Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/830 E. 2019/314 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/218 Esas
KARAR NO : 2019/173

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/02/2018
KARAR TARİHİ : 12/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının öz kardeş olduğunu, müvekkili ve davalının eşlerinin de öz kardeş olduğunu,——— parsel numaralı taşınmazın 1/6 payının müvekkili ile davalı tarafın birlikte satın alındığını, bedelinin birlikte ödendiğini, müvekkili ve davalının bu arsa üzerinde bulunan binayı birlikte inşa ederek uzunca bir zaman taşınmazda aileleri ile beraber yaşadıklarını, tarafların ortak murisinden kalan taşınmazdaki hak ve hisselerin devri için davalı ve diğer kardeşleri ile müvekkiline vekalet verdiklerini, müvekkilinin bu vekaletname ile intikal işlemlerini yaptırdığını, vekil olduğu için taşınmazın mülkiyetini kendi üzerine alamayacağını, bu nedenle taşınmazın mülkiyetini eşine satış şeklinde devrettiğini, davalı tarafından müvekkili ile eşi aleyhine İstanbul —–.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/274 esas sayılı dava dosyası üzerinden vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiasına dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası ikame ettiğini, müvekkilinin davalı abisinin kendisine söylediklerine istinaden devir işlemini yaptığını, söz konusu davada davalının müvekkiline dava konusu çeki vermesi karşılığında davayı geri çekeceğini beyan ettiğini, dava konusu çekin protokolle davalı vekiline teslim edildiğini, dava konusu çekin bedelsiz ve teminat amacıyla verildiğini, müvekkilinin yapılan sulh protokolü gereğince davanın geri çekilmesi kayıt ve şartıyla dava konusu çeki keşide ederek davalı tarafa teslim ettiğini, davalı çeki haksız ve herhangi bir hakkı olmadığı halde sırf müvekkilinin iyiniyeti ve akrabalık bağlarının kuvvetli olmasını suistimal ederek müvekkilinden aldığını, taraflar arasındaki 03/02/2017 tarihli “sulh protokolü” başlıklı sözleşmeye göre; müvekkilinin sözleşme konusu teşkil eden taşınmazın davalı hissesine tekabül ettiği belirtilen 125,00 TL’lik kısmının —— şubesine ait, 125.000,00 TL bedeli — vade tarihli çek ile ödenmesine, avukatlık ücretinin 2.000,00 TL’sinin iş bu protokolün imzalanması halinde nakit olarak, kalan 10.000,00 TL’sinin 03/02/2017 keşide tarihli 10.000,00 TL bedelli, 15/03/2017 vade tarihli bir senet ile ödenmesine rağmen davalı tarafından sözleşmeye konu İstanbul ——Hukuk Mahkemesinin 2016/274 Esas sayılı dosyasına devam edildiğini, davanın halen derdest olduğunu, davanın hem derdest olmasının hemde iş bu dava konusu 125.000 TL bedeli çekin davalının elinde bulunmasının mükerrerlik teşkil ettiğini, sulh protokolü başlıklı sözleşmenin 7. Maddesine göre protokolde müvekkili ile müvekkilinin dava dışı eşi — vekillerinin imzalarının bulunmadığını, kambiyo senetlerinin kayda ve şarta bağlı olamayacağını, dava konusu çekin teminat amaçlı verilmesi nedeniyle kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediği, taraflar arasında bir borç ilişkisi bulunmadığı, çekin bankaya ibraz edilmesi halinde ödenmesinin önlenmesi için çekin ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini, olmadığı taktirde müvekkili aleyhine çekin takibe konulmasını ve çeke dayalı olarak icra ve haciz işlemlerinin yapılmasının önlenmesi amacıyla çekle ilgili ihtiyati tedbir kararı verilmesini, dava konusu çekten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, tarafların ticari işletmesiyle ilgili olmadığını, muris babalarından kalan taşınmaz hissesinin ödenmesi hususunda davacı tarafça verilen çek sebebi ile davacının borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olduğunu, 6102 Sayılı Türk Ticaret kanunu