Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/632 E. 2020/293 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/632 Esas
KARAR NO : 2020/293

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2017
KARAR TARİHİ : 02/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, müvekkili şirketin davalıya ——- satışı yaptığını, bu satışlardan doğan —– faturanın tamamı davalı tarafından ödenmediğini, Üsküdar —–. Noterliği vasıtasıyla —- yevmiye nolu müvekkili şirket tarafından keşide edilen ihtarname ile davalının ——- toplam borcunu ödemesi ihtar edildiğini, ihtar üzerine 15/03/2017 tarihinde 19.553,80 TL davalı tarafından müvekkili şirkete ödendiğini,——-borcun ödenmediğini, bu nedenle 04/04/2017 tarihinde davalı aleyhine İstanbul Anadolu—-. İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, faturadan doğan borçların işlemiş faizi ile birlikte 3.065,91USD olarak tahsilini talep ettiklerini, davalı icra dosyasında gönderilen ödeme emrine karşı 13/04/2017 tarihinde yetkiye, takip dayanağı faturalara, borca, faiz ve faiz oranına itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davanın kabulüne, İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyasına yapılan borca itirazın iptalini, icra takibinin devamını, icra dosyasındaki alacağın takip dosyasındaki talep doğrultusunda ve faizleri ile birlikte tahsilini, %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davasının haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, davanın reddini talep ettiğini, yetki itirazında bulunduklarını, icra takibine de taraflarınca yetki itirazında bulunduklarını, mahkemenin yetkisine de itiraz ettiklerini, ilamsız takiplerde genel yetki kuralı gereğince yetkili hukuki mercii borçlunun ikametgah adresi olduğunu, davacı taraf para borcu olduğunu, bu sebeple ödeme yeri alacaklı ikameti olduğunu, HMK’nın yetki ile ilgili maddeleri hukuken geçerli olan bir sözleşmeye dayalı olan bir para borcu söz konusu ise geçerli olacağını, müvekkili şirket kayıtlarında ilgili fatura bulunmadığını, müvekkili şirketin bağlı olduğu—- dairesi kayıtlarında da ilgili fatura ile alakalı bir kayıt bulunmadığını, geçerli olmayan bir para borcu iddiasına dayandığını, yetki itirazlarının kabulünü, dava konusu fatura ve fatura içeriği ürünler davalı müvekkili şirkete gönderilmediğini, ilgili fatura nedeniyle müvekkili şirketin herhangi bir borcu bulunmadığını, şirket kayıtları incelendiğinde ve —— kayıtları incelendiğinde müvekkili şirketin borçlu bulunmadığını, —– nolu sevk irsaliyesi üzerindeki hiçbir imza ne müvekkili şirket yetkililerine ne de çalışanlarına ait olmadığını, davacı taraf iddiada bulunması halinde imza incelemesi talep ettiklerini, davanın reddini, yetki itirazlarının kabulünü, dosyanın görevli ve yetkili —- gönderilmesini, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere davacı yan aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine faturaya —— alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde icra dairesinin yetkisine, takibe borca ve ferilerine itirazlarını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir.
Davacı alacaklının başlattığı icra takibinde ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlu vekilince icra dairesinin yetkisine de itiraz edilerek yetkili icra müdürlüğü’nün ——- olduğu bildirilmiştir.
İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptâli davalarında mahkemenin yetkisine itiraz edilsin edilmesin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz incelenmelidir. Yetkisiz icra dairesinde yapılan takibe dayanılarak açılan itirazın iptâli davası dinlenemeyeceğinden mahkemenin bu nedenle davanın reddine karar vermesi gerekir—— Zira itirazın iptâli davasını görme yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir.
Davanın fatura alacağına yönelik olduğu, davacı şirketin adresinin mahkememiz ve Anadolu icra dairelerinin yetki sınırları içerisinde bulunduğu, para alacaklarında TBK’nın 89. Maddesi uyarınca alacaklının yerleşim yeri yetkili olduğundan davalı tarafın icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın reddine karar verilmiştir.
Davalı taraf, mahkememizin yetkisine de itiraz etmiş, aynı gerekçe ile mahkememizin yetkisine yönelik itirazında reddine karar vermek gerekmiştir. tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Davacı …tarafından keşide edilen Üsküdar ——. Noterliğinin ——– yevmiye numaralı ihtarnamesinde; …ile muhatap firma arasındaki ticari ilişki neticesinde vadesi gelmiş——- borcun ödenmediğinin şirketin ticari kayıtlarından anlaşılmakta olduğunu, vadesi gelmiş borçların tümünü vade farkları ile birlikte ihtarnamenin taraflarına tebliğinden itibaren üç gün içerisinde ödemelerini aksi halde vade farkları ile birlikte tüm alacağın tahsili için yasal yollara başvurulacağını, ihtar etmiş olduğu belirlenmiştir.
Davalıya gönderilen iş bu ihtarname sonrasında davalının 19.553,80 TL’lik ödemeyi yapmasına karşılık iş bu davaya dayanak olan icra takibine konu 3.057,59 TL’lik fatura ile ilgili herhangi bir ödeme yapılmadığı ve iş bu fatura ile ilgili de davalı tarafça herhangi bir cevap verilmediği belirlenmiştir.
