Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/97 E. 2018/556 K. 28.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/97 Esas
KARAR NO : 2018/556

DAVA : Rücuen Alacak
KARAR TARİHİ : 28/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Rücuen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili; müvekkilinin davalıdan 01/04/2011 tarih … seri nolu fatura ile satın almış olduğu bir cihazın, dava dışı müşteri … satıldığını, cihazın arızalı ve ayıplı olması nedeniyle müşterinin Tüketici Hakem Heyetine başvuruda bulunduğunu ve heyet tarafından 05/02/2015 tarihli karar ile ücretin müşteriye iadesine karar verildiğini, ithalatçı olarak sorumlu olan davalının ödeme yapmaması üzerine Tüketici Hakem Heyeti kararına istinaden icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin icra tehdidi altında 09/05/2013 tarihinde icra masraflarıyla birlikte tüketiciye 1.100,00 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek 1.100,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi sunarak, dava dilekçesinde dava konusu cihazın, müşteri ismi ile icra takibinin hatalı bildirildiğini, müşteri ….. lehine verilen karar üzerine farklı bir icra takibi başlatıldığını, bu takip nedeniyle müvekkilinin ödeme yapmak zorunda kaldığını, dava konusunun bu şekilde ıslah edildiğini belirtmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili; davacının yasal ayıp ihbar süreleri içinde müvekkiline bir bildirimde bulunmadığını, ayrıca davacının Tüketici Hakem Heyeti kararına istinaden dava açma hakkı olmasına rağmen bu hakkını kullanmadığını, kendi kusuru ile tüketiciye ödediği tutarı müvekkilinden talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmıştır.
Tüketici Hakem Heyeti Kararına istinaden başlatılan icra dosyası celp edilerek incelendiğinde, dava dışı müşteri……dosyamız davacısı hakkında toplam 1.061,37 TL üzerinden icra takibi başlatmış olduğu, 09/05/2013 tarihinde davacının icra dosyasına 1.100,00 TL ödeme yaptığı görülmüştür.
Takibin dayanağı olan 05/02/2013 tarihli tüketici hakem heyeti kararı incelendiğinde, 30/08/2012 tarihinde servise bırakılan cihazın tamirinin gerçekleştirilip tüketiciye teslim edildiğinin ispatlanamadığından bahisle tüketicinin bedel iadesi talebinin kabul edildiği belirtilmiştir.
Davacı vekilinden dava konusu cihazı bilirkişi incelemesi için mahkememizde hazır edip edemeyecekleri sorulmuş, davacı vekili 14/11/2017 tarihli dilekçesinde cihazın müvekkilinin elinde olmaması nedeniyle sunulamayacağı belirtilmiştir.
Dava, davalıdan satın alınan cihazın ayıplı olduğundan bahisle tüketici hakem heyeti kararına istinaden icra tehdidi altında ödenen tutarın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Öncelikle dava dilekçesinde farklı bir cihaz, müşteri ismi, tüketici hakem heyeti kararı ve icra takibinden söz edildiği halde, ıslah dilekçesi sunularak dava konusu tamamen ıslah edilmiştir. Bu dilekçe davanın tamamen ıslahı niteliğinde olduğu halde HMK 180.maddesi uyarınca yeni bir dava dilekçesi sunulmadığından ıslah dilekçesinin dikkate alınması mümkün olmamıştır. Davalı taraf da iddianın değiştirilmesine muvafakat etmemiştir.
Ancak ıslah dilekçesi dikkate alınsa dahi, uyuşmazlık taraflar arasındaki ticari satıma konu malın ayıplı olup olmadığı ve TTK’nun 23/1-c ve TBK’nun 223/2 maddeleri uyarınca ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Tüketici hakem heyeti kararında dava konusu cihazın ayıplı olup olmadığı yönünde bir tespit yapılmamıştır. Davacı vekilince cihazın müvekkilinde bulunmadığından bahisle inceleme için hazır edilemeyeceği beyan edildiğinden cihazın ayıplı olup olmadığı Mahkememizce de tespit edilememiştir. Bu durumda davalının sorumluluğundan söz edilemeyecektir. Ayrıca her durumda davanın alacak davası olduğu dikkate alındığında davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebi haklı görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3- Alınması gereken 35,90 TL karar harcının, yatırılan toplam 67,30 TL harçtan mahsubu ile 31,40 TL fazla harcın davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığındann bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. .