iyarınca Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına giren davalardan olmadığını, Görevli Mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, Görevsizlik Kararı verilerek dosyanın Görevli Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini, davacı ile müvekkilinin kardeş olmaları ve hatta eşlerinin de öz kardeş olmaları dışındaki tüm beyanlarının gerçekliğe uygunluğu söz konusu olmadığını, hukuki dayanağı da bulunmadığını davanın görev yönünden reddini, görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini, davanın hukuki menfaat yokluundan usulden reddine karar verilmesini, ——- parsel sayılı taşınmazın tarafların babası —– adına kayıtlı olduğunu, bu taşınmaza karşılık —- tarafından 2 adet bağımsız bölüm verilerek — tüm mirasçılarına devredildiğini, müvekkilinin—-ikamet etmesi nedeniyle– tarafından tahsisen satışı yapılan taşınmazlardan –nolu bağımsız bölümün (mirasçılardan …, … ve — adına tescili yapılacak olan) 1/3 hissesinin müvekkili adına mirasçılardan —– alınması ve belirtilen mirasçılar adına devredilecek taşınmaz üzerindeki kendi hissesinin bu mirasçılara satışı için davacı …’a düzenleme şeklinde vekaletname verdiğini, davacı …’ın vekalet görevini kötüye kullanarak —- nolu bağımsız bölümün doğrudan kendi adına tescil ettirdiğini, daha sonra da müvekkilinin bilgisi olmaksızın muvazalı olarak kendi eşi —- satışını yaptığını, müvekkilinin söz konusu taşınmazın kendi hisselerine düşen satış bedelini alamadıklarını, bu nedenle müvekkilinin davacı ve davacının eşi —- aleyhine İstanbul —- Asliye Hukuk Mahkemesinin — Esas sayılı davasını açtığını, bu dava sırasında taraflar arasında 03/02/2017 tarihinde sulh protokolünün imzalandığını, dava konusu —–nolu çekin sulh protokolü kapsamında davacı tarafından müvekkiline verildiğini, teminat olarak veya şarta bağlı olarak verilmediğini, davacının müvekkiline olan borcuna karşılık söz konusu çekin verildiğini, davacının haksız ve kötüniyetli davasının reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davacının düzenlediği çek nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, davalı vekilinin görev itirazında bulunarak Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu ileri sürmüşse de davanın kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davasına ilişkin olması nedeniyle mahkememizin görevli olduğu, davalı tarafın aynı zamanda davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını ileri sürdüğü ancak davacının kambiyo senedini düzenlediği ve bu çeke dayalı olarak borçlu olmadığının tespitini istemesinde hukuki yararı olduğu anlaşıldığı, davalı tarafından ilk itirazların ileri sürülmediği anlaşılmakla mahkememizce tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
İstanbul —–. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/274 Esas 2018/131 Karar sayılı dosyasının gerekçeli kararının incelenmesinde; davacının …, davalının … ve —–olduğu, davanın vekaletin kötüye kullanılması nedeniyle açılmış tapu iptali ve tescil olmazsa bedel tazmini davası olduğu, davacının, ortak murise ait tapu tahsis belgesine göre—- tarafından verilen—-ilçesinde bulunan– nolu bağımsız bölüm nitelikli taşınmazın devri için davalı …’a vekalet verdiğini ve taşınmazın muvazaalı olarak diğer davalıya satıldığını belirterek tapu kaydının iptali ve tescil olmazsa bedelin tazmini için dava açtığı, davacı vekili tarafından davalı tarafla sulh olmaları ve sulh protokolü gereğince davadan feragat etmesi nedeniyle — tarihinde davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, davacı …’ın öncesinde 09/02/2017 tarihinde taraflar arasında sulh protokolü imzalanması nedeniyle dava konusu taşınmazın tapu kaydına konulan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep ettiği, görülmüştür.
