Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/816 E. 2018/568 K. 05.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/816 Esas
KARAR NO : 2018/568

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 05/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, ancak müvekkilinin davalıya borcunun olmadığını, takibe dayanak olan belgelerin ise müvekkilinin yetkilisi olduğu …. Şti. adına düzenlenmiş olduğunu, müvekkilinin şirketin borcu nedeniyle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek müvekkilinin söz konusu icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine kötüniyet tazminatına ve HMK 329/1 maddesi uyarınca ek vekalet ücretine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde ise, davalı tarafın yapmış olduğu hukuki hatanın farkına varmış olacak ki 02/01/2018 tarihli dilekçe ile müvekkili hakkında başlatmış olduğu icra takibinden feragat ettiğini belirtmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili; görev itirazında bulunduklarını, zira davacının tacir olmadığını, ayrıca müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla davacı ve davacının yetkilisi olduğu şirket hakkında takip başlattığını, davacının fatura bedellerine ilişkin bilgi sahibi olduğunu, hukuki hakkını kullanan müvekkilinin kötüniyetli olmasının söz konusu olmadığını, zaten davacının itirazı ile takibin durduğunu ve itirazın iptaline yönelik dava açılmadığını, dolayısıyla davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, müvekkilinin bu davanın açılmasında kusuru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı vekili 2.cevap dilekçesinde, davacı hakkında başlatılan takipten feragat edildiğini, davanın konusuz kaldığını belirterek karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, dava konusu borcun davacının yetkilisi olduğu şirkete ait borç olduğu anlaşıldığından davalı tarafın görev itirazı haklı görülmemiş, yine dava tarihi itibariyle davacı hakkında devam eden bir icra takibi olduğundan davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olduğu kanısına varılmış,tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davalının davacı hakkında ‘……. Tic.’ ünvanıyla muhtelif faturalara dayalı olarak toplam 6.160,51 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatmış olduğu, davacının borca itiraz ettiği görülmüştür.
İcra Müdürlüğüne yeniden yazı yazılarak davalı tarafın icra takibinden feragatine ilişkin dilekçe örneği celp edilmiştir, incelendiğinde 02/01/2018 tarihinde takipten feragat edildiğine dair dilekçe sunulduğu görülmüştür.
Dava, telefon aboneliği sözleşmesi uyarınca düzenlenen muhtelif faturalara dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı taraf davacı hakkında ‘…. Tic.’ ünvanıyla takip başlatmıştır. Ancak davacının bu ünvanda şahıs şirketi olmadığı, takip konusu faturaların davacının yetkilisi olduğu dava dışı …….. adına düzenlenmiş faturalar olduğu tarafların kabulündedir. Davalı taraf cevap dilekçesinde davacının yetkilisi olduğu şirketin borcundan sorumlu olduğu yönünde savunmada bulunmuş, ancak daha sonra davacı hakkında başlatmış olduğu icra takibinden feragat etmiştir, ön inceleme duruşmasında ise şirket hakkında takip başlatılmak istenirken sehven davacı hakkında takip başlatıldığını savunmuştur.
Davadan sonra dava konusu icra takibinden feragat edilmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığı açıktır. Dava açıldığı tarihteki haklılık durumunun değerlendirilmesine gelince, taraflarca takibe konu borcun davacıya değil yetkilisi olduğu şirkete ait olduğu kabul edildiğinden davacının dava açıldığı tarihte haklı olduğunun kabulü gerekmiştir.
Bunun yanında davacı tarafça kötüniyet tazminatı talep edilmiş ise de, davalı tarafça hukuki hata nedeniyle veya sehven davacı hakkında takip başlatılmış olduğu anlaşılmakla davalının icra takibinde haksız olduğu kabul edilebilir ise de kötüniyetli olduğu söylenemeyecektir. Yine HMK 329/1 maddesi uyarınca vekalet ücreti koşulları da oluşmadığından bu talep de haklı görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3- Alınması gereken 35,90 TL karar harcının başlangıçta yatırılan 105,21 TL harçtan mahsubu ile 69,31 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4- Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk dava masrafı, 107,50 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 143,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.