Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/861 E. 2019/149 K. 05.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/861 Esas
KARAR NO: 2019/149
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/08/2017
KARAR TARİHİ : 05/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 16.İş Mahkemesi kararında sayaç okuma ve faturalama işi kapsamında sözleşme yapılan davalılar tarafından çalıştırılan işçilerin alacakları İş Kanunu 2.maddesi gereği müvekkili idare davalılar ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulduğunu, İş Mahkemesi tarafından karar bağlandığını, alacakların müvekkili idareden haciz yoluyla tahsil edildiğini, İş Mahkemesi kararında davalı şirketlerin adreslerinin ve şirket kurucularının ve yöneticilerinin adreslerinin aynı olması nedeniyle davalı şirketler arasında organik bağ olduğunu, müvekkili idare alacağının tahsili için her iki şirketede dava açtığını, davalı şirketler çalışanı ——— tarafından İstanbul Anadolu 16.İş Mahkemesinin ————esas sayılı dosyası ile açılan işçi alacakları nedeniyle tazminat davasının yapılan yargılaması neticesinde ——- karar sayılı ilam ile işçi alacaklarının faizi ile birlikte hem müvekkili idare, hem de davalı şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiğini, yapılan temyiz üzerine Yargıtay’ın bozma kararına uyulduğunu, —– esas —— Karar sayılı kararla yeniden karar verildiğini, ilk kararla ilama bağlanan alacakların tahsiline yönelik Hakan Kaya vekili tarafından müvekkili idare aleyhine İstanbul 33.İcra Müdürlüğünün ——- esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, idarenin fatura alacaklarından İİK 89/1 maddesi uyarınca haciz uygulandığını, toplam ——– TL cebri icra yoluyla tahsil edildiğini, iş davalarında davacı işçiler tarafından açılan davalarda davacılar davalı şirketlerin işçisi olduğunu, işçi alacakların asıl sorumluluk davalı ile müvekkili idare arasında düzenlenen sözleşme hükümleri uyarınca müteahhit firmanın çalıştırmış olduğu işçilerin özlük haklarından davalı müteahhit şirketlerin sorumlu olduğunu, müvekkili idarenin işçi alacaklarından sorumlu tutulması İş Kanunu 2.maddesi uyarınca asıl işveren konumunda bulunması nedeniyle olduğunu, bu nedenle idare tarafından yapılan ödemenin Borçlar Kanunu 167 ve 168 madde uyarınca alacaklarının haklarına halefiyet gereği rücuen tazmini ile ödenen miktarların cebri icra yoluyla tahsil tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla davanın kabulünü,————–TL’nin davalılardan rücuen tazmini ve bu bedele cebri icra yoluyla tahsil tarihinden itibaren başlamak kaydıyla işleyecek avans faizi, masraf ve vekalet ücreti ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin davalılara tebliğ edildiği, cevap dilekçesinin sunulmadığı anlaşıldı.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Davanın, asıl işveren alt işverenlik ilişkisi kapsamında davacı tarafından dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarına ilişkin bedelin davalı yüklenicilerin bu bedelden sorumlu oldukları iddiasıyla açtığı rücuen alacak talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış olmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenerek tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek yargılamanın ön inceleme aşaması bitirilmiş, HMK.nun 142.maddesi kapsamında hak düşürücü süre ve zaman aşımı itiraz ve def’i yönünden inceleme yapılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu dosyamız arasındadır. Davacı vekili bilirkişi raporuna itirazla davanın tamamen kabulünü talep etmiştir.
İstanbul Anadolu 16. İş Mahkemesi’nin ————-Tarihli ilamı, Yargıtay 22. Hukuk Daİresi’nin 2013/19964 E. 2014/30603 K.. 06.11.2014 T.’li ilamı, İstanbul Anadolu 16. İş Mahkemesi’nin ————- T. İlamı, davacı ile davalılar arasında imzalanan sözleşme ve ekleri, İstanbul Anadolu 16. İş Mahkemesi’nin Anadolu 16, İş Mahkemesi’nin —— E. dava dosyası, İstanbul 33. İcra Müdürlüğü’nün ——– E. sayılı icra takip dosyası—- Müdürlüğü’nce davalı … ticaret sicil bilgileri dosyamız arasındadır.
