Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/993 E. 2020/678 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/510 Esas
KARAR NO : 2020/655
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/03/2013
KARAR TARİHİ : 19/11/2020
————– karar tarihli dava dosyası görevsizlik kararı ile gönderilen dosyanın, mahkememizin —— Esasına tevzi edilen tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda, mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde — davalılardan işleteni —-yönetimindeki —- plakalı ———- kontrolsüz kavşağa yaklaştığını, davalılardan işleteni —– sürücüsü —- yönetimindeki —- plakalı —- marka—– trafik levhasına uymadığını, ve ——giriş yaparak, —– istikametine dönüşü sırasında, kamyondan kaçmaya çalışan —— kaldırımına çıkarak takla atması sonucu işe gitmek amacıyla ——– yaya kaldırımında seyir halinde bulunan müvekkillere çarptığını, müvekkili davacılar yaralanarak beden gücü kaybına uğradığını, trafik kazası tespit tutanağına ve ——-sunulan —- tarihli bilirkişi raporunda, davalı ——- plakalı araçların sürücülerinin her ikisinin de aslı kusurlu olduğunu ve yaya konumunda bulunan müvekkillerin herhangi bir kusurlarının olmadığının belirtildiğini, her iki araç sürücüsünün dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışlarda bulunduğunu, müvekkillerinin yaralamalı kazaya karışan —–olaydaki kusuru ile ilgili bilgi sahibi olmadığından sadece sürücü —– hakkında şikayetçi olduğundan, birden çok yaralamalı trafik kazası sonucunda araç sürücüsü —- hakkında ———- kamu davası açıldığını, müvekkillerinin kaza sonucu yaralanmış olduğunu ve uzun süre tedavi gördüğünü, müvekkillerinde çeşitli derecelerde beden gücü kayıpları oluştuğunu, müvekkillerden —– müdahale —— yapıldığını ve tedavisine burada devam edildiğini, müvekkillerinden —- ilk tıbbı müdahale —– yapıldığını ve tedavisine ———devam edildiğini, Müvekkillerinden —- ilk müdahale —————— yapıldığını ve tedavisine orada devam edildiğini, müvekkillerinin trafik kazası sonucunda yaralanmış olduğunu ve uzun süre raporlu olduklarını, davacı —– maluliyeti nedeniyle işten çıkarıldığını, kaza tarihi olan —– tarihinde, sigortalı çalışan konumunda olan müvekkili davacılardan; —-doğumlu —– yaşında, — doğumlu — yaşında, — doğumlu ———- yaşında olduğunu, müvekkili davacıların yaşadıkları trafik kazası sonucunda, tedavi giderleri yapmak zorunda kaldıklarını, kaza nedeniyle kazanç kayıpları yaşandığını, çalışma güçlerinin azalmasından veya yitirilmesinden ve ekonomik geleceklerinin sarsılmasından kaynaklanan zararlarla yüz yüze kaldıklarını, kazaya uğrayan müvekkili davacıların uzun saatler hastanede yatmaları, gerek ameliyat gerek yoğun bakım gerekse diğer tedavi süreçleri sonucunda ortaya ciddi bir maddi külfet çıkarttığını, —— pahalılığı da dikkate alınınca bu süreç nedeniyle ortaya çıkan külfet davalılarca ve sağlık kurumlarınca tam olarak karşılanamadığını, davacıların ekonomik geleceklerinin sarsıldığını, müvekkillerin tedavi sonucunda eski güçlerine de kavuşamamakta olduklarını, kaza nedeniyle kalıcı zarara uğramalarının söz konusu olduğunu, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla, şimdilik davacılardan; —- için —– için ———– olmak üzere maddi tazminatın hesaplatılarak hüküm altına alınmasını, trafik kazası nedeniyle kazaya uğrayan müvekkilleri davacıların çektikleri acı, keder, ızdırap, öfke ve elem ve trafik kazasının ve kalıcı sakatlığın yarattığı ruhsal ve yaşamsal olumsuzluklar göz önüne alınarak, davalıların