Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/995 E. 2021/257 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/995 Esas
KARAR NO: 2021/257
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/07/2017
KARAR TARİHİ: 06/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Davacı—– bu yana——- yenilenen ——–yürütülmesine ilişkin sözleşmeler imzalandığı, bu sözleşmelerle bu süreçte —- ve vadesi dolmuş kredi borçları sebebiyle ekonomik hareket kabiliyeti kalmamış davalı şirkete mali konular başta olmak üzere iş süreçlerinin analizi, —–yönelik hedef yapının kurgulanması, maliyetlerinin düşürülmesi, karlılığın arttırılması, yeniden yapılandırmaya yönelik çalışmaların gerçekleştirilmesi, mali işlerin düzenlenmesi amacıyla —- yazılımını her türlü engel ve zorluklara rağmen devreye alınması gibi bütün hizmetleri layıkıyla yerine getirildiğini,
Davalı — verilen bu hizmetler sonucunda ——– yeniden —— imzalandığı, ancak davalı şirketin yapılan —— sözleşmede belirlenen ücretleri ödememesi ve yerine getirmediği ifalar neticesinde müvekkil şirketin zarara uğraması sonucu sözleşmenin devamı halinde daha ağır zararlara uğrayacağı kesinlik arz ettiğinden müvekkil tarafından tek taraflı fesih hakkı kullanılarak sözleşmenin feshedildiğini,
Mezkur sözleşmesinin — sözleşme süresi boyunca — dâhil belirlenen aylık ücretin — olup, bu tutarın her ayın en geç — banka kanalıyla müvekkil şirkete ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğunu, ——–bedellerin müvekkile süresinde ödenmediğini ve yapılan görüşmelerden de sonuç alınamadığını,
Aynı —– ile kararlaştırılan ücretin ———— açısından haklı fesih sebebi olduğunu, sözleşmenin haklı nedenle meslek mensubu tarafından feshi halinde sözleşme süresinin sonuna kadarki bedelin tamamının iş sahibince hiçbir ihtara gerek kalmaksızın meslek mensubuna ödeneceği, ödemenin zamanında yapılmaması halinde aylık ücrete yasal faiz uygulanacağı şeklinde olduğunu,
—- aylarına ilişkin ücretlerin ödenmemesi üzerine, ilgili madde uyarınca haklı fesih hakkının doğduğunu ve bu doğrultuda —- İhtarnamesiyle Davalı —- tek taraflı fesih edildiğinin ihtar edildiğini, ayrıca sözleşmenin müvekkil tarafından haklı nedenle feshi nedeniyle muaccel hale gelen sözleşme süresi sonuna kadar aylara ilişkin ücretler toplamı — ödenmesinin de açıkça bildirildiğini,
Akabinde ——– Tarihinde, davalı firma tarafından ödenmeyen —- ilişkin tutarların müvekkilin banka hesabına ödendiğini, davalı yanca taraflarına keşide edilen cevap niteliğindeki —- ihtarnamesiyle, — tarihinde,— tarihinde kendilerine tebliğ edildiğini,—— tarihinde yatırıldığını belirterek sözleşme gereği haklı fesih hakkının doğmadığı yönündeki beyanların haksız beyan olduğunu,
Sözleşmenin hiçbir yerinde faturanın tebliğiyle o aya ilişkin bedelin muaccel olacağı yönünde bir hüküm bulunmadığını, sözleşme ile aylık tutar açıkça belirtilip her ayın ——gününe kadar banka hesabına yatırılacağının hüküm altına alınmış olduğunu iddia ederek, Fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla, —- kullanan —gereği muaccel hale gelen— arası aylar —– — tutarın temerrüt tarihi olan — tarihinden itibaren —– birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil Davalı — davacı şirket arasında —- yapıldığını, bu tarihten itibaren——— kadar geçerli olmak üzere —- yönetmelikler uyarınca davacı ile müvekkil arasındaki ilişkileri düzenlemek amacıyla —– yapıldığını,
Davacı ile yapılan —— esaslı bir neden ile yapılan ——olmadığını,—– yılından günümüze kadar —- olarak belirli süreli—– yapıldığını ve sözleşme bağının belirsiz hale geldiğini, belirsiz süreli hizmet sözleşmelerinde bakiye alacak olduğu iddiasıyla dava açılabilmesinin hukuken mümkün olmadığını.
