Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/405 E. 2018/31 K. 17.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/405
KARAR NO : 2018/31

DAVA : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 17/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilleri hakkında İstanbul Anadolu 12. İcra Müdürlüğü’nün …… sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkillerine yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, tebligatlardan haberdar olmadıklarından takibe itiraz edemediklerini, davalı ile aralarında hukuki ilişki bulunmadığını, takip talebi ve ödeme emrinde borcun sebebi olarak nakit avans yazdığını, ancak müvekkillerinin bu yönde aldığı ve davalıdan geçen bir bedel ve hak olmadığını, icra dosyası borçlularından ……. müvekkillerini de dolandırdığını, bu konuda suç duyurusunda bulunduklarını, ……. ile müvekkilleri arasında hiçbir resmi bağlantı bulunmadığını, icra takibine dayanak yapılan nakit avansın hangi borçlulara gönderildiği ve gönderilen bedel ile müvekkillerinin arasındaki bağlantının davalı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, bu icra takibi sonucunda müvekkillerinin ticari itibarının zedelendiğini ileri sürerek İstanbul Anadolu .İcra Müdürlüğü’nün ……. sayılı dosyasında açılan takibin durdurulmasına ve takibin iptaline, müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın diğer takip borçluları olan ……ihbar edilmesi gerektiğini, bu şahıslar ile birlikte davacıların suç örgünü kurma, yönetme, nitelikli dolandırıcılık şüphelisi olduklarını, birlikte hareket ederek piyasada ki pekçok kişiyi ve müvekkilini dolandırdıklarını, davanın ihbarını talep ettikleri ……. davacı şirketin gizli ortağı olduğunu, kendisiyle birlikte diğer zarara uğratılan şahısların tümünden alacakları temlik aldıklarını ve davacılar hakkında takip başlattıklarını, aynı zamanda davacılar ile birlikte diğer takip borçluları aleyhine suç duyurusunda bulunduklarını, ceza yargılamasının bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; başlatılan icra takibi nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespiti istemine ilişkindir.
HMK.nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. 26.06.2012 tarihli 6335 sayılı Yasanın 2.maddesiyle değiştirilen TTK.5.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
Ticari davalar TTK.4.maddesinde sayılmıştır. Buna göre her iki tarafın tacir olması halinde davanın konusuna bakılmaksızın dava nispi ticari dava olarak mahkememizin görevi alanında olacaktır. Davalının, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde gerçek kişi kaydının bulunmadığı belirlenmiş, Samsun Vergi Dairesi Başkanlığından gelen cevabi yazı ile de işletme hesabına göre defter tuttuğu ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 177 maddesi ve ilgili diğer maddelerinde belirtilen tutarların altında kaldığı, faaliyetine 2.sınıf tüccar olarak devam ettiği, esnaf sınırı içinde kaldığı belirlenmiştir. Dolayısıyla, davalı tacir olmadığından nispi ticari dava söz konusu değildir.
Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava söz konusu olup mahkememizin görev alanı içinde kalacaktır. Olayımıza konu uyuşmazlık davalı tarafça kişisel yatırım amacıyla sisteme dahil olunarak davacılara para gönderildiği iddiasına dayalıdır. TTK.4.maddesinde ya da başka bir yasada davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair bir hüküm yoktur. Bu durumda davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine aittir.
HMK.nun 114/1-c ve HMK.nun 20. maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliği nedeniyle açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2- Karar kesinleştiğinde süresinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331 maddesi uyarınca yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemede nazara alınmasına,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.