Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/518 E. 2019/373 K. 09.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/518 Esas
KARAR NO : 2019/373

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/05/2017
KARAR TARİHİ : 09/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlular aleyline İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün —-esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını, borçlular kendisine gönderilen ilamsız takipte ödeme emrine karşı icra dairesinin yetkisine ve borca haksız olarak itiraz ettiğini, borçluların yetkiye ilişkin itirazlarının yersiz, hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında ticari ilişkinin olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkide borçlu davalının yükümlendiği edim, bedeli ödendiğini, Türk Borçlar Kanun’nun 89.maddesi para borçlarının alacaklının ikametgahında ödeneceği öngörüldüğünü, buna göre para borçlarında borcun ifa edileceği yer alacaklının ticaret merkezi olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun — tarih ve —- esas— Karar sayılı kararında açıkça izah edildiği üzere dava hem özel hemde genel yetkili mahkemede açılabileceğini, müvekkilinin ticaret merkezi Kadıköy’de olduğunu, davalının edimi yönünden borcun ifa edileceği yerde müvekkilinin alacaklının ticaret merkezi Kadıköy/İSTANBUL olduğunu, davada bedelinin ödetilmesi istemiyle açılan icra takibine yapılan itirazın iptali davacı olduğunu, HMK’nın 10.maddesi uyarınca İstanbul Anadolu Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri özel yetkiye sahip olduğunu, özel yetki genel yetkiyi ortadan kaldırmadığını, onun yanıda varlığını sürdürdüğünü, dolayısıyla dava ve icra takibi davacı alacaklının seçimine göre hem genel hem de özel yetkili icra dairesinde veya mahkemede açılabileceğini, bu nedenle davalının tarafın yetki itirazının aksine icra takibinin yapıldığı İstanbul Anadolu İcra Daireleri yetkili olduğunu, davanın açıldığı İstanbul Anadolu Mahkemeleri yetkili ve görevli olduğunu, müvekkili şirket ————–” isimli şahıs firması ile ticari ilişki nedeniyle ürünler/malları sattığını, söz konusu firma önce davalı-borçlu —– adına kayıtlı iken sonrasında diğer davalı borçlu ———- devredildiğini, kanun gereğince işletmeyi devreden ve devralan davalı işletmenin borçlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, müvekkili şirket 2015 ve 2016 yıllarında düzenlenen faturalardan kaynaklanan cari hesap alacağı nedeniyle davalılardan alacaklı olduğunu, davalı borçlu haksız ve kötü niyetli olarak zaman kazanmak, borcun tahsil sürecini uzatmak kastıyla borca itiraz ettiğini, davalı tarafın takip meblağı kadar taraflarına borçlu olduğunu, icra takibi borçlunun haksız itirazları neticesi durmuş olduğunu, İstanbul Anadolu ——–.İcra Müdürlüğünün 2016/24151 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız borca itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı borçlu aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekilleri—–ve —- ikametgah adresleri — olduğunu, senet ve sipariş formlarının düzenlenme yeri de Kahramanmaraş olduğunu, malların teslim edildiği yerde Kahramanmaraş olduğunu, dolayısıyla TTK md.89/1 e göre cari hesap bir sözleşme olduğunu, İİK madde 50/1 gereği takibe esas olan akdin yapıldığı yer icra dairesi de takibe yetkili olduğunu, burada da akdin yapıldığı yerin Kahramanmaraş olduğunu, davacı vekili tarafından söylenildiği gibi devreden ve devralan borçlardan müştereken ve müteselsilen iki yıl süre ile sorumlu olduklarını, devirden itibaren iki yıllık süre geçtiğini, ticaret iscil müdürlüğünden gelecek bilgi ve belgelerde de bu hususun görüleceğini, devre ilişkin olarak da Ticaret Sicil Gazetetesinde ilan yapıldığını, davacı şirket tarafından