Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/75 E. 2020/16 K. 08.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/75
KARAR NO: 2020/16
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/01/2017
KARAR TARİHİ: 08/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı———- hissedarı olduğunu, davalı şahısların hukuka aykırı eylem ve işlemleri ile davalı şirketin içini boşaltıp şirket adına taşınmazları ve şirket envanterinde kayıtlı menkulleri değerlerinin çok altında bir bedel ile devrettiklerini, şirketi fiilen tasfiye etme ve haksız kazanç elde etme çabası içinde olduklarını, bu kapsamda şirkete ait ————— mevcut 2 adet taşınmazın gerçek değerinin çok altında bir bedelle satışının yapıldığını, bu satış için TTK’da ön görülen şekilde herhangi bir karar alınmadığını, şirketin önemli miktarda mal varlığını teşkil eden şirket faaliyetine özgülenmiş taşınmazların genel kurulda karar alınmadan satışının yapılamayacağını, yine davalı yönetim kurulu üyeleri ile genel müdürün bir kısım usulsüz işlemler ve muhasebesel hileler ile şirket gelirini düşük, şirket giderlerini ise olduğundan yüksek gösterdiklerini, şirketin kağıt üzerinde davalılara borçlandırılarak taşınır ve taşınmaz satışından elde edilen gelirlerin borç ödemesi adı altında davalılara tahsis edildiğini, bu hali ile şirketin faaliyetlerini yerine getirmesi ve kar elde etmesi olanağının ortadan kaldırıldığını, davalı yönetim kurulu üyeleri ile şirket genel müdürünün kötü yönetimi, özen ve bağımlılık yükümlülüğüne aykırı hareketleri ile şirketin zarar gördüğünü, davalı———- ise şirketin bağımsız denetçisi olduğunu belirterek davalıların TTK 555 ve 557 maddeleri uyarınca sorumluluğuna hükmedilerek şirketin uğradığı zararın tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ———TL tazminatın avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ileri sürdüğü iddiaları kabul etmediklerini, şirkette pay sahibi durumunda olan müvekkkillerinin şirkete borç verdiklerini, şirketin zarar ettiği ——– yılı ilk çeyreği itibariyle davacının yönetim kurulu başkanı olduğunu, —— adet taşınmazın satış tarihi itibariyle şirket mal varlığı içerisinde önemli miktarda mal varlığı olarak değerlendirilemeyeceğini, — taşınmaz haricinde şirket bilançosunda ——— adet daha taşınmaz bulunduğunu, söz konusu taşınmazların şirket aktifinin toptan satışı olarak değerlendirilemeyeceğini, bu nedenle genel kurul kararına ihtiyaç olmadığını, taşınmaz satışlarının pay sahiplerinin bilgisine sunulduğunu ve faaliyet raporunun onaylandığını, ——- yılı ——— iptaline yönelik davacı tarafça bir dava açılmadığını, yapılan satışın yönetim kurulunun yetkisinde olup bu yönde oy birliği ile ——- tarihinde karar alındığını, taşınmazların satışından elde edilen gelir ile banka kredi borçları ödendiği gibi, şirketin ham madde aldığı şirketlere de mevcut borçların ödendiğini, söz konusu taşınmazlarda şirketin devam eden bir faaliyetinin bulunmadığını, davacının aynı iddialar ile satış işleminin butlanı için ———ATM——— esasta açtığı davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri ile bağımsız denetçisi aleyhine HMK 107 m.uyarınca belirsiz alacak davası olarak açılmış tazminat davası olup davacı yan davalıların TTK 555 ve 557 maddeleri uyarınca sorumluluğuna hükmedilerek şirketin uğradığı zararın tespiti ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ——–TL.nin avans faizi ile birlikte tahsili ile şirkete ödenmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacının sorumluluğuna yönelik iddiaları davacıların hukuka aykırı eylem ve işlemler ile davalı şirketin içinin boşaltıldığı, şirket adına kayıtlı menkul