Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/106 E. 2020/121 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/106
KARAR NO : 2020/121

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2017
KARAR TARİHİ : 11/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan — plaka sayılı aracı satın aldığını, söz konusu araç üzerine — tarihinde Bakırköy —.Ağır Ceza Mahkemesi — esas sayılı dosyasında ihtiyati tedbir konulduğunu, daha sonra araca ilişkin olarak —eksik ve ödenmesi gereken —tutarı olduğunun belirlendiğini, idareye yapılan başvuru neticesinde — tutarının—– tarihine kadar ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, söz konusu tutardan davalı firmanın sorumlu olduğunu, bu tutarın— hesabına yatırılarak durumun davalıya ihtarnameyle bildirildiğini ancak ödeme yapılmadığını, satın alınan aracın hukuki ayıplı olarak satıldığını, ödeme yapılmaması nedeniyle davalı hakkında başlattıkları takibe davalının haksız yere itiraz ettiğini, araçtan tasarruf edebilme yetkisinin devam edebilmesi için bu tutarın müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalındığını, bedelden davalının sorumlu olup aracın ayıplı olarak satıldığını belirterek davalının itirazının iptaliyle takibin devamına ve davalının %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zaman aşımı itirazında bulunduklarını, aracın 08/03/2013 tarihinde davacıya satıldığını, Bakırköy –.Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında tedbirin konulduğu tarihin —- tarihi olup aracın satıldığı tarih itibariyle herhangi bir kısıtlama bulunmadığını, dolayısıyla aracın hukuki ayıptan — davacıya devredildiğini, davacının — tarihinde ihtiyati tedbir kararını öğrenmiş olmasına rağmen bu hususu 11/08/2017 tarihinde ihbar ettiğini, dolayısıyla ayıp ihbarının derhal yapılmadığını, davanın zaman aşımı nedeniyle reddi gerektiğini, söz konusu aracın müvekkili tarafından ikinci veya üçüncü el alıcısı sıfatıyla dava dışı —— satın alındığını,— düzenlemek suretiyle aracı ithal eden yahut bu beyannamedeki — beyan eden durumunda olmadığını, bu yüzden kendilerine yüklenecek bir kusur bulunmadığını, davacı tarafın ihtarnamesine de bu yönde cevap verildiğini belirterek davanın reddi ile aynı zamanda davacının tazminata mahkum edilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalı taraftan ——- plaka sayılı aracı satın aldığını, söz konusu araç üzerine — tarihinde Bakırköy —.Ağır Ceza Mahkemesi —- esas sayılı dosyada ihtiyati tedbir konulduğunu, daha sonra araca ilişkin olarak —- tarafından eksik ve ödenmesi gereken —- tutarı olduğunun belirlendiğini, idareye yapılan başvuru neticesinde —- tutarının — tarihine kadar ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, söz konusu tutardan davalı firmanın sorumlu olduğunu, bu tutarın — hesabına yatırılarak durumun davalıya ihtarnameyle bildirildiğini ancak ödeme yapılmadığını, satın alınan aracın hukuki ayıplı olarak satıldığını, ödeme yapılmaması nedeniyle davalı hakkında başlattıkları takibe davalının haksız yere itiraz ettiğini, araçtan tasarruf edebilme yetkisinin devam edebilmesi için bu tutarın müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalındığını, bedelden davalının sorumlu olup aracın ayıplı olarak satıldığını belirterek davalının itirazının iptaliyle takibin devamına ve davalının %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı yan öncelikle zaman aşımı itirazında bulunmuş, aracın 08/03/2013 tarihinde davacıya satıldığını, Bakırköy —–.Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında tedbirin konulduğu tarihin — tarihi olup aracın satıldığı tarih itibariyle herhangi bir kısıtlama bulunmadığını, dolayısıyla aracın hukuki ayıptan ari olarak davacıya devredildiğini, davacının 15/10/2015 tarihinde ihtiyati tedbir kararını öğrenmiş olmasına rağmen bu hususu 11/08/2017 tarihinde ihbar ettiğini, dolayısıyla ayıp ihbarının derhal yapılmadığını, davanın zaman aşımı nedeniyle reddi gerektiğini, söz konusu aracın müvekkili tarafından ikinci veya üçüncü el alıcısı sıfatıyla dava dışı —satın alındığını, gümrük giriş beyannamesi düzenlemek suretiyle aracı ithal eden yahut bu beyannamedeki matraha tabi bedeli beyan eden durumunda olmadığını, bu yüzden kendilerine yüklenecek bir kusur bulunmadığını, davacı tarafın ihtarnamesine de bu yönde cevap verildiğini, aynı zamanda davacının tazminata mahkum edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davacı ise davalının ayıplı aracı devretmekte ağır kusurlu olduğunu bu nedenle davanın 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, aracın ayıplı olarak satıldığından — haberdar olduklarını bildirmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 17/07/2018 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incellenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları tespit edilmiş, tahkikat ve delil toplama aşamasına geçilmiş, davalının zaman aşımı itirazının da delillerin toplanmasından sonra değerlendirilerek karar verilmiştir.
İstanbul Anadolu —.İcra Müdürlüğünün — sayılı takip dosyasında davacı, davalı hakkında ilamsız icra takibi başlatmış olup satın aldığı araç için ödediği —bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Ödeme emrinin tebliği ile davalı takibe süresinde itiraz etmiştir. İtiraz dilekçesi davacı tarafa tebliğ edilmediğinden mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu belirlenmiştir.
