Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/878 E. 2019/393 K. 16.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/878
KARAR NO : 2019/393
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 11/08/2017
KARAR TARİHİ: 16/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıyla müvekkili arasında imzalanan trafik sigorta poliçesi uyarınca davalıya ait ——– plaka sayılı aracın sigortalandığını, sigortalı araçla ——- plaka sayılı araç arasında 02/09/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde oluşan hasardan ötürü diğer araç sahibine 1.864,00 TL.ödeme yapıldığını, sigortalı aracın trafik güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde araç kapısının açılarak park halindeki bir araca çarpmasından ötürü davalının ağır kusurlu olduğunu, bu konuda davalıya gönderilen rücu yazısına cevaben araç kapısının ihmal sonucu açık bırakılmadığı, kaza noktasının keskin viraj olması nedeniyle tamamen mekanik bir hatadan dolayı açıldığının ifade edildiğini, kazaya sebebiyet veren teknik arızanın davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında başlatılan takibe davalının haksız yere itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaliyle takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı cevap dilekçesinde özetle; ——– plaka sayılı araçla dolmuş durağından hareket ettiğini, kaza yeri ile ilk hareket noktası arasında yaklaşık 8 km.olduğunu, aracın yan bagaj kapağının amortisörlü olup, ihmal ile açık bırakılmasına imkan olmadığını, aksi halde kapının açılmayıp yolcuların içeri alınamayacağını, kapağın açık olması halinde otomatik kapının çalışmadığını, yol boyunca bir çok polis noktasından geçmiş olmasına rağmen uyarı da almadığını, kaza noktasının keskin bir viraj olup, kapağın kendi kendine açılmasının tamamen mekanik bir hatadan kaynaklanmış olup, bunun ön görülüp engel olunabilecek nitelikte bir durum da olmadığını, aracın periyodik ve düzenli olarak servis bakımlarının yapıldığını, olayın gerçekleşmesinde kasıt veya ağır kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile;trafik sigorta poliçesinden doğan tazminatın davalıdan rücuen tahsili istemiyle başlatılan takibe davalının itirazının iptali davasıdır. Davacı davalıya ait ——–plakalı aracın trafik sigorta poliçesini düzenlediğini, sigortalı aracın karıştığı 02/09/2016 tarihli trafik kazası nedeniyle diğer araçta meydana gelen hasarın ödendiğini, sigortalı araç sürücüsünün trafik güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde araç kapısının açılarak park halindeki araca çarpması nedeniyle oluşan hasarda sigortalı davalının ağır kusurlu olduğunu, bu yüzden rücu hakkı doğduğunu ileri sürmektedir. Davalı ise kaza yeri ile ilk hareket noktası arasında yaklaşık 8 km.olduğunu, aracın yan bagaj kapağının amortisörlü olup ihmal ile açık bırakılmasına imkan olmadığını, aksi halde kapının açılamayıp yolcuların içeri alınamayacağını, kaza noktasının keskin bir viraj olup kapağın kendi kendine açılmasının tamamen mekanik bir hatadan kaynaklandığını savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla 21/11/2017 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığı anlaşılmakla uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp, tanıklar dinlenerek bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
İstanbul Anadolu 2.İcra Müdürlüğünün ——— sayılı takip doyası getirtilmiş, davacının davalı hakkında ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu belirlenmiştir.
Davalı mahkememizin yetkisine itirazla yetkili mahkemenin Zonguldak Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu ileri sürmüş ise de sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların sigorta şirketinin bulunduğu yerde açılması mümkün olduğundan davalının yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Kazaya karışan——-plaka sayılı aracın trafik kaydının davalı adına olup, olay tarihini kapsar şekilde ZMMS poliçesinin davacı tarafça yapıldığı, sigortalı araç ile ——– plakalı aracın karıştığı ——– tarihli kaza neticesinde davacının sigorta poliçesi kapsamında – plakalı aracın hasarı için———- TL.ödeme yaptığı ve davalıya rücu yazısı gönderdiği sonuç alamaması nedeniyle davaya konu icra takibini başlattığı anlaşılmıştır. Davacı yan ZMMS genel şartlarının 39/a maddesine dayanmış ve tazminatı gerektiren olayın işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasdi bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana geldiğini belirtmiştir.
Sigorta genel şartlarındaki düzenlemeye göre işletenin ve eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucu meydana gelen kazalar nedeniyle sigorta bedelini ödeyen sigortacı sigorta ettirene rücu edebilecektir. Kasıt yahut ağır kusur olmayıp, sigortalının %100 kusurlu olması hali ise rücu hakkı tanımayacaktır. Kasıtlı davranış bir eylem olarak ortaya çıkar ve saptanabilir. Ağır kusurun ne olduğu ise Yargıtay kararlarındaki tanımlamalara göre kasıt olmamakla birlikte kasta yakın ağır kusurun varlığını ifade etmektedir.
Somut olayda alınan bilirkişi raporu ile kazanın oluş biçimi değerlendirilmiş, meydana gelen kazanın aniden ve beklenmedik şekilde gerçekleştiği, dosyaya sunulan servis raporları ve beyanlardan sağ orta bagaj kapağının kendiliğinden(aniden)açıldığı, zararın oluşmasında bagaj kapağının açılmasının öngörülüp engel olunabilir bir durum olmadığı, görünürde mekanik bir hatanın olmadığı, bu şartlarda sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil bir kusur bulunmadığı, teknik arızanın bakımsızlığa bağlı ağır kusur kapsamında oluşmadığı dolayısıyla davacının rücu hakkının doğmadığı belirlenmiş, alınan bilirkişi raporu gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olup olayın oluş şekline de uygun bulunduğundan hükme esas alınmak suretiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 44,40 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 32,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,01 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan toplam 163,00 TL.yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
5-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
Dair, kesin olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/04/2019