Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/454 E. 2022/726 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/454
KARAR NO : 2022/726

DAVA : İstirdat ve Manevi Tazminat ( Acentelik Sözleşmesinden Doğan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2017
KARAR TARİHİ : 19/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat ve Manevi Tazminat ( Acentelik Sözleşmesinden Doğan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı ile arasında ———-tarihinden bu yana devam eden ———- ilişkisi olduğunu, bu faaliyet kapsamında aracı sıfatıyla poliçeleştirilmiş ——— bulunan ———— adına düzenlenmiş poliçelerden bir kısmının — ettirenlerden tahsil edilemediğini, bu poliçe bedellerinin bir kısmı — ettirenlerden senet alındığını, söz konusu senetler ve bakiye poliçe borçları nedeniyle sigorta ettirenler aleyhine —-asıl alacak için icra takipleri başlatıldığını, durumun davalıya da —— yazıyla bildirildiğini, takiplere ilişkin cari hesabın müvekkilinin— tamamına ait diğer poliçelere ilişkin cari hesaptan ayrılıp ayrı bir hesapta takip edilmesinin talep edildiğini, aynı yazıyla söz konusu takiplerden tahsilat gerçekleştirilmesi durumunda bu tutarların kendilerine aktarılacağını, aksi durumda tahsil edilemeyen —-nedeniyle davalıya karşı sorumluluklarının olmayacağının bildirildiğini, davalının bu yazıya söz konusu —- ilişkin ———–hesabına borç olarak kaydedildiğini, hukuki süreç sonunda tahsil edilemeyecek tutarların kendilerinden talep edileceği yolunda yasa ve uygulamaya aykırı şekilde cevap verdiğini ve bu cevabın akabinde herhangi bir ihtar göndermeden müvekkili tarafından teminat olarak teslim—————-paraya çevrildiğini, bu tutar içinden —- müvekkilinden haksız olarak tahsil edildiğini, müvekkilinin teminat mektubunun nakde çevrilmesiyle —– kurtulmak, — —-kapatabilmek için çok değerli bir —değerinin çok altında sattığını, müvekkilinin ticari itibar kaybı yanında bu yönden de zarara uğradığını, —– tarihli —– sözleşmesinin 5.maddesi ile ödeme güçlüğü içinde olduğu davalı tarafça da bilinen dava dışı —– —-cari hesap borçları için —-yapılacağı konusunda —vardığını, ancak davalının hakkı doğmadığı ve şartları oluşmadığı halde teminat mektubunu paraya çevirerek bütün riskini tahsil ettiğini, dava konusu poliçe limitlerinin müvekkili tarafından sigorta ettirenlerden halen tahsil edilemediğini belirterek davalının müvekkilinden haksız olarak tahsil ettiği ancak müvekkilinin sigorta ettirenden tahsil edemediğini, —poliçe bedelinin haksız iktisap tarihi olan—– tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, haksız olarak paraya çevrilen —neticesinde yaşanan sıkıntı ve itibar kaybı nedeniyle müvekkilinin uğradığı manevi zarar karşılığı —- davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen—- sözleşmesinin 23.maddesiyle taraflar arasında bu sözleşmenin uygulanmasından —- çözümünde ve alacağın tahsilinde—- Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun düzenlendiğini, HMK 17.maddesi hükmü uyarınca davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, bu nedenle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın —- Mahkemesine gönderilmesini istediklerini yine müvekkili ile davacı arasında —– tarihinde —- imzalandığını, bunun yanı sıra —tarihinde yeni bir ——–daha imzalanmış olduğunu, yine — tarihli protokolün düzenlendiğini, müvekkili ile davacı arasındaki ticari ilişkinin cari hesap üzerinden gerçekleştirildiğini, buna göre davacının —–yaptığı sigorta poliçelerinin primlerinin —– cari hesabına borç olarak kaydedildiğini, —— tarafından yapılan ödemelerin de —– cari hesabına alacak olarak işlendiğini, taraflar arasında —- ilişkisinin halen devam ettiğini, davacının — faaliyete başladığı tarihten teminat mektubunun nakde dönüştürüldüğü —-tarihine kadar geçen sürede cari hesap borcunun — sözleşmesine aykırı ——– zamanında aktarılmaması nedeniyle sürekli arttığını —- müvekkilinin davacıya düzenli olarak hesap mutabakatı gönderdiğini, davacının bunlara itiraz etmediğini,— aktarılması hususunda karşılıklı yapılan görüşmelerden olumlu sonuç alınamadığını, —- cari hesap borcunun verilen teminat mektubu miktarını aşması üzerine teminat —– dönüştürüldüğünü, bakiye —-ödenmesi için davacıya ihtarname gönderildiğini, söz konusu tutarın da davacı tarafça ödendiğini, müvekkilinin davacıdan tahsil ettiği haksız bir ödeme olmadığını, davacının dava dışı sigorta ettirenlerden fiilen tahsilatlarını yapamadığından bahisle alacak iddiasında bulunduğu —–.tutarındaki poliçelerden dolayı cari hesapta kendisi lehine —– tahakkuk etmiş olup, ——— hesabındaki borcundan düşüldüğünü, davacının bu durumu hiç ortaya koymadan —–edemediğinden bahisle koşulları oluşmasına karşın süresinde iptalini sağlamayıp yürürlükte tuttuğu poliçelerden dolayı müvekkilinden alacak talebinde bulunmasının hukuken mümkün olmadığını, — arasındaki yazışmalar —– tahsilatının yapılamaması karşısında davacı tarafın başlangıçtan ve/veya borçtan iptal yapma süresinin geçirildiği hususunda uyarıldığını, —- tahsil edilmeyen —-poliçelerinin —- tarafından yürürlükte tutulmaması gerektiğini, aksi halde —- teminat verilmiş olacağını, bunun da —- uyarınca mümkün olmadığını, ——- sözleşmesinin 15/2 fıkrası uyarınca işlem yapılması gerektiğini, davacının iptal işlemini yapmadan yürürlükte tutmak suretiyle sigorta ettirene haksız teminat ve kazanç elde etme imkanı tanıdığını, bu durumda davacının ——– sözleşmesindeki özel hüküm gereği sorumlu olduğunu, —– protokol 5.maddesinde ——————– özel bir uygulama yapılacağına dair herhangi bir hüküm bulunmadığını, manevi tazminat isteminin koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle ——– sözleşmesinden doğan istirdat ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Davacı davalı ile aralarında ——-tarihinden bu yana devam eden—— ilişkisi olduğunu, bu faaliyet kapsamında aracı sıfatıyla ——————bulunan ——— adına düzenlenmiş ———– bir kısmının — tahsil edilemediğini, bu poliçe bedellerinin bir kısmı——- ettirenlerden senet alındığını, söz konusu senetler ve bakiye poliçe borçları nedeniyle sigorta ettirenler aleyhine —–asıl alacak için icra takipleri başlatıldığını, durumun davalıya da —–tarihli yazıyla bildirilerek bu takiplere ilişkin cari hesabın kendilerinin ——— tamamına ait diğer poliçelere ilişkin cari hesaptan ayrılıp ayrı bir hesapta takip edilmesinin talep edildiğini, aynı yazıyla söz konusu takiplerden tahsilat gerçekleştirilmesi durumunda bu tutarların kendilerine aktarılacağı, aksi durumda tahsil edilemeyen———- nedeniyle davalıya karşı sorumluluklarının olmayacağının bildirildiğini, davalının bu yazıya söz konusu poliçelere ilişkin ————-hesabına borç olarak kaydedildiği, hukuki süreç sonunda tahsil edilemeyecek tutarların kendilerinden talep edileceği yolunda yasa ve uygulamaya aykırı şekilde cevap verdiğini ve bu cevabın akabinde herhangi bir ihtar göndermeden davalıya teminat olarak teslim edilen ———.bedelli teminat mektubunun paraya çevrildiğini, bu