İstanbul Anadolu 16. İş Mahkemesi’nin ————- sayılı kararında (————-; dava dışı—– isimli işçinin alacaklarından davalılar ile birlikte davacı kurumun da müteselsilen sorumlu tutulduğu, davalılar arasında organik bağ bulunduğunun iş mahkemesi kararında sabit olduğu, —— adına İstanbul 33. İcra Müdürlüğü’nün ——- E. sayılı dosyasından icra takibine geçildiği ve davacının fatura alacağından —– TL cebri icra yoluyla tahsil edildiği, davalı ile davacı arasında imzalanan sözleşme hükümleri uyarınca işçilik alacaklarından davalıların sorumlu olduğunu ileri sürdüğü, İstanbul Anadolu 16. İş Mahkemesi’nin —– E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının ——, davalıların ———- olduğu, Yargıtay Bozma İlamından önce 2013/328 E. 2013/125 K. sayılı ilamıyla karar verildiği, kararda davacının —- TL/Net kıdem tazminatının, —–TL/Net yıllık ücretli izin alacağının, —– TL/Net fazla mesai ücretinin,—- TL/Net hafta tatili ücretinin, —- TL/Net genel tatil ücretinin davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verildiği, —- TL yargılama gideri ile —– TL harcın ve —- TL vekalet ücretinin davacıya ödenmesine karar verildiği, karara dayanak bilirkişi raporunda ———– organik bağ bulunduğunun tespit edildiği, ————–Bozma ilamında fazla çalışma ücretinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunda yeniden inceleme yapılması, puantaj kayıtlarının dikkate alınması ve hakkaniyet indirimi yapılması hususlarında kararın bozduğu, daha sonra İstanbul Anadolu 16. İş Mahkemesi’nin ———- İlamında bozma ilamına uyulmak suretiyle —– TL/Net kıdem tazminatının, —– TL/Net yıllık ücretli izin alacağının,—— TL/Net fazla mesai ücretinin, —-TL/Net hafta tatili ücretinin, —–TL/Net genel tatil ücretinin davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verildiği, son kararın temyize gidilmeksizin kesinleştiği görülmüştür.
İstanbul 33. İcra Müdürlüğü’ nün ———— E. sayılı icra takip dosyasının incelenmesinden, İstanbul Anadolu 16. İş Mahkemesi’nin ———K. sayılı kararına dayanılarak takibe geçildiği, faiziyle birlikte takip çıkış tutarının —– TL olduğu, alacaklının talebiyle davacı …’nin ——– Yönetiminden alacaklarına 89/1. Haciz İhbarnamesi gönderildiği, ——– tarafından —–TL—- tarihinde icra dosyasına ödendiği görülmüştür.
Davacı tarafından sunulan sözleşmelerin incelendiğinde; —– başlangıç tarihli sözleşmede, sözleşme konusu işin———-ortak girişimi tarafından üstlenildiği, işin süresinin —– tarihinden itibaren 3 yıl olduğu, — tarihli sözleşmede ihale konusu işin ——- ortak girişimine ihale edildiği işi süresinin —–tarihinden itibaren 3 yıl olduğu, —– tarihli sözleşmede ihale konusu işin———– ihale edildiği, işin süresinin —— tarihinden itibaren 3 ay (90 gün) olduğu görülmüştür.
İstanbul Anadolu 16. İş Mahkemesi’nin —— E. sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda başka bir dosyaya verilen ——- tarafından verilen cevap ile —— verdiği cevap dilekçesi içeriğinde ihale konusu işi üstelenen firmaların—— tarihleri arasında ———– ortak girişimi, ———– tarihleri arasında ——-. ortak girişimi, ———— tarihleri arasında —. olduğu tespit edildiği görülmüştür.
İstanbul Anadolu 16. İş Mahkemesi’nin ———- sayılı kararında (Bozmadan sonra İstanbul Anadolu 16. İş Mahkemesi’nin—– E. ———– davacı Hakan Kaya’nın davacı … ile davalılar nezdinde asıl işveren-alt işveren ilişkisi çerçevesinde ———- tarihleri arasında çalıştığı kabul edilmiştir.
Davacı tarafından sunulan —— başlangıç tarihli sözleşmede ve eklerinde iş hukuku kaynaklı alacaklarından ihaleyi alan firmanın sorumlu olacağına dair bir hüküm yahut İdarenin işçiye ödediği meblağı ihaleyi alan firmalardan rücuen isteyebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı görülmüştür.
