Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/561 E. 2019/350 K. 03.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/561
KARAR NO : 2019/350
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/05/2017
KARAR TARİHİ: 03/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı ———arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerini davalının müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kullandırılan kredilerin ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek borçlulara—- Noterliği’nin ——— yevmiye nolu ihtarnamesi ile bildirildiği, borcun ödenmediğini, davalı şirket ve dava dışı kefiller———hakkında İstanbul Anadolu 7. İcra Müdürlüğü’nün ———- sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, genel kredi sözleşmesinin davalı şirket yetkilisi tarafından imzalandığını, itirazın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, sözleşmede kredinin kefalet karşılığı kullandırılması ve kefillerin sorumluluklarının açıkça düzenlendiğini, müvekkilinin depo talebinin yasal olduğunu ileri sürerek davalının takibe;
379.828,54 TL. Asıl alacak
1.093,44 TL. Hesap Kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akti faiz
9.578,70 TL. Temerrüt tarihinden takip tarihine kadar %33,12 temerrüt faizi
478,94 TL. Temerrüt faizinin %5 gider vergisi
3.181,20 TL. İhtarname masrafı olmak üzere;
______________
394.160,82 TL. Alacağın 377.008,54 TL.lık asıl alacak kısmına 15/02/2017 takip tarihinden itibaren ödeninceye kadar işleyecek ve TBK 100 maddesi uyarınca kısmi ödeme öncelikle faize mahsup edilerek hesaplanacak yıllık %33,12 temerrüt faizi, faizin %5 gider vergisi, avukatlık ücreti ve icra masrafları ile birlikte tahsili amacıyla, takip tarihinden sonra 14/04/2017 ve 06/03/2017 tarihlerinde nakde dönüşen 2 adet çek bedeli toplamı 2.820,00 TL.asıl alacak kısmına nakde dönüştükleri tarihten ödeninceye kadar işleyecek yıllık %33,12 temürrüt faizi, faizin %5 gider vergisi, avukatlık ücreti ve icra masrafları ile birlikte tahsili amacıyla;
28.921,69 TL. Asıl alacak
104,97 TL. Hesap Kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akti faiz
623,00 TL. Temerrüt tarihinden takip tarihine kadar %28,08 temerrüt faizi
31,15 TL. Temerrüt faizinin %5 gider vergisi olmak üzere
____________
29.680,81 TL. Alacağın asıl alacak kısmına 15/02/2017 takip tarihinden ödeninceye kadar işleyecek ve TBK 100 maddesi uyarınca kısmi ödeme öncelikle faize mahsup edilerek hesaplanacak yıllık %28,08 temerrüt faizi, faizin %5 gider vergisi, avukatlık ücreti ve icra masrafları ile birlikte tahsili amacıyla,
Takip talebinde gayri nakit alacaklar olarak belirtilen alacakları bakımından 2 adet çek garanti bedelinden kaynaklanan 2.700,00 TL.alacağın deposu için itirazının iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmedeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, borcun varlığı ve imza hususunda bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, kefalet sözleşmesinin hukuka uygun şekilde tanzim edilmediğini, sözleşmede kefilin sorumlu olacağı miktar ve sürenin açıkça belirli olmadığını, Borçlar Kanunu’na göre kefilin el yazısı ile tanzime edilmesi gereken kısımların da el yazısı ile tanzim edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari il; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı ———-arasıda imzalanan genel kredi sözleşmelerinde davalının da müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imza attığını, kullandırılan kredilerin ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek ihtarname gönderildiğini ancak sonuç alınamadığını, bu yüzden davalı ve dava dışı diğer kefiller aleyhine başlatılan takibe davalının haksız yere itiraz ettiğini belirterek mahkememizde itirazın iptali davasını açmış, davalı vekili öncelikle dayanak kredi sözleşmesindeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını belirterek imza itirazında bulunmuş, bunun yanı sıra borca ve fer’ilerine itiraz etmiş, dayanak kefalet sözleşmesinin hukuka uygun şekilde tanzim edilmediğini ileri sürmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 20/09/2017 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığı anlaşılmakla uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle sonucu gidilmiştir.
İstanbul Anadolu 7.İcra Müdürlüğü———sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinden davacının davalı ile birlikte dava dışı diğer kefiller aleyhine ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin tebliği ile davalının takibe süresinde itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davacı tarafça sunulan dava dilekçesi ekinde mevcut 3 adet genel kredi ve teminat sözleşmesinden 14/10/2015 ve 12/10/2016 tarihli olanlarda davalının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzasının yer almadığı, 25/03/2016 tarihli genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı görülmüştür. Davalı yan söz konusu kredi sözleşmesinde müvekkiline atfen atılan imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını ileri sürdüğü gibi kefalet sözleşmesinin yasada aranan koşulları taşımadığını da ileri sürdüğünden 25/03/2016 tarihli genel kredi sözleşmesi mahkememizce incelenmiştir. Kefalet sözleşmesinin şekil şartları TBK 583 maddesinde öngörülmüş olup, kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması, kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihinin belirtilmesi zorunludur. Bu iki şartın olmadığı kefalet sözleşmelerinin geçerli olmadığı kabul edilmiştir. Aynı zamanda kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini, kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi de şart olarak getirilmiştir. Yasa düzenlemesinde kefilin sorumlu olacağı sürenin belirtilmesi şeklinde bir şart öngörülmediğinden davalının bu yöndeki itirazı yerinde değildir. Dayanak sözleşmede kefalet limitinin 1.000.000 TL.olduğu, kefalet türünün müteselsil kefalet olduğu, kefalet tarihinin 25/03/2016 tarihi olduğu el yazısıyla yazılmış ve imzalanmıştır. Bu bakımdan kefalet sözleşmesinin yasanın aradığı koşulları taşıdığı kabul edilmiştir. Davalı yanın kefalet sözleşmesindeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı yönündeki itirazı da incelenmiş, kefalet sözleşmesi tarihi itibariyle davalı şirketi münferit imza ile temsile yetkili kişinin Mehmet Ünal Kalender olduğu belirlenmiştir. Dayanak 25/03/2016 tarihli kredi sözleşmesi aslı getirtilmiş, ayrıca şirket yetkilisinin bu tarihten önce düzenlediği ıslak imzasının yer aldığı belge asılları temin edilerek dosya içine alınmıştır. Davalı şirket yetkilisine tatbik imzaları alınmak üzere mahkememizde hazır olması için davetiye tebliğ edilmiş ancak davalı şirket yetkilisi belirlenen duruşma gününde duruşmaya katılmamıştır. Davacı vekili sunduğu 06/11/2017 tarihli dilekçe ile imzanın kendisine ait olmadığını iddia eden davalı tarafın bu hususu ispatla yükümlü olduğunu, bu yüzden davalı şirket yetkilisinin imzasının bulunabileceği yerlerin bildirilmesi yönünde davacı tarafa süre verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2016/8815 esas 2017/3359 karar sayılı kararında açıkça belirtildiği üzere imza inkarı durumunda imzaların davalı kefile ait olduğunu iddia eden davacı tarafın iddiasını ispatla yükümlü olması, ispat yükünün davacıda bulunması nedeniyle davacı vekilinin bu itirazı mahkememizce yerinde görülmemiştir. Dosya genel kredi sözleşmesindeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığının tespiti yönünden grafolog bilirkişiye tevdi edilmiş alınan 27/06/2018 tarihli rapor ile 25/03/2016 tarihli genel kredi sözleşmesinde davalı şirket kaşesi üzerine atılan imzanın ———– eli ürünü olduğu tespit edilmiştir. İmza incelemesine ilişkin olarak alınan bu rapor ile dayanak kredi sözleşmesindeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olduğu belirlenmiş olmakla davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği bir alacağının olup olmadığı ve varsa miktarının belirlenmesi yönünden bankacılık konularında uzman bilirkişiden 10/11/2018 tarihli kök ve 26/12/2018 tarihli ek rapor alınmıştır. Bilirkişi tarafından davacı bankanın krediyi kullandıran Bağlarbaşı şubesinde yerinde inceleme yapılmak suretiyle rapor düzenlenmiş olup, alınan kök ve ek raporlarda dava dışı———-.ile davacı bankanın ilgili şubesi arasında 3 adet genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bunlardan 25/03/2016 tarihli genel kredi sözleşmesinde davalının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu ve 1.000.000 TL.kefalet limitinin olduğu, asıl borçlu şirkete kullandırılan kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle davacı bankanın ——.Noterliğinin ———– tarih —yevmiye no.lu ihtarnamesiyle hesabı kat ederek ihtarnamenin tebliğinden itibaren 24 saat süre verdiği, ihtarnamenin dava dışı asıl borçluya gönderildiği 13/01/2017 tarihinde iade olduğu, davalıya ise 13/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği ve 15/01/2017 tarihi itibariyle temerrüdünün oluştuğu, davalının kat ihtarına ve hesap özetine itirazına dair dosya kapsamında herhangi bir belgenin bulunmadığı, genel kredi sözleşmesinin 10.9 maddesinde müteselsil kefillere ilişkin olarak “…….mevzuattan kaynaklanan çek garanti tutarlarında(Çek Kanunu uyarınca bankanın ödemekle yükümlü olduğu yasal ödeme tutarlarından)ve ……”düzenleme bulunduğu, dolayısıyla davalı kefilin de gayrinakdi çek kredisi bedelinin depo edilmesinden müştereken sorumlu olduğu belirlenerek hesaplama yapılmış olduğu görülmüştür.
Davacı vekili, kök rapora itirazında bilirkişi tarafından müvekkili bankanın nakde dönen çek bedellerinin ana para alacağına dahil edilmediği ileri sürülmüş bu hususun bilirkişi kök raporunda sayfa 11’de değerlendirmeye alındığı görülmüştür. Davacı vekilinin itirazının karşılanması bakımından alınan ek raporda bilirkişi, kök rapor aşamasında davacı tarafça dosyaya sunulmayan belgelerin kök rapor sonrasında sunulduğunu, sunulan yeni belgelerin incelenmesiyle 6 adet karşılıksız çekten ötürü çek hamillerine garanti sorumluluk bedeli olan 7.740,00 TL.nin ödendiğinin tespit edildiğini, takip tarihi itibariyle çek kredisi bedeli yönünden 7.740,00 TL.asıl alacak 220.74 TL.işlemiş faiz ve 11,03 TL.BSMV olmak üzere toplam 7.971,77 TL.alacak talebinde bulunabileceğini açıklamıştır.
Yapılan yargılama ve toplanan deliller uyarınca alınan bilirkişi kök ve ek raporundaki hesaplamaların mahkememizce gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğu kabul edilerek hükme esas alınmış, taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalının takibe itirazında haksız ve alacağın likit oluşu göz önünde bulundurularak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, İstanbul Anadolu 10.İcra Müdürlüğü——— sayılı takip dosyasında yürütülen takipte (tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla, takipte talep edilen)
A-Ticari kredi, borçlu cari kredi, nakde dönüşen çek bedelleri, ekstre masrafları ve ihtarname masrafından kaynaklanan alacaklara ilişkin olarak;
369.169,55 TL. Borçlu cari hesap kredisi + 7.740,00 TL.çek tazminat bedeli olmak üzere toplam 376.909,55 TL. Asıl alacak
679,27 TL. İşlemiş akdi faiz
9.578,70 TL. Temerrüt faizi
478,94 TL. BSMV
3.181,20 TL. İhtar Masrafı olmak üzere toplam
______________________
390.827,66 TL üzerinden davalının itirazının iptaliyle takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar %33.12 oranında temerrüt faizi ve bu oran üzerinden %5 gider vergisi uygulanmasına,
Takip talebinde depo edilmesi talep edilen takip tarihinden sonra 06/03/2017 ve 14/04/2017 tarihlerinde her biri 1.410,00 TL.olup ödenerek nakde dönüşen 2 adet çek bedeli toplamı 2.820,00 TL.asıl alacak kısmına nakde dönüştükleri tarihlerden itibaren işleyecek yıllık %33,12 oranında temerrüt faizi ve buna %5 BSMV uygulanmak suretiyle takibin devamına,
B-Kredili Mevduat Hesabı bakımından;
28.921,69 TL.Asıl alacak
53,21 TL.İşlemiş akdi faiz
623,00 TL.İşlemiş temerrüt faizi
31,15 TL.%5 BSMV olmak üzere toplam
_____________
29.629,05 TL.üzerinden davalının itirazının iptaliyle takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar %28,08 oranında temerrüt faizi ve bu oran üzerinden %5 gider vergisi uygulanmasına,
C-Gayrinakdi çek bedeli kredisi yönünden; 2 adet çekin garanti bedelinden kaynaklanan 2.700,00 TL.nin deposu yönünden takibin devamına,
D-Fazla talebin reddine,
E-Hükmedilen tutarın %20.si oranında 84.655,34 TLinkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
2-Karar harcı 28.914,03 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40 TL ile icra dosyasına peşin olarak yatırılan 7.513,79 TL.harcın mahsubu ile bakiye 21.368,84 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk masraf, 165,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.401,00 TL yargılama giderinin davadaki haklılık oranı göz önünde bulundurularak(%99)takdiren tamamının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 30.881,06 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davadaki haklılık oranı göz önünde bulundurularak davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin takdiren üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinini yüzüne karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/04/2019