Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/839 E. 2018/417 K. 15.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/839 Esas
KARAR NO : 2018/417

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 15/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı şirkete kasko sigortası ile sigortalı……… malik ve işleteni olduğu ……. plakalı aracın 28/02/2017 tarihinde hasarlandığını, ……….. plakalı aracın 11/11/2016/2017 vade ……….. kasko poliçe numarası davalı … şirketine sigortalı olduğunu, kasko sigortacısının, sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimselerin kastı dışında kusurları ile meydana gelen zararlardan sorumlu olduğunu, hasar alan parçaların tespiti ile hasar bedelinin tespiti için ekspertiz raporu alınmak zorunda kalındığını ve bu rapor için 250,00 TL ekspertiz ücreti ödendiğini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu; belirsiz nitelikte bir iddianın söz konusu olmadığını, davanın kısmi dava olarak açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya ayrıca zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, hukuken ancak sigorta poliçesinden doğan hakların talep edilmesi hakkının tek taraflı olarak devredilebilmesinin mümkün olmadığını, alacağın temlikine ilişkin olarak tarafların arasındaki sözleşmenin müvekkili şirketinin hiçbir bağlayıcılığının bulunmadığını, müvekkili şirketi tarafından ……. plakalı aracın ……… numaralı ticari genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile ………… tarihleri arası dönemi için sigortalandığını, davacı tarafın haksı şekilde açılan davada, ………… tarihinde meydana geldiğini ve dava konusu kazaya ilişkin müvekkili şirketi tüm yükümlülüklerinin yerine getirildiğini, herhangi bir borcunun kalmadığını, eksper raporuna istinaden belirlenen bu hasar miktarı da müvekkili şirketi tarafından ………. tarihinde davacı şirkete ödendiğini ve tüm yükümlülüklerin yerine getirildiğini, haksız ve yersiz davanın usul ve esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, Kasko Sigorta Poliçesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
…………. plakalı aracın tescil kayıtları getirtilmiş yapılan incelemesinde; aracın dava dışı sigortalı …….. ait olduğu ve hususi araç olduğu anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Bunun yanında 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde belirtilmiştir. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda; davacı vekili, dava dışı…………. ait sigortalı aracın hasarlanması nedeniyle oluşan hasar bedeli ve ekspertiz ücreti alacağının müvekkiline temlik edildiğini ileri sürerek bu tutarın …………..Poliçesi uyarınca davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Davacı tacir ise de, alacağını temlik eden ………….i ile davalı şirket arasında akdi bir ilişki olup, davalının sorumluluğunun kaynağı bu sözleşmedir. Temlik eden ………tacir olduğu yönünde iddia olmadığı gibi bilgi ve belgeye de rastlanılmamış olup sigortalı araç ise hususi bir araçtır. Bu durumda uyuşmazlığın 6502 sayılı yasa hükümleri uyarınca çözümlenecek olduğu ve davaya bakma görevi Tüketici Mahkemelerine ait olduğu anlaşılmakla (Emsal Yüksek Yargıtay 17 HD’nin 13/11/2017 tarihli 2016/19222 E., 2017/10435 K. sayılı kararı), HMK’nun 114/1-c ve 20. maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı