Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/750 E. 2021/494 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/750 Esas
KARAR NO: 2021/494
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 20/11/2012
KARAR TARİHİ : 29/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —- —-olduğunu, müvekkilinin arkadaşları ile birlikte —- kullandığı araçla — yola çıktıklarını, —— üzerinde araç seyir halinde iken karşı şeritten hızla gelen davalının kullandığı aracın müvekkilinin şeridine tecavüz ederek müvekkilinin araç içinde yolcu konumunda bulunduğu araca çarptığını, çarpmanın etkisi ile müvekkilinin araçtan fırladığını ve yaralandığını, yüzünün çeşitli bölümlerinde, burnunda ve dudağında yırtılma meydana geldiğini, uzun süre tedavi görmek zorunda kalan davacının halen tedavisinin sürdüğünü ve bunalıma girdiğini, kaza raporuna göre davalı araç sürücüsünün — oranında kusurlu olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ——– manevi tazminatın ödenmesi konusundaki taleplerinin dikkate alınarak davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı ——— vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ——- sanatçısı olduğu ve kaza neticesinde araçtan fırlaması sonucu yüzünde bir takım hasarların ve yırtılmaların meydana geldiğini ve çalışamadığına yönelik iddialarının gerçeği yansıtmadığını, öncelikle davaya konu kazada davacının bir toplu taşıma aracında—– içinde yolcu konumunda iken sürücü yanında ön koltukta oturduğu ve —– kullanmaması neticesinde kendi yaralanmasında kusurunun bulunduğunu, kazanın aracın son derece yavaş bir şekilde kullanıldığı esnada meydana geldiğini ve davacının fırlamasının mümkün olmadığını, ayrıca davacının araçtan fırladığına dair trafik kazası tespit tutanağında tespit olmadığı ve davacı vekilinin müvekkilinin —- —- olduğunu belirtmiş olmasına karşın bu mesleğini ve kazanç durumunu gösteren herhangi bir belgeyi dava dosyasına sunmadığını, bu iddiaların kaza tarihinde davacının çalışmakta olduğu kurumdan ve —-talep edilecek belgeler ile belgelendirilmesinin gerektiğini, davacının işbu kaza nedeni ile haksız kazanç elde etme çabasında olduğunu, kaza nedeni ile yüzünde sabit eser ve yırtıklar mevcut olmadığını, sadece kaza nedeni ile burnunun sol tarafından küçük bir ekimoz oluştuğunu, bu durumun olaydan hemen sonra alınan hastane kayıtları ve epikriz raporlarında mevcut olduğunu, talep edilen tazminatların fahiş olduğunu ve zenginleşme yaratacak nitelikte olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı —— Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava öncesinde sigorta şirketine herhangi bir tazminat talebinde bulunmadığını, herhangi bir ödemenin yapılmadığını, davaya karışan — plakalı aracın müvekkili sigorta şirketinde ——– teminat altında olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun ancak sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti —- sınırlı olduğunu, ancak davacının tedavi giderleri ve kazanç kaybı zararından sorumlu olmadıklarını, davacının diğer taleplerinin ise manevi tazminata ilişkin olduğunu ve —– şartları gereği manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, müvekkilinin kabul manasına gelmemek kaydı ile dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini, maluliyet talebine ilişkin tespitin —- yapılması gerektiğini, yine yaralanmasının ve tedavisinin kaza ile illiyedinin tespit edilmesi gerektiğini, davacının gelirlerinin ispatlanmaması halinde net asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasını, davacının kaza sebebi ile elde ettiği gelirlerin araştırılmasını ve mevcut ise hesaplanacak olan tazminattan tenzilinin gerektiğini, — gibi kurumlara sorularak davacıya ödenen rücuya tabi ödemelerin tespitinin gerektiğini, —- meydana gelen tedavi giderlerinin —- tarafından karşılandığını belirterek davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespitiyle uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği deliller toplanmıştır.
Kazaya neden olduğu ileri sürülen aracın trafik sigorta poliçesinin kaza tarihini de kapsar şekilde davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiği görülmüştür.
Tarafların —- durumları kolluk vasıtasıyla tespit edilmiştir.
—–yazılan müzekkereye verilen cevapta davacının kaza tarihinde sigortalı olarak çalışması bulunmadığından geçici ve sürekli iş göremezlik ödemesi yapılmadığı, gelir ve aylık bağlanmadığı bildirilmiştir.
——-alınan maluliyet raporunda davacı ——- tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu oluşan yaralanmasının, ——- maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme— süresinin kaza tarihinden itibaren —– uzayabileceği, yüz sınırları dahilindeki izlerin muayyen bir mesafeden bakıldığında belirgin, dikkat —– görülebildiği cihetiyle yüzde sabit iz niteliğinde olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığından icra ettiği mesleğin maluliyet hesabına etki etmeyeceği ve kişinin ——- olduğunun bildirildiği kaza dolayısıyla meydana geldiği tespit edilen yüzde sabit izin ekonomik geleceği üzerinde etkisinin olup olmayacağı hususunun —görev tanımına girmediği belirtilmiştir.
—- sayılı dosyasında davalı şüphelinin kazanın meydana gelmesin de— kusurlu olduğundan bahisle — cezalandırılmasına karar verilmiş, ceza adli para cezasına çevrilmiştir.
