Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/986 Esas
KARAR NO : 2018/413
DAVA : Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 10/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili; isim ve logosu ……. nezdinde marka olarak tescilli olan ve tanınmış bir şirket olan müvekkilinin gençlere ve eğitime verdiği desteğin, son zamanlarda gündemde yer alan ……. ait olduğu söylenen yurtlarda vuku bulan tecavüz skandalı nedeniyle ciddi biçimde çarpıtılarak, sosyal medyada adeta bir karalama kampanyasına dönüştürüldüğünü, bu kapsamda davalının da kendi kişisel Twitter hesabından müvekkili hakkında ‘……………şeklinde bir paylaşımda bulunduğunu, davalının bu şekilde müvekkilinin ……. bulunduğuna dair ağır bir ithamda bulunmuş olduğunu, TMK’nun 25.maddesi, TBK’nun 49. ve 58. maddeleri ve TTK’nun 55., 56.maddeleri uyarınca davalının bu eyleminin müvekkilinin kişilik haklarının ihlali niteliğinde olduğunu, ayrıca müvekkili hakkında incitici beyanlarla müvekkilini mali olarak zarara uğratıp müvekkilinin rakiplerini öne çıkarma amacıyla hareket edilmiş olduğundan haksız rekabet teşkil ettiğini, dolayısıyla manevi tazminat koşullarının oluştuğunu, müvekkilinin……….veya başka bir vakfı desteklemediğini, sadece öğrencilere doğrudan burs verdiğini, bu konuda kamuoyuna da açıklama yapıldığını ileri sürerek 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili; davacının bahse konu ………. hesabının müvekkiline ait olduğunu ve sözü edilen twitin bu hesaptan atıldığını ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte ‘……….’ sözünün ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, talep edilen tazminat tutarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, haksız rekabet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
18/01/2018 tarihli duruşmada davalı vekilinin müvekkiline ait twitter hesabını mahkemeye bildireceklerini beyan etmesi üzerine, davalı vekilinden dava konusu twitin atıldığı tarih ve öncesine ait davalıya ait twitter hesabının ekran görüntülerini ve gerekli bilgileri sunması istenmiş, davalı vekili bila tarihli dilekçesinde twitter hesabı ekran görüntüsü sunmuş, incelendiğinde dava konusu twitin atıldığı twitter hesabı ile aynı hesap olduğu görülmüştür. Dolayısıyla dava konusu twitin atıldığı ileri sürülen hesabın (davalı tarafça inkar edilmesine rağmen) davalıya ait…… hesabı olduğu anlaşılmakla davalının bu hesaptan dava konusu twitin atılmadığı yönündeki inandırıcılığını yitiren savunmasına da itibar edilmemiştir.
Davalı vekilinin twitteki ifadenin, ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği yönündeki savunmasına gelince; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10.maddesi ile T.C. Anayasası’nın 26.maddesi ifade özgürlüğü ve sınırlarına ilişkin düzenlemeler içermektedir. İfade özgürlüğü hakkı, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının korunması amaçlarıyla da sınırlanabilir.
Bunun yanında 6102 sayılı TTK’nun 55/1-a maddesinde ‘başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek’ haksız rekabet teşkil eden haller arasında sayılmıştır.
Aynı yasanın 56.maddesi uyarınca ise, haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse, TBK’nun 58.maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebilir.
TBK’nun 58/1.maddesinde ‘Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.’ düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda uyuşmazlığın, davalı tarafından sosyal medya ortamında paylaşılan ………..’ şeklindeki yazının, ifade özgürlüğü ve eleştiri sınırları içinde kalıp kalmadığı, davacının ticari saygınlığına saldırı niteliğinde olup olmadığı, haksız rekabet teşkil edip etmediği noktasında toplandığı, davalının davacıyı ………..i olarak nitelediği, ancak kamuoyuna yansıyan adli olayın gerçekleştiği vakıf kapsamında bazı öğrencilere destek bursu sağladığını belirten davacı şirketin olayla doğrudan ilişkilendirilemeyeceği, toplumda infial yaratan olayla bağlantılı olarak davacı hakkında kullanılan ifadelerin ağır ve rencide edici olduğu, eleştiri sınırlarında kaldığının kabul edilemeyeceği, aynı zamanda davacının faaliyetlerini veya ticari işlerini herkesin ulaşabileceği sosyal medya ortamında yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötüleme niteliğinde olup haksız rekabet teşkil ettiği,manevi tazminat koşullarının da oluştuğu, bunun yanında manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, bu nedenle sınırının amacına göre belirlenmesi gerektiği, takdir edilecek miktarın mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği, buna göre 1.000,00 TL manevi tazminatın Mahkememizce uygun görüldüğü anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 1.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline,
2- Alınması gereken 68,31 TL karar harcının başlangıçta yatırılan 170,78 TL harçtan mahsubu ile 102,47 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3- Davacı tarafça yatırılan 68,31 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 34,25 TL ilk dava masrafı, 143,00 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 177,25 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 17,73 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT 10. ve 13.maddeleri uyarınca 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT 10. ve 13.maddeleri uyarınca 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.