Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/505 E. 2018/376 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/505 Esas
KARAR NO : 2018/376

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 26/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili; davalının taraflar arasında akdedilen….. uyarınca düzenlenen fatura bedellerini ödemediğini, ayrıca sözleşmeye aykırı davranarak satışa son verdiğini, bu durumda sözleşme uyarınca cezai şart ve kendisine bedelsiz olarak gönderilen ürünlerin bedelini ödemesi gerektiğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, taraflar arasında akdedilen yetki sözleşmesinin geçersiz olduğunu, zira müvekkilinin tacir olmadığını, ayrıca davacı iddia ve taleplerinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :Dava,…… satış sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine istemine ilişkindir.
HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Davalının tacir vasfını haiz olup olmadığının tespiti için …. Müdürlüğüne, Vergi Dairesi Başkanlığına ve Esnaf Odası Başkanlığına müzekkereler yazılmış, cevabi yazılarda ticaret sicil kaydı olmadığı, 21/07/2014 tarihinde esnaf odasına kaydolduğu, vergi terkli olduğundan 31/05/2017 tarihinde kaydının silindiği, basit usulde ticari kazanç usulüne tabi olduğundan herhangi bir defter tutmadığı, 15/10/2016 tarihinde faaliyetini sonlandırdığı belirtilmiştir.
Somut olayda, uyuşmazlığın …… Sözleşmesinden kaynaklandığı,…… Sözleşmeleri 6102 sayılı TTK’nda düzenlenmediği gibi diğer kanunlarda da bu sözleşme türüne yönelik bir düzenleme bulunmadığı, alım satım, hizmet ve vekalet sözleşmelerinin bir karışımı gibi değerlendirilebilecek olan kendine özgü bir sözleşme türü olduğu, bir nevi bayilik sözleşmesi olarak nitelendirilebileceği, davacının tacir olduğu kabul edilebilir ise de, davalının ticaret siciline kaydının olmadığı, bir dönem esnaf odasına kayıtlı olduğu ve basit usulde kazanç usulüne tabi olup defter tutmadığı, dolayısıyla davalının tacir olarak kabul edilemeyeceği, bu davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğu(Emsal: Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 23/06/2014 tarihli 2014/7225 E., 2014/11920 K. sayılı kararı) anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-TTK’nun 5/3. ve HMK’nun 114/1-c, 20. maddeleri uyarınca mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-HMK’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. .