Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/909 E. 2019/1092 K. 05.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/909
KARAR NO: 2019/1092
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/08/2017
KARAR TARİHİ: 05/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirketi arasında cari hesap ilişkisi mevcut olduğunu, bu ilişki çerçevesinde müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğu, davalı ile yapılan şifahi sözleşmeye göre alacağa karşılık davalıya ait aracın müvekkiline devri konusunda mutabakata vardıklarını, davalının müvekkiline ait paraları kullandığını ve yapılan anlaşmaya göre aracın devrini yapmadığını,—- TL alacağın tahsili için davalı hakkında İstanbul Anadolu 20. İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek davalının takibe itirazının iptaline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davacının müvekkilinden araç kiraladığını, davacıya araç satışı gibi bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkilinin davacıya borcu olmadığı gibi aksine —– TL tutarında alacaklı olduğunu, bu alacağın tahsili için davacı hakkında İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davacının itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulan cari hesap dökümlerinde bir kısım yanlışlıklar olduğunu, dökümlerde yer alan ——– TL’lik çekin müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkiline ait cari hesap dökümlerine göre davacıdan alacaklı durumda olduklarını belirterek asıl davanın reddini, davacının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini savunmuş, karşı davalarının kabulü ile davacının İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğü’nün ———- sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, karşı davacının haksız itirazı nedeniyle %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili —– tarihli savunmanın ıslahı başlıklı dilekçe sunmuş, cevap dilekçesini ıslah ettiklerini belirterek davanın temelini davacının kayıtlarında yer alan ——- TL.bedelli çek ödemesinin oluşturduğunu, davacının bu bedelin araç satış bedeli olduğunu, aracın kendilerine devredilmemesi nedeniyle çeklerden ötürü alacaklı olduklarını iddia ettiğini, çekin bir ödeme aracı olup sebepten mücerret olduğunu, bir borcun karşılığı verildiğine karine teşkil ettiğini, aksinin yazılı delille ispat edilebileceğini, davacının araç satışına ilişkin hiçbir yazılı delil ibraz etmediğini, araç satışını kabul etmediklerini, davacının ticari defterlerinde kapanış tasdiki bulunmadığını bu nedenle delil olarak değerlendirilemeyeceğini, çek karşısında defterlerin ispat gücünün bulunmadığını, davacının kiraladığı araç nedeniyle müvekkiline —- yılında ihtarname gönderdiğini, bu ihtarnamede araç alım satımından ve müvekkilinden alacaklı olduğundan bahsetmediğini, davacının müvekkilinden alacağı olmadığı gibi borçlu olduğunu belirterek davanın reddi ile davacının %20 oranında tazminata mahkum edilmesini ileri sürmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibari ile;İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı, taraflar arasında mevcut cari hesap ilişkisi çerçevesinde davalıdan alacaklı olduğunu, bu alacağa istinaden taraflar arasında yapılan şifai görüşme uyarınca takip konusu alacak tutarında —- marka aracın davalı tarafından kendilerine devri hususunda mutabakata varıldığını, ancak davalının haksız olarak aldığı parayı kullandığı gibi, sözleşme uyarınca devrini gerçekleştireceği araçların tescilini de yapmadığını, davalının kullandığı paranın her ne kadar cari hesap ilişkisine dayalı olsa da sözleşmeye aykırı şekilde araç tescillerinin sağlanmadığını, bu eylemin sebepsiz zenginleşmeye yol açtığını belirterek davalı hakkında başlatılan takibe davalının itirazının iptaliyle davalının %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı yan cevap ve karşı dava dilekçesinde davacı tarafın müvekkilinden araç kiraladığını, aralarındaki ticari ilişkinin kira sözleşmesine dayandığını, davacıya araç satmasının söz konusu olmadığını, borçlu değil, davacıdan alacaklı olduğunu ileri sürmüş karşı davasında karşı davalı taraftan cari hesaba dayalı —–TL.alacakları olduğunu, bu nedenle karşı davalı aleyhine başlatılan takibe haksız yere itiraz edildiğini, tarafların cari hesap dökümleri arasındaki farkın kendisi tarafından kesilen — tarihli faturaların karşı taraf defterlerinde işli olmamasından, karşı davalının– tarihli —- TL.bedelli ödemeyi iki kez mükerrer kaydetmesinden ve karşı tarafın kayıtlarında görünen — tarih —- TL.bedelli çekten kaynaklı olduğunu, kendilerine bu tutarda çek verilmediğini, bu yanlışlıkların düzeltilmesi halinde cari hesap dökümünün birbiriyle örtüştüğünü belirterek haksız açılan davanın reddiyle davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, karşı davanın kabulüyle karşı davalının itirazının iptali ve takibin devamına, karşı davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuş ve talep etmiştir.