kusur durumu, özensizliği, davacının kusursuz oluşu gözetilerek, telafi edici ve caydırıcı unsurları etkin olmak üzere hakkaniyet gereğince ; —– için ——-manevi tazminat talep edilmek gerektiğini, davalılardan; işleten —- plâkalı aracın — tarihleri arasında geçerli —- poliçesi ile —— davalı —- işleten —- plâkalı aracın —— arasında geçerli — numaralı poliçesi ile ——-davalı ————– yaptırılmış olup, bu güne dek herhangi bir ödemede bulunmadıklarından temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte maddi tazminat talep edilmesi gerektiğini, ——– olmak üzere, toplanacak delillere göre (6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca) maddi tazminat tutarı belirlenerek (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere), işletenler ve sürücüler yönünden olay tarihinden; sigortacılar yönünden sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılara ödetilmesini, müvekili davacılardan; ——— manevi tazminatın, olay tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalı işletenlere ve sürücülere ödetilmesini, İşleten ve sürücünün taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları ve ———- plaka sayılı araçlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı —-cevap dilekçesi ile; —–tarihleri arasında ——— sayılı poliçe ile davalı şirkete teminatlı olduğunu, kişi sakatlık azami teminat limitinin —– olduğunu ,şirketin sorumluluğunun sadece daimi sakatlık nedeniyle uğranılan iş gücü kaybı ile sınırlı olduğunu, geçici iş göremezlik tedavi ve diğer maddi taleplerin poliçe teminatının dışında olduğunu, davacının dava açmadan önce gerekli belgeler ile davalı şirkete başvurmadığını, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminat kapsamı dışında kaldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı—— vekili cevap dilekçesi ile; davadan önce davalı şirkete başvurulmadığını, herhangi bir hasar dosyası açılmadığını, dava dilekçesi ekinde belgelerin yer almadığını, tüm delilleri kendilerinin ibrazı gerektiğini, —- plakalı aracın davalıya —- tarihleri arasında ——- sigortalı olduğunu, sigortalının kusur oranında sorumlu olacaklarını, kişi başına azami —– sınır bulunduğunu, manevi tazminatın dahil olmadığını, trafik kazası sonrası oluşan yaralanmalara ilişkin tedavi taleplerinin —– istenmesi gerektiğini, geçici iş görmezlik tazminatının tedavi tazminatı içinde değerlendirilmesi gerektiğini, dosyanın ———- gönderilmesi ve sonrasında aktüer sıfatına sahip bir bilirkişi tarafından incelenmesine luzum bulunduğu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı —–cevap dilekçesi ile; Kazanın—— günü vuku bulduğunu, zamanaşımına uğrayan talepleri varsa bunun reddi gerektiğini, davalı ———– tarafından vasıtanın temin edildiğini, herhangi bir zarar varsa bunun o şirketten talep edilmesi gerektiğini, ayrıca ———- poliçesi ile aracın teminat altına alındığını, oraya ihbar gerektiğini, iddia edilen maddi zararın esasen tedavi sürecine ilişkin olduğunu, bunun —- istenmesi gerektiğini, geçici iş görmezlik ödeneğinin bedeni zararlardan olduğunu, tedaviyi gerektirdiğini, gider olarak ——kapsamında bulunduğunu, kazanın meydana gelişinde müvekkilesinin hiç bir kusuru bulunmadığını,——— verilen kararın müvekkilini bağlamadığını, davacıların manevi tazminat isteklerinin çok fahiş olduğunu, avans faizi istenmesinin haksız olduğunu, olayın haksız fiilden kaynaklandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiş, cevap beyanlarında görev itirazında bulunduklarını bildirmiştir.