ve gayrımenkullerin değerlerinin çok altında fiyatlarla devredildiği, ———- mevcut —- gayrımenkulden TTK.da öngörülen şekilde karar alınmadan elden çıkarıldığı, bu gayrımenkullerin şirket faaliyetine özgülenmiş önemli miktarda mal varlığını teşkil ettiği, şirketin kağıt üzerinde davalılara borçlandırılıp bu satışlardan elde edilen gelirlerin borç ödemesi adı altında davalılara tahsis edildiği, bir takım usulsüz ve muhasebesel işlemlerle şirket gelirinin düşük, giderlerin ise olduğundan yüksek gösterildiği, yönetim kurulu üyelerinin özen ve bağlılık yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği yönündedir. Davalılar ise söz konusu—- adet taşınmazın satış tarihi itibariyle şirket mevcut mal varlığı içinde önemli miktarda mal olarak nitelendirilemeyeceğini, şirket bilançosunda ——adet daha gayrımenkul olduğunu, şirket aktifinin toptan satışı olarak kabul edilemeyeceğinden genel kurul kararına da ihtiyaç olmadığını, taşınmaz satışlarının pay sahiplerinin onayına sunulduğunu, ilgili yıl faaliyet raporunun onaylandığını, —— yılına ait ———–kararlarının iptali yönünde dava da açılmadığını, satıştan elde edilen gelir ile şirketin kredi borçlarının ve piyasa borçlarının ödendiğini, satışı yapılan taşınmazlarda şirketin devam eden bir faaliyetinin de bulunmadığını, faaliyetin ——- tarihinde———tarihli yönetim kurulu kararına istinaden durdurulduğunu, davacının aynı iddialarla satış işleminin iptali için———– ATM ——–Esasında dava açtığını, bu davanın beklenmesini istediklerini bildirmiştir.
Davacı adına davayı vesayeten———–açtığı görülmüş, davacının TMK 405 m.hükmü uyarınca vesayet altına alındığı, vasinin bu davayı açarken———.Sulh Hukuk Mahkemesinin ——— Esas sayılı dosyasından aldığı ———- tarihli yetki belgesine dayandığı anlaşılmış, vasiye 4721 sayılı TMK.nun 462/8 ve HMK 52 maddeleri uyarınca vesayet makamından husumete izin alması için kesin süre verilmiş,———Sulh Hukuk Mahkemesi ——– E.sayılı dosyasında———— kısıtlı davacı adına mahkememizde açtığı davada kısıtlı haklarını korumak ve menfaatine olan bu davaları yürütmek için husumete yetki ve izin verildiği gelen mahkeme kararıyla anlaşılmıştır.
Mahkememizin ————- günlü duruşmalarında yargılamanın ön inceleme aşaması tamamlanmış, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp, bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davalı şirkete ait sicil kayıtları getirtilmiş, şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığı, davacının davalı şirket ortağı olduğu, davalı ——- yılına ait ——— tarihli genel kurulda şirketin —- yılı hesaplarının bağımsız denetiminin yapılması için – yıl süreyle bağımsız denetci olarak görevlendirildiği——yılına ait olup —– tarihide yapılan genel kurulda da aynı kişinin bağımsız denetci olarak atamasının yapıldığı görülmüştür. Diğer davalıların ise şirketin yönetim kurulu üyesi oldukları anlaşılmıştır.
———– ATM ——esas sayılı dosyası getirtilip incelenmiş, .davacının davalı şirket aleyhine açtığı davada ———parsellerin satışının yok hükmünde olduğunun tespiti, bu konuda yönetim kurulu kararı alınmış ise kararın batıl oldğunun tespitini talep ettiği, mahkemesince yürütülen yargılama neticesinde davanın Reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı şirket adına kayıtlı olduğu bildirilen taşınmazlara ait tapu kayıtları getirtilerek dosya içine alınmış ayrıca davacının gerçek değerinin altında ve genel kurul kararı olmaksızın satıldığını iddia ettiği ————– parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtları ile resmi satış senetleri de getirtilmiş davalıların bankalar nezdindeki ——— yılı hesap dökümanları da dosyaya konulmuştur.
