Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/591 E. 2023/195 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/591 Esas
KARAR NO: 2023/195
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/04/2015
KARAR TARİHİ: 14/03/2023

Mahkememiz —- Görevsizlik Kararı verildiği, —— Kararı ile Görevsizlik Kararı verildiği, dosyanın istinaf edildiği, —— sayılı istinaf kararı doğrultusunda mahkememizin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verildiği, mahkememize gönderildiği, mahkememizin——- Esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı bilerek haksız rekabete konu olacak şekilde dava konusu ürünlerin ithalatını yapmaya teşebbüs ettiğini, bu malların haksız olarak fiili ithalatı gerçekleşmesi halinde, davalı yanca piyasaya sürülerek satışının yapılmasını öncelikle tedbiren durdurulmasını, fazlaya ilişkin dava ve tazminat haklarımız saklı kalmak kaydı ile davalı tarafından ithal etmek istediği —– satışının öncelikle tedbiren durdurulmasını ve —- manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla davalının haksız olarak müvekkili ithalat ve satışında yetkili olduğu —– ithal ettiğini, fiili ithalat gerçekleştiğini, davalı —–dağıtım ve satışının engellenmesi için ihtiyati tedbir verilmesi ve ——- tedbiren muhafazısına, haksız rekabetin tespiti ve men’i ile akabinde uğrayacakları zararların tazmini nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 40.000,00 TL (Kırkbin Türk Lirası) manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi sunulmamıştır.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, davalının eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunun tespiti, men’i ile manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Dosyanın, tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilmek ve davacının talep edebileceği bir hakkının olup olmadığının tespiti için bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, incelenip değerlendirilerek dosya kapsamına alınmıştır.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; Davacının davalının —— ithal ettiğini ancak kendisinin bu ürünleri ——— ithali nedeniyle oluşan haksız rekabetin meni ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında; davalı tarafından gerçekleştirilen ithalata konu—-kullanılabilmesi için —– sahip olması gerektiği, davalı tarafından — ithal edilen ürünlere ilişkin —-dosya kapsamında yer almadığı, dolayısıyla davalının —- kullanılması için gereken şartları sağlamayan ürünleri ithal ederek, bu konudaki iş şartı niteliğindeki kurallara uymadığı, bu itibarla eylemin, TTK m. 55/1-e kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği sonucuna varılabileceği, davacının, davaya konu ——– tek satıcısı olduğu, ancak—— tarafından paralel ithalatın haksız rekabet olarak kabul edilmediği, bu hususta takdirin mahkememizde olduğu tespit edilmiştir. TTK’nun 55. Maddesinin 1/e bendinde iş şartlarına uymamak; özellikle kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymayan eylemlerin haksız rekabet teşkil edeceği hükme bağlanmıştır. Bilirkişi raporları ile davalı tarafından —- ithal edilen ürünlere ilişkin —- bulunmadığı, davalının—— kullanılması için gereken şartları sağlamayan ürünleri ithal ederek, bu konudaki iş şartı niteliğindeki kurallara uymadığı, davalının bu şekilde haksız rekabet teşkil eden eylemlerde bulunduğu mahkememizce kabul edilmiş ve haksız rekabetin tespit ve menine karar verilmiştir. Ancak tek satıcılık sözleşmesi, sağlayıcı ile tek satıcı arasındaki hukuki ilişkileri düzenleyen çerçeve niteliğinde ve sürekli bir sözleşme olup, bu sözleşmeyle yapımcı, ürünlerinin tamamını veya bir kısmını belirli bir bölgede tekele sahip olarak satmak üzere tek satıcıya bedeli karşılığında göndermeyi, buna karşılık tek satıcı da sözleşme konusu malları kendi adına ve hesabına satarak malların sürümünü arttırmak için faaliyette bulunmayı yüklenir. Tek satıcılık sözleşmesinde, sözleşmelerin nisbiliği ilkesi uyarınca kural olarak edimler ve yükümlülükler bu sözleşmenin taraflar arasında yani yapımcı ile tek satıcı arasında karşılıklı olup, üçüncü kişilere herhangi bir yükümlülük getirmez. Zira tek satıcıya bu bölgedeki tekel hakkını tanımak ve bu olanağı sağlamak yapımcıya düşen akdi bir edim olmaktadır. O halde tek satıcının bu hakkını üçüncü kişilere karşı haksız rekabet yolu ile koruması ilke olarak mümkün değildir. Ayrıca, aynı malı paralel ithalat yoluyla yasal yollardan menşei ülke haricindeki başka ülkelerden ithal edip, paralel ithalatın sunduğu fiyat avantajından yararlanarak satan kişilerin haksız rekabet kuralları uyarınca men edilmesine neden teşkil etmez. Somut olayda, alınan bilirkişi rapor içeriğindeki tespitlere göre, davalının eylemi, ücretini ödemek suretiyle bir başka bölgedeki tek satıcıdan ithal eden şirketten satın aldığı orijinal ürünleri satmaktan ibaret olup, yukarıda değinilen ilkeler ve açıklamalar ışığında, Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununun haksız rekabete ilişkin hükümlerini ihlal eder nitelikte fiilleri mevcut değildir. Sözleşmelerin nisbiliği ilkesi uyarınca, sözleşme konusu ürünlerin kendisi dışında iç piyasada satılması ile ilgili olarak davacının ancak kendi akidine karşı ileri sürebileceği hususları üçüncü kişi konumundaki davalıya karşı ileri süremeyeceği, davalının paralel ithalat yoluyla ithal edip kendisine sattığı ürünleri, yurt içinde piyasaya sürmesi haksız rekabet teşkil etmeyecektir.
Davacının manevi tazminat istemi yönünden ise; TTK’ nun 56 ve devamı maddeleri haksız rekabet nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup, aynı yasanın 58/e maddeside B.K’ nın 49. maddesindeki koşulların bulunması halinde manevi tazminata da hükmedileceği düzenlenmiştir. B.K’ nun 49. Maddesinde daha geniş bir kavram olarak “şahsi menfaatin ihlali” esasına dayandığı halde, TTK’nun 58. maddesi “iktisadi menfaatin ihlali” kavramına dayanmaktadır. TTK’nun 58 ve T.B.K’nun 49. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde çıkan sonuca göre, haksız rekabet eylemi dolayısıyla manevi tazminata hükmedilebilmesi için davacının iktisadi menfaati yönünden zararın veya tehlikenin ve davalının kusurlu olması yeterli bir sebeptir. Somut olayda davalının Türkiye’de kullanılması için gerekli şartları sağlamayan ürünleri ithal ederek, bu konudaki iş şartı niteliğindeki kurallara uymayan eylemlerinin hukuka aykırı olduğu, T.B.K 49. maddesinde belirtilen tüm unsurların da gerçekleştiği gözetilerek tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ülkenin ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü, olayın ağırlığı ve tarihi, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi hep birlikte değerlendirilerek; davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalının —— kullanılması için gerekli şartları sağlamayan ürünleri ithal ederek, bu konudaki iş şartı niteliğindeki kurallara uymayan eylemlerini TTK md. 55/1-e hükmü uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, davalının bu eylemlerinin menine,
2-15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
3-Karar harcı 1.024,65 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 683,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 341,55 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 27,70 TL başvurma harcı ve 683,10 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 710,80 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 616,30 TL tebligat ve müzekkere gideri, 700,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.316,30 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen istem yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/03/2023