Sözleşmenin davacının edimlerinin belli olmaması nedeniyle geçersiz olduğunu, sözleşmenin —- meslek mensubu aşağıdaki işleri yapacaktır denilmekte, ancak bu maddenin altında meslek mensubunun neler yapacağının hiçbir şekilde belirtilmemekte olduğunu, sözleşmeye göre davacının yapacağı hiçbir görev ve işi bulunmamakta olduğunu, davacı tarafın yasal hiçbir sorumluluk altına girmeden yaptığı sözleşme ile nasıl bir görev ifa ettiğinin belli olmadığını.
Sözleşme geçerli olsa bile davacı tarafın fesihte hukuken korunur bir yanı bulunmadığını, davacı tarafın —- ihtarnamesiyle, —- kendilerine ödenmediğini, bu nedenle haklı fesih hakkının doğduğunu ve— taraflı olarak feshettiklerini, muaccel hale gelen —- ihtarnamenin tebliğinden itibaren —gün içinde ödenmesini ihtar ettiklerini ve ihtarnamenin — tarihinde müvekkil şirkete tebliğ edildiğini,
Gönderilen ihtarnameye —– ihtarnamesiyle davacı tarafın İddialarının doğru olmadığının bildirildiğini, — tarihinde kesilmiş bulunan — ayına ait faturanın müvekkil şirkete — kesilen — ayına ilişkin faturanın da müvekkil şirkete — tarihinde tebliğ edildiğini ve bu iki faturaya ilişkin ödemenin—- tarihinde yapıldığını,
Davacının sözleşmeyi feshetme gerekçesinin, aslında davacı tarafından zaten yapılmayan ve yerine getirilmeyen aylık maliyeti yüksek sözleşmenin sonuçlarından kaçınmaya yönelik olduğunu, müvekkil şirketin davacı şirkete faturalara istinaden tüm ödemeleri zamanında yaptığını, davacı şirketin feshinin haklı olmadığını, —feshinin haklı olduğunu, —— değiştiğini, görevi devir alan ——— Davacı taraf İle yapılan sözleşmeden itibaren şirkete hitaben hazırlanmış tüm raporlar, sunumlar, —- vermek üzere — davet edildiğini, —tarihinde yapılan — katılan Davacı ———– saatlere kadar süren toplantıyı hiçbir gerekçe göstermeden ve haber vermeden terk ederek fabrikadan ayrıldığını, davacı temsilcisinin bu davranışının — tarihinde tutanak altına alındığını, keza —- tarihinde yapılan toplantıya da davet edilen Davacı — veya yetkililerinin toplantıya gelmediğini ve bu durumunda —– tutanak altına alındığını,
Davacı tarafın mesleki ahlaka ve ticari hayata aykırı yapmış olduğu bu davranışlar nedeniyle müvekkil şirketin sözleşmeyi —— yevmiye numarası ile haklı nedenle feshettiğini savunarak,
—– reddine, —- davacı yanın üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, müşavirlik hizmeti sözleşmesinin haklı olarak feshedildiği iddiası ile muaccel hale gelen alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenerek tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenmiş, tahkikat aşamasına geçilerek bildirilen deliller toplanmıştır.
Davalı tarafın —- yılları ticari defterleri incelenmesi için yazılan talimat yazısı ile alınan — tarihli raporda özetle;İncelenen resmi defter kayıtlarında ——-yılları arasında davacı şirketin kesmiş olduğu tüm faturaların banka yoluyla ödendiği ve borcunun bulunmadığı,resmi defter kayıtları ve sözleşmenin incelenmesi sonucunda —- faturaların kesilmediği ve herhangi bir ödeme yapılmadığı belirtilmiştir.
