Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1038 E. 2018/686 K. 18.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1038 Esas
KARAR NO : 2018/686

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2018
KARAR TARİHİ : 18/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tapuda ………üzerinde kayıtlı olan ve …..l adresinde yer alan … yöneticiliği görevini üstlendiğini, davalı firma ile müvekkili arasında 19/04/2017 tarih ve ……… poliçe numaralı D……… tanzim edildiğini, müvekkili firmanın….. numara ile kayıtlı sigortalı olduğunu, 27/07/2017 tarihinde meydana gelen fırtına ve dolu afeti sebebiyle…….. sınırları içerisinde yer alan 6 bloğun dış cepheleri, A Blok giriş kapısı üstündeki sundurma temperli camı, C Blok giriş kapısı camı, çatıda bulunan çanak uydu antenleri ve havuzda bulunan 3 adet şemsiye hasar gördüğünü, meydana gelen hasar sonucunda davalı firmaya yapılan başvuru neticesinde………. tarafından …… dosya numara ile …. nolu rapor alındığını, hasar bedeli 250.225,00 TL olarak belirlendiğini, 246.330,00 TL’lik bina ve dolu hasarı kısmı teminat dışı olarak gösterildiğini, mezkur sigorta poliçesinde cam kırılması 45.000,00 TL ek teminatlar 3.790,00 TL bedel ile teminat altına alındığını, müvekkili ortak alanlarındaki kırılan cam ve kapılar ile ana binanın dış cephesinde meydana gelen hasarın davalı tarafından tazmin edilmemesi sonucunda müvekkili tarafından davalılara yapılan şifahi bildirimlerin yanı sıra ……. yevmiye ihtarnamesi ile zararın tazmin edilmesi ihtar edildiğini, söz konusu ihtarname 18/12/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı firma tarafından bugüne dek herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili site yönetiminin ortak alanlarından meydana gelen zararın 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ve taraflar arasında imzalanan poliçe hükümleri gereğince vuku bulan hasar sebebiyle oluşan zararın davalı firmadan tazminini sağlamak amacıyla davayı açtıklarını, davanın kabulü ile, HMK 107.maddesi gereğince belirsiz alacak davası olarak ikame edilen iş bu davada; şimdilik 10.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin davalı şirkete tebliğe çıkartılmadığı anlaşıldı.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, sigorta hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
HMK.nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. Dilekçelerin teatisi aşamasında da mahkemenin bu incelemeyi yapabileceği açıktır.
HMK.nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Taraflar arasında sigorta poliçesi düzenlenmiştir. Davacı site yönetimi tacir değildir. (site yönetiminin tacir olmadığına ilişkin emsal kararlar; Yargıtay ………Hukuk Dairesinin 30/03/2016 tarih 2016/654 esas 3677 karar sayılı kararı- Aynı dairenin ……. karar sayılı kararı) 28/11/2013 tarihli resmi gazetede yayınlanarak 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 2. maddesinde, söz konusu kanunun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsadığı düzenlemesine yer verilmiş, üçüncü maddede ise tüketici işlemi tanımlanmış, mal ve hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifadelerine yer verilmiştir. Bu düzenlemeler ile sigorta şirketi ve tüketiciler arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklanan her türlü ilişkinin tüketicinin korunması hakkındaki kanun kapsamına alınmış olduğunu açıkça göstermektedir. Ayrıca aynı yasanın 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez denilerek 6502 sayılı kanunun tüketici işlemlerinde mutlak uygulama alanı bulacağı ayrıca vurgulanmıştır. Yasanın yürürlüğü ise geçici birinci maddede düzenlenmiştir. Dava tarihinde yasa yürürlüktedir. 6502 sayılı yasa kapsamında taraflar arasındaki ilişki tüketici işlemi olup Tüketici Mahkemeleri görevlidir.
Açıklanan nedenlerle Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ( Emsal ; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 22/12/2016 tarih 2016/53 Esas 2016/54 Karar sayılı kararı)
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı şirketin yokluğunda tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.