müvekkillere kesildiğini ve gönderildiğini, öncelikle yetki itirazlarının kabulünü, dosyanın yetkili mahkeme olan Kahramanmaraş’a gönderilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Davalılar icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmişler ve yetkili icra müdürlüğünün Kahramanmaraş olduğunu ileri sürmüşlerdir. İtirazın iptali davalarında icra müdürlüğünün yetkili olması hususunun dava şartı olduğu, söz konusu alacağın para borcuna ilişkin olduğu, TBK’nın 89 maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda davacının yerleşim yeri etkili olduğundan, davalı borçluların icra dairesinin yetkisine yönelik itirazlarının reddine karar verilmiştir. Davalılar vekili mahkememizin yetkisine yönelik de itirazda bulunmuştur. Cevap dilekçesi ————yönünden süresinde verilmediğinden yetki itirazının süresinde olmaması nedeniyle davalı —yönünden ise cevap dilekçesinde süresinde olmasına rağmen davacının yerleşim yeri mahkemesi yetkili olduğundan yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Ayrıca davalıların şahıs olması nedeniyle tacir araştırmalarının yapıldığı ve tacir olmaları nedeniyle davaya devam edilmiştir. Tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün 2016/24151 sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalılar aleyhine cari hesap alacağına dayalı 37.164,53 TL asıl alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalıların süresinde takibe borca ve ferilerine itirazlarını bildirdiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce taraf defterlerinin incelenmesine yönelik bilirkişi raporu alınmıştır. Davalıların adreslerinin Kahramanmaraş olması nedeniyle davalıların defterleri talimat vasıtasıyla incelenmiştir.
Davacı tarafın defterlerinin incelenmesi suretiyle ———– tarafından hazırlanan raporda özetle; davacı ile —– arasında 23.01.2015 tarihinde başlayan ticari ilişkinin 21.07.2015 tarihine kadar sürdürüldüğü, 21.07.2015 Tarihi itibarıyla cari hesapta mevcut 35.492,41 TL borç/alacak bakiyesinin davalılardan —– hesabına devir edildiği ve davacı şirketin ticari ilişkisini ———————– unvanlı firmayla devam ettirdiği, taraflar arasında süre gelen ilişkide davalı vekilin davaya cevap dilekçesi ekinde sunduğu ödeme makbuzları içeriği ödemelerin davacı e davalı vekilin davaya cevap dilekçesi ekinde sunduğu ödeme makbuzları içeriği ödemelerin davacı şirket ticari defterlerinde herhangi bir ihtilafa sebep olmayacak şekilde yer aldıkları, davalılardan ——— tarafından davacı şirkete ——-Karşılığında Keşide edilmiş bulunan 8.000,00 TL tutarlı kambiyo senedinin 09.12.2015 tarihinde ödenmeyerek müşterisinden davacı şirkete iade edildiği ve davacı şirketçe davalılardan————– hesabına borç kaydedildiği, keza davalılardan ————– tarafından — tarihinde —-Nolu makbuz mukabili keşide edilen ve toplam tutarı —- olan kambiyo senetlerinden ———- vadeli— — vadeli — ve 20.03.2016 vadeli 3.000 TL bedelli senetlerinin vadelerinde ödenmeyerek davacıya iade edildikleri ve davacı şirketçe davalı——–hesabına borç kaydedildiği tespit edilmiş olup, taraflar arasında yukarıda detaylandırılan kayıtlar sonucunda davacı lehine oluşan 37.164,53 TL borç/alacak bakiyesinin doğmasına sebebiyet veren faturalar ve içeriği malların davalılara teslim/tebliğ edilip, edilmedikleri, dayanak faturaların davalıların ticari defter kayıtlarında yer alıp, almadıkları, dolayısıyla münderecatları itibarıyla kesinleşip, kesinleşmediklerinin tespiti ile davalı vekilinin kabulünde olan kambiyo senetlerinin vadelerinde ödenip, ödenmedikleri hususlarında, işbu raporun hazırlanış tarihi itibarıyla dosya kapsamında mübrez deliller ile bir sonuca varılamayacağı ve taraflar arasındaki borç/alacak ilişkisinin miktarsal tespiti yapılamayacağı belirtilmiştir.