Davacı aracı 08/03/2013 tarihli fatura karşılığı —-.bedelle davalıdan satın almış olup — tarihinde Kartal —.Noterliğinin işlemi ile adına tescili yapılmıştır.
Dosyada mevcut —- yazısına göre araç —- sıralı serbest dolaşma giriş beyannamesi ile kayden ithal edilmiş olup aracın 26/06/2012 tarihinde —- plaka ile ilk sahibinin davalı adına —— tarihli satış faturasını düzenleyen … olduğu, — tarihinde Kadıköy —-.Noterliğinde yapılan işlemle — plakaya nakil alınarak … adına ve — tarihinde aynı noterdeki işlemle davalı adına devir işleminin yapıldığı, yukarıda belirtildiği gibi davalı tarafından da davacıya devredildiği anlaşılmıştır.
Davacının aracı satın almasından sonra, Bakırköy –.Ağır Ceza Mahkemesi —- esas sayılı dosyada davacının satın aldığı araçta dahil omak üzere pek çok araç yönünden trafik kayıtlarına CMK 128/4 maddesi uyarınca, el koyma bağlamında tedbir şerhi işlenmesine karar verilmiştir. İş bu ihtiyati tedbir kararı aracın plakası üzerine “CMK 128/4 m.gereği araç satılamaz, devredilemez” şeklinde işlenmiştir. Mahkemenin tensip zaptında davacı şirket adı da suçtan zarar gören olarak kayıtlı olmakla birlikte davacı yan bu tedbirden——– yılına ait yazısı ile haberdar olduğunu ve vakit kaybetmeden davalıya ihtarname gönderdiğini ayıbı bildirdiğini, bu nedenle ayıp ihbarının zamanında yapılmadığı savunmasını kabul etmediğini beyan etmektedir. Bakırköy —.Ağır Ceza Mahkemesinin— esası üzerinden düzenlediği ihtiyati tedbir kararının da yer aldığı tensip zaptının davacıya tebliğe çıkarıldığı ancak –tarihinde bila tebliğ olarak dönmesi üzerine tekrar tebligat gönderilmediği mahkemenin 19/06/2019 tarihli yazısından anlaşılmıştır. Dosyaya davacıyı temsilen 24/07/2017 tarihinde vekaletname sunulduğu bildirilmiştir.
Davacı 11/05/2017 tarihinde —— başvurarak davaya konu araç yönünden 6770 sayılı kanun çerçevesinde müracaat hakkını kullandığını bildirmiş, —– davacıya hitaben düzenlediği yazı ile araç için ilk iktisapta ödenmesi gereken ÖTV’nin %25’ine tekabül eden tutarın —– tarihine kadar ödenmesi bildirilmiştir. Davacı söz konusu—– tarihinde ödemiş —- tarafından Bakırköy —-.Ağır Ceza Mahkemesi dosyasına durumun bildirilmesi üzerine, mahkeme araç üzerindeki ihtiyati tedbir 25/10/2017 tarihinde kaldırılmıştır.
Davacı, davalıya gönderdiği 11/08/2017 tarihli tarihli ihtarname ile ödenmeyen ÖTV tutarının davalı tarafça yatırılmasını bildirmiş ise de sonuç alamadığından ödemeyi kendisi yapmış, aracın bu şekilde satın alındığı tarih itibariyle hukuki ayıplı olduğunu, davalıya gönderilen ihtarnameden de sonuç alamadığını belirterek davalı hakkında başlattığı takibe itirazın iptalini talep etmiştir. Davacı davalıya yönelik talebini aralarındaki satış sözleşmesine dayandırmaktadır. Davalı ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, davanın zaman aşımına uğradığını ileri sürmektedir.
TBK 209 ve devamı maddelerinde taşınır satışı düzenlenmekte olup, aynı kanunun 231 maddesinde ise zamanaşımı hususu düzenlenmiştir. Buna göre satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça satılanın ayıbından doğan sorumluluğuna ilişkin her tür dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile satılanın alıcıya devrinden başlayarak 2 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise 2 yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz. Somut olayda davaya konu araç dava dışı —– firması adına tescilli olup 08/06/2012 tarihinde serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile kayden ithal edilmiştir. Aracın ithali nedeniyle ödemesi gereken— Bakırköy —.Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında yargılama konusu yapıldığı ve bu dosyadan araç üzerine 15/10/2015 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiği sabittir. Davalı ise aracı ilk sahibi olan …’dan satın — — tarihinde satıp teslim etmiştir. Davacı aracı satın alıp kullanmayı sürdürmüş, durumu öğrenmesi ile 12/05/2017 tarihinde gümrük müdürlüğü nezdinde müracaat hakkını kullanmış olmasına rağmen araca ilişkin durumu davalıya 8 iş günü içinde bildirmemiş, 11/08/2017 tarihinde ihtarname göndermiştir. Bu durum da 8 iş günü içinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gibi ayıbın öğrenilmesinden itibaren makul süre içinde de ayıp ihbarında bulunulmadığı sabittir. Aracın satın ve teslim alındığı tarihten davacının bildirimine kadar da 2 yıllık süre geçmiş olup satılandaki ayıbın daha sonra ortaya çıkması halinde dahi devirden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Bunun tek istisnası satıcının ağır kusurlu olması olup dosya kapsamında davalının ağır kusurlu kabul edilmesini gerektiren bir vakıa yahut delil ileri sürülmediğinden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN ZAMAN AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
2-Karar harcı 54,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 800,87 TL harçtan mahsubu ile bakiye 746,47 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– deki esaslara göre belirlenen 9.421,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 60,00 TL.yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
6-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin ve ihbar olunanın yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.