tutar içinden ——— kendilerinden haksız olarak tahsil edildiğini, teminat mektubunun —— iflastan kurtulmak, —- kapatabilmek için çok değerli ——- çok altında satıldığını, ticari itibar kaybı yanında bu yönden de zarara uğradığını, —– tarihli —- sözleşmesinin 5.maddesi ile ödeme güçlüğü içinde olduğu davalı tarafça da bilinen dava dışı ——cari hesap borçları için özel bir uygulama yapılacağı konusunda tarafların mutabakata vardığını, ancak davalının hakkı doğmadığı ve şartları oluşmadığı halde ——- paraya çevirerek ———— tahsil ettiğini, dava konusu—kendileri tarafından —- ettirenlerden halen tahsil edilemediğini belirterek davalının kendisinden haksız olarak tahsil ettiği ancak kendilerinin —- tahsil edemedikleri ——— bedelinin haksız —————– tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili yanısıra haksız olarak paraya çevrilen teminat —– yaşanan sıkıntı ve itibar kaybı nedeniyle uğranılan manevi zarar karşılığı — — davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı taraflar arasında —- tarihinde —— imzalandığını, ————- tarihinde yeni bir —- sözleşmesinin daha imzalanmış olduğunu, —– tarihli protokolün düzenlendiğini, her iki taraf arasındaki ticari ilişkinin cari hesap üzerinden gerçekleştirildiğini, buna göre davacının —- ——— poliçelerinin ————- hesabına borç olarak kaydedildiğini, —– yapılan ödemelerin —– cari hesabına alacak olarak işlendiğini, taraflar arasında —- ilişkisinin halen devam ettiğini, davacının —- olarak faaliyete başladığı tarihten ——-tarihine kadar geçen sürede cari hesap borcunun —– sözleşmesine aykırı olarak primlerin zamanında aktarılmaması nedeniyle sürekli arttığını ve — ulaştığını, davacıya düzenli olarak — gönderildiğini, davacının bunlara itiraz etmediğini, — aktarılması hususunda karşılıklı yapılan görüşmelerden olumlu sonuç alınamadığını,——cari hesap borcunun verilen teminat mektubu miktarını aşması üzerine teminat mektubunun nakde dönüştürüldüğünü, bakiye— ödenmesi için ihtarname gönderildiğini, söz konusu tutarın da davacı tarafça ödendiğini, davacı taraftan haksız olarak tahsil edilmiş bir ödeme bulunmadığını, davacının dava dışı sigorta ettirenlerden fiilen tahsilatlarını yapamadığından bahisle alacak iddiasında bulunduğu—-.tutarındaki poliçelerden dolayı cari hesapta kendisi lehine —- tahakkuk etmiş olup, bu komisyon miktarlarının — borcundan düşüldüğünü, davacının bu durumu hiç ortaya koymadan —– edemediğinden bahisle koşulları oluşmasına karşın süresinde iptalini sağlamayıp yürürlükte tuttuğu poliçelerden dolayı kendisinden alacak talebinde bulunmasının hukuken mümkün olmadığını,— arasındaki yazışmalar—- tahsilatının yapılamaması karşısında davacı tarafın başlangıçtan ve/veya borçtan iptal yapma süresinin geçirildiği hususunda uyarıldığını, —–edilmeyen ——— tarafından yürürlükte tutulmaması gerektiğini, aksi —- almadan teminat verilmiş olacağını, bunun da sigorta mevzuatı uyarınca mümkün olmadığını, —- 15/2 fıkrası uyarınca işlem yapılması gerektiğini, davacının iptal işlemini yapmadan yürürlükte tutmak suretiyle —- haksız teminat ve kazanç elde imkanı tanıdığını, bu durumda davacının —- özel hüküm gereği sorumlu olduğunu, —- ek protokol 5.maddesinde —— firmalarının cari hesap borçları için ——– yapılacağına dair herhangi bir hüküm bulunmadığını, manevi tazminat isteminin koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —– ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplandıktan sonra ——— rapor alınarak sonuca gidilmiştir.
