde yahut davalının yerleşim yerinde açılması gerektiğini, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin bu anlamda da yetkili olmadığını belirtmiş, davacının iddiasının haksız fiile dayandığının kabulü durumunda dahi haksız fiilin işlendiği yerin İstanbul olması itibariyle İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olmadığını bildirmiştir. Davalı vekili birden fazla yetkili mahkeme olması nedeniyle tercih haklarını İstanbul Mahkemelerinden yana kullandığını beyan etmiştir.
Cevap dilekçesi davacı vekiline tebliğ edilmiş, cevaba cevap dilekçesi sunulmamıştır. HMK 138 maddesine göre dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verilmesi mümkündür. Dosya bu kapsamda değerlendirilmiş davanın yetki itirazının süresinde olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında varlığı kabulü edilen temizlik hizmet sözleşmesinin uyuşmazlıkların halli başlıklı 12. Maddesinde bu sözleşmeden doğabilecek uyuşmazlıklarda İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu kabul edilmiştir. Uyuşmazlık bu sözleşme uyarınca düzenlenen fatura bedelinin davacı tarafça ödenmemesi nedeniyle davalı tarafından başlatılan takipte davacıların borçlu olmadıkları bir faturadan ötürü yürütülen takip nedeniyle ticari itibarlarının zedelendiği iddiasına dayalı olarak açılmış manevi tazminat davasıdır. Davacılar kişilik haklarının zedelendiğini ileri sürdüklerinden dava haksız fiile dayalı olarak açılmıştır. TMK 25. Maddesinin 5. Fıkrası ile HMK 16. Maddesinde yetkili mahkemeler düzenlenmiştir. Bu yasa hükümleri göz önünde bulundurulduğunda dava, davacı yahut davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği gibi haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yerde açılabilecektir. Davacı ve davalının ikametgahları mahkememizin yetki sınırları içinde olmadığı gibi haksız fiilin işlendiği yer, zararın meydana geldiği yer, gelme ihtimalinin bulunduğu yerde mahkememiz yetki sınırları içinde kalmamaktadır. Davalı birden fazla yetkili mahkeme içinde tercih hakkının İstanbul Mahkemeleri yönünde kullandığını bildirmiştir. Tüm bu açıklamalar ışığında mahkememizin bu davaya bakmaya yetkili olmadığı anlaşılmış davalının yetki itirazının kabulü ile dosyanın karar kesinleştiğinde süresinde talep halinde yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının mahkememizin yetkisine yönelik itirazının KABULÜNE, mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde süresinde talep halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama harç ve giderlerinin yetkili mahkemede karara bağlanmasına,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile karar verildi.