Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/969 E. 2020/324 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/969
KARAR NO : 2020/324

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/09/2017
KARAR TARİHİ : 08/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı şirket arasında ——tarihinde sözleşme yapıldığını, sözleşmenin toplam bedelinin —– olduğunu, müvekkillerinin toplamda —– ödemede bulunduğunu, bedelin edimlerinin yerine getirilmesi için belirlenen 90 iş günü süresi dolmadan ödendiğini, ancak davalının edimlerini yerine getirmediğini, davalı tarafa ihtarname gönderildiğini ancak sonuç alınamadığını, durumun tespiti amacıyla İstanbul Anadolu —- Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —- sayılı dosyası ile rapor alındığını, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, ticari itibarının zedelendiğini, işi başka bir şirkete yaptırdıklarını, tekrardan ——- işlerinin bedelini ödemek zorunda kaldıklarını ileri sürerek—- ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline,daire teslimlerinde yaşanan gecikmeden doğan zarar karşılığı 50.000,00 Tl, ticari itibar kaybından doğan dolaylı zarar, bir başka firma ile tekrar sözleşme yapmak durumunda kalması nedeniyle iki sözleşme arasındaki fark bedeli ile D .İş dosyası masraflarının ticari faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, taleplerinin rakamsal karşılığını —- tarihli dilekçesinde açıklamıştır.
SAVUNMA : Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; eser sözleşmesinden doğan alacak davasıdır. Davacıların oluşturduğu ortak girişim ile davalı arasında imzalanan — tarihli —sözleşmesi uyarınca davalının edimlerini yerine getirmediği iddiasıyla dava açan davacı taraf, sözleşme bedeli olarak ödenen — ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili yanı sıra, daire teslimlerinde yaşanan gecikmeden doğan zarar, ticari itibar kaybından doğan zarar, bir başka firma ile tekrar sözleşme yapmak durumunda kalması nedeniyle iki sözleşme arasındaki fark bedeli ile D.İş dosyası masraflarının ticari faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı taraf cevap dilekçesi sunmamış, yargılamaya katılmamıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 13/12/2017 tarihli ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplandıktan sonra, bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
İstanbul Anadolu — Sulh Hukuk Mahkemesinin — dosyası getirtilmiş, davacının başvurusu üzerine bilirkişi raporu alındığı, raporun davalı tarafa tebliğine ilişkin belge bulunmadığı görülmüştür.
Davacı tarafından davalıya yapılan ödemelere ilişkin dekontlar ilgili bankadan istenerek dosyaya konulmuştur.
Taraflar arasında düzenlenen—- tarihli olup sözleşmenin konusu davacıların oluşturduğu ortak girişime ——- projesinin——– Sözleşme bedeli —– olarak kararlaştırılmıştır. İşlerin anahtar teslim usulü yapılacağı, sözleşmenin imzalanması ile davalıya fatura bedelinin %30’unun nakden ödeneceği, bu bedelin ödenmesi ile davalının malzeme tedariğine derhal başlayacağı, tüm işlerin bitirilmesi için 90 iş gününün kabul edildiği, davalının sözleşmeyi ihlali halinde davacı tarafın sözleşmeyi tek taraflı feshedebileceği sözleşme ile düzenlenmiştir.
Sözleşme hükümlerine göre işin teslim süresi— tarihinde dolmuş olup, davalı ilk olarak —- tarihinde davacılara ihtarname göndererek “işin devamı için yapılması gereken alt yapı çalışmalarının tamamlanması konusunda defalarca —– bildirimde bulunduk ancak aylardır alt yapı çalışmaları tamamlanmadı, sözleşmedeki sürenin geçirilmiş olmasının sebebi sizsiniz, alt yapı işlemlerinin 7 iş günü içinde tamamlanmaması ve bakiye bedelin ödenmemesi halinde sözleşmeyi feshedeceğiz”demiştir. Davacı taraf bu ihtarnameye cevaben “Sözleşmede belirtilen peşinat ödenmesine ve ayrıca %35 daha ödeme yapılmış olmasına rağmen teklifte gösterilen ürünler şantiyeye indirilmemiştir, yalnızca bir miktar kilit taşı getirilmiştir. Sözleşmeyi ihlal eden sizsiniz, gerekli alt yapı işlemleri hazırdır. —-yapılmasına engel bir durum yoktur. Bu güne kadar alt yapı eksikliğine ilişkin tarafımıza bildirilen herhangi bir ihbar ve tespitinizde bulunmamaktadır, —– bir an önce bitirmenizi ihtar ederiz”şeklinde — tarihli ihtarnameyi göndermiş ancak bu ihtar tebliğ edilememiştir.