Davalı yan süresinde ibraz ettiği cevap dilekçesi ile mahkememizin yetkisine itiraz ederek yetkili mahkemenin sözleşme uyarınca —–Mahkemeleri olduğunu ileri sürmüştür. Dayanak —- 6100 sayılı HMK.nın yürürlüğe girmesinden önce düzenlendiğinden ve dava davalının ikametgahında açıldığından davalının yetki itirazı yerinde görülmeyerek reddi ile yargılamaya devam olunmuştur.
Taraflar arasında düzenlenen —–sözleşmesine göre davacı ——— geçerli olduğu süre içinde —- belirlenen ——-sözleşmelere —-veya kendisine verilen yetki ve talimatlar doğrultusunda davalı —- —yapmakla yetkili kılınmıştır. Sözleşmenin 3.maddesi 2.fıkrasında acentenin bu sözleşmenin konusu ——yaparken ————- koşulları ve diğer tüm konularda davalının yayınladığı yazılı emir ve talimatlar doğrultusunda hareket edeceği kabul edilmiştir. Sözleşmenin prim tahsilatını düzenleyen 14.m’de———– edilen vekaletnamede belirlediği —- çerçevesinde gerek kendi düzenlediği, gerekse —— düzenlenen ——üzerinde —- esasları—- tahsil eder. —— tahsili ——— tarafından öngörülen koşullarda yapılabilir.” —– ödeme başlıklı 15 madde de “——–peşindir. ——düzenlediği, gerek şirket tarafından düzenlenerek öngörülen poliçe, yenileme ve ——üzerinde toplum ücreti ilgili ———– doğrultusunda tahsil eder ve şirkete intikal ettirir. Bu——- hükmünde olup —- bu parayı hiçbir surette kullanamaz aksine hareket suç teşkil eder.—— koşulların varlığı halinde usulüne uygun olarak iptal kaydına almadığı ve/veya şirkete iade etmediği poliçe, yenileme ve poliçe eklerinin toplam — şirkete karşı sorumludur.”şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Davacı yan —–kapsamında ———- ettirenlerle —- düzenlenmiş ve bu sözleşmelerden——borçlarına karşılık —senetlerini teslim almıştır. Ancak bakiye prim borçları ve senet bedellerinin ödenmemesi nedeniyle — ettirenler aleyhine icra takipleri başlattığını, toplam —–borcunun —-.olduğunu, davalının esasen sorumlu olmadıkları bu tutar kadar kendilerini borçlandırdığını, bu tutarın davalı ile aralarındaki cari hesap toplamından düşülerek ayrı bir hesap tutulmasını, takip dosyalarında tahsilat yapıldığı taktirde bu miktarın ödeneceğini, tahsilat yapılmaması halinde sorumlu olmadıklarını bildiren —- yazıyı davalıya göndermiştir. Davalı yan bu yazıya cevaben gönderdiği —tarihli yazıda aralarındaki ticari ilişkinin —– bazında olmayıp —– üzerinden yürüdüğünü,—————– ilişkin—— listesinde——— kapsadığını, — tahsil edilmediği yahut iptal edildiği bilgi ve talebinin de gönderilmediğini, takip sürecine konu senetlerin açık cari hesaba mahsuben verildiğini, —– başka bir sigortalının poliçe prim borçlarına istinaden verilmediğini, vadelerinde ödenmemesi nedeniyle de geri verildiğini ve açık cari hesaba borç kaydedildiğini——–alacağı olduğunu, —— itibariyle borç——-olduğunu bildirmiştir. Bundan sonrasında davalı tarafça davacının cari hesap borcu nedeniyle ————.bedelli teminat mektubu nakde dönüştürülmüştür. İş bu davada nakde dönüştürülen teminat ——— haksız olarak tahsil edildiği davacı tarafça iddia edilmekte olup davalı taraf ise davacının sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle ———– tazmin edildiğini sözleşmenin 6.maddesine uygun davranıldığını ileri sürmektedir.
