Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/52 E. 2018/863 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/52 Esas
KARAR NO : 2018/863
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/01/2017
KARAR TARİHİ: 22/11/2018
Dosya İstanbul Anadolu 5.Tüketici Mahkemesinin ——- Karar sayılı Görevsizlik Kararı ile mahkememize tevzi edildiği, mahkememizin ——- esasına kaydının yapılmış olduğu anlaşıldı.
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kurum ile uzun yıllardır çalıştığını, davalı bankanın müvekkilinden çalıştığı süre boyunca detayı icra dosyasında belirtildiği şekilde kredi dosya masrafı, komisyon gibi isimler altında toplam —– TL masraf alındığını, müvekkilinden haksız ve hukuksuz alınan kredi masraflarının takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile iadesi amacıyla İstanbul Anadolu 2.İcra Müdürlüğünün ——– esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı bankanın icra takibine haksız ve kötü niyetli itiraz ettiğini, takibin durduğunu, İstanbul Anadolu 2.İcra Müdürlüğünün ——– esas sayılı dosyada vaki haksız ve kötü niyetli itirazın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte iptalini, takibin devamını, kötü niyetli muteriz banka aleyhine % 20’den az olmayan icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili banka arasında Genel Kredi Sözleşmesi ve Taksitli Ticari Kredi Ödeme Planı imzalanarak davacıya ticari kredi kullandırıldığını, davacı tarafın görevsiz mahkemede dava açtığını, görev itirazının olduğunu, usule ilişkin göre itirazlarının bulunduğunu, söz konusu krediye ilişkin genel kredi sözleşmesinde, ödeme planında; davacıya kullandırılan kredi miktarı, toplam borç tutarı, aylık kar oranı, toplam kar, toplam vergi, masraf ve komisyon tutarı ile kredi geri ödeme taksit tutarları açıkça yazılı olduğunu, davacının tacir olduğunu, ticari kullandığının sabit olduğunu, davacı ile müvekkili banka arasında var olan ticari iş sebebiyle müvekkili banka görmüş olduğu işlerden dolayı gerek aradaki genel kredi sözleşmesi, gerek TTK ve sair mevzuat, gerekse ticari örf ve adet gereğince ücret isteyebileceğini, müvekkili banka davacı ile sözleşme hürriyeti prensibi gereğince imzalanan Genel Kredi Sözleşmeleri çerçevesinde iadesi talep edilen komisyon ve masrafları aldığını, yapılan tüm işlemlerin usule ve sair bankacılık mevzuatı teammüllerine uygun olduğunu, icra inkar tazminatı açısından davacı yan icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş olduğunu, davacının bu talebinin de kabul edilebilir bir yanı bulunmadığını, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit olmasının gerektiğini, oysa davacının taleplerinin zorunlu masraf araştırması dolayısıyla yargılamayı gerektirmekte olduğunu, alacağının likit olmadığını, dolayısıyla icra inkar tazminatı talebi usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu talebin reddinin gerektiğini, usul, yasa ve taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
İstanbul Anadolu 2.İcra Müdürlüğünün ———— sayılı takip getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine komisyon tahsilatı alacağına dayalı —– TL asıl alacak ve —– işlemiş faiz olmak üzere toplam —— TL alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili 21/08/2017 tarihli ıslah dilekçesinde; davada takibe konu masrafların Tüketici Kanunu çerçevesinde talep edildiğini, sözleşmenin ticari sözleşme olduğu nazara alınarak davanın tamamen ıslah edildiğini, müvekkil ile davalı arasında imzalanan kredi sözleşmesinin önceden hazırlanan ——sözleşme olduğunu, bu çerçevede müvekkilinin müzakere etmesi veya pazarlık yapmasının mümkün olmadığını, TBK’nın 20 ve 21. Maddesine göre genel işlem koşulları hakkında açıkça bilgi verilmesi, içeriğini öğrenme imkanının sağlanması gerektiği, aksi durumda iş bu koşulların yazılmamış sayılması gerektiği, dava konusu yapılan masraflarda müvekkilinin rızasının bulunmadığını, sözleşmenin tek taraflı hazırlandığını, davalı bankanın imtiyazlı olduğunu, bu nedenle takibin iptalini ve % 20 inkar tazminatı talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili ıslaha karşı beyan dilekçesinde; ıslah dilekçesini kabul etmediklerini, tarafların tacir olması nedeniyle bankaların ticari kredilerde müşterilerden komisyon masrafı, ekspertiz masrafı gibi krediye ilişkin ücretleri tahsil edebileceklerini, bankanın ücret isteme hakkı olduğunu, ticari örf ve adetlere göre ücret istenebileceğini, alacağın likit olmadığını, davanın reddini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme, ödeme belgeleri, sözleşme eki olan belgeler dosyamız arasındadır.
