Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/402 E. 2018/916 K. 11.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/402 Esas
KARAR NO : 2018/916

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/04/2017
KARAR TARİHİ : 11/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ulusal ve uluslararası alanda taşımacılık işi ile iştigal ettiğini, davalı şirketin inşaat firması olduğunu, davalı ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkiye istinaden davalı tarafça —————– tarih ve 577.270,16 TL bedelli ve 01/04/2016 tarih ve 256.828,18 TL bedelli faturaların düzenlendiğini, müvekkili şirketin e-fatura yükümlüsü olduğunu, davalı şirket tarafından e-fatura sorgusu yapılmaksızın müvekkili şirkete doğrudan doğruya kağıt fatura düzenlenmesi nedeniyle vergi dairesi tarafından müvekkili şirket aleyhine faturada yazılı olan meblağın %10’u oranında toplam 83.409,84 TL özel usulsüzlük cezası kesildiğini, yasal indirim miktarı sonrasında müvekkili şirket aleyhine 40.144,00 TL özel usulsüzlük cezası tahakkuk ettiklerini, 447 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 4/4/2015 tarihinden geçerli olmak üzere 397 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin ” 9. Sorumluluk ve Cezai Müeyyideler” başlıklı bölümü yeniden düzenlendiğini, ” Elektronik fatura uygulamasına dâhil olan mükelleflerin elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan diğer mükelleflere düzenleyecekleri faturaların elektronik fatura olması zorunludur. Bu zorunluluğa uymayan mükellefler hakkında Vergi Usul Kanununda öngörülen cezai hükümler uygulanacaktır.” hükmüne yer verildiğini, müvekkili şirket fatura alıcısı/muhatabı olduğunu, davalı fatura düzenleyicisinin e-fatura yükümlüsü olup olmadığını kontrol edecek durumda olmadığını, müvekkili firmaya her ay fatura düzenlediğini, faturayı düzenleyenler sistem üzerinde e-fatura yapmak zorunda olduklarını, davalı tarafın basiretli bir tacir gibi davranmadığını, kendisi e-fatura yükümlüsü olduğu halde fatura düzenlediğini, müvekkili şirketin de e-fatura yükümlüsü olduğunu kontrol etmeksizin kağıt fatura düzenlemesi kusurlu bir davranış olduğunu, müvekkili şirketin her ay geriye yönelik araştırma yapmasının mümkün olmadığını, yapmasının beklenmesi de ticari işleyişin ve e-fatura sisteminin uygulanması sistemine aykırı olduğunu, ödeme tarihinden itibaren avans faizi işletilmesini talep ettiklerini, tarafların tacir olduğunu, e-fatura düzenleme esaslarına davalı tarafça ayrıkır davranılması sonucunda müvekkili şirket aleyhine ceza düzenlenmiş olduğunu, müvekkili şirketin ödemek zorunda kaldığı 40.144,00 TL ödeme vade tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, vergi cezasının ödeme günü 30/06/2017 olduğunu, ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, yargılama masraf ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı şirket vekilince 03.07.2017 tarihli verilen cevaba cevap dilekçesi ile; davanın rücuen tazminat davası olduğu cezanın şahsiliği savunmasının dava konusunda yeri bulunmadığı, müvekkil şirketinin davalı şirketin hatalı eyleminden dolayı vergi dairesine sorumlu olarak cezanın şahsiliği prensibinin sözkonusu olduğu, müvekkil şirketinin rücu edebilmesi için Vergi Usul Kanununda özel bir hükmün yer almasına gerek bulunmadığı, genel hükümlere göre zarar ve ziyan tazmin edilebildiği, davalı şirketin de vergi cezası yükümlüsü olması kusurlu olmasını ve müvekkil şirketin uğradığı zararın tazminine engel olmadığı, davalı şirket tarafından e-fatura sorgusu yapılmadan e-fatura yükümlüsü müvekkil şirketine kağıt fatura düzenlenmesi nedeniyle vergi dairesi