Dosya kapsamında alınan ——– raporda bilirkişiler, davacının cari hesap borcu içindeki ————- kısmın dava dışı ——– olduğunu, davacı ——-davalının vekili sıfatıyla hareket etmesi nedeniyle kural olarak——borcundan sorumlu olmadığını, ———-borçlarına karşılık —- senetler alındığını, ——- yapılmadığını, davalının—–teslim aldığını ve bu duruma ses çıkarmadığını, cayma hakkı ya da poliçe iptal hakkını kullanmadığını, —- uyarmadığını, talep edilen miktarın —— hesap olması nedeniyle davacının kendi sorumluluğunda kaldığını olayların geliş biçimi ve davalının konumu dikkate alındığında eylemsizliğinin zararın oluşmasına sebebiyet verdiğini ve %70 oranında kusurlu olduğunu, dolayısıyla teminat mektuplarının nakde dönüştürülmesi nedeniyle davacının talep edebileceği tutarın ————–.olduğunu açıklamışlardır.
İlk bilirkişi heyeti raporuna itiraz üzerine mahkememizce yeni bir heyetten rapor alınmasına karar verilmiş, —————– tarihli rapor alınmıştır. Bu rapor da yine her iki tarafın ticari defter ve dayanak kayıtları incelenmiş, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri uyarınca davacının TMK. 2 maddesinden doğan koruma yükümlülüğü olduğu, davacının ——- olarak davalı ———– menfaatlerini de korumakla yükümlü olması nedeniyle sözleşme yapacağı kişileri özenle seçmek ve bunların ödeme gücünü araştırmakla görevli olduğu aksi halde——– uğrayacağı zararlardan kusursuz olduğunu ispat etmedikçe sorumlu olacağı, davacının borcunun teminat —– aşmış olması karşısında davalının —— haklı olarak nakde dönüştürdüğü belirtilmiştir.
Dosyada alınan ———heyeti raporu arasında çelişki olması nedeniyle ve her iki tarafça alınan bu raporlara itiraz edilmiş olması gözönünde bulundurularak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulmuş ve ——–rapor alınmıştır. Kök raporda —-tarafların ticari defter ve dayanak kayıtlarına göre teminat mektuplarının —- tarihi itibariyle davalının davacıdan———— alacaklı göründüğü, teminat mektubu tutarının — ile bakiye tutarın —– tarihinde ———- ödendiği bundan sonrasında da taraflar arasında ticari ilişkinin devam ettiği, davacının üretimi yapılan poliçe prim bedellerini davalıya peşin olarak ödediği, davalının da —- prim tutarı ödenen poliçelerden kaynaklı ——– alacaklarını davacıya —— kanalı ile ödediği, esasen taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafça —————— düzenlenen —– tahsil edilemeyen primlerinden davacının sorumlu tutulup tutulamayacağına ilişkin olduğu, davacının sunduğu tahsilatı yapılamayan poliçeler karşılığının——-.olarak hesaplandığı, tahsil edilemeyen bu poliçeler nedeniyle davacının davalıdan aldığı komisyon bedelinin de —- olduğu dolayısıyla davacının talep hakkının — sınırlı olabileceği, davacı tarafça davalıya ciro edilen borçlusu——- tutarlarının toplam —-.olup bunun———- kısmı ödenmekle geriye —–, vadesinde ödenmeyen senetlerin davalı tarafça davacıya iade edildikleri belirlenmiş, ayrıca sözleşmenin 15.maddesi ile davacıya sigorta şirketi adına sölzeşme yapma ve prim tahsil etme yetkisinin verildiğini, —- Kanunu madde 23/18 uyarınca Türk Ticaret Kanunu’nun acentelere ilişkin hükümlerinin—- hakkında da uygulanacağını, ayrıca TTK m. 102/2’ye göre sözleşme yapan —- hükümleri ve bunlarda da hüküm bulunmayan hâllerde vekâlet hükümlerinin uygulanacağını, TTK m. 