—- tarihli kusur raporunda kazaya karışan araçlardan —- yanındaki yolcu koltuklarında olay anında emniyet kemeri bulunduğunun kabulü halinde; davalı sürücü —- oranında kusurlu, — plaka sayılı minibüsün dava dışı sürücüsü —oranında kusurlu, olay anında— plaka sayılı —— yolcu olarak bulunan davacı yolcu — oranında kusurlu, kazaya karışan araçlardan —- sayılı —— sürücü koltuğunun yanındaki yolcu koltuklarında olay anında emniyet kemeri bulunmadığının kabulü halinde; davalı sürücü —— oranında kusurlu, — plaka sayılı minibüsün dava dışı sürücüsü — kusursuz, olay anında — plaka sayılı —— yolcu olarak bulunan davacı yolcu — kusursuz olduğu belirtilmiştir.
— plaka sayılı aracın—- tarihinde karıştığı kazayla ilgili aracın ön yolcu koltuğunda emniyet kemeri bulunup bulunmadığı ve bu koltukta oturan kimse için emniyet kemeri takmanın zorunlu olup olmadığının tespiti için —yazılan müzekkereye verilen cevapta, ——— koltuklarında zorunlu olmayıp, minibüslerde sürücüsü ile yanında oturan yolcuların;—– üzere, sürücüsü dahil——– koltuklarda, masa etrafında bulunan —olanlarda oturan yolcular için bulundurulması ve kullanılması zorunludur.——- olduğundan ——- getirildiği bildirilmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; —- tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazası neticesinde yolcu konumunda olan davacı —-yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde davalı —oranında, dava dışı sürücü — oranında ve ——— yolcu olarak bulunan ve— kemeri takılı olmayan davacı —- oranında kusurlu olduğu, davacının kaza sebebiyle sürekli maluliyetinin olmadığı, geçici iş göremezlik süresinin —- aya kadar uzayabileceği, yüz sınırları dahilindeki izlerin muayyen bir mesafeden bakıldığında belirgin, dikkat sarfetmeden görülebildiği cihetiyle yüzde sabit iz niteliğinde olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığından icra ettiği mesleğin maluliyet hesabına etki etmeyeceği ve kişinin —- — olduğunun bildirildiği kaza dolayısıyla meydana geldiği tespit edilen yüzde sabit izin ekonomik geleceği üzerinde etkisinin olup olmayacağı hususunun kurulun görev tanımına girmediği gerekçesiyle —- değerlendirilemediği, maluliyetin tespitinde kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmeliğin dikkate alınması gerektiğinden ——- esaslarına göre alınmış raporun hükme esas alındığı, dosyada diğer yönetmelikler uyarınca alınmış maluliyet raporlarına itibar edilmediği, davacı vekili her ne kadar müvekkilinin ——olduğunu ileri sürmüş ise de bu hususta davacının ——– durumuna ilişkin herhangi bir belge sunamadığı gibi mahkememizce davacı tarafın talebi üzerine sendika ve—- kanallarına yazılan müzekkerelere verilen cevaplardan davacının bu alanda çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise aylık kazancının tespitine ilişkin bir sonuca ulaşılamadığı, dolayısıyla davacının yüzünde meydana gelen sabit izin kazanç kaybına sebep olup olmadığının tespit edilemediği, davacı vekilinin müvekkilinin maddi zararını —– yoksun kalınan kazanç olarak belirlendiği, mahkememizce alınan maluliyet raporu ile davacının geçici iş göremezlik zararı ——- maddi zararı olduğunun tespit edildiği, davacının maluliyetine ve zararının tespitine yönelik alınan raporların mahkememizce gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte görülerek hükme esas alındığı, davacının faiz talebi olmadığından bu hususta değerlendirme yapılmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile — göremezlik tazminatı, — tedavi gideri olmak üzere toplam —- davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
——– göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. ——– gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesinin amaçlanması ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılması gerektiği, somut olayda tarafların sosyo-ekonomik durumları, kusur durumları, davacı — sürekli maluliyeti olmasa da kaza dolayısıyla yüzünde sabit iz meydana geldiği dikkate alınarak —– manevi tazminat tutarının hak ve nesafet kurallarına uygun olduğu kanısına varıldığı, fazla talebin haklı bulunmadığı, davacının faiz talebi olmadığından bu hususta değerlendirme yapılmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabülune karar verilerek — manevi tazminatın davalı — tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
— kazanç kaybı ve— tedavi gideri olmak üzere toplam— maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2—-manevi tazminatın davalı —- tahsili ile davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketine yönelik talebin ve fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-a)Maddi tazminat için alınması gereken karar harcı — davacı tarafça peşin harç olarak yatırılan —mahsubu ile bakiye — harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
b)Davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan — ve başvuru harcı olarak yatırılan —- davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
c)Manevi tazminat için alınması gereken karar harcı —– tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacılar tarafından yapılan— bilirkişi ücreti olmak üzere toplam —yargılama giderinin kabul red oranları gözetilerek—– davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Maddi tazminat açısından davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen — vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.13.m deki esaslara göre belirlenen —- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Manevi tazminat yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen — vekalet ücretinin davalı——– alınarak davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat yönünden davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen —- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı——–vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden—- haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/06/2021