Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/872 E. 2019/171 K. 12.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/872 Esas
KARAR NO : 2019/171

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/08/2017
KARAR TARİHİ : 12/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı arasında 16/10/2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığını, davalı şahıs iş bu sözleşmeyi borçlu sıfatıyla imzaladığını, kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılmış olan kredilerin geri ödenmediğini, bu nedenle Gebze ———.Noterliği’nin 17/09/2015 tarihli ihtarnamesi ile hesapları kat edildiğini, kalan borcun tahsili amacıyla davalı borçlu hakkında İstanbul Anadolu ————–.İcra Müdürlüğü’nün 2016/1937 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, söz konusu takibe karşı davalı tarafından borca ödeme emrine, faiz ve ferilerine itiraz ettiğini, 17/09/2015 tarihinde gönderilen hesap kat ihtarnamesine itiraz etmediklerini, ihtarnameye itiraz edilmediğinden mevcut ihtarname İİK. Madde 68/b’de sayılan belgelerden sayıldığını, itirazın iptalinin gerektiğini, borçlu imza ve sözleşmeye itiraz etmediğini, davalı borca ve faize haksız ve dayanaksız şekilde itiraz ettiğini, davalının açık kayıtlar karşısında süre kazanmak ve alacağın tahsilini güçleştirmek amacıyla takibe itiraz ettiğini, itirazının kötü niyetli olduğunu, davalının itirazının iptaline karar verilmesini, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı …’a dava dilekçesinin 13/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, cevap dilekçesinin sunulmadığı anlaşıldı.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki kredi sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İcra dosyası dosyamız arasındadır.
Mahkememizce bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişi raporu alındıktan sonra davacı vekiline sözleşmenin niteliği (tüketici-ticari kredi olup olmadığı) hakkında beyanda bulunması için süre verildiği, davacı vekilinin söz konusu kredinin bireysel kredi sözleşmesi olup dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Bunun yanında 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde belirtilmiştir. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda, davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, dava konusu sözleşmenin tüketici sözleşmesi olduğu, davalının tacir olmadığı, dolayısıyla davalının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, söz konusu bireysel kredi sözleşmesinin de tüketici işlemi sayılması gerektiği, bu durumda bu davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu(Emsal: Yargıtay ——-.Hukuk Dairesi’nin 27/03/2017 tarihli 2016/2177 E., ——– K. sayılı kararı, 10/10/2016 tarihli 2016/6864 E., 2016/7950 K. sayılı kararı) anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair davacı vekili yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.