Davalıların defterlerinin incelenmesine yönelik talimat vasıtasıyla alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından davalı ——- adına düzenlenen 17 adet faturanın davalı ———– defterlerinde kayıtlı olduğu, yine davacı tarafından davalı ———– adına düzenlenen 7 adet faturanın —— defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı——– tarafından toplamda 23.250,00 TL ödeme yapıldığı, taraflar arasında dava konusu borca ait temlik sözleşmesi yok ise davacı firmanın davalı ————-43.492,42 TL alacağının bulunduğu, ——————— 16.392,05 TL fatura ve 530,08 TL senet protesto masraf alacağından ———- adına ödendiği gözüken toplamda 23.250,00 TL tutar düşüldüğünde davacı firmanın ————- 6.327,87 TL borcu bulunduğu, taraflar arasında dava konusu borca ait temlik sözleşmesi var ise davacının davalı ———— davacının yasal defterinde gözüken protesto masrafı dahil 37.164,55 TL alacağının bulunduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili talimat raporuna karşı; işletmenin devri nedeniyle kanun gereği davalıların borçtan müteselsilen sorumlu olduklarını, temlik sözleşmesine gerek olmadığını beyan etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın, fatura alacaklarından oluşan cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacı şirketin davalılardan ———————— Firmasıyla 23.01.2015 tarihi itibarıyla ticari ilişkisinin başlamış bulunduğu, davacı tarafından davalı —- adına 17 adet toplamda 43.492,42 TL tutarlı fatura düzenlendiği ve söz konusu faturaların tamamının davalı ———–defterlerinde kayıtlı olduğu, her ne kadar ticaret sicil müdürlüğünden gelen yazı cevabında —- işletmesini devrettiğine ilişkin bir tescil kaydı olmasa da yine davacı tarafından davalı —- adına düzenlenen 7 adet faturanın —- defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı ile —- arasında 23/01/2015 tarihinde başlayan ticari ilişkinin 21/07/2015 tarihine kadar sürdürüldüğü ve bu tarihte cari hesapta mevcut 35.492,41 TL borç/alacak bakiyesinin davalılardan ————– hesabına devir edildiği, bu tarihten sonra ———————- ile ticari ilişkiye devam edildiği, davacı tarafından davalı —————- adına 7 adet toplamda 16.392,05 TL tutarlı fatura düzenlendiği, bu faturaların davalı ————- defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı——- ————- nakit, kredi kartı, senetle olmak üzere toplamda 23.250,00 TL ödeme yaptığı, davacının bakiye 37.164,53 TL alacağının kaldığı, Türk Borçlar Kanunun 202 maddesi uyarınca; “Bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur. Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar.” hükmü uyarınca davalıların söz konusu borçtan müteselsilen sorumlu oldukları, davacı tarafın 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açtığı, söz konusu sorumluluk kanun tarafından getirildiğinden alacağın temlikine gerek olmadığı, sonuç olarak davanın kabulü ile davalılar ——————-İstanbul Anadolu ——–.İcra Müdürlüğünün 2016/24151 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 37.164,53 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 10,50 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 37.164,53 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalılar ————– İstanbul Anadolu —–.İcra Müdürlüğünün ——- esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 37.164,53 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 10,50 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 37.164,53 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 2.538,71 TL harçtan 448,86 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.089,85 TL harcın davalılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL, 448,86 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 480,26 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 283,90 TL tebligat,müzekkere, talimat masrafları ve 950,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere (2 farklı bilirkişi) 1.233,90 TL yargılama giderinin davalılardan taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan 11,00 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——————. deki esaslara göre belirlenen 4.438,10 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.