03.07.2008 tarihli sözleşmenin Yüklenicinin Sözleşme Konusu İl İle İlgili Çalıştıracağı Personele İlişkin Sorumlulukları başlıklı 24.maddesinde “Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel Şartnamenin Altıncı Bölümünde belirlenmiş olup, Yüklenici bunları aynen uymakla yükümlüdür.” şeklinde yazılı olduğu, Sözleşmenin bulunduğu dosyanın içinde yer alan Hizmet İşleri Genel Şartnamesininin Yülenicinin Çalıştırdığı personel, Çalışanların Hakları ve Çalışma Şartları başlıklı Altıncı bölümünde İş Hukuku kaynaklı alacaklarından ihaleyi alan firmanın sorumlu olacağına dair bir hüküm yahut İdarenin işçiye ödediği meblağı ihaleyi alan firmalardan rücuen isteyebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı görülmüştür.
——— tarihli sözleşmenin Yüklenicinin Sözleşme Konusu İl İle İlgili Çalıştıracağı Personele İlişkin Sorumlulukları başlıklı 23 .maddesinde “Yüklenicinin sözleşme konusu İş İle ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve genel Şartnamenin Altıncı Bölümünde belirlenmiş olup, Yüklenici bunları aynen uymakla yükümlüdür.” Yazılı olduğu görülmüştür. Sözleşmenin bulunduğu dosyanın içinde Hizmet İşleri Genel Şartnamesi yer almamaktadır.
Türk Borçlar Kanunun 167. maddesinde “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. / Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir. /Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler hükümlerine yer verildiği görülmektedir.
Türk Borçlar Kanunun 167. Maddesinden, rücu ilişkisinin nispetini belirleyecek herhangi bir sözleşme veya kanun hükmü mevcut değil ise taraflar iç ilişkide tüm borcun yarısı oranında birbirlerine rücu hakkını haiz oldukları, müteselsil borçlular iç ilişkide eşit payın ödenmesine ilişkin düzenleyici kuralın yerine aralarında anlaşarak kimin borçtan hangi oranda sorumlu olduklarını belirleyebilme yetkisine sahip oldukları anlaşılmaktadır. Bu durumda, müteselsil borçlulardan herbirinin iç ilişkide borcun ne kadarlık kısmın üstlendikleri kendi aralarında bir anlaşma ile belirlenmişse iç ilişkide kararlaştırılan bu hisseden fazla bir miktar için alacaklıya ifada bulunan müteselsil borçlu, diğerlerine hissesinden fazlası için rücuan ifa talebinde bulunabilecektir. İç ilişkide kısmi borçluluk olgusunun bir sonucu olarak alacaklıya ifada bulunan müteselsil borçlu diğer borçlulara ifa ettiği kısmın tamamı için değil de her bir borçluya payına düşen nispette rücu etme hakkına sahiptir. Bu kapsamda işçilik alacaklarına ilişkin ödemeyi gerçekleştiren kamu işverenleri ile hizmet satın alınan firmalar arasındaki iç ilişkinin tespiti bakımından öncelikle taraflar arasındaki sözleşme ve şartname hükümlerine bakmak gerekmektedir.
Ancak, davacı tarafça sunulan sözleşmelerde ve Hizmet İşleri Genel Şartnamesinde taraflar arasındaki iç ilişkide tarafların hakları ve sorumlu oldukları paya ilişkin düzenleme bulunmadığından, davalıların davacının dava dışı işçiye ödediği bedel olan ———- TL’nin %50’si olan ———- TL’sinden sorumlu oldukları, her ne kadar davacı vekili davalıların ödenen tüm bedelden sorumlu olduklarını ileri sürmüş olsa da Borçlar KAnunu2nun belirtilen maddesinin açık olup bunun aksini gösteren bir sözleşmeyi davacı vekilinin sunmadığı, Hizmet İşleri Tip Sözleşmesinin 24. Maddesinde ve Genel Hizmet Şartnamesinin ikinci bölüm 6/3 maddesindeki düzenlemelerden iddia ettiği şekilde davalıların tamamen sorumlu olduklarına ilişkin bir hüküm bulunmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile —- TL’nin ödeme tarihi olan—– tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-14.334,06 TL’nin ödeme tarihi olan —– tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 979,16 TL harcın davalılardan alınarak hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 187,60 TL tebligat ve müzekkere gideri, 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 687,60 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 343,80 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde, talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/02/2019