Mahkememizce banka kayıtlarının incelenmesi suretiyle bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; …’e kullandırılan—–TL.lik kredi ticari amaçlı kullandırılan kredi de tarafların tacir olduğu, kredi şartları taraflar arasında önceden düşünülerek ortak kararlaştırıldığı, sözleşme ve sözleşme eki olan taksitli ticari kredi ödeme planında davacı bankanın 5.000,-TL—— proje komisyonu alacağının başlangıçta net olarak kararlaştırıldığı ve yukarıda belirtilen yasa, Yargıtay kararı ve sözleşmelere uygun olarak tahsil edildiği görüşünü taşımakta olduğu belirtilmiştir.
Standart sözleşmeler, içeriğini kısmen veya tamamen genel işlem koşullarının oluşturduğu, tarafların karşılıklı müzakereleri sonucu değil, aksine, taraflardan biri veya üçüncü kişi tarafından önceden hazırlanmış hükümlerin kullanıldığı sözleşme tipi olarak tanımlanmakta olup, ————— Yönergesinde ve bu yönergeyi iç hukuklarına aktaran Avrupa Birliği ülkelerinde, standart sözleşmelerde yer alan hükümlerin ve özellikle bu sözleşmelerin içeriğini oluşturan genel işlem koşullarının, haksız şart olduğuna ilişkin bir karine öngörülmüştür.
Genel işlem şartları, sözleşme taraflarından birinin, ileride kuracağı sözleşmelerde karşı âkidine değiştirmeden kabul edilmek üzere sunma niyetiyle, önceden, tek yanlı olarak saptadığı sözleşme koşullarıdır. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere, genel işlem şartlarının varlığını kabul edebilmek için bazı unsurların gerçekleşmiş olması aranır. Genel işlem şartları kural olarak bir sözleşmenin içeriğini düzenlemek üzere hazırlanırlar ve bu faaliyet tek taraflı olarak sözleşmenin kurulmasından önce gerçekleşir. Amaç, birden fazla sözleşme ilişkisinde kullanılacak şartları saptamak ve bunları karşı âkidin müdahalesine imkan tanımadan bir kül olarak sözleşmeye dahil etmektir. Bu şartların nasıl hazırlandığı, kağıda dökülüp dökülmediği, yazı türü, metnin sözleşme metnine dahil olup olmadığı gibi hususlar genel işlem şartı nitelendirmesi açısından önem taşımaz. Genel işlem şartlarının varlığını kabul edebilmek için karşı âkidin bunların içeriğine etki edememiş olması gerekir.
Bu nedenle genel işlem şartlarının unsurları; a) Bir sözleşmenin şartlarını oluşturmaları, b) Sözleşmenin kurulmasından önce düzenlenmeleri, c) Birden fazla sözleşme ilişkisinde kullanılmak üzere düzenlenmeleri, d) Genel işlem şartları kullanan tarafından sözleşmeye dahil edilmek niyetiyle karşı akide sunulmalarıdır ———-
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. maddesinde genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri olarak tanımlanmış, aynı Kanun’un 21. maddesinde ise, karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlı olduğu, aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı, sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşullarının da yazılmamış sayılacağı düzenlenmiştir.
Genel işlem koşulları incelenirken, genel işlem koşulları çerçevesinde kapsam (yürürlük), yorum ve içerik denetimi adı altında üç ayrı denetimin yapılması gerekmektedir. Bu denetimlerden ilki olan kapsam denetimi, genel işlem koşullarının sözleşme kapsamına dâhil (yürürlükte) olup olmadıklarının belirlenmesi anlamını taşır, bir başka ifade ile bazı hükümlerin şeklen sözleşme metninde yer almasına rağmen, denetim sonucunda sözleşme kapsamından çıkarılmaları ya da bu sözleşme hükümlerinin sözleşme kapsamında (yürürlükte) olmadıklarının tespiti anlamına gelmektedir. Genel işlem koşulu olduğu tespit edilen sözleşme hükümlerinin, sözleşmenin kapsamında kalması için, bu hükümlerin, taraflar arasında sonuca etkili şekilde müzakere edilmiş olması ve düzenleyenin genel işlem koşulu hakkında yaptığı bilgilendirmenin açık olması gerekir. Aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı tartışmasızdır.
