Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1085 E. 2021/506 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1085 Esas
KARAR NO: 2021/506
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/09/2018
KARAR TARİHİ: 29/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket,——usule uygun bir şekilde sonlandırmış olduğunu, davacı —davalı —- davalı tarafça—— adresinde İkamet ettiği süre boyunca davacıya —- edildiği, davacının bahsi geçen adrestfen taşınması üzerine —-maddesi uyarınca bildirimde bulunarak davalı şirket ile arasındaki sözleşmeyi sona erdirdiğini, davacının —– yazılı dilekçesi ile sözleşmeyi sonlandırma taleplerini beyan ettiğini, sona erdirme taleplerinden davacı şirketin güvence bedelini talep ettiği, güvence bedeli iade edilmediği gibi sözleşmenin halen devam olduğu, tüm şikayet ve başvurulara rağmen davalı adına faturalandırmaya devam edildiği ve ödenmeyen fatura borcunun olduğunun iddia edildiğini, davacı şirket yetkililerince ilgili aboneliklerin —- tarihli dilekçe ile sona erdirilmesi rağmen bu yöndeki başvurularının işleme alınmadığının tespit edildiğini,—- tarihinde —- şikayet kaydı oluşturulduğunu ve davalı —– başvurunun zamanında sonuçlandırılamadığı için kalite tazminatının — nolu sözleşme— faturalardan mashup edilmek sureti ile davacıya ödenmesine ilişkin süreç başlatıldığını; —-tarihli faturanızdan kontrol edebilirsiniz ” ifadelerini içerir bilgilendirme —-iletildiğini, davacı tarafından —– —– elektrik aboneliğinin sona erdirilmesi sebebiyle davacı şirkete iade edilmesi gereken —- tutarındaki güvence bedelinin tahsili amacıyla —- Sayılı dosyasında takip başlatıldığı ancak borçlunun hukuki dayanaktan yoksun haksız itirazı üzerine takibin durduğu, iddia ederek itirazın İptaline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket, davalı şirketle arasmda imzaladığı perakende satış sözleşmesini feshettiğini ancak güvence bedelinin İade edilmediği iddiasıyla —— sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını ancak davalı şirketin söz konusu haksız takibe itiraz etmesi üzerine davacı taraf mahkemesinde İtirazın iptali davası açtığını, davacı şirket fesih beyanını —-tarihinde davalı kuruma sunduğunu ancak şirketin imza sirkülerinin başvuru dilekçesinin ekinde bulunmadığı ve kimlik ibraz edilmediği için başvurularının işleme alınmadığını, davalının mevcut olayda kusurunun bulunmadığını; imza sirküleri ve kimlik fotokopisi olmadan yapılan bir başvurunun kabul edilmesinin beklenemeyeceğini, davacı tarafından yapılan fesih beyanının usule uygun yapılmadığını, başvuruyu yapan kişinin şirket yetkilisi olduğuna dair herhangi bir evrak veya imza sirküsünün sunulmamak ve söz konusu başvurunun şirket yetkili tarafınca yapılıp yapılmadığının anlaşılamaması nedeniyle fesih talebinin işleme alınmadığını, davacının başvuru dilekçesi olarak adlandırdığı dilekçenin yasal olarak başvuru dilekçesinin taşıması gereken şartları taşımamakta olduğunu, sırf bu sebeple bile davanın reddi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—-sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine —– —- kapatılmasıyla tarafımıza iade edilmesi gereken — tutarındaki teminat bedelinin tahsili talebi” sebebine dayanılarak —- alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
— bilirkişilerine dosya tevdi edilerek alınan — tarihli bilirkişi raporunda ”… Davacının —- yılları yasal defterlerine —– hükümlerine uygun süresinde açılış ve kapanış tasdiki yaptırdığı lespil edilmiştir, davalı yerinde inceleme talep euniş ancak defter ve belge ibraz etmemiştir. Yapılan incelemede; davacının — tarihinde davalıya —-güvence bedeli yatırdığı tespit edilmiştir. davacının ——cari hesabı üzerinde yapılan incelemede; takip tarihi itibariyle davacının davalıya —– borcu olduğu görülmüştür. Sayın Mahkemenin — depozitonun iadesine karar vermesi halinde, davacının alacağı ——-olarak hesap edilmiştir. aynı kullanım yerine ilişkin başka bir gerçek veya tüzel kişinin abonelik sözleşmcsi imzaladığının ispatı Davalı — olmak üzere, —– tespitlerin tarafımızca kanaat getirilmiş olup Davacının borçlarının—— talep edebileceği tarafımızca kanaat getirilmiştir” denilerek görüş belirtilmiştir.