112/1 gereğince acentenin, müvekkiline ait olan parayı göndermekle veya teslim etmekle yükümlü olup da bunu yapmazsa, yükümlülüğün doğduğu tarihten itibaren faiz ödemek ve gerekirse ayrıca tazminat vermek zorunda olduğunu, ———- Acenteleri Yönetmeliği m. 17/2 uyarınca—– poliçeler kapsamında —–yapılan ödemenin —– yapılmış sayılacağını, —- tarafından düzenlenen poliçeler kapsamındaki tazminat ödemelerinin sigorta şirketlerince doğrudan hak sahibine yapılmasının esas olduğunu, maddeden de anlaşıldığı üzere——– müvekkiline ait parayı gönderme ve teslim yükümlülüğünün, yükümlülüğün doğduğu anda doğduğunu,—- prim karşılığında” —–sağlama borcunu üstlendiğini,—-, sigortacının sigorta ——–sağlama ediminin karşılığı olduğunu, ———ödeneceğini, ———– ödeneceğinin kararlaştırılması durumunda, —- tarafından — belirli dönemler halinde ödendiğini, bu durumda İlk taksitin nakden ödenmesinin şart olduğunu,— bu halde —- senedinin tahsili ile gerçekleşeceğini, (TTK m. 1430).——- sigorta primi,—— düzenlenmemiş olsa bile, sözleşmenin yapıldığı anda ödendiğini, (TTK m. 1431). TTK 1452/3 maddesinde “1430 uncu maddenin birinci ve üçüncü fıkraları, 1431 inci maddenin birinci, ikinci ve dördüncü fıkraları …—— aleyhine değiştirilemez; değiştirilirse bu Kanun hükümleri uygulanır.” hükmünün düzenlendiğini, her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin 15/2 maddesinde “———— usulüne uygun olarak iptal kaydına almadığı ve/veya—- iade etmediği poliçe, ————— tutarından Şirkete karşı sorumludur” şeklinde —– bundan sorumlu olacağı düzenlenmiş olsa da bu durumun yukarıda belirtilen hükümlere göre açıkça hukuka aykırı olduğunu, —— — ödendiğinde —— ödeme yaptığını,—- sadece sigortalının ödediği ——– aktarmakla ve —– kazandığı ——– yükümlü olduğunu, —– düzenlenen hallerde ancak bunlar tahsil edildiğinde —- sorumluluğunun başlayacağını, aksi takdirde poliçe konusu —– sorumlu olmayacağını,——– bilgi verme yükümlülüğü bulunduğunu, ancak bunun için —— yükümlülüğüne uyulmadığı için bir zarara uğradığını iddia ve ispat etmesi gerektiğini, bu durumda kusurlu ———- karşılayacak bir tazminat ödemesi talep edebileceğini, davacının —————–isteme hakkının bulunduğu kabul edilmesi gerektiğini açıklamışlar ek raporda da aynı görüşte olduklarını ifade etmişlerdir.
Mahkememizde açılan dava da davacı ve davalı arasında ——sözleşmesi imzalandığı, davacının —– sıfatıyla poliçe düzenleyip, prim tahsil ettiği, sözleşme kapsamında davalı ile ilişkisinin cari hesap ilişkisi şeklinde yürüdüğü, davalının davacının oluşan cari hesap borcu nedeniyle toplam ——.bedelli teminat mektuplarını ——tarihinde nakde çevirdiği uyuşmazlık konusu değildir. Davacı nakde dönüştürülen —- tazmin edilen —– haksız yere tahsil edildiğini, ——için düzenlenen poliçe primlerinden doğan cari hesap borcu için —-tarihli mutabakat —– özel düzenleme yapıldığını, poliçe primlerinin —- ettirenlerden halen tahsil edilemediğini ileri sürmektedir. Davacının dayandığı —– tarihli protokolün 5.maddesinde taraflar “—— benzer ———— kabul edilen işlerin ödemeleri bu protokolün dışında olup ayrıca konuşulacak ve istihsal için bu tür işlerde ayrıca vade dayanışması yapılacaktır.”şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık tahsil edilemeyen ——– nedeniyle sorumluluğun kime ait olduğu hususundadır.
Sigortacılık Kanunu 23/2 m. hükmünde, —- yapacakların niteliklerine ilişkin usûl ve esasların yönetmelik ile belirleneceği düzenlenmiş; ——– yayımlanmıştır. SK m. 23/son hükmünde, Türk Ticaret Kanunu’nun acenteliğe ilişkin hükümlerinin—— uygulanacağı belirtilmiştir. Yine buna——–15/2 hükmünde “——–, —————-tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, bu Yönetmelik ve diğer ilgili mevzuata aykırı olmamak kaydıyla birinci fıkradaki hükümlere ilave hükümler yer alabilir.” denilmek suretiyle TTK’nın,—- hüküm niteliğini haiz olduğuna da işaret edilmiştir. Aynı şekilde TTK m. 102/3 hükmü de bu duruma işaret etmektedir. Dolayısıyla TTK’nın acenteliğe ilişkin hükümlerinin ———- bulunmaması ve tarafların —— aksine hüküm olmaması durumunda, —— ilişkisine uygulanması gerekir. Somut uyuşmazlıkta da üzerinde durulması gereken sorun, davacı —- tahsil etmekle yükümlü olup olmadığı ve tahsil edilmeyen primlerin tutarından davacı — sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. —- hususta bir düzenleme yoktur.—— sigorta poliçelerinin düzenlenmesi ve primlerin tahsilini düzenlemişse de, tahsil edilmeyen primler için bir düzenleme getirmemiştir.—ait TTK m. 112 hükmünde “—, müvekkiline ait olan parayı göndermekle veya teslim etmekle yükümlü olup da bunu yapmazsa, yükümlülüğün doğduğu tarihten itibaren faiz ödemek ve gerekirse ayrıca tazminat vermek zorundadır ” denilmiştir. Tahsil edilmeyen primlerin akıbeti hususunda TTK m. 112’de de bir açıklık yoktur. —-borçlarına ilişkin genel hüküm olan TTK m. 109/1’e göre ——, sözleşme uyarınca kendisine bırakılan —-, müvekkilinin işlerini görmekle ve menfaatlerini korumakla yükümlüdür. —, bu yükümle —-, müvekkilinin yararına olabilecek — yapılmasına—- bunların bizzat yapılması hususunda aktif bir tutum içinde olmasının, gerekli——– araştırmalarını yapmasının ve gerekli bağlantıları sağlamak konusunda çaba sarf etmesinin öngörüldüğü belirtilmekte ve ifadenin belirsizliği sebebiyle yükümün acentelik faaliyeti ile sınırlı biçimde anlaşılması gerektiği haklı olarak ifade edilmektedir. —-ayrıca ve aksi yazılı oiarak kararlaştırılmadıkça — akdettiği işlerin ifası zımnında (örneğin, müşterinin ödeme yükümünün —gibi)——– yükümlülüğü de yoktur.—-,——edilmesinin esasen—– sözleşmesine ——–olduğunu da ifade etmiştir.
TTK m. 102/1 hükmü uyarınca acente, sözleşmeleri müvekkili adına akdetmektedir. Dolayısıyla sözleşmeden doğan hak ve borçlar müvekkil üzerinde doğar; bu manada alacağı talep hakkı da müvekkile aittir. Şu hâlde,—- akdettiği sözleşmeden ——yetkisi de, esas itibarıyla müvekkile aittir. —— alacağının sahibi ——değil, müvekkilidir. Her ne kadar SAY m. 17/2 hükmünde ———– düzenlenen—-tarafından —- yapılan —-yapılmış sayılır denilmekteyse de, söz konusu bu hüküm sadece ———-bir imkân sağlamaktadır.—- ———- ayrıca müvekkile ödeme yapmasına da engel bir durum yaratmamaktadır. Somut olayda davacı ile davalı arasında imzalanan—- sözleşmesi ile davacıya sigorta sözleşmesi düzenleme ve — yetkisi verilmiş davacı—- bu yetkisini kullanarak—- sözleşme imzalamış —— borçlarına karşılık ——— senedi teslim almıştır. TTK 1430/2 maddesi hükmü ilk taksidin peşin ödenmesi kaydıyla————– verilebileceğini kabul etmiştir. Bu durumda senet bedelinin tahsil edildiği —–yapılmış sayılacaktır. Davacının— borcuna karşılık aldığı —-davalıya teslim ettiği , davalının bu senetlerin uzun vadeler içerdiğini görmesine rağmen davacıyı uyarmadığı, sahip olduğu cayma ve iptal haklarını kullanmadığı, senetleri kayıtlarına aldığı, senetlerin vadesinde ödenmemesi üzerine bu kez senetleri davacıya iade ettiği, davacının senetleri icra takibine konu ettiği, davalının alacağına kavuşması için gerekli hukuki yollara başvurduğu tahsilat olmadığından primleri davalıya—— ettiremediği ortadadır. Her ne kadar sözleşmenin 15 /2 maddesinde davacının koşulları mevcut ise iptal kaydına almadığı ve /veya şirkete iade etmediği poliçelerin toplam prim tutarından sorumlu olacağına ilişkin düzenleme mevcut ise de davacının davalının menfaatlerini korumak için elinden geleni yaptığı, söz konusu madde de öngörülen koşulların davacı aleyhine oluşmadığı davacının tahsil edilmeyen prim borçlarından sorumlu tutulamayacağı sonucuna varılmıştır. Bir an için davacının—-olduğu düşünüldüğünde yani davacının sözleşmeye aykırı davrandığı kabul edildiğinde dahi sözleşmeye aykırılık yanısıra zarar, kusur ve müterafık kusur durumunun değerlendirilmesi gerekmekte olup bu ihtimalde tahsil edilemeyen prim borçları nedeniyle davalının bir zarara uğrayabileceği söylenebilir. Bu durumda da sorumluluğun kimde olduğunun tespiti bakımından tarafların — kusur durumunun da değerlendirilmesi gerekir, ———- etme yetkisinin bir an için ——- yükümlülüğünde olduğunun kabulü, davalının da böyle bir yetkisinin olmadığı manasına gelmemektedir. Bu nedenle davalı taraf da, tahsil edilemeyen—— oluşan zarardan en az davacı—– kadar sorumlu olacaktır. Yani dava konusu zarar açısından davalının da birlikte (müterafık) kusurunun kabul edilmesi gerekirdi.
Yukarıda da belirtildiği üzere mahkememizce davalının dayanak sözleşmenin 15/2 maddesine dayanarak teminat mektuplarını nakde dönüştürmek suretiyle tahsil ettiği tutar içinde yer alan ve son bilirkişi heyeti raporunda —- olarak hesaplanan davacı tarafça tahsil—-primler karşılığı alındığı saptanan tutardan davacının sorumlu tutulamayacağı, davalının tahsil ettiği bu tutarı davacıya iade etmesi gerektiği sonucuna varılmış, davacının istirdat talebi bu miktarla sınırlı olarak kısmen kabul edilmiştir.
Davacının bir diğer talebi ise yaşadığı sıkıntı ve itibar kaybı karşılığı manevi tazminata hükmedilmesidir. TBK 58 maddesinde düzenlenen manevi tazminata hükmedilebilmesi için; kişilik hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğraması gerekir. Kişilik haklarının zarar görmediği hallerde, eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesi olanaklı değildir. Buna göre olayda manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak bu talep yönünden davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
—–davalıdan—- tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Fazla talebin reddine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin reddine,
3-Karar harcı—-davacı tarafça peşin olarak yatırılan 24.703,82 TL harcın mahsubu ile bakiye—- harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan— harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk masraf,—- tebligat ve müzekkere gideri, 18,000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 18.462,70 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranına göre (%75) —–davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan 87,30 TL.yargılama giderinden davanın reddedilen kısmı gözönünde bulundurularak(%25) 21,82 TL.nin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hükmedilen tutar üzerinden karar tarihinde geçerli —–esaslara göre belirlenen ——- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım yönünden karar tarihinde geçerli —– vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde geçerli ——– esaslara göre belirlenen ——- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.