Davalı —– vekili cevap dilekçesi ile; Davaya konu olayda —– plakalı aracın sürücüsü olan ——hiç bir kusuru olmadığını, olayın birden meydana geldiğini, müvekkilinin kusursuz olduğunu, müvekili ve onun sürücüsünün sanık durumunda olmadığını, herhangi bir ceza almadıklarını, ayrıca —— günü meydana gelmesi nedeniyle zamanaşımına uğradığını, istenen maddi tazminat gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın maddi kayıplarını kanıtlamaları gerektiğini, davacıların maddi kayıplarını tek tek kalem kalem açıklamaları gerektiğini, davacının sigortalı olması durumunda sözkonusu hastane giderleri ve diğer tedavi giderlerinin de sigorta tarafından karşılanmış olması gerektiğini, manevi tazminatın afaki ve fahiş olduğunu, davacının olay gününden itibaren faiz istemesinin yersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar —– usulüne uygun tebligata rağmen süresi için cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür.
Davanın ihbar olunduğu —- ihbar dilekçesine beyanlarını bildiren dilekçesi ile; dava konusu —-tarihli kazaya karıştığı belirtilen — plakalı aracın sigortalı —- dönemini kapsamak üzere ——— müvekkili şirket tarafından temin edilmiş olduğunu, poliçede ihtiyari, mali mesuliyet teminatının bulunduğunu, poliçe gereğince zarar trafik poliçesi kapsamında kalmakta ise ihtiyari mali mesuliyet teminatının devreye girmeyeceğini, ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğunun da sözkonusu olmayacağını, sigorta klozu dahilinde ihtiyari mali mesuliyet azami teminatlarının davacıların kaza tarihinde geçerli trafik poliçesi teminatını aşan zararların sözkonusu olması halinde trafik poliçesi teminatını aşan kısım için maddi- bedeni ayrımsız ——- sınırlı tutulduğunu bildirmiş, aleyhlerine hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına bağlı maluliyet, tedavi gideri ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış olmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek yargılamanın ön inceleme aşaması bitirilmiş, tahkikata geçilmiştir.
——–tarihinde davalı —– davalı sigortalı —- ait ve davalı —-yönetimindeki —– plakalı hususi araç ile davalı —- davalı —- ait ve davalı —- plakalı —- ile kavşakta —- plakalı hususi — çarpışmadan kaçınmak için yaya kaldırımına çıktığı esnada kaldırımda bulunan davacılara çarparak onların üzerine devrilmesi nedeniyle davacıların yaralanmasına neden olmuştur.
Görevsizlik kararı verilmeden önce—— sayılı dosyasında makine mühendisi —– tarafından düzenlenen kusur raporunda; davalı sürücü—- % 25 oranında, davalı sürücü ——- % 75 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği,
——-sayılı dosyasında bilirkişi —- tarafından hazırlanan raporda; sanık sürücü — asli kusurlu, şüpheli sürücü —- aynı oranda asli kusurlu, müşteki yayaların kusursuz olduğunun belirtildiği, mahkemece sanık —— asli kusurlu olması nedeniyle cezalandırıldığı, kararın kesinleştiği görülmüştür.
——————– muvacehesinde meslek grup numarası Grup 1 kabul olunarak;
a)Davacı —–cetveline göre % 28 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 4 (dört) aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği,
b)Davacı —– E cetveline göre % 3.3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 6 (altı) aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği,
c)Davacı —– maluliyetine neden olacak düzeyde araz bulunmadığından sürekli maluliyetinin olmadığı, iyileşme süresinin 3 (üç) aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği,
Mahkememizce ——–alınan maluliyet raporu gözetilerek davacıların zararlarının hesaplanması, tarafların kusur oranlarına yönelik itirazları sonucu kusur oranlarının belirlenmesi ve tedavi giderleri hesaplarının yapılması amacıyla makine mühendisi —- hesap uzmanı —— tarihli kök rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti —– tarihli kusur-zarar raporunda özetle; davalı sürücü —- % 25 oranında, davalı sürücü —— % 75 oranında kusurlu olduğu, davacı yayaların kusursuz olduğunun belirtildiği ve davacıların maddi zararlarının hesaplandığı, davacı —- belgeli ve belgelendirilmeyen tedavi giderleri toplamının —-davacı—- tedavi giderleri toplamının —- davacı —-tedavi giderleri toplamının—- olduğu, —-geçici iş gücü kaybına ait maddi zararı — sürekli iş gücü kaybına ait maddi zararı —- olmak üzere meslekte kazanma gücü/efor kaybına ait toplam maddi zararının — olduğu, davacı —- geçici iş gücü kaybına ait maddi zararı —- sürekli iş gücü kaybına ait maddi zararı —– olmak üzere meslekte kazanma gücü/efor kaybına ait toplam maddi zararının —olduğu, davacı —- geçici iş gücü kaybına ait toplam maddi zararının —– belirtilmiştir.