Davacı İstanbul Anadolu — Sulh Hukuk Mahkemesine —- tarihinde başvurmuş, tespit raporu alınmış ve mahkememizde —– tarihinde açtığı dava ile de ödediği bedelin iadesi ile diğer zarar kalemlerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı yanın davalıya farklı tarihlerde toplam 890.000,00 TL.ödeme yaptığı banka dekontları ile anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki —– yapımına ilişkin sözleşme eser sözleşmesi niteliğinde olup işin bitirilmesi için 90 iş günü kararlaştırılmıştır. Bu süre 28/10/2016 tarihinde son bulmuş olup bu tarihe kadar taraflar arasında geçen herhangi bir yazışma, ihtarname……—-delil sunulmamıştır. Davalı ilk olarak 09/12/2016 tarihinde davacılara ihtarname göndermiş, işin devamı için alt yapı çalışmalarının tamamlanması ve bakiye bedelin ödenmesi talebinde bulunmuştur. TBK 472/3 maddesinde eser meydana getirilirken iş sahibinin sağladığı malzeme yahut eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılır veya eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum ortaya çıkarsa yüklenici bu durumu hemen iş sahibine bildirmek zorundadır, bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur düzenlemesi mevcuttur. Somut olayda davalının davacıdan kaynaklanan sebeplerle işe devam edemediği yönünde sözleşme süresi içinde davacıya bildirimde bulunduğuna dair hiçbir delil sunulmamıştır. Davacı bu ihtarnameye verdiği cevapta da tüm alt yapının hazır olduğunu belirterek işin derhal bitirilmesini talep etmiş, daha sonra bilirkişi incelemesi yaptırmış ve mahkememizdeki davayı açmıştır.
Mahkememizce—- eşliğinde keşfen yapılan inceleme ile alınan bilirkişi raporunda davalının sözleşme ile kararlaştırılan kalitede malzeme kullanmadığı gibi işi zamanında bitirmediği, sözleşme gereği malzeme bedelinin tamamına yakınını tahsil etmesine rağmen hiç malzemenin şantiyeye indirilmediği, bu yüzden davacının ödediği bedeli talep edebileceği belirtilmiştir. Bunun yanı sıra ticari defter ve dayanak kayıtlar üzerinde de inceleme yaptırılmış alınan bilirkişi heyeti raporunda davacının davalıya toplam 890.000 TL.ödeme yaptığı, daha sonra——– yeni bir sözleşme imzaladığı bu sözleşme bedelinin 865.000 TL.+KDV olduğu belirlenmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, keşif ve alınan bilirkişi raporları ile D.İş dosyası bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde davacılar ile davalı arasında imzalanan eser sözleşmesi uyarınca yüklenici durumundaki davalının edimlerini yerine getirmediği, işin sözleşmede kararlaştırılan süre içinde yapılmadığı, davalının yapmış olduğu imalatlarda kullandığı ve inşaat sahasına getirdiği, ihzarat malzemelerinin teknik olarak sözleşmede belirtilen fiyat kalite endeksine ve istenen kalite ve kantitede olmadığı, dolayısıyla davacıdan herhangi bir hak ediş talep edemeyeceği, davacının dayanak sözleşme uyarınca davalıya toplamda 890.000,00 TL.ödeme yaptığı, ancak davalının edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle açtığı bu davada bedel iadesi talebinde bulunduğu, davacının bu talebinin sözleşmeden dönme olarak anlaşılması gerektiği, bu durumda davacının ifa ettiği edimi, somut olayda sözleşme kapsamında ödediği bedeli TBK 125/2 ve 3 maddesi uyarınca geri isteyebileceği anlaşılmıştır. Davacı yan her ne kadar ödediği tutara ödeme yaptığı tarihlerden itibaren faiz talebinde bulunmuş ise de davacının davalıyı bedel iadesi konusunda temerrüde düşürmediği, açılan dava ile dönme iradesini ortaya koyduğu gözetilerek, dava tarihinden itibaren talep gibi ticari faiz yürütülmesi uygun bulunmuştur.
Davacının bir diğer talebi ise dairelerin geç teslim edilmesinden doğan zarar olup, buna ilişkin delil sunulmamıştır, öte yandan bu zarar kalemi müspet zarar olup sözleşmeden dönme halinde müspet zarar talep edilemeyeceğinden davacının bu istemi yerinde görülmemiştir.
DAvacı davalının temerrüdü nedeniyle ne şekilde ticari itibar kaybına uğradığını açıklamadığı gibi buna ilişkin delil de ibraz edilmediğinden bu talepte mahkememizce kabul edilmemiştir.
Davacı davalının edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle bir başka firma ile sözleşme imzaladığını belirterek iki sözleşme arasındaki bedel farkını talep etmiş ise de davacının imzaladığı 2.sözleşmede karalaştırılan fiyat davalı ile arasındaki sözleşme ile kararlaştırılan bedelden daha düşüktür. Öte yandan iki sözleşme arasındaki fiyat farkı zararı talebi esasen müspet zarar niteliğinde olup sözleşmeden dönen tarafın talep edebileceği bir zarar kalemi de değildir.
D.İş dosyası için yapılan masraflar ise yargılama gideri mahiyetinde olup asıl alacak kalemi olarak değerlendirilemeyeceğinden ve bu tutar yargılama giderleri kısmında hesaplanacağından davacının taleplerinden yalnızca ödenen bedelin iadesine ilişkin olan kısım mahkememizce talep edilebilir bir alacak olarak kabul edilmiş, davanın kısmen kabulüne, 890.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazla talebin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
—— dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
2- Fazla talebin reddine,
3-Karar harcı 60.795,90 TL ‘nin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 4,60 TL ilk masraf, 605,50 TL tebligat, müzekkere, keşif ve yol gideri, 3.600,00 TL bilirkişi ücreti, 707,60 TL. D.İş dosyası masrafı olmak üzere toplam 4.917,70 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranı göz önünde bulundurularak (%89) ——– davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——–esaslara göre belirlenen 61.550,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.