Tarafların itirazlarının değerlendirilmesi için dosyanın tevdi edildiği bilirkişi heyeti — tarihli ek raporda —Davacının cari hesabında —– fatura borcunun. — tarihinde —– aracılığı ile dekontla ödendiği, ancak deftere davalının cari hesabının borcuna yazılacağı yerde, —-borcuna yazıldığı görülmüştür. Dolayısıyla kök raporumuzda davacı borcu olarak tespit edilen — çıkarılması sonucu — davacının davalıya borcu olmayıp, — alacağı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca —- teminat bedeli alacağı olduğu tespit edilmiştir. Davalının —- yılları defterleri üzerinde inceleme yapılmıştır. Davacının —- yılları yasal defterlerine—–hükümlerine uygun süresinde açılış ve kapanış tasdiki yaptırdığı tespit edilmiştir.Davacının —- tarihinde teminat bedelini davalıya yatırdığı, davacının sözleşmeyi sonlandırma talep tarihi olan — tarihinde: davacının davalıdan — teminat bedeli kadar alacağı olduğu görülmüştür. — takip tarihinde davacının davalıdan — alacağı olduğu görülmüş, söz konusu eksikliğin — tarihinde davacıya düzenlenen —– faturadan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Söz konusu faturanın davacıya ait olmadığı kanaati oluşmuştur. Tarafların defterlerinde yaptlan inceleme ve — kayıtları nedeniyle davacının davalıdan —-teminat alacağı olduğu yönünde tespit ve kanaatimiz oluşmuştur” denilerek görüş belirtilmiştir.
Mevcut bilirkişiler yanında dosyaya hesap uzmanı bilirkişisi atanmasına karar verilerek davalı vekilinin ek rapora karşı itirazlarının değerlendirilerek ve tüm dosya kapsamının incelenerek Ek rapor hazırlanması için dosyanın bilirkişi heyetine tevdi ile hazırlanan —- tarihli ikinci ek raporda —- Somut olayda yazılı bir başvuru belgesi bulunmaktadır. Davalı tarafından —- tarihinde verilen cevap dilekçesinde —-tarihli söz konusu dilekçenin kuruma ulaştığının beyan edildiği anlaşılmaktadır. Belirtilen yazılı dilekçe ile abonelik ilişkisinin sona erdirilmesi şartları, sözleşmede ve yönetmelikte şu şekilde ortaya konulmaktadır:
SÖZLEŞME:
b) Müşteri tek taraflı olarak sözleşmeyi sona erdirmek istediğinde şirkete yazılı olarak başvuruda bulunur. Başvuruda yer alacak sona erdirme tarihi yazılı başvurunun şirkete ulaşmasına müteakip —- günden az olamaz sözleşmesini sona erdirecek müşteri aboneliği iptali için tüm işlemleri yaptırıp ilişik kesme belgesi alarak aboneliğini iptal ettirmek zorundadır Aksi takdirde söz konusu aboneliği ilişkin olarak daha sonra doğabilecek her türlü sorumluluk müşteriye ait olur.
YÖNETMELİK
(2) Tüketici, elektronik imza ile veya görevli tedarik şirketine yazılı olarak başvuruda bulunmak kaydıyla, perakende satış sözleşmesini sona erdirebilir. Söz konusu başvuruda, sözleşmenin sona erdirilmek istendiği tarih yer alır. Bu fıkra kapsamında yapılan başvuru, en geç üç iş günü içerisinde sonuçlandırılır.
İki düzenlemenin özde birbiri ile uyumlu olduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafından söz konusu yazılı beyanın aboneyi temsil eden kişi tarafından verildiğinin belgelenmediği için söz konusu başvurunun işleme alınmadığını cevap dilekçesinde ortaya koymaktadır.
Gerek sözleşmede gerek Yönetmelikte abonelik ilişkisinin sona ermesine yönelik başvurunun yazılı olması dışında özel bir düzenleme getirilmediği görülmektedir.