Davacılar vekili bu rapora göre raporda hesaplanan bedeller yönünden talep artırım dilekçesi ile taleplerini artırarak eksik harcı tamamlamıştır.
Tarafların kusur raporuna itirazları sonucu ve ceza dosyasında alınan rapor ile görevsiz mahkemede alınan rapor arasında çelişki bulunduğundan —– çelişkinin giderilmesi amacıyla kusur raporu alınmıştır.
—— tarihli kusur raporunda özetle; davalı sürücü —- % 30 oranında, davalı sürücü —- % 70 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce ——- alınan kusur raporu gerekçeli ve denetlenebilir olduğundan ayrıca daha önce alınan raporlar da incelenerek rapor düzenlendiğinden —- tarafından belirlenen kusur oranlarına itibar edilerek yeniden hesaplama yapılmak üzere hesap bilirkişi —– ek rapor alınmıştır.
Hesap bilirkişisi —- tarihli ek raporunda özetle; davacı —geçici iş gücü kaybına ait maddi zararı —- ve sürekli iş gücü kaybına ait maddi zararı —- olmak üzere meslekte kazanma gücü/efor kaybına ait toplam maddi zararının —- olduğu, davacı — geçici iş gücü kaybına ait maddi zararı — sürekli iş gücü kaybına ait maddi zararı —- olmak üzere meslekte kazanma gücü/efor kaybına ait toplam maddi zararının —- olduğu, davacı — geçici iş gücü kaybına ait toplam maddi zararının —-olduğu belirtilmiştir.
———-
Karar tarihli kararında; “KTK’nin 91.maddesinde işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu getirilmiştir. Aynı yasanın 85.maddesi ile aracın işletilmesi sırasında 3.şahısların bedeni ve maddi zarara uğratılmasından işleten doğrudan sorumlu tutulmuş, 97.madde gereğince de, zarar görenin, zarara neden olan aracın zorunlu trafik sigortacısından doğrudan talep ve dava hakkı bulunduğu belirtilmiştir. Ancak, zorunlu trafik sigortacısının zarardan sorumluluğu 93.madde gereğince belirlenen ve poliçede belirtilen teminat miktarı ile sınırlıdır.
İşleten ve zorunlu trafik sigortacılarının 3. kişilere karşı sorumluluklarının niteliği ise kanundan doğan 818 sayılı BK’nin 51. maddesince müteselsilen sorumluluk olup, BK’nin 142/1.maddesi gereğince; alacaklı, müteselsil borçluların tümünden veya birinden borcun tamamen veya kısmen tahsilini isteyebilir. Borcun tamamen tahsiline kadar bütün borçluların sorumluluğunun devam edeceği de aynı yasanın 142/2 maddesinde açıklanmıştır.
Müteselsil borçlulardan birinin alacaklıya karşı sürebileceği def’iler varsa bunu diğer borçlulardan bağımsız olarak ileri sürmesi mümkün olup, bu defi sonucu kurtulduğu borç miktarını diğer müteselsil borçlulara karşı da ileri sürebilir. Bu def’iler BK’nin 143. maddesinde gösterilen ve şahsi ilişkiler veya müteselsil borcun sebep veya konusundan doğan def’iler olup bunların dışında ileri sürülen def’iler müteselsil borçlular arasındaki rücu hakkını kaldırmaz. BK’nun şimdiye kadar sözü edilen düzenlemeler alacaklıya karşı dış ilişkilerle ilgili olup, borcun ödenmesinden sonra müteselsil borçlular arasındaki iç ilişkilerde BK’nin 144. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre müteselsil borçlular arasında aksine bir sözleşme bulunmadığı takdirde borçlulardan biri diğer borçluların durumunu ağırlaştıramaz. Dış ilişkide alacaklıya karşı sonuç doğurabilen böyle bir işlem, iç ilişkide rücu hakkını kısmen veya tamamen kaldırıcı etkiye sahip değildir.