Taraflar arasındaki 03/02/2017 tarihli “Sulh Protokolü” başlıklı belge incelendiğinde; … vekilinin, …’ın ve ——— isim ve imzalarının bulunduğunu, söz konusu protokolün İstanbul —–Asliye Hukuk Mahkemesinin — Esas sayılı dosyası kapsamında imzalandığı, — nolu bağımsız bölümün emlak serbest piyasa fiyatları baz alınarak bedelinin 375.000,00 TL olarak belirlendiği, bu bedelin …’ın 1/3 hissesine tekabül eden 125.000,00 TL’sinin … ve —— tarafından ödenmesi hususunda anlaşmaya varıldığı, buna karşılık … tarafından …’a —- şubesine ait, —– nolu 125.000,00 TL bedelli ve 15/02/2018 tarihli çekin verildiği ve bu çek karşılığında İstanbul —-Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/274 Esas sayılı dosyasında … tarafından feragat edileceğinin belirtildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamından; davanın davacı tarafından davalıya verilen 125.000,00 TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olduğu, söz konusu çekin davalı tarafından davacıya ve dava dışı —— vekaletin kötüye kullanılması nedeniyle açılan tapu iptal tescil davasında yapılan sulh protokolü kapsamında verildiği, protokol uyarınca davalının 1/3 hissesine tekabül eden 125.000,00 TL’ye karşılık iş bu çekin verilmesi ve yargılama giderlerinin de bir kısmının nakit, kalan kısmının da senet ile ödenmesi karşılığında … tarafından İstanbul —— Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/274 Esas sayılı dosyasından feragat edeceğinin kararlaştırıldığı, her ne kadar davacı … protokolde kendisi ve eşi —–vekilinin imzasının bulunmaması nedeniyle protokolün geçersiz olduğunu ileri sürmüş olsa da söz konusu protokolde hem …’ın hem de —- ayrı ayrı imzasının bulunduğu, protokol hükümlerinin taraflarca uygulandığı anlaşılmakla bu aşamada protokol hükümlerinin geçersiz olduğu iddiasının dikkate alınmayacağı ve protokolün geçerli olduğunun anlaşıldığı, davacı …’ın protokol hükümleri gereğince yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalı … tarafından İstanbul—-Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/274 Esas sayılı dosyasında feragat edilmediğini ileri sürerek bu davayı açmışsa da iş bu dava açıldıktan sonra Asliye Hukuk Mahkemesinde devam eden davada davacı … vekilinin 15/03/2018 tarihinde davadan feragat etmesi sonucu 03/04/2018 tarihinde davanın feragat nedeniyle karar verildiği, dava konusu çekin mükerrerlik teşkil etmediği, zira İstanbul —- Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/274 Esas sayılı dosyasında açılan tapu iptal tescil davasına konu —-nolu bağımsız bölümde …’ın 1/3 hissesine tekabül eden 125.000,00 TL’ye karşılık verildiği, dolayısıyla teminat amaçlı, kayda ve şarta bağlı olarak verilmediği, hisseye tekabül olarak verildiği, davalı tarafın iş bu davadan sonra da olsa İstanbul — Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/274 Esas sayılı dosyasından feragat ettiği, bu durumda başta davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmesi gerektiği düşünülse de davalı …’ın İstanbul — Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/274 Esas sayılı dosyasından feragat ettiği, o davanın konusunun çeke ilişkin olmadığı, tapu iptal tescile yönelik olduğu, bu nedenle o davadan feragat edilmesiyle iş bu davaya konu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebinin konusuz kalmayacağı, çek bedelinin ödenmesi, çekin bedelsiz kalması vb gibi bir durum da bulunmadığından davacının çek nedeniyle davalıya borcunun devam ettiği anlaşılmakla iş bu davaya konu davacının çek nedeniyle davalıya borçlu bulunmadığı tespiti talebinin reddine karar vermek gerekmiş, dava reddedilmişse de protokol tarihi 03/02/2017 olmasına rağmen iş bu davanın açıldığı 13/02/2017 tarihinde davalının halen İstanbul —Asliye Hukuk Mahkemesinin — Esas sayılı dosyasından feragat etmediği, dolayısıyla davacının dava açtığı tarihte davacının iş bu davayı açmakta haklı olduğu, taraflar arasındaki 03/02/2017 tarihli sulh protokolünde İstanbul —-Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/274 Esas sayılı dosyasından feragat edilmesi halinde birbirlerinden yargılama giderleri talep etmeyeceklerini beyan ettikleri görülmekle hakkaniyet uyarınca davalı lehine vekalet ücreti taktir edilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.134,69 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.090,29 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.