tarafından aleyhine faturada yazılı meblağın %10’u oranında toplam 83.409,84 TL özel usulsüzlük cezası kesilmiş olup yasal indirim sonrasında 40.114,00 TL. özel usulsüzlük cezası tahakkuk ettirildiği belirtilerek müvekkil şirketinin fatura alıcısı olarak davalı fatura düzenleyicisinin e- fatura yükümlüsü olup olmadığını kontrol edecek durumda olmadığını, müvekkil şirketine her ay yüzlerce fatura düzenleyen şirketlerin sistem üzerinden e-fatura sorgusunu yapmak zorunda olduklarını, davalı tarafın basiretli bir tacir gibi davranmayarak kendisi bir e- fatura yükümlüsü olduğu halde müvekkil şirketinin de e-fatura yükümlüsü olduğunu kontrol etmeksizin kağıt fatura düzenlemesi kusurlu bir davranış olduğu, müvekkil şirketinin her ay geriye yönelik araştırma yapması mümkün olmadığı yapmasının eklenmesi de ticari işleyişin ve herhalde e-fatura sisteminin uygulanması sistemine aykırı olduğu iddiasında bulunulmuş olup müvekkil şirketin ödemek zorunda kaldığı 40.114,00 TL. özel usulsüzlük cezasının ödeme tarihi olan 30.06.2017 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan rücuen tazmini talep edilmiştir

SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kendi adına kesilen bir vergi cezası olduğunu, diğer bütün cezalar gibi vergi cezalarında da “cezaların şahsiliği ilkesi” geçerli bulunduğunu, vergi suçu, verginin mükellefi veya sorumlusu yada vergi kanunu maddelerinde açıkça tanımı yapılan pozisyonlardaki gerçek veya tüzel kişiler tarafından işlenen ve genellikle kamu maliyesinin gelir kaybına yol açan, vergi kanunlarıyla getirilen kuralların ihlali sonucunu doğuran eylem olduğunu, ceza ise suç tanımına uyan eylemi gerçekleştiren kişilere uygulanacak olan ve nev’i süresi ve miktarlarının kanunla belirlenen yaptırımları olduğunu, vergi cezalarında da, suç ile onun hukuki müeyyidesi olan cezanın ortak süjesi, suçu işleyen kişi olduğunu, “Ceza sorumluluğunun şahsiliği” ilkesi gereği, cezanın muhatabının, ilgili vergi kanunu maddesinde açık şekilde yazılı olması gereken çeşitli iştirak veya müteselsiliyet hükümleri saklı kalmak kaydıyla, vergi kanunlarının suç saydığı eylemi gerçekleştiren kişi olmasının zorunlu olduğunu, yetkili vergi idareleri, eğer bir vergi cezasını bir kişiye kesmişse, bu idari işlem vergi mahkemelerince iptal edilmediği sürece, tanımlanan kusur da suç da kanunen bu kişiye terettüp ettiğini, cezanın bu kişiye kesilmiş olması, cezadan umulan caydırıcı faydanın, bizzat cezanın o kişi üzerinde bırakılmasında görüldüğü anlamına geldiğini, Kanunda açıkça yazılı olmadığı sürece, rücu yoluyla cezanın yükünün başkalarına transferi, diğer kişilere yansıtılması, vergi cezasından umulan kamu yararının gerçekleşmemesi sonucunu doğuracağını, bunun dışında suç ve ceza ile ilgili spesifik maddede rücu edilebileceğine ve rücu edilebilecek kişilere dair özel bir hüküm bulunmadığı sürece bir başkasının işlediği suçun cezasının rücu davası yoluyla diğer bir kişiye sirayet ettirilmesi, zımnen vergi cezası salma veya kişisel ceza sorumluluğunun ve sonuçlarının tazminatın başkalarına aktarılması sonucunu doğurucağını, bunun da cezaların şahsiliği ile vergi ve cezaların kanuniliği ilkeleri ile bağdaşmayacağının aşikar olacağını, vergi mevzuatında hangi nev’i vergi ve cezalar için rücu imkanının bulunduğunu, bu vergi ve cezalar için kimlere rücu edilebileceği vb. hususlar sıkı sıkıya kanunla düzenlendiğini, vergi cezalarında, sıkı şahsilik ve kanunilik prensipleri gereği, sadece ilgili maddede rücuya ilişkin hüküm varsa rücu yoluna gidilebileceğini, dığer bır deyışle vergı cezalarında rücu yolu ancak kanunla ve kanunda rücu ımkanının