Somut olaya gelince,
Davacı taraf ile davalı arasında—–TL.lik —- tarih, sözleşme seri no:——-.lu Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmıştır. —-.. borçlu olarak imzalamıştır.—–konusu ticari işlemleri kapsamaktadır.
Sözleşmenin 2.1 Maddesine göre; (Banka tarafından Müşteriye tahsis edilmiş ve edilecek, kullandırılmış ve kullandırılacak Kredilerde öncelikle var ise Taraflar arasında imzalanmış özel sözleşme ve hüküm yok ise İşbu sözleşme hükümleri uygulanır.
Yine sözleşmenin 4.3 maddesine göre; Kredi Alacağı, Bankanın satıcıya peşin olarak ödediği satış bedeline, Banka ile mutabık kalınan komisyon,kar payı,vergi,resim,borç ve masrafların ilave edilmesi suretiyle belirlenir.Müşteri, bu şekilde belirlenen Kredi Alacağını,her bir proje bazında düzenlenen Ödeme Planı çerçevesinde ödemeyi kabul ve taahhüt eder.
11.5. Maddesinde ise; İşbu Sözleşmeye veya İşbu Sözleşmeye ek olarak imzalanacak sözleşmelere istinaden kullandırılan Kredilere ilişkin doğmuş ve doğacak komisyonlar, protesto, haberleşme…ekspertiz, ipotek fek ücretleri ile sair bilcümle ücret ve masraflar da Müşteriye ait olup, Banka bunları müşteri hesabına resen borç kaydedebilecektir. Müşteri tüm bu Alacakları, ilk talepte Bankaya ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir. )denilmektedir.
Ekspertiz raporu incelendiğinde; Kredinin teminatına——————– raporuyla ekspertizini yaptığı ——-ilçesindeki 1 adet mevcut durum değerinin —– —bina teminata esas değeri ise ———— olduğu, tapunun niteliğinin arsa olduğu, gayrimenkulün kullanım vasfının işyeri olduğu görülmüştür.
… işbu —– kapsamında Yıllık % 12,24 faiz oranı 48 ay vade ile Aylık 1,2 faiz oranı ile 500.000,-TL. Kredi kullanmıştır. Kredinin aylık taksitleri 13.819,60 TL’dir. Kullandırım sırasında dava konusu olan 4.761,-TL proje komisyon bedeli alınmıştır. EK.1 Genel kredi sözleşmesinin ayrılmaz parçası olan Taksitli ticari kredi planında da proje komisyon ve masraflar açıkça belirtilmiştir. Kullandırım öncesi Genel Kredi Sözleşmesindeki genel işlem şartlarına ve vadeli işlemlerdeki risklere ilişkin 4.07.2014 tarihli bilgilendirme formu imzalatılarak davacıya verilmiştir.
…’ün ticari kimliğini incelendiğinde ————-ortağı olduğu tespit edilmiştir.
Sonuç olarak her ne kadar davacı vekili söz konusu dosyada genel işlem koşullarının mevcut olduğunu ve masrafların iadesini talep etmişse de tarafların tacir oldukları, kullanılan kredinin ticari kredi olduğu, kullandırım sırasında dava konusu olan 4.761,-TL proje komisyon bedelinin genel kredi sözleşmesinin ayrılmaz parçası olan Taksitli ticari kredi planında da proje komisyon ve masraflarının açıkça belirtildiği, kullandırım öncesi Genel Kredi Sözleşmesindeki genel işlem şartlarına ve vadeli işlemlerdeki risklere ilişkin 4.07.2014 tarihli bilgilendirme formu imzalatılarak davacıya verildiği, dolayısıyla davacının ödeyeceği masraftan açık ve net bir şekilde haberdar olduğu, davacının itiraz etmeden sözleşmeyi ve formu imzaladığı, dolayısıyla taraflar arasında müzekere edilmiş sayıldığı anlaşılarak söz konusu şartların genel işlem koşulu olmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 162,60 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 126,70 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/11/2018