Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1095 E. 2022/33 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1095 Esas
KARAR NO: 2022/33
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/09/2018
KARAR TARİHİ: 13/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya sunmuş olduğu —- davalı tarafından onaylanması ile taraflar arasında sözleşme akdedildiğini; Bu sözleşmeye davacının,—- işini bedeli karşılığında yapmayı üstlendiğini; Davacının sözleşme ile üstlenmiş olduğu işleri yaptığını ve işin bedelini içeren —– davalıya gönderdiğini; davalının faturaya itirazda bulunmayarak faturaya kabul ettiğini; Fakat davalının fatura bedelini ödemediğini ve temerrüde düştüğünü; bu nedenle sözleşmenin ilgili hükmü uyarınca davacıya ——gecikme cezası ödeme yükümlülüğü altına girdiğini; davacının iş bedeli ve cezai şart alacaklarının toplamının — olduğunu; İddia etmekte ve —– davacı alacağının, ödeme gününden itibaren işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline” karar verilmesini talep etmektedir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf icra takibinde ve akabinde açtığı davada,— başka delil ibraz etmediğini, diğer bir ifade ile ; —- bir şekilde ve süresinde sunulduğunu ve bu projenin müvekkil şirket tarafından kabul edildiğine dair bir evrak veya delil sunulmadığını, taraflar arasında ihtilafa konu olan proje için bitim süresi belirlendiğini, —Teklifimizin , imzalı ve kaşeli olarak tarafınızdan onaylanması ile başlayacak; tüm projeler için uluslararası standart gerekleri ve —– istekleri yerine getirilince sona erecektir.—- maddesine rağmen ilgili proje süresinde ve gereği gibi yerine getirilemediğini, İcra takibine konu edilen fatura dahi — tarihinde düzenlenmiş, icra takibi ise —- tarihinde başlatıldığını, davacı taraf alelacele icra takibi başlatarak müvekkil şirketi zor durumda bırakmak istediğini, ilgili faturanın müvekkil şirkete tebliğ edildiğine dair bir evrak da sunulmadığını, diğer yandan, faturanın müvekkil şirkete tebliğ edildiği ispatlansa bile sadece fatura ile alacağın varlığının ispatlanması mümkün olmayıp, arz edildği üzere faturaya konu projenin gereği gibi ve süresinde sunulduğunu, projenin müvekkil şirket tarafından kabul edildiğinin ispatlanması gerektiğini, açıklanan nedenlerle, yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili ve görevli —-Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, usule ve esasa ilişkin cevap ve delillerin göz önünde bulundurularak; haksız ve mesnetsiz olarak açılan itirazın iptali davasının reddini, icra takibinde haksız ve kötüniyetli olan davacı taraf aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Davalı vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunarak yetkili mahkemenin ——– Asliye Ticaret mahkemeleri olduğunu ileri sürmüşse de; Sözleşmeden doğan davalarda akdin ifa edileceği yer mahkemesi de yetkilidir, aksi kararlaştırılmamış ise para borçlarında alacaklının ikametgahı mahkemesi de yetkili olduğundan ve dava alacak davası olup alacaklının ikametgahı mahkemesi de yetkili bulunduğundan davalının yetki itirazının reddine karar verilmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Davalı Şirket Ticari Defter ve Kayıtları üzerinde talimat yoluyla yapılan —-Tarihli Bilirkişi Raporunda; davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenmiş ve elektronik ortamda davalı şirkete tebliğ edilmiş olan, ——-tutarlı faturanın davalı şirket kayıtlarında yer almadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi heyeti raporunda; davacı şirketin defterlerinin usule uygun olduğu, davacının defterlerine göre; davacı şirketin davalı şirketten dava tarihi itibarıyla, — Tarihli, —asıl alacaklı olduğu, davalının ayıp savunması, geç teslime ve zarara uğradığı savunmasının değerlendirildiği, davacının davalıdan, dava tarihi itibariyle —- alacağı bulunduğu belirtilmiştir.