Davacı tarafın —- konusu talebi kapsayacak şekilde ilişkin tüm yasal ticari defterleri ve defterlerin bu uyuşmazlığa ilişkin dayanak kayıtları üzerinde mahkememizce resen seçilen mali müşavir —– eşliğinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan —- tarihli raporda özetle; Davacı —– incelenen ticari defter ve kayıtları muvacehesinde, taraflar arasında —- yılına kadar sürdürüldüğü görülen ve sonuncusu— tarihinde imzalanan — tarihine kadar geçerliliği bulunan ——- süreklilik arz eden danışmanlık —– alım/satımına dayalı ticari ilişki bulunduğu, davacı şirketçe davalı şirkete verilen —– karşılığında davalı şirket adına sözleşme ile kararlaştırılmış aylık ——bedel karşılığında —– faturaları ile muhtelif ——yansıtma faturalarının düzenlenerek davalı şirkete keşide edildikleri ve ticari defterlerde davalı şirket adına borç kayıtlarının yapılmış bulunduğu, dosyada mübrez bilirkişi raporundan da görüleceği üzere, davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenmiş ve ticari defterlerde davalı adına borç kaydedilmiş bu faturaların herhangi bir yasal nitelikli itiraza konu edilmeksizin ve benimsenerek davacı şirket alacağı olarak davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı bulundukları, tarafların ticari defter kayıtlarında mutabık oldukları üzere, davacı şirketçe düzenlenen danışmanlık hizmet faturalarının ve muhtelif gider yansıtma faturalarının davalı şirketçe davacı şirket hesabına yapılan banka transferleri ile ödenmiş ve fatura borçlarından mahsup edilmek suretiyle ticari defterlerde kayıt altına alınmış bulundukları ve bu kayıtlar sonucunda her iki tarafında ticari defter kayıtlarında borç/alacak bakiyesinin ———-olduğu, diğer bir ifadeyle tarafların birbirlerinden borç ve alacaklarının kalmadığı, davacı şirketin ticari defter kayıtları incelendiğinde, davacı şirketçe düzenlenen faturaların matbu bir tarih esas alınarak düzenlenmedikleri, bazı aylarda —– daha fazla aya ilişkin hizmet bedelinin tek bir faturada tahakkuk ettirildikleri ve yine davalı şirketçe yapılan ödemelerin faturaların düzenleme tarihlerinden sonra makul süreler içinde yapıldıkları, diğer bir ifadeyle ne davacı şirketçe hizmet bedellerinin düzenli bir şekilde fatura edildikleri, ne de yapılan ödemelerin sözleşmede yer verildiği gibi ayın ilk beş günü içinde yapıldıkları tespit edilmiş olup, taraflar arasında sözleşme hükümleri dışında karşılıklı kabul içinde süre gelen tahammüller oluştuğu tespit edilldiği, zira taraflarca sözleşmeler bu tahammüller kabul edilerek her yıl yenilenmiş ve tarafların geçmişe dönük sözleşmeye aykırı ifaları herhangi bir muhalefet şerhine konu edilmediği, yüce mahkemenin davalı şirketçe yapılan ödemelerin sözleşmeye aykırı yapıldıkları ve davacı şirketçe haklı fesih hakkının doğduğu yönünde hüküm kurması halinde davacı şirketçe davalı şirketten talep edilebilecek tazminat tutarının aylık — sonuna kadar tahakkuk edecek tazminatın; ——– olabileceği, yüce mahkemece aksi yönde hüküm kurulması halinde, diğer bir ifadeyle davacı şirketin haklı fesih nedenlerinin oluşmadığı yönünde hüküm kurması halinde, davacı şirketçe davalı şirketten talep edilebilecek bir bakiye alacağın bulunmadığı sonuç ve kanaatlerine varıldığı, davacı şirketçe sözleşmenin feshine gerekçe olarak gösterilen —— —- ilişkin faturaların; —– olarak düzenlendikleri ve davalı şirketin bu iki faturaya ilişkin bedelleri —- tarihinde ödedikleri tespit edildiği belirtilmiştir.
