Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1096 E. 2021/741 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1096 Esas
KARAR NO : 2021/741

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2017
KARAR TARİHİ : 14/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
“ Borçlu ——-. aleyhine—–sayılı icra takip dosyasından gönderilen ödeme emrine yapılan itirazın iptali ile borçlu aleyhine asıl alacağın——- İnkar tazminatına hükmedilmesini, borçlu şahıs … aleyhine ——.sayılı dosya ile ilamsız takip başlatıldığını, borçlu vekili taratından, borçlunun takip konusu borca ve tüm ferilerine itirazını——————— şahsın aracının tamir edilmesi sebebiyle müvekkilimizce temin edilen malların karşılığı olan bu miktar, müvekkilimize bankadan veya elden ödenmediğini, borçlu tarafından takip konusu —– alacak ve ferilerine karşı yapılan itiraz haksız ve borçlunun böyle bir borcunun bulunmadığına ilişkin iddiası gerçeklikten yoksun olduğunu, bu itirazın tek amacı takibi sürüncemede bırakmak olduğunu, belirttiğimiz sebeplerle, haksız ve kötü niyetle hareket eden davalı borçlu aleyhine, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi ile haksız ve yersiz olarak yapılan itirazın iptalini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Böylece müvekkil, olmayan borcundan ve buna ———- dosyasında—— takip dosyasından müvekkile gönderilen ödeme emrine ek olarak herhangi bir fatura gönderilmediğini, yine faturaya ilişkin herhangi bir bilgi açıklama dahi eklenmediğini, davacı taraf kötü niyetli ve basiretsiz tacirdir ve belki de usuİsüz hazırladığı bir faturayı işbu davada dayanak olarak gösterdiğini, bu sebeple davacının ve davalının bu hususta ticari defter kayıtlarının incelenmesini ayrıca yine davacı yanın delil olarak ——- davalı müvekkile ait olduğuna ilişkin herhangi bir ——- olarak gösterir vaziyette bir belge ve delil niteliğinde bir durum da söz konusu olmadığını, yetki itirazımızın değerlendirilmesini ve yetkisizlik kararı verilmesini, davanın reddini, mahkeme ücreti ve ücreti vekaletin de karşı tarafa yükletilmesini, ayrıca karşı tarafa kötü niyet tazminatına da hükmedilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
——–sayılı takip dosyası getirtilmiş, yapılan incelemesinde; davacı —– alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği,davalı tarafça takibe itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
———– plakalı———- celbedilmiştir.
Tarafların ticari defter ve —– ve tüm dosya kapsamının incelenmesi için mahkememizce resen seçilen mali müşavir ve nitelikli hesap uzmanından oluşan bilirkişi heyetine dosyanın tevdi ile hazırlanan raporda özetle; Davalı tarafın ticari defter incelemesine gelmediği, defterlerini ibraz etmediği ve yerinde inceleme talebinin de bulunmadığı nedenleriyle incelemesinin yapılamadığı, davacının———- —– onayı ————-olduğunun görüldüğü, ———- ise—– okunamadığı, davacı tarafından delil olarak—–edici bir biçimde —- göründüğü ancak—- okunur olmadığı, ayrıca söz konusu—–döneme ilişkin ——– bulunmadığı, dava konusu fatura incelendiğinde;——— söz konumu——- oluşturulduğu, dava dosyasına——— düzenlendiği, teslim alan bölümünde—-,söz konusu faturanın davalıya tebliğ edildiğine ve itiraz görmediğinde, buna bağlı olarak fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılacağına dair bir sonuca varılamadığı, davacının ——- yıllarında da aynı şekilde işletme defteri tuttuğu, ———göre defter tuttuğu, bu haliyle tarafların her ikisinin de tacir ve işlemin her ikisinin de ticari defterlerine kaydedilmesi gereken işlemlerden sayılması söz konusu olmadığı, bu haliyle fatura ve defter kayıtları ile söz konusu alacağın ispatının sağlanmadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; Dava—–icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının ——– davacı tarafça yapıldığını ve davacının yaptığı —– tutarlı fatura bedelinin davalı tarafından ödenmediğini iddia ederek, fatura bedelinin tahsili için başlattığı takibe davalı tarafça yapılan itirazın iptalini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davaya konu yapılan faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, faturayı kabul etmediklerini, dosyaya delil olarak ——- davalı müvekkiline ait olduğuna ilişkin herhangi——– durumun söz konusu olmadığını bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı, taraflar arasında eser sözleşmesinin akdedildiğini ileri sürmüştür. Kural olarak eser sözleşmesinin kurulması zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Ancak karşı tarafça akdî ilişkinin varlığının inkâr edilmesi halinde dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 200. maddesi gereğince,—-işlemlerin yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri 4,880.00Türk lirasını geçtiği takdirde senetle ispatlanması gerekir. Ayrıca davalının muvafakati veya HMK 202. maddesi uyarınca yazılı delil başlangıcının bulunması halinde tanıkla ispat mümkündür.
Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte, sözleşmenin varlığını ortaya koyan, karşı tarafın ya da onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan, sözleşme ilişkisinin kurulduğuna delalet edecek —– yapıldığı kanıtlanamayan ödeme belgelerinin bulunması halinde, sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Somut olayda davacı —— yasal kurallara uygun şekilde kanıtlayamamıştır. Davacı tarafın tanık dinletme talebi, —– ilişkin beyanda bulunulmadığından mahkememizce reddedilmiştir. Ayrıca 6100 sayılı HMK’nun 200. maddesi gereği dava değeri 4,880.00 Türk lirasını geçtiği için senetle ispat kuralı gereği tanık dinlenemeyeceğinden ve davalı tarafın da tanık dinlenilmesine muvafakati olmadığından tanıkla akdi ilişki ispatlanamaz olup davacı taraf dava dilekçesinde yemin deliline dayanmadığından yemin teklif etmek hakkı da hatırlatılmamıştır. Somut olayda faturanın düzenleme tarihi 2016 yılı olup, davacı ve davalı taraf —– olduklarından, bu haliyle tarafların her ikisi de akdi ilişkinin ileri sürüldüğü tarihte tacir olmadıklarından eser sözleşmesinin varlığı ticari defterlerle de ispatlanamaz. Bu sebeplerle davacı tarafça, taraflar arasındaki akdî ilişkinin mevcudiyeti kanıtlanamadığından dolayı mahkememizce davalının pasif husumeti bulunmadığı kabul edilerek, davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın pasif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Karar harcı 59,30 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 450,29 TL harçtan mahsubu ile bakiye 390,99 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.