Diğer taraftan davadan feragat, öncelikle bir usul işlemidir. Dava konusu olayda, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan davacı tarafın davalılardan birisi hakkındaki feragati usul hukuku bakımından diğer davalı aleyhine bir sonuç doğurmaz ise de, davadan feragat aynı zamanda bir maddi hukuk işlemi olduğundan, davalı sigorta şirketi hakkındaki feragatin, rücu hakkı bulunan diğer davalıyı etkileyip etkilemediğinin üzerinde durulması gerekir.
Yukarıda açıklandığı üzere, davalılar alacaklıya karşı borçtan müteselsilen sorumludurlar. Mülga 818 sayıl Borçlar Kanunu’nun, müteselsil sorumlulukta borçluların iç ilişkilerini düzenleyen hükümleri gereğince, müteselsil borçlulardan biri alacaklıya borcu ödediği takdirde, diğer müteselsil borçlulara rücu hakkı bulunmaktadır.
Bunun yanında, BK’nin 145/2 maddesine göre, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde diğerleri bu oranda borçtan kurtulur. Ancak, müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri için alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması gerekir.
Bunun aksinin kabul edilebilmesi için alacaklının açıkça davadan feragat etmiş olması veya böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine BK’nin 147. maddesi hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her biri ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağına ve alacaklının diğerleri zararına müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceğine dair hükmüne havidir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava açıldıktan sonra davalı sigorta şirketi ———- ile birlikte araç işleteni ve araç sürücüsünün de dava konusu kaza nedeniyle talep edilen tazminattan dolayı ibra edildiği ve tüm haklardan feragat edildiği görülmektedir. Bu halde, davacı eş —– belirlenen maddi tazminat açısından davalı işleten ve sürücü— yönünden de —– tarihli ibraname-feragatname anlaşması içeriği değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
Yine, ödeme nedeniyle ibra edilen davalı—-davalı —–dışındaki davalıların yapılan bu feragat nedeniyle kusurlarına göre sorumluluklarına hükmedilmesi gerekirken diğer davalı —–ile tüm tazminat miktarlarından müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmaları doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamından; —— tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaya konumunda bulunan davacıların yaralandıkları, meydana gelen trafik kazasında davalı sürücü —– % 70 oranında, davalı sürücü —— % 30 oranında kusurlu oldukları, davacıların kazanın meydana gelmesinde kusurlarının bulunmadığı, trafik kazası sonucu meydana gelen zarardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, hesap kök raporunda davacıların belgeli ve belgelendirilemeyen tedavi giderlerinin hesaplandığı, tedavi giderleri yönünden kök raporun dikkate alındığı, hesap ek raporunda ise son —– kusur raporundaki oranlar ve —- ücret verileri dikkate alınarak davacıların geçici ve sürekli iş göremezlik zararlarının hesaplanması nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik yönünden hesap ek raporunun gerekçeli ve denetlenebilir olması nedeniyle hükme esas alınması gerektiği, ancak hesap kök raporunda tedavi gideri hesabında yapılacak bir değişiklik olmaması nedeniyle tedavi giderleri yönünden bir hesaplama yapılmadığı, bu nedenle tedavi giderleri yönünden kök rapor, geçici ve sürekli iş göremezlik zararı yönünden ek raporun dikkate alınması gerekmişse de davacılar vekili kök rapordan sonra talep artırım dilekçesi ile taleplerini artırması nedeniyle taleple bağlı kalınarak tüm zarar kalemleri yönünden hesap kök raporu ve talep artırım dilekçesi dikkate alınmıştır.