Mali müşavir bilirkişisi — hesap uzmanı —— görevlendirilerek itirazların ve tüm dosya kapsamı değerlendirilmesi suretiyle bilirkişi heyetinden alınan ek raporda özetle; Davacı ile davalı arasında, belirli —— bulunduğu, —– davacı tarafından —- tarihli ihtarname ile fesih edildiği, fesih iradesinin gerekçesi olarak——- dönemine ait ödemelerin gecikmesi sebebine dayanıldığı, davalının son ödemeyi gerçekleştirdiği ——ait ücretleri gecikmeli ödemiş olmasına rağmen bu gecikmenin sözleşmenin haklı sebeple feshine olanak sağlayacak nitelikte olmadığı, davacının ücret alacağının — alacak olan kdv dâhil olmak üzere —– sınırlı olacağı belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile; Dava, —– haklı olarak feshedildiği iddiası ile muaccel hale gelen alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında —— tarihleri arasında muteber olmak üzere akdedilen sözleşme, uyuşmazlık konusu olmayıp ilgili sözleşme her iki tarafın da kabulündedir. Davacı tarafça müşavirlik hizmeti sözleşmesinin haklı olarak feshedildiği iddiası ile muaccel hale gelen alacağın tahsilinin istendiği, davalı tarafın davacı feshinin haksız olduğunu savunduğu, davacının sözleşmeye aykırı davrandığını ve sözleşmeyi haklı olarak fesheden tarafın davalı tarafın olduğunu savunduğu hususlar taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Mali müşavir bilirkişisince hazırlanan —– tarihli raporda davacı şirketin ticari defter kayıtları incelendiğinde, davacı şirketçe düzenlenen faturaların matbu bir tarih esas alınarak düzenlenmedikleri, bazı aylarda —- daha fazla aya ilişkin hizmet bedelinin tek bir faturada tahakkuk ettirildikleri ve yine davalı şirketçe yapılan ödemelerin faturaların düzenleme tarihlerinden sonra makul süreler içinde yapıldıkları, diğer bir ifadeyle ne davacı şirketçe hizmet bedellerinin düzenli bir şekilde fatura edildikleri, ne de yapılan ödemelerin sözleşmede yer verildiği gibi ayın ilk beş günü içinde yapıldıkları tespit edilmiş olup, taraflar arasında sözleşme hükümleri dışında karşılıklı kabul içinde süre gelen tahammüller oluştuğu, zira taraflarca sözleşmeler bu tahammüller kabul edilerek her yıl yenilendiği ve tarafların geçmişe dönük sözleşmeye aykırı ifalarına herhangi bir muhalefet şerhine konu edilmediği belirtilmiştir.Mali müşavir raporuna göre taraflar arasındaki ilişkiden kaynaklanan faturaların sürekli olarak — açıklaması ile kesilmesi, —- da belirtilen durumun devam etmesi, taraflar arasındaki ilişkinin durumunda bir değişiklik olmaksızın yeni sözleşmeler yapılması,– konu alan sözleşme ile —- ilişkin sözleşmeler arasında bir bağlantı olduğunu göstermekle birlikte bu durum tarafların aralarındaki mevcut ilişkiyi bir yıllık süreli olarak kurmuş oldukları yeni sözleşmelerle devam etme iradelerine sahip olduklarını göstermektedir.Taraflar arasında akdedilen —- sözleşme bir iş görme sözleşmesi olup sözleşme incelendiğinde iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olup, sözleşmenin —- —– sözleşmenin amacının düzenlendiği,— mensubunun yani davacının yapacağı işlerin düzenlendiği, tarafların karşılıklı sorumluluk ve yükümlülükleri — —– düzenlenmiş olup— de ücretin tutarı ve ödeme şekli başlıkla davalı tarafın belirli bir meblağın ödenmesi şeklindeki edimi —– sözleşmenin haklı sebeple feshi düzenlenmiştir.