Mahkememizce taraf ticari defterlerinin incelenmesi ve davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarının belirlenmesi açısından mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın defterlerinin usulüne uygun olduğu, davalı tarafın yalnızca —– yılı yevmiye defterini sunduğu, defter-i kebir ve envanter defterini sunmaması nedeniyle davalı tarafın defterlerinin usulüne uygun olmadığı, davacı tarafın defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan —- alacaklı olduğu, davalı tarafın defterlerine göre davacıya borcunun bulunmadığı, davalı tarafça ibraz edilen yevmiye defterinde 2017 yılına devir olan herhangi bir davacı alacağının olmadığı, davalının 15.03.2017 tarihinde ödemesini yaptığı faturanın bile 2017 yılına devrinin yapılmadığı, davalı yevmiye defterinde —– ödeme yapıldığına dair kayıt yapılmış olduğu ancak söz konusu ödeme ile ilgili davacı defterlerinde herhangi bir kayıt bulunmadığı, taraflar arasındaki mutabakatsızlık konusu davalı adına düzenlenen —– yevmiye numaralı —— karşılığı 10.781,10 TL tutarlı faturanın davalı kayıtlarında yer almadığı, ——– tarafından gönderilmiş olan davalı şirketin, davacı —- hesap dönemi içinde mal/hizmet alışlarına ilişkin BA bildirim kayıtlarında davacı — değerinde mal veya hizmet alımı yapılmış olduğu,—-tarafından gönderilmiş olan davalı şirketin, davacı şirket ile 2016 hesap dönemi içinde mal/hizmet alışlarına —- bildirim kayıtlarında davacı firmadan 60.462,00 TL değerinde mal veya hizmet alımı yapılmış olduğu, davalının bağlı olduğu vergi dairesinden gelen 08.08.2017 tarihli yazı ekinde sunulan vesaiklere göre de iş bu davanın konusu olan —- tarihli — yevmiye numaralı ve —- tutarlı faturanın davalı yasal defterlerinde ve yaptığı BA bildirimlerinde yer almadığının bildiriminin yapıldığı belirtilmiştir.
Davacı vekili rapora yönelik itiraz dilekçesi sunmuş ve davalı firma yetkilisi tarafından gönderilen 16/02/2017 tarihli e-mail kayıtlarından malların teslim hususunu kabul edildiğini, teslim hususunun tanık beyanlarıyla da ispat edilebileceğini, davalı tarafa teslim hususunda isticvap davetiyesi çıkarılmasını beyan etmiştir.
Davacı ——-celsede; sevk irsaliyesindeki imzanın kime ait olduğunu bilmediklerini beyan etmiştir.
Mahkememizce davalı şirket yetkilisi —- talimat mahkemesi aracılığıyla isticvaben dinlenilmiştir.
Mahkememizce——– tarihinde —– plakalı araçla teslimatı yapan sürücü hakkında beyanda bulunması amacıyla müzekkere yazıldığı ve söz konusu şirketin—– tarihli yazı cevabında; belirtilen tarih ve plaka ile teslimatı yapan sürücünün … adlı şahıs olduğu hususunun belirtildiği görülmekle, davacı vekilinin talebi üzerine şoför … talimat mahkemesi vasıtası ile tanık olarak dinlenmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davanın bir adet fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, defterler üzerinde yapılan incelemede dava konusu ———- bedelli faturanın davacı tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı adına tanzim edilen sevk irsaliyesinde imza bulunduğu ancak söz konusu imzanın kime ait olduğunun belirli olmadığı gibi davalının kabulünde de olmadığı, davacı tarafın dava konusu faturanın dayanağı sevk irsaliyesi içeriği ürünlerin davalının adresine —— plakalı aracı ile sevk edildiğini ———— tartımının yapılarak teslim edildiğini iddia ettiği, bunun üzerine mahkememizce teslimatı yaptığı iddia—- tanık olarak dinlendiği beyanında; ——– ayının sonunda davalı şirkete davacı şirket tarafından gönderilen ——- teslimatı yaptığını, mal teslimatını ——– yaparken —– patronu olan yaşlıca birisinin gelerek malı alamayacağını söylediğini, bu sırada kendisinin bir kısım malı boşalttığını, davacı şirketin talimatı üzerine boşalttığı kadar malı davalı şirkette bıraktığını, bu malın faturasını kestirdiğini, bıraktığı malın ————–olduğunu belirttiği, davalı şirket yetkilisinin ise özetle; sevk irsaliyesindeki imzanın müvekkili şirket çalışanlarına ait olmadığını, davacı tarafla yapılan e-mail görüşmelerinin davacı tarafın kendilerine teslimatı yapılan ürünlere ilişkin olduğunu, faturaya konu malların teslimi yapılmadığından buna yönelik e-mail kayıtlarınında mevcut olmadığını beyan ettiği, e-mail kayıtlarının incelenmesinde faturaya konu mallara ilişkin olup olmadığı anlaşılamadığı, yine davacı taraf sevk irsaliyesindeki imzanın kime ait olduğunu bilmediğinden imza incelemesine gidilemediği, davaya konu malların davalıya teslim edildiğinin ispatlanamadığı, davacı tarafın yemin deliline de açıkça dayanmadığı, dolayısıyla fatura konusu alacağın ispatlanamadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 129,05 TL harçtan mahsubu ile bakiye 74,65 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—— esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı