Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/46 E. 2019/1326 K. 20.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/46 Esas
KARAR NO: 2019/1326
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/01/2017
KARAR TARİHİ: 20/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin muhtelif markalı gazlı ürünler ile yine muhtelif markalı gazsız ürünlerin dağıtım ve pazarlamasını yaptığını, davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine İstanbul Andadolu —. İcra Müdürlüğünün — E. sayılı dosyasından toplam — TL üzerinden ilamsız İcra takibi başlatıldığını, davalı borçlu şirket vekilinin itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı şirket aleyhine başlatılan takibin konusunun davalı şirketin müvekkil şirketle imzalamış olduğu sözleşmeye aykırı davranması ve bu aykırılığın — Noterliği’nin — yevmiye sayılı tespit tutanağı ile tespit edilmesine dayandığını, davalı şirketin —- bulunan şubesini davacı şirkete herhangi bir bildirimde bulunmaksızın kapattığını ve söz konusu adreste dava dışı —-tabela unvanlı başka bir işletmenin faaliyet gösterdiğinin tespit edildiğini, davalı şirket ile davacı şirket arasında imzalanmış olan — sözleşmesinin 7. Maddesine binaen davalı şirketin sözleşme süresince satış noktasını kapatmamayı, devretmemeyi ve faaliyet türünü değiştirmemeyi açıkça taahhüt ettiği, davalı şirketin sözleşmeye aykırılığından dolayı faturaya dayalı olarak verilmiş olan bedelsiz ürün alacağının kıstelyevm usulü hesaplanarak kalan bakiyesi olan — TL ve sözleşmenin 8. Maddesine dayanarak – TL cezai şart yerine – TL cezai şart ve -TL noter masrafı olmak üzere toplamda — TL üzerinden icra takibine geçilmesinin zaruri hale geldiğini, davalı borçlunun takibe itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu iddia ederek, davalı şirketin vaki itirazının iptali ile takibin devamına, en az %20′ icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı şirket üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı şirketin davacı şirket ile imzalamış olduğu böyle bir sözleşme bulunmadığını, takibe konu sözleşmede yer alan imzanın müvekkil davalı firma yetkilisine ait olmadığını, bu durumun bilirkişi marifetiyle tespit edilebileceğini, müvekkil firmayı borçlandırmak maksadı ile başlatılan işbu icra takibinde alacaklı davacı tarafın tamamen kötü niyetli olduğunu, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, davacı yanın en az %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir-
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, yanlar arasında bağıtlanan bayilik sözleşmesine karşın davalı bayinin akde aykırı davranışı nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan cezai şart alacağı ile karşılıksız yardım bedellerinin iadesi istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları incelenmiş, Mahkememizin bu davaya bakmakta görevli olduğu anlaşıldığından ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmıştır.
Dosyamız arasında bulunan icra dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında — tarihinde — TL asıl alacak, -TL cezai şart ve -TL noter masrafı olmak üzere toplam- TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalının yasal sürede borca itiraz ettiği, davacı yasal sürede itirazın iptali davası açılmıştır.
Mahkememiz öninceleme duruşmasında davalıya taraflar arasında akti ilişki olduğu iddiasının kabullerinde olup olmadığı sorulmuş, davalı; davacı tarafla akti ilişki olmadığını, sözleşme üzerinde bulunan imzanın yetkilisine ait olmadığını beyan etmiştir.
Davalı vekilinin sözleşmede bulunan imzayı inkar etmesi üzerine müvekkili şirketin sözleşme tarihindeki yetkilisine ait yazı ve imza örnekleri toplanarak imza incelemesi yapılmıştır.
İmza İncelemesine ilişkin bilirkişi raporunda özetle; —- atfen atılmış imzalar ile davalı şirket yetkilisi —- ait karşılaştırma imzaları arasında, imzaların başlangıç yeri, ilk gramanın sonraki gramalara göre konumu, dönüş hareketleri, daha sonra yapılan gramajların yapısı, sayısı, birbiriyle bağlantısı, imzaların sonlandırılışı ve genel olarak imzaların tersimi, kompozisyonu, ebadı, eğimi, istifi, seyri, doğrultusu, işlekliği, hızı, baskı derecesi, el hareketleri ve alışkanlıklar gibi imza incelemesinde kullanılan grafolojik ve kaligrafık tanı unsurları bakımından çok önemli farklılıklar saptandığından, inceleme konusu ——-atfen atılmış imzaların, mevcut karşılaştırma imzalarına kıyasla davalı şirket yetkilisi —– eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili rapora karşı itirazında, davalının sözleşmenin yetkilisi tarafından imzalanmadığı dolayısıyla borçtan sorumlu olmadığı yönündeki savunmalarına itiraz etmiş, davalının taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden verilen bedelsiz ürünleri aldığı ve satışını yaptığı halde imza inkarında bulunmasının kötüniyetli bir davranış olduğunu ve davalının kabul etmediği sözleşmeye istinaden verilen bedelsiz ürünleri neden kabul ettiğini açıklayamadığını beyan ederek tarafların ticari defterlerinin incelenmesini talep etmiştir.
Mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan raporda özetle; tarafların defterlerinin usule uygun olduğu, tarafların defterlerinin lehe delil vasfının bulunduğu, taraf defterlerinde alacak hesap bakiyesinin sıfır olduğu, diğer bir ifadeyle borç alacak bakiyesinin bulunmadığı, davacının alacak talebinin de bedelsiz ürün bedelinden kaynaklandığı, davacı şirketçe taraflar arasında imzalandığı iddia olunan — tarihli —- 3. maddesinde süre sınırlı olmaksızın davalı şirketin—– satın almayı taahhüt ettiği, davacının talebi üzerine taraf kayıtlarının kıstelyevm yönünden incelenmesi neticesinde; davalı şirketin sözleşmede yükümlendiği — koli satın alma taahhüdünden satışını gerçekleştirdiği miktarın — koli olduğu, davacının talebi üzerine incelemeye alınan davalı şirkete fatura altı iskonto yoluyla bedelsiz olarak verildiği tespit olunan KDV hariç — TL tutarlı bedelsiz malın kıstelyevm hesabı ile; -TL + – TL KDV=- TL tutarında olduğu, davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesinde, – tarih, – sayılı fatura ve – tarih,- sayılı faturalarda %100 iskonto yapılmak suretiyle bedelsiz ürün teslimlerinin davalı şirkete gerçekleştirilmiş bulunduğu, sadece bu faturalarda yer alan bedelli ürünlere ilişkin kayıtların yapılmış bulunduğu, sözleşmenin 3. maddesinde yer verilen Kıstelyevm hesabıyla davalı şirkete bedelsiz verilmiş bulunan KDV hariç – TL tutarlı bedelsiz ürünün tespit edilen Kıstelyevm oranı olan %10,3 gerçekleşme oranı ile yapılan hesaplamasında — TL haricinde kalan kısmı; — %18 KDV= – TL talep konusu yapılabileceği tespit edilmiştir.
Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; Yargıtay çeşitli içtihatlarında sözleşmenin geçerli olarak kurulmamış olması halinde dahi sözleşme şartları eylemli olarak yerine getirilmeye başlanmışsa artık sözleşmenin geçerli olmadığı iddiasının dinlenmeyeceğini belirlemiştir. Olayımızda davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşme uyarınca davacı tarafından verilmesi gerekli karşılıksız yardım ve promosyonların verildiği, ürün alışverişinin yapılmaya başlandığı, davalının, davacının verdiği bedelsiz ürünleri aldığı ve satışını yaptığı, ticari defterlerinin incelenmesi ile sabit olmuştur. Artık davalı tarafın sözleşmede bulunan imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı ve sözleşmenin geçersiz olduğu savunması dinlenmeyecektir. Dosyada bulunan belgeler ve bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere; taraflar arasında bağıtlanan sözleşmenin eylemli olarak geçerli hale getirildiği, davacı tarafından sözleşmenin yerine getirileceği inancı ile davalı tarafa karşılıksız yardım verildiği, davalı tarafın daha sonra sözleşme şartlarına uymayarak davacının ürünlerini satma işini terkederek davacı tarafa haber vermeden işyerini başka birilerine devrettiği anlaşılmıştır. Davalı tarafın sözleşme hükümlerine uymama hali sabit olması nedeniyle davacı tarafından sözleşme şartlarına uygun olarak cezai şart ve karşılıksız yardım bedellerinin iadesi ve davalıya çekilen ihtara ilişkin noter masrafı talebi mahkememizce yerinde bulunarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının İstanbul Anadolu –. İcra Müdürlüğünün —- E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin —TL asıl alacak, – TL cezai şart ve — TL noter masrafı olmak üzere toplam 7.449,17 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %10,5 oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 2.257,55 TL alacağın %20 si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 508,85 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 89,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 418,88 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL ilk masraf, 89,97 TL peşin harç, 168,00 TL tebligat gideri ve müzekkere gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.489,37 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan yargılama giderlerinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/12/2019