————- parsel sayılı taşınmazın şirket adına olan ———-parselin tamamının————–satışının yapılması karşılığında bu şirket tarafından satış bedelinin—- defada olmak üzere ödemesinin yapıldığı ———–vekili tarafından dosyaya sunulan —— tarihli dilekçe ile bildirilmiş ekinde ödeme dekontları da sunulmuştur.
Taşınmazların getirtilen resmi satış senetlerinden ———— parsel sayılı taşınmazın ——– m2.yüzölçümlü, arsa vasıflı taşınmaz olduğu ——– hissesinin davalı şirkete ait olup —— tarihinde dava dışı ———— TL.bedelle satışının yapıldığı, —– parselin ise ——- m2.yüzölçümlü 1 katlı betonarme + çelik fabrika, 4 katlı betonarme kesimhane ve arsası olarak kayıtlı olup tamamının davalı şirket adına iken —— tarihinde —— TL.bedelle dava dışı ——– satışının yapıldığı görülmüştür. Her iki taşınmaz üzerinde ————ait ipotek olduğu anlaşıldığından banka tarafından yaptırılan ekspertiz incelemesi raporu da getirtilmiştir. Davacı sunduğu özet rapor uyarınca taşınmazların gerçek değerinin çok altında bir fiyatla satıldığını ileri sürmekte olduğundan bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan raporlar ile ——— parsellerin satış ve dava tarihindeki piyasa koşulları dikkate alınıp, taşınmazların yözölçümü, alıcının az olması, taşınmazların bulunduğu bölgenin tavukçuluk/gıda sektörü için uygun olmaması, bedelin nakit ödenmesi hususlarıyla bir arada değerlendirildiğinde satış bedellerinin uygun olduğu belirtilmiştir. Uzman bilirkişi heyetinden alınan rapor ve ek rapor gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan mahkememizce itibar edilmiştir.
Davacı yan bu taşınmazlar için değerinin altında satıldığı iddiası yanı sıra taşınmazların TTK hükümleri uyarınca genel kurul kararı alınmaksızın satışının yapıldığını, şirketin önemli miktarda mal varlığını teşkil eden şirket faaliyetlerine özgülenmiş taşınmazların genel kurul kararı olmadan satılamayacağını ileri sürmektedir. TTK 408/2 -f maddesinde önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı işlemi genel kurulun devredilemez yetkileri arasında sayılmıştır.
Davalı taraf ise söz konusu gayrımenkullerin şirketin önemli miktarda malvarlığını teşkil etmediğini, şirket adına kayıtlı 48 adet gayrımenkul bulunduğunu, dolayısıyla satış işleminin aktiflerin toptan satışı olarak kabul edilemeyeceğini bu satışın yönetim kurulunun yetkisinde olduğunu, satışın pay sahiplerine bildirildiğini, ———– yılı genel kurul toplantısında alınan kararlar aleyhine dava açılmadığını ileri sürmektedir. Davalı şirkete ait tüm tapu kayıtları getirtilmiş, şirketin ——– tarihli yönetim kurulu kararı ile söz konusu taşınmazlardaki faaliyetin ——- tarihi itibariyle sonlandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacının diğer iddialarıyla birlikte, davalı tarafın savunmaları da gözönünde bulundurulmak suretiyle davalı şirketin ticari defter ve dayanak kayıtlarında inceleme yaptırılarak davalıların yönetim kurulu ve bağımsız denetçi sıfatıyla sorumlu olup olmadıkları ve varsa sorumluluk miktarlarının belirlenmesi yönünde bilirkişi heyetinden kök rapor ve ek rapor alınmıştır. Bu raporlarda davalı şirketin incelenen ticari defter ve dayanak kayıtlarında —————parsellerin satışına ilişkin olarak düzenlenen ——— tarihli faturaların ticari defterlerde kayıtlı olup, bu faturalar karşılığında dava dışı şirketin ———bazında