Hukukumuzda, bir kimseyi,kendi davranışları ile bağlı tutan,bir kimsenin davranışlarında tutarlılık bulunmasını gerektiren genel bir kural mevcut değildir.Ancak,bir kişi davranışlarıyla başkaları nezdinde haklı bir güven oluşturduktan sonra, bu tutumuyla çelişkili ve özellikle de söz konusu güveni boşa çıkaran bir davranışta bulunamaz.Buna, çelişkili davranış yasağı——- denir.Bir hakkın, çelişkili davranış yasağını ihlal eden şekilde kullanılması ise, hakkın kötüye kullanıldığını gösterir. Örnek olarak; bir hukuki ilişki çerçevesinde sahip olduğu hakkı kullanmayacağı yönünde karşı taraf nezdinde haklı bir güven olulşturan kişinin daha sonra bu hakkı kullanması hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir.—– açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağı ifade edilmiştir.Hakların genel sınırını oluşturan hakların kötüye kullanılması yasağı,kamu düzeni ihtiyaç ve gerekleri nedeniyle konulmuş olup emredici niteliktedir. Hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı bir davranış, doğrudan hakkın mevcudiyetini ortadan kaldırdığından bir itiraz teşkil eder.Bu nedenle, dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden hakim ,hakkın kötüye kullanılması oluşturan davranışı tespit edebiliyorsa ilgili tarafından ileri sürülmemiş olsa bile kendiliğinden bunu dikkate almalıdır. Kısaca bir hukuki ilişkide bir kimse,davranışı ile karşı tarafta korunmaya layık, haklı bir güven yarattıktan sonra ,bu davranışıyla çelişkili tutum takınamaz ve özellikle yarattığı güveni boşa çıkaramaz.Bir hakkın kullanılmayacağı yönünde karşı tarafta kesin kanaat uyandırıldıktan sonra o hakkı kullanmaya kalkışmak , hakkın kötüye kullanılması sayılır.
Somut olaya döndüğümüzde davacı taraf — ücretlerinin üst üste ödenmediği gerekçesiyle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini iddia etmiştir.Sözleşmenin— maddelerinde yine sözleşmenin —— atıfta bulunularak sözleşmenin haklı sebeple feshi düzenlenmiştir. Bilirkişi ek raporunda taraflar arasındaki beş yıllık ve yaklaşık — içerisinde sadece —ödemede sözleşmenin — maddesinde kararlaştırılan kesin vade de ödemenin yapıldığı, diğer ödemelerde bu madde de belirlenen kesin vadenin geçirilerek gecikmeli ödemelerin yapıldığı belirlenmiş olup ayrıca zamanında yapılmayan ödemeler içinde aylık ücrete yasal faiz uygulanmadığı belirlenmiştir. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin —- Maddesinde her ne kadar kesin vade belirlenmiş ve ihtara gerek olmaksızın temerrüt faizi uygulanacağı belirlenmiş ise de taraflar arasında kesin vade uygulanmamış olup davacının ödemelerin geciktirildiği aylara ilişkin temerrüt faizi talebi de olmamıştır.Dolayısıyla davacının haklı nedenle fesih hakkı, taraflar arasında ortaya çıkan uygulamalar ile ortadan kalkmış olmaktadır. Bu durumda davacı tarafından —- —— gecikmeli ödenmesi, daha önce bir çok ödemenin belirtilen süreyi geçirerek gerçekleşmesi sebebiyle, davacı tarafa haklı sebeple fesih imkanı tanımayacaktır.Aksinin kabulü davacı bakımından ”çelişkili davranış yasağı”olarak adlandırılan ve kaynağını ——- hakkın kötüye kullanılma yasağından alan genel ilkenin ihlali anlamına gelecektir.Bu sebeple somut olayda davacı tarafından ileri sürülen feshin haklı fesih olmayıp taraflar arasındaki sözleşmenin —- ile öngörülen muaccelliyet kaydının uygulanma şartları oluşmamıştır.Davacının fesih iradesinin —- tarihli ihtarname ile ortaya konulması sebebiyle,fesih tarihine kadar ücrete hak kazandığı mahkememizce kabul edilmiş olup bu durumda — alacağını, ihtarnamenin tebliğ tarihi — tarihi olup ihtar süresi olarak belirlenen — gün sonrası —– olan temerrüt tarihinden itibaren talep edilen yasal faiz işletilmesine karar verilerek davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE ,
1—– alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağa temerrüt tarihi olan—- tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar harcı — davacı tarafça peşin olarak yatırılan — mahsubu ile bakiye —–harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan — başvuru, — peşin nispi harç olmak üzere toplam — davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan –tebligat ve müzekkere gideri, — talimat bilirkişi raporu, — bilirkişi masrafı olmak üzere toplam — yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek —-davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen — vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere —– vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/04/2021