Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/630 E. 2018/960 K. 25.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/630 Esas
KARAR NO : 2018/960
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 02/06/2017
KARAR TARİHİ : 25/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalının ödenmeyen cari hesap alacağının tahsili için İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğünün——— esas sayılı dosyası ile ilamsız haciz yolu ile takip başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya 29.03.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı tarafından yasal sürede itiraz edildiğini, haksız ve kötü niyetli itiraz üzerine takibin durduruğunu, davalının borcunu bildiği halde sadece ödeme yapmamak maksadıyla kötü niyetle itiraz ettiğini, davacı şirkete ait ticari defterler, faturalar, cari hesap dökümleri incelendiğinde davalının borçlu olduğunun ortaya çıkacağını açıklanan nedenlerle davalının vaki itirazının iptali ile takibin devamına ve davalının %20 den az olmamak üzere icra i,nkar tazminatına ve %10’dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA:
Dava dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği, cevap dilekçesi vermediği anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; …nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğünün ——— sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine takip talebine cari hesap alacağına dayalı 20.628,20 TL asıl alacak, 110,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.738,41 TL asıl alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz dilekçesinde; müvekkili şirketin alacaklıya karşı ödeme emrinde belirtilen miktarda borcunun bulunmadığını, borca itiraz ettiklerini bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Dosyada davacı tarafından 10.03.2017 tarihli mutabakat mektubunda davalı şirketin kaşe ve imzası bulunduğundan mutabakat metni altındaki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığı hususunda davalı şirkete isticvap davetiyesinin tebliğ edilmiş, isticvaba rağmen davalı şirket adına duruşmaya katılan olmamıştır. Mutabakat metni incelendiğinde; davalı tarafından davacıya 10.03.2017 tarihi itibariyle 17.393,89 TL borçlu olduğu hususunda mutabık olunduğu görülmüştür.
Tarafların tacir olması ve delil olarak ticari defterlere dayanıldığından tarafların defterleri üzerinde davacının takip tarihi itibariyle davacıdan alacağının olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Serbest Muhasebeci Mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan raporda özetle; davacı tarafın defterlerinin usule uygun olduğu, davalının defterlerini sunmadığı, davacı tarafın muavin dökümlerde taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2016 yılı öncesinde başladığı, zira davacının 01.01.2016 tarihli açılış maddesinin davalının 2.625,81 TL borç bakiyesi ile açıldığı, davacının 2016 yılında davalı tarafa 12 fatura ile 29.281,14 TL tutarında test hizmeti verdiği, 2016 yılında davalıdan 19.012,00 TL tahsilat yaptığı ve 31.12.2016 tarihli yevmiye kapanış maddesinde davalıdan 12.894,95 TL alacaklı durumda olduğu, bakiyenin 2017 yılma devir olduğu, 01.01.2017 tarihli yevmiye açılış maddesinin davalının 12.894,95 TL borç bakiyesi ile açıldığı, davacının 14.03.2017 tarihine kadar davalı tarafa; 31.01.2017 tarihli 018393 no.lu 2.452,18 TL bedelli -28.02.2017 tarihli 018559 no.lu 3.246,76 TL bedelli -14.03.2017 tarihli 018664 no.lu 1.674,31 TL bedelli toplamda 7.373,25 TL bedelli 3 adet test hizmeti faturası tanzim ettiği ve davalı borcuna kaydettiği ve 01.03.2017 tarihinde davalı taraftan banka havalesi ile 1.200,00 TL tahsil ettiği, 14.03.2017 tarihi itibariyle davalı taraftan 19.068,20 TL alacaklı olduğu, davacı tarafta gerek icra takip dosyasına gerekse dava dosyasına 19.068,20 TL alacaklı durumda gözüktüğü, 21.03.2017 takip tarihi itibariyle davacının kendi defter kayıtlarında davalıdan 18.690,10 TL alacaklı olduğunun görüldüğü, davacının davalı ile olan ticari ilişkisine 31.12.2017 tarihine kadar devam ettiği, ancak takipten sonraki fatura bedellerinin davalı taraftan peşin alındığı ve 31.12.2017 tarihi itibariyle davacı alacağının 18.670,77 TL olduğu, davacı tarafın ibraz ettiği usulüne uygun tutulduğu anlaşılan ticari defterlerine dayalı davalı ile olan ———-Hesabı incelendiğinde 10.03.2017 tarihi itibariyle davacının davalı taraftan mutabakat metninde yer aldığı üzere 17.393,89 TL alacaklı olduğu, davacının inceleme tarihi itibariyle alacaklı olduğu 18.690,10 TL bedeli mi yoksa inceleme tarihi itibariyle alacaklı olduğu 18.670,77 TL tutarını mı talep edeceği hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu (arada 19,33 TL fark bulunduğu) belirtilmiştir.
Davalı vekili rapora karşı beyan dilekçesinde; raporun gerçek durumu yansıttığını, davanın rapor esas alınarak kabulünü talep ettiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın, cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, cari hesabın faturalardan oluştuğu, davacı vekilinin faturaları dosyaya sunduğu, faturaların test hizmetine ilişkin olduğu, davacı vekili hizmetin verildiğine ilişkin dosyaya faturalar dışında başka bir belge ibraz etmediği, davacının incelenen defterlerine göre tarafların 2016 yılı öncesinde ticari ilişkilerinin başladığı, zira davacının defterlerinde 01.01.2016 tarihli açılış maddesinin davalının 2.625,81 TL borç bakiyesi ile açıldığı, alacak cari hesap alacağına ilişkin olması nedeniyle 2016 yılından önce defterlerinde incelenmesinin gerektiği, ancak davacı tarafından dosyaya sunulan 10.03.2017 tarihli mutabakat mektubunda davalı tarafından davacıya 10.03.2017 tarihi itibariyle 17.393,89 TL borçlu olduğu hususunda mutabık olunduğu görüldüğünden mutabakat mektubundaki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığı hususunda davalı şirkete isticvap davetiyesinin tebliğ edildiği, davalı şirket adına duruşmaya katılan olmadığı, dolayısıyla mutabakat belgesindeki kaşe üzerindeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olduğunun kabulünün gerektiği, böylece davacının 10/03/2017 tarihi itibariyle davalıdan 17.393,89 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı, bu tarihten önce faturalara tek tek bakılmasına gerek olmadığı zira tarafların 10.03.2017 tarihi itibariyle 17.393,89 TL’de alacak olduğu hususunda mutabıklaştıkları, davacının 10.03.2017 tarihi itibariyle davalıdan 17.393,89 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı, cari hesabın bu tarihten sonra da devam ettiği, davacının mutabakat tarihinden sonra 14.03.2017 tarihli ———- no.lu 1.674,31 TL bedelli faturayı düzenlediği, söz konusu fatura davacı defterlerinde kayıtlı olsa da faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmasının tek başına faturanın ispatlandığı manasına gelmediği, fatura dışında dosyaya başka bir delil de sunulmadığı, dolayısıyla davacının ——– nolu 1.674,31 TL bedelli fatura konusu hizmeti davalı şirkete karşı yerine getirdiğini ispat edemediği, dolayısıyla davacının mutabakat tarihinden sonra düzenlenen —— nolu faturadan kaynaklı alacağının olmadığı, davalı tarafından mutabakat tarihinden sonra yapılan ödemeler olduğu, bu tarihten sonra yapılan ödemelerin de cari hesaba mahsuben yapıldığı kabul edilerek 17.393,89 TL’den mahsup edilmesi gerektiği, davalı şirket tarafından 15.03.2017-21.03.2017 tarihi arası yapılan toplam 378,10 TL (56,50 TL + 35,80 TL+ 52,30 TL+70,00 TL+100,00 TL+63,50 TL =378,10 TL) ödemenin ispat edilen cari hesap alacağı olan 17.393,89 TL’den düşülerek davacının 17.015,79 TL alacağının kaldığının anlaşıldığı ve bu miktar üzerinden itirazın iptalinin gerektiği, her ne kadar davacı vekili mutabakat belgesiyle davalı şirketin temerrüde düştüğünü iddia etmiş olsa da mutabakat belgesinin temerrüde düşülmesi için yeterli olmadığı, davalı tarafın icra takibinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir noter ihtarı ve/veya benzeri temerrüt ihtarının bulunmaması nedeniyle işlemiş faiz alacağının oluşmadığının anlaşıldığı, taraflar arasında akdi faiz yönünden herhangi bir sözleşme bulunmadığına göre uyuşmazlığın 3095 sayılı Yasa hükümlerine göre çözülmesi gerektiği, 3095 sayılı Yasanın 4489 sayılı Yasa ile değişik 2/2 maddesinde ticari işlemde temerrüt faizinin ‘avans’ oranında hesaplanacağının belirtildiği, TCMB verilerinden 21.03.2017 takip tarihi itibariyle avans faiz oranının talep gibi %9,75 olduğu anlaşıldığından davalının İstanbul Anadolu 13.İcra Müdürlüğünün 2017/7356 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile takibin 17.015,79 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 9,75 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, bakiye talebin ve işlemiş faize ilişkin talebin reddine, alacak fatura alacağı olup likit olmakla, hüküm altına alınan 17.015,79 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının İstanbul Anadolu 13.İcra Müdürlüğünün———— esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile takibin 17.015,79 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 9,75 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, bakiye talebin ve işlemiş faize ilişkin talebin reddine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 17.015,79 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.162,35 TL karar harcından başlangıçta yatırılan 250,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 911,87 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 31,40 başvuru harcı, 250,48 TL peşin harç olmak üzere toplam 281,88 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 130,10 TL tebligat ve müzekkere gideri ve 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 730,10 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 599,04 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T uyarınca 2.041,89 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/12/2018