yaptığı ödemelerinde kayıt altına alındığı, söz konusu taşınmaz satışından elde edilen gelirin şirketin ——– kullanılan kredi borçlarının ödenmesi yanı sıra çalışılan firmalara borç ödemesinde kullanıldığı belirlenmiştir. Şirketin taşınmaz satışlarının yapıldığı yıla ilişkin maddi ve maddi olmayan duran varlıkları üzerinde de bilirkişi heyetince inceleme yapılmış, kaydi değerler üzerinden yapılan değerlendirme ile satıma konu edilen taşınmazların şirketin mevcut duran varlıklarına göre oranının %2.2 olduğu tespit edilmiştir. Bu durum karşısında taşınmaz satışının davacı iddiasının aksine TTK.da öngörülen önemli miktarda taşınmazın satışı olarak değerlendirilemeyeceği kabul edilmiştir. Satılan taşınmazların şirket faaliyetlerinin devamı açısından arzettiği önem üzerinde de durulmuş, satışı yapılan taşınmazlarda şirket faaliyetlerinin ——– tarihi itibariyle sonlandırıldığı, şirketin kapasite kaybına sebep vermeden üretimin tamamını———-bulunan ve ———– ayından bu yana faal olan 2.mezbahaya kaydırdığı belirlenmiştir. Dolayısıyla söz konusu iki taşınmazın satışının şirket faaliyetleri üzerinde etkisinin bulunmadığı, şirketin mevcut mal varlığı karşısında önemli miktarda şirket varlığının satışı olarak değerlendirilemeyeceği, TTK 408/2-f maddesi hükmünün uygulanmasına gerek olmadığı, satış sonucu elde edilen gelirin davalıların hesabına aktarılmadığı, satış bedeli ile şirketin kredi ve piyasa borçlarının ödendiği, şirket yönetim kurulunun şirket amaçlarının gerçekleştirilebilmesi için TTK’ da getirilen sınırlamalara uymak kaydıyla bu tip satışlar gerçekleştirebileceği, yapılan satış işleminde bir usulsüzlük olmadığı sonucuna varılmıştır.
Bilirkişi heyetince davacı yanın diğer iddiaları da değerlendirilmiş, bu kapsamda incelenen ——– yıllarına ait muavin hesap ekstrelerinde ——yılı itibariyle şirket ortaklarının şirketten alacağının bulunmadığı,—– yılında davacı da dahil olmak üzere şirket ortaklarının şirket hesabına para transferi gerçekleştirdiği ve şirketten olan bu alacaklarının —— yılında şirket sermayesine ilave edildiği,—— yılında ise davacı dışında kalan diğer ortakların kendi hesaplarından şirket hesabına para transferi yaptıkları, —- yılında gönderilen bu paraların tekrar ortakların şahsi hesaplarına aktarıldığı, bu haliyle ——yılı sonunda şirketin ortaklara borcunun bulunmadığı, ——- yılında da şirketin ortaklara borcunun olmadığı, bu haliyle şirket ortaklarının ——-yılında şirketi hatırı sayılır şekilde fonlamış olup ortakların koyduğu bu paranın gönderildikleri tarihler itibariyle sarfedilmeyip bir kısmının vadeli hesaplara alınarak faiz geliri elde edildiği, bir kısmının vadesi bozularak şirket ödemelerinde kullanıldığı, bu anlamda ortakların şirkete borç verdiği tarihler itibariyle paranın şirketin acil ödenmesi gereken borçlarının tasfiyesi amacıyla kullanılmadığı,——- yılı sonu itibariyle de ortaklara iade edildiği tespit edilmiş, aynı zamanda ortakların borç verdikleri bu bedellerin karşılığında faiz veya kur farkı almamış olmaları nedeniyle şirketin zarara uğramasının söz konusu olmadığı, yönetim kurulu üyelerinin bu davranışının doğrudan özen yükümüne aykırılık taşıdığı şeklinde yorumlanamayacağı ifade edilmiştir. Ayrıca şirketin ödenmiş sermayesinin ——yılı sonu itibariyle %76,28 oranında korunduğu da belirlenmiştir.