Karşı dava yönünden karşı davacı vekili karşı davanın konusunun müvekkili tarafından karşı davalıya kiralanan araçların kiralama bedellerine ilişkin faturalardan doğan alacak olduğunu, ödenmeyen kira bedelleri için icra takibine giriştiklerini beyan etmiş, — tarihli dilekçesi ekinde araç kiralama sözleşmesini dosyaya sunmuştur. Davacı-karşı davalı vekili de aynı tarihli dilekçe ile taraflar arasındaki araç kiralama sözleşmesini kabul etmiş, sunduğu —günlü dilekçesi ile de davalının müvekkilinden fazla tahsil ettiği — TL.için icra takibi başlatıldığını, takip ve dava konusu alacağın kaynağının davalı şirketin satmayı vaad ettiği —– marka araç için verilmiş olup davalı tarafından tahsil edilen toplam tutarı —– TL.olan 3 adet çekten doğduğunu çeklerin tümünün davalıya —– teslim edilmesi nedeniyle defter/cari hesap kayıtlarına ayrı ayrı değil tek kalemde ——TL.olarak yazıldığını, davalının çek bedellerini tahsil etmesine rağmen satmayı vaad ettiği aracın devir ve teslimini yapmadığını, bu çeklerin taraflar arasındaki araç kiralama sözleşmesi ile ilgisinin bulunmadığını, araç kiralama sözleşmesinden doğan faturalara yönelik ödemelerin peyderpey yapıldığını ve kapatıldığını, davalının sözünü tutmaması nedeniyle araç alımından vazgeçildiğini, davalıya araç kiralama sözleşmesinden doğan cari hesap borçları bulunduğundan bu tutarı çek bedelinden düşüp bakiye kısım için icra takibine geçildiğini beyan etmiş, çeklerin tahsil edildiğine ilişkin banka dekontlarını sunmuştur. Davalı karşı davacı taraf ise davacının iddia ettiği araç satışına ilişkin ticari ilişkiyi ve bu nedenle — TL.tutarlı çek verildiğini kabul etmemektedir.
Taraf vekillerinin beyan ve açıklamaları doğrultusunda yapılan ——– tarihli ön inceleme duruşmasında karşı davanın konusunun araç kiralama sözleşmesinden doğan alacak olup bu davaya bakmaya mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından, karşı davanın mahkememiz dosyasından tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiş, tefrik edilerek oluşturulan dosyada karşı davanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Asıl davanın konusu olan İstanbul Anadolu 20.İcra Müdürlüğünün—— sayılı takip dosyasında davacının davalı hakkında ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin tebliği ile davalının takibe süresinde itiraz ettiği itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği mahkememizden açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Dava şartlarının mevcut olduğu, ilk itiraz ileri sürülmediği, tarafların sulh olma imkanının da bulunmadığı anlaşılmakla tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak, bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davacının dayandığı çeklerin arkalı önlü birer örneği getirtilmiş, bankadan gelen cevabi yazıda her biri ——- TL.bedelli olup keşidecisi davacı ve lehtarı da davalı olan 3 adet çekin bedelinin davalıya ödendiği bildirilmiştir.
Her iki tarafın ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişiye inceleme yaptırılmış, bilirkişi davacının kendi defter kayıtlarında takip tarihi itibariyle davalıdan —TL.alacaklı göründüğü, davalının ise kendi kayıtlarında davacıdan — TL.alacaklı göründüğü belirlenmiş, farkın davacı taraf defterlerinde kaydı olup davalı kayıtlarında yer almayan 3 adet toplamı— TL.olan çeklerden, davacının—– tarihli — TL.tutarlı ödemeyi aynı gün iki kere kayıt etmesine karşılık davalının 1 kez kaydetmesinden ve davalı tarafça davacı adına düzenlenen ancak davacı kayıtlarında yer almayan iki adet — TL.bedelli ve —-TL.bedelli faturalardan kaynaklı oluğunu tespit etmiş, buna göre davacının — TL.yi iki kez ödediğine dair belge sunulmayıp davalı kayıtlarında 1 ödeme kaydı bulunduğundan davacının alacağından—- TL.nin düşülmesi gerektiğini, davacının kayıtlarında yer almakla birlikte davalı kayıtlarında bulunmayan ödendiği anlaşılan çek bedellerinin davacı ödemesi olarak dikkate alınacağını, davalının davacı adına düzenleyip defterine kayettiği, davacı defterinde kaydı olmayan – faturanın ve dayanaklarınında dosyada mevcut olmayıp, fatura konusu hizmetin ifası, davacı tarafa tebliği hususları da belli olmadığından davalı adına tahakkuk etmiş bir alacak olarak değerlendirilemeyeceğini, sonuç olarak davacının takip tarihi itibariyle davalıdan — TL.talep edebileceğini açıklamıştır.