Davalı —– vekilinin davacılar ile anlaştıkları sulh protokolü düzenledikleri, davadan feragat halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan ettiği, beyan dilekçesinin ekinde sunulan “Sulh Protokolü ve İbraname” başlıklı belgede kaza nedeniyle % 70 kusura tekabül eden geçici ve sürekli iş göremezlik, tedavi giderleri olmak üzere davacılara —- asıl alacak,— işlemiş faiz, —- yargılama gideri, — dava vekalet ücreti, —- icra vekalet ücreti toplamında —-bedeli olan —- mahsubu ile bakiye —– ödeme yapılacağının bildirildiği, davacılar vekilinin —tarihinde sunduğu dilekçesi ile —- yapılan sulh anlaşması sonucu, tüm davacılar yönünden — yönünden davadan feragat ettiklerini, —- yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, diğer davalılar yönünden maddi ve manevi tazminat taleplerinin devam ettiğini bildirir dilekçesini sunduğu, bu nedenle tüm davacılar yönünden davalı —–hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerektiği, yukarıda emsal olarak gösterilen —— açıklandığı üzere müteselsil borçlulardan birinin zararı ödemesi halinde diğerleri bu oranda borçtan kurtulacağı, her ne kadar davacılar vekili diğer davalılar yönünden davaya devam ettiğini bildirmişse de davalı —- sürücü olup, davalı —- sigortalısı olduğu ve —– yapılan protokolde sürücünün—- tekabül eden zararların tamamının davacılara ödendiğinin görüldüğü, dolayısıyla tüm davacılar yönünden davalılar —— yönünden açılan davada davacıların maddi tazminat taleplerinin konusuz kalması nedeniyle açılan davada karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Zararın haksız fiilden meydana gelmesi nedeniyle söz konusu zarardan tüm davalılar müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları ve davalı —–yönünden davadan feragat edilmişse de bu feragatin diğer davalılara sirayet edip etmediği ve diğer müteselsil borçluları borçtan kurtarıp kurtarmadığı hususunun değerlendirilmesi gerektiği, müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri için alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması gerekeceği, davacıların davalı ——yapılan sulh protokolünde; davacıların zararlarının davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsü —— kusuru oranında ( % 70 oranında) karşılandığı, karşı araç sürücüsü davalı —– kazanın meydana gelmesinde % 30 oranında kusurlu olduğu, davacıların % 30 kusur oranına tekabül eden zararlarının karşılanmadığı, dolayısıyla davalılar ——– kusur oranına tekabül eden zarar ödenmediğinden bu davalıların bakiye zarardan sorumlu oldukları, aktüer ek raporunda güncel asgari ücret verilerine göre hesaplama yapılıp bu ek raporda hesaplanan davacıların geçici ve sürekli iş göremezlik zararlarına itibar etmek gerekmiş olsa da, davacılar vekilinin hesap kök raporu alındıktan sonra olsa da talep artırım dilekçesi sunarak taleplerini artırdığı, bu nedenle taleple bağlı kalınmak suretiyle hesap kök raporundaki bedellerin dikkate alındığı, her bir davacı yönünden tedavi gideri, geçici ve sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik zararlarının hesap kök raporu ve talep artırım dilekçesi dikkate alınarak burda belirtilen miktarların % 30 oranı Mahkememizce resen hesaplanmak suretiyle bu belirlenen miktarlardan davalılar —–müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarına karar verildiği, davacıların davalı——— davadan önce başvurduklarına ilişkin bir belge sunulmadığından bu davalı yönünden dava tarihi olan —- tarihinden itibaren yasal faiz işletmek gerektiği, diğer davalılar—- yönünden kaza tarihi olan —— tarihinden itibaren yasal faiz işletmek gerektiği anlaşılmıştır.