Sözleşmenin kurulmasına ilişkin—– abone olmak için başvuran kişilerden beyan alınacağı, belge istenmeyeceği, bir şikayet ortaya çıkarsa belge istenebileceği ve ilgili belge getirilmezse aboneliğin sona erdirilebileceği öngörülmüş bulunmaktadır. Özellikle beyan üzerine abonelik sözleşmesini oluşturan şirketin —- yapmasının gerektiği ortaya konulmuş olmaktadır. Esasen söz abonelik kurulumu sırasında belge istenmemesi, aboneliğin sona ermesinde de belge istenmemesini zorunlu kılmaktadır. Bu kapsamda yazılı başvurunun alınması sırasında, başvurucunun kimliğinin tespiti yeterli olup, bundan sonraki işlemlerin davalı şirket tarafından tamamlanması gerekmektedir.Bu aşamada davalıya düşen görev sözleşme ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak kullanım miktarının belirlenmesi ve elektrik enerjisinin kesilmesine yönelik işlemleri gerçekleştirmektir. Oysa bir taraftan davalı defterlerinde ek güvence bedeline ilişkin kayıtlar, diğer taraftan telefon görüşmelerinde, davalının ek güvence bedelini dikkate almak suretiyle abonelik sözleşmesini sona erdirmeyi, ek—– ödenmesi şartına bağlamak amacıyla hareket ettiğini göstermektedir. Bunun ——- uygun olmadığı belirtilmelidir. Bu sebeple kök raporlarda belirtilen, sözleşmenin dilekçe tarihi olan —– tarihi itibariyle sona erdirilmesi gerekirken, bunun gerçekleşmediğine yönelik tespitler doğrudur.
Kök raporlarda da belirtildiği üzere davacı defterlerinde sehven — hesabı arasında ilişkilendirilen ve bu sebeple davacı ve davalı arasındaki cari hesaba konulmayan — tarihli ödemenin, davalı defterlerinde de görülüyor olması sebebiyle, söz konusu ödemenin yapıldığı kabul edilmelidir.
Söz konusu faturanın —- tarihinde düzenlenen faturadan sonra oluştuğu görülmektedir. Esasen davacının —- tarihli başvurusunun ardından —- tarihi itibariyle aboneliğin sona erdirilmesine yönelik işlemlerin gerçekleştirilmesi ve söz konu tarih itibariyle fiili elektrik kullanımının sonlandırılması gerekmektedir.—–gereği davalının sorumluluğu olmasına rağmen yukarıda belirtildiği gibi yerine getirilmemiş durumdadır. Belirtilen sebeple —–tarihleri arasında kullanımın davacı tarafından gerçekleştirilen bir kullanım olduğunun davalı tarafından ispatı gerekmektedir. Bu tarihten sonra da birçok fatura düzenlendiği ve söz konusu faturaların ödenmediği anlaşılmaktadır. Esasen burada da davalı şirketin, —– kesme işlemi gerçekleştirmesi gerekmektedir. Oysa somut olayda, davalı şirket tarafından —- tarihine kadar fatura düzenlenmeye devam edildiği görülmektedir. Bu faturaların da davacı kullanımı olduğuna yönelik dosya kapsamında bir bilgi ve belge bulunmadığı görülmektedir. Belirtilen sebeple davalı vekili tarafından sunulan ve yukarıda incelenen cari hesap dökümlerinin davacı sorumluluğunun belirlenmesinde kullanılması mümkün değildir.
—-
Taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğu, söz konusu sözleşmenin abone davacının yazılı başvurusu ile sona erdirilmesi gerektiği, davalının ek güvence bedeli ödenmediği, başvuru dilekçesinde imza sirküleri bulunmadığı yönündeki iddia ve savunmalarının, kendisini —– sona erdirilmesine yönelik özellikle —- kesme işlemleri yapmaktan muaf tutmayacağı, bu tarihten sonra düzenlenen faturalardan dolayı davacının sorumluluğunun bulunmayacağı, başvurudan bulunan kişinin şirket yetkilisi olup olmadığı yönünde —– bilgi almak imkanı ve zorunluluğunun davalıya yüklendiği, davalının—– iade etmesi gerektiği, İcra takibinde talep edilen—– davacı tarafından talep edilebileceğinin kabulünün gerektiği sonucuna varılmıştır.” denilerek görüş belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamına göre; Dava, ——- ödenen —– sözleşmenin feshi nedeniyle iade talebiyle açılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu görüldü.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraf oldukları —— —- sona ermesi sebebiyle iade edilmesi gereken —- bedelidir. Davacı abonelik sözleşmesinin başvuru üzerine sona erdiğini iddia ederek —– tarafına ödenmesi gerektiğini ileri sürmüşür. Davalı taraf ise aboneliğin en erken bir başka abonelik oluşturulmak suretiyle sona erdiğini ve icra takip tarihi itibariyle iade alacağı oluşmadığını ileri sürmüştür.
Toplanan deliller uyarınca alınan —– bilirkişi raporu mahkememizce gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğu kabul edilerek hükme esas alınmış olup davanın kabulüne , davalının—– Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin —- alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —- ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının—-dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin —- asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —– oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatının reddine,
3-Karar harcı 389,37 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 97,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 292,02TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 97,35 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL ilk masraf, 171,30TL tebligat gideri ve müzekkere gideri, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.007,20TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı29/06/2021