Davalı vekili kök rapora itiraz dilekçesi ekinde —TL.bedelli fatura ile —-TL.bedelli faturayı sunmuş bu faturaların araç kiralama ilişkisinden doğan tefrik edilen karşı davanın konusunu oluşturduğu anlaşılmıştır.
İtirazların karşılanması bakımından bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişi kök rapordaki görüşlerini tekrar etmiştir.
Yapılan yargılama toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporlarıyle davacı ve davalı taraf arasında araç kiralama ilişkisinin bulunduğu, davacının bu ilişkiden ayrı olarak araç satışına ilişkin olarak da taraflar arasında sözlü anlaşma yapıldığını, davalının — TL.bedelle kendisine, — marka araç satmayı vaad ettiğini ancak sözünü tutmadığını, bu nedenle aracı satın almaktan vazgeçtiğini, araç satışı için davalıya verilen toplam — TL.bedelli, 3 adet çekin davalı tarafından tahsil edildiğini, vazgeçilen araç satışı nedeniyle davalıya fazladan ödeme yapmış oldukları, — TL.den araç kiralama sözleşmesi nedeniyle davalıya olan borçları mahsup ettiklerinde fazla ödenen — TL.nin tahsili için takip başlattıklarını belirterek dava açmış, davalı yan araç satım ilişkisini ve çek ödemesini kabul etmemiştir.
Dosya kapsamında davacının davalıya her biri —TL.bedelli – adet çek düzenleyip verdiği ve çek bedellerinin davalı tarafça tahsil edildiği sabittir. İki tarafın defter kayıtları —- TL.tutarlı çek ödemesi, — TL.tutarlı ödemenin mükerrer kaydı ve davalının davacıya düzenlediği 2 adet fatura dışında mutabık olup, davalı çek ödemelerini defterine kaydetmemiş, davacı ise — TL.ödemesini mükerrer kaydetmiştir. Bu kayıtlar düzeltildiğinde geriye sadece davalının davacı adına düzenlediği 2 adet fatura alacağı kalmakta olup bu faturalar aynı zamanda mahkememizde açılan tefrik edilerek görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilen davanın konusu olan faturalardır. Bu faturalar davacı defterlerinde kayıtlı olmayıp davalı tarafından davacıya tebliğ edildiğine ilişkin hiç bir delil belgede sunulmuş değildir. Bu yüzden mahkememiz dosyası kapsamında bu fatura bedellerinin davacının borcu oldu–zla ödemesinden düşüm yapılmaksızın davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul Anadolu 20.İcra Müdürlüğü — sayılı takip dosyasında itirazının —— TL.asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu tutar yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine, fazla talebin reddine, davalının itirazında haksız ve alacağın likit oluşu göz önünde bulundurularak hükmedilen tutarın %20’si oranında ——TL.inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, davanın reddedilen kısmı yönünden davacının haksız ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, davalının İstanbul Anadolu 20.İcra Müdürlüğü —- sayılı takip dosyasında itirazının- — TL.asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu tutar yönünden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine, fazla talebin reddine,
Hükmedilen tutarın %20’si oranında —- TL.inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar harcı 4.908,86 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 893,27 TL ile icra dosyasına yatırılan 369,81 TL. harcın mahsubu ile bakiye 3.645,78 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 893,27 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk masraf, 180,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.016,00 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranı göz önünde bulundurularak (%97) 985,52 TL.nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 8.254,77 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılan 52,00 TL.yargılama giderinin davanın reddedilen kısmı göz önünde bulundurularak (%3) takdiren tamamının üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/11/2019