Davalı vekili rapora itiraz dilekçesinde; davacının—- tarihli teklifine uygun şekilde teklifin onaylanmasından sonra,— haftalık süre sonunda müvekkili şirkete teslim etmeyi kabul ettiğini, ödemenin iş sonunda — gününde yapılacağının sözleşmede belirtilmiş olup, faturanın—- tarihinde kesilerek akabinde icra takibinin başlatıldığını belirttiği, davacı vekilinin ise miktara yönelik itirazda bulunduğu,
Mahkememizce işin teklife uygun olup olmadığı, eksik ayıplı iş olup olmadığı, işin sözleşmeye uygun olup olmadığı ve tarafların rapora karşı itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti ek raporunda; davalının gecikme konusunda dosyada her hangibir itirazına rastlanmamış olup Davacının, ödemesini beklediği, ödeme gelmediği için fatura keserek icra yoluna gittiğinin anlaşıldığı, eksik ve ayıp konusu ile ilgili bir durum olmayıp davalının denetim firmalarının onayladığı hususunun Kök raporda belirtildiği, davacının parasal konusundaki itirazlarının Mali müşavir bilgisinde olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı tarafın özetle; davacının davalıya sunmuş olduğu —- tarafından onaylanması ile taraflar arasında sözleşme akdedildiğini; bu sözleşmeye davacının,—bedeli karşılığında yapmayı üstlendiğini, davacının sözleşme ile üstlenmiş olduğu işleri yaptığını ve işin bedelini içeren —-Faturaya davalıya gönderdiğini, davalının faturaya itirazda bulunmayarak faturaya kabul ettiğini, ancak fatura bedelini ödemediğini ve temerrüde düştüğünü; bu nedenle sözleşmenin ilgili hükmü uyarınca davacıya %5 tutarında gecikme cezası ödeme yükümlülüğü altına girdiğini; davacının iş bedeli ve cezai şart alacaklarının toplamının — olduğunu ileri sürerek —- davacı alacağının, ödeme gününden itibaren işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği,Davalı tarafın ise; davacının sözleşmeyle üstlendiği işi süresinde ve gereği gibi yapmadığını, davacının teklife (sözleşmeye) uygun proje yapmaması ve süresinde teslim etmemesi nedeniyle davalıyı zarara uğrattığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği,
Taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesi ile davacı yüklenicinin yapmayı üstlendiği işi yapıp davalıya teslim ettiği hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının üstlendiği işi tamamlayıp teslim etmekte gecikip gecikmediği, işi ayıplı yapıp yapmadığı, davacının işi gecikmeli ve ayıplı yapmasından dolayı davalının zarara uğrayıp uğramadığı, davalının, davacının düzenlemiş olduğu iş bedeli faturası tutarını davacıya ödememe hakkına sahip olup olmadığı noktalarında olduğu, işin davacı tarafından yapılarak davalıya teslim edildiği hususunun sabit olduğu, iş bedelinin —–olduğu, taraflar arasında eser sözleşmesinin, davacı tarafından davalıya gönderilmiş olan Teklifin davalı tarafından onaylanması suretiyle akdedildiği, fakat Teklifin davalı tarafından hangi tarihte onaylandığının anlaşılmadığından, sözleşmenin hangi tarihte akdedildiğinin anlaşılamadığı, Sözleşmenin “işin süresi” başlıklı hükmüne göre; sözleşme konusu işin süresi —— olup, bu süre Teklifin davalı tarafından onaylandığı tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, işin bitirilmesi süresinin sözleşmede —” olarak belirlenmiş olduğundan sözleşmede belirlenmiş olan bu süre, TBK.md. 117/f.l anlamında “belirli süre” niteliğinde olmadığı, “belirsiz süre” niteliğinde olduğu, bu nedenle bu süre içinde işin tamamlanıp davalı işverene teslim edilmemesi halinde, davalının davacı/yükleniciden gecikme zararı talep etmeye hak kazanması için, işbu —- aylık