Şirketin ———- yılları faaliyet giderleri bilirkişi heyetince incelenmiş, ——- yılında en yüksek pazarlama giderinin kesimhanelerde oluştuğu, —- yılında bir kesimhanenin kapatıldığı, ———- pazarlama, satış, dağıtım faaliyetinin durdurulduğu, bunun yerine pazarlama noktalarının arttırılmasına bağlı yüksek giderlerin söz konusu olduğu, ——- yılında ise ————- kapatılarak diğer pazarlama noktalarının giderleri de azaltılmak suretiyle bir önceki yıla nazaran yarı yarıya iyileşme sağlandığı, bu anlamda yönetim tarafından pazarlama stratejisi sonucunda katlanılan maliyetin yüksek olduğu değerlendirilerek gerekli önlemlerin alındığı ve bir önceki yıla nazaran pazarlama giderlerinde iyileşme sağlandığı belirlenmiş, şirket yöneticilerinin bu yolla şirketi zarara uğrattığı iddiası bakımından davacının somut belgeler ile iddiasını ispat edemediği açıklanmıştır. Bilirkişi heyeti davalılardan …’ün şirketin bağımsız denetçisi olduğunu, bu davalının bağımsızlığını yitirmesi de dahil olmak üzere denetim işini doğru yapmadığı iddiasının ispata muhtaç olduğunu, bu hususun ispatlanamadığını bildirmiştir.
Davacı, mahkememizde açtığı davada TTK 553 ve devamı maddeleri uyarınca belirlenecek tazminatın davalılardan tahsili ile davalı şirkete ödenmesini talep etmektedir. TTK 553 maddesinde kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurlarının kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurları ile ihlal ettikleri takdirde hem şirkete, hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olacakları, 554.maddesinde denetçi ve özel denetçilerin de kanuni görevlerin yerine getirilmesinde kusurlu hareket etmeleri halinde aynı şekilde şirket, pay sahibi ve şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan ötürü sorumlu olacakları kabul edilmiştir. Söz konusu bu düzenlemeler kusur sorumluluğu esasına dayanmakta olup kusuru ispat yükü davacıya aittir. Yönetim kurulu üyeleri ve denetçinin sorumluluğu kusur sorumluluğudur.Dosyada toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporlarıyla yönetim kurulunun ve denetçinin sorumluluğunu doğuracak herhangi bir kusurlu davranış yahut kararının bulunmadığı, şirkete ait iki taşınmazın satışının bu taşınmazların şirket faaliyetleri üzerinde bir etkisinin olmadığı dönemde gerçekleştirildiği, şirket mal varlığına göre önemli miktarda mal varlığının satışı olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığı gibi taşınmazların satış tarihi itibariyle rayiç değerleri üzerinden satışının gerçekleştirildiği, satış bedelinin şirket borçlarının ve kredilerinin kapatılmasında kullanıldığı, davalıların sorumluluğunu gerektirecek herhangi bir zarar doğmadığı belirlendiğinden açılan davanın davalı şahıslar yönünden reddine karar verilmiş, yöneticinin ve denetçinin sorumluluğuna ilişkin olarak açılan davanın bu kişilere yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup şirkete husumet yönetilmesine gerek olmadığından şirket hakkında açılan davanın da husumet yokluğundan reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın davalı şirket yönünden pasif husumet yokluğundan reddine,
2- Davanın diğer davalılar hakkında esas yönünden reddine,
3-Karar harcı 54,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 717,26 TL harçtan mahsubu ile bakiye 662,86 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/4 maddesindeki esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan 13 TL yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/01/2020