açıkça yazılı olması şartıyla mümkün olduğunu, zira cezanın ceza kesilmeyen bir tarafa yansıtılarak üstten atılması, her şeyden önce, vergi cezalarının caydırıcı amacıyla ve kamu düzenine ilişkin niteliğiyle bağdaşmayacağını, işbu davada öne sürülen “rücu mevhumunu” kabul etmek anlamına gelmemek kaydıyla, kusurlu olan taraf davacının muhasebe departmanı olduğunu, faturanın kesileceği tarihte müvekkilinin muhasebe departmanı davacı firmayı mutabakat amaçlı aradığını, bu arada e- fatura yükümlüsü mü yoksa kağıt fatura yükümlüsü mü olduklarını da sorduklarını, davacı firmanın muhasebesi “kağıt fatura yükümlüsüyüz” deyince, herhalde yükümlülüklerini biliyorlardır diye araştırmaya gerek duyulmadığını, kendilerine kağıt fatura kesildiğini, hatanın kendilerinden kaynaklandığı, kesilen kağıt faturaya yasal süresi (8 gün ) içinde itiraz etmediklerini, bunu vergi indiriminde kullanmış olmalarından da belli olduğunu, itiraz etselerdi müvekkiline ait muhasebe departmanı bunu iptal eder ve e-fatura olarak düzenleyeceğini, müvekkili şirkete böyle bir itiraz ve talep ulaşmadığını, kağıt faturayı kayıtlarına alıp vergi indiriminde kullanacak kadar, elektronik fatura yükümlüsü olduğundan habersiz olduğunu, davacı firma departmanı basiretli bir tacir gibi davranmadıklarını, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekilince 07.09.2017 tarihli verilen 2.cevap dilekçesi ile: önceki beyan ettikleri hususlar hakkında davacı tarafın bir açıklamada bulunmadığı bu nedenle beyan ettikleri hususları aynen tekrar ettikleri belirtilmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; davalı şirketin e-fatura yükümlüsü olan davalı şirket hakkında kağıt fatura düzenlemesi nedeniyle davacı tarafından vergi dairesine ödenen özel usulsüzlük ceza bedelinin iadesine ilişkindir.
Mahkememizce davacı şirketin bağlı olduğu Vergi Dairesine yazılan yazı ile , davacı şirkete sözkonusu kesilen vergi cezasına ilişkin belgeler talep edilmiştir. Vergi Dairesi cevabi yazısında; davacı şirketin 2016/Şubat ve Nisan dönemlerinde KDV iade/mahsup talebine istinaden merkezi bilgi işlem sisteminde otomatik üretilen katma değer vergisi kontrol raporunda e-fatura kullanması gerektiği halde kullanmadığı anlaşılmış ve özetle; 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 353/1.maddesi gereği bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine, her bir belge için 210 TL den aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın-matrah ve KDV nin toplam tutarının % 10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmekte olduğu belirtilmiş ve işleme dayanak olan belgeler – ceza ihbarnameleri ve ihbarnamelere dayanak yazılar ilgili dönem katma değer vergisi kontrol raporları gönderilmiştir.
Davacı şirketin bağlı olduğu —————Dairesi tarafından 04.01.2017 tarih 2689 sayılı yazısı ile: Katma değer vergisi iadesi kontrol raporunda tespit edilen ve davalı şirketten (————-. den) e-fatura yerine alınan ———– tarih ve sayılı toplam 256.828,18 TL. tutarındaki kağıt fatura için VUK.353/1. mad. ve ———————- nolu VUK.Genel Tebliği gereğince %10 oranında ——– tarih ve——– sayılı ceza ihbarnamesi ile 25.682,82 TL. özel usulsüzlük cezası kesilmiştir.
Davacı şirketin bağlı olduğu Marmara Kurumlar Vergi Dairesi tarafından ——- tarih —-sayılı yazısı ile: Katma değer vergisi iadesi kontrol raporunda tespit edilen ve 06.01.2017 tarih ve 002 sayılı ceza ihbarnamesi ile davalı şirketten (——–. den) e- fatura yerine alınan 02.02.2016/121689 tarih ve sayılı toplam 577.270,16 TL. tutarındaki kağıt fatura için VUK.353/1. mad. ve 397 nolu VUK.Genel Tebliği gereğince %10 oranında 57.727