sürenin iş tamamlanıp teslim edilmeden dolmasından sonra davalı/işveren, davacı/yükleniciye TBK.md 117/f.l uyarınca temerrüt ihtarı çekmek suretiyle davacıyı temerrüde düşürmesi gerektiği (TBK.md.118), davalı tarafından davacıya temerrüt ihtarı çekilmemiş olduğundan, davacının işin tesliminde temerrüde düştüğü ve bu nedenle de davalıya gecikme zararı ödeme yükümlülüğü altına girdiği hususunun davalı tarafça ispatlanamadığı, kaldı ki davacının işin tesliminde temerrüde düştüğü farz edilse bile, davalının davacıdan, gecikme zararı talep etmeye hak kazanması için, davacının gecikerek temerrüde düşmesi nedeniyle zarara uğradığını ispat etmesi gerektiği (TBK.md.50/f.), davalı tarafın herhangi bir zarara uğradığını ispata yönelik delil de ibraz etmediği, dolayısıyla davalının davacıdan, davacının gecikmesinden dolayı herhangi bir tazminat alacağına hak kazanamadığı, dolayısıyla da bu tazminat alacağını davacıya olan iş bedeli borcundan düşme (mahsup) hakkına sahip olmadığı bulunmadığı,
Davalı tarafın ayrıca, davacının işi ayıplı yaptığını ve ayıplı olarak teslim ettiğini iddia ettiği, bu durumda davalı tarafın, davacı/yüklenicinin işi ayıplı yapıp teslim ettiğini ispat etmekle yükümlü olduğuTMK.md.6), ancak davalı tarafın, davacının işi ayıplı yapıp teslim ettiğini ispat yönelik herhangi bir delil sunmadığı, bu nedenle davalının ayıp savunmasının da, davacıya olan iş bedeli borcunu ödememesine haklı bir gerekçe oluşturamayacağı, dolayısıyla davalının, iş bedeli tutarı olan, ——-tutarı davacıya ödemekle yükümlü olduğu,
Davacı ayrıca, cezai şart alacağına da hak kazandığını iddia etmiş ve cezai şart alacağının da tahsilini talep ettiği, Sözleşmenin “ödeme” başlıklı kısmında yer alan hükme göre; işin bedelinin ödeme tarihinden daha geç ödenmesi halinde, işveren (davalı) %5 cezai şart ödemekle yükümlü olacağının belirtildiği, ödemenin, faturanın düzenlenip davalıya gönderilmesinden itibaren 15 gün içinde yapılması gerektiği, davacının, iş bedelini içeren faturayı davalıya tebliğ ettiğini ispata yönelik somut delil sunmadığı, fakat davalının cevap dilekçesinde beyanlarından, davacının faturayı davalıya göndermiş olsa dahi davalının fatura bedelini ödemeyecek olduğu anlaşıldığından, davalının sözleşmeye göre %5’lik cezai şart tutarını davacıya ödemesi gerektiği, cezai şartın tutarı ise, —- olarak hesaplandığı, mahkememizce kök raporda yapılan bu hesaplamanın gerekçeli ve denetlenebilir olması nedeniyle hükme esas alındığı, davacının —-hak ettiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulünün gerektiği şekilde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş olup, davalı tarafın dava tarihinden önce temerrüde düşürülmemiş olduğundan, alacağa dava tarihinden itibaren talep gibi yasal faiz işletilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1—– dava tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 2.520,64 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 634,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.885,86 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 35,90 TL başvuru, 634,78 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 670,68 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat ve müzekkere gideri, bilirkişi masrafı (5 bilirkişi) olmak üzere toplam 2.657,88 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 2.638,57 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.535,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere 270,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/01/2022