(Hesaplamalar; Her bir davacı yönünden ilk yazılan bedeller hesap kök raporunda hesaplanıp davacılar vekili tarafından artırılan miktarlar olup bu bedelllerin % 30’u hesasplanmıştır.
—- yönünden;
geçici iş göremezlik zararı: ——– sürekli iş göremezlik zararı; ——
tedavi gideri —– olarak hesaplanmıştır.
—- yönünden;
geçici iş göremezlik zararı: —–
sürekli iş göremezlik zararı; —–
tedavi gideri —— hesaplanmıştır.
—- yönünden;
geçici iş göremezlik zararı:——
sürekli iş göremezlik zararı; yok
tedavi gideri——-
Manevi tazminat açısından ise; 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi (818 sayılı BK. 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. ——— gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. ———
Somut olayda; davacıların her birinin maluliyet oranları, geçici iş göremez kaldıkları süre, davacıların ve davalıların ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza tarihi gözetilerek davacı —- yönünden —-davacı —–yönünden—- davacı —– yönünden —- manevi tazminatın müteselsil sorumluluk kapsamında davalılar ———- müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine karar vermek gerektiği, yine söz konusu zararın haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle alacaklara kaza tarihi olan—– tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz işletmek gerektiği, bakiye taleplerin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
Maddi tazminatlar yönünden;
1-Tüm davacılar yönünden davalı —– hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Tüm davacılar yönünden Davalılar —– yönünden açılan davada davacıların maddi tazminat taleplerinin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
3-A)Davacı —– yönünden;
—–geçici maluliyet,
—-sürekli maluliyet,
—- tedavi giderinin,
B) Davacı —–yönünden;
—- geçici maluliyet,
—- sürekli maluliyet,
—- tedavi giderinin,
C)Davacı —-yönünden;
—-geçici maluliyet,
—- tedavi giderinin
davalı —- yönünden temerrüt tarihi olan —- tarihinden, davalılar ——- yönünden kaza tarihi olan —- tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılar ———– müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine, bakiye talebin reddine,
MANEVİ TAZMİNAT TALEPLERİ YÖNÜNDEN;
1——-
2——-
3—— manevi tazminatın kaza tarihi olan —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ——– müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine, bakiye taleplerin reddine,
4-a)Maddi tazminat için alınması gereken karar harcı 4.875,33 TL ‘den davacı tarafça tamamlama harcı olarak yatırılan 803,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.072,33 TL harcın tüm davalılar —— müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
b)Davacı tarafından tamamlama harcı olarak yatırılan 803,00 TL’nin tüm davalılar——– tahsili ile davacılara ödenmesine,
c)Manevi tazminat için alınması gereken karar harcı 1.519,90 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 351,80 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.16810 TL harcın davalılar ——— müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
d)Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 351,80 TL’nin davalılar ——– müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan 1.446,45 TL tebligat ve müzekkere gideri ve 2.600,00 TL bilirkişi ücreti, 1.968,00 TL ATK rapor ücreti olmak üzere toplam 6.014,45 TL yargılama giderinin 5.000,00 TL’si sulh protokolü kapsamında davalı —– tarafından karşılanmış olup bakiye 1.014,00 TL’sinin kabul red oranları gözetilerek 617,00 TL’sinin davalılar —– alınarak davacılara verilmesine, bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına
7-Maddi tazminat açısından davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 10.078,20 TL vekalet ücretinin davalılar ——- müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak davacılara verilmesine,
8-Davalı —– yönünden vekalet ücreti talebi olmadığından ve müteselsil sorumluluk sirayeti nedeniyle hem —- hem davalılar——yönünden vekalet ücreti hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Manevi tazminat yönünden davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar——-müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
10-Davalılar —— manevi tazminat yönünden kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’nin 10/2 maddesine göre kabul edilen miktar için belirlenen vekalet ücretini geçmemek üzere 4.080,00 TL vekalet ücretinin tüm davacılardan alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacılar vekili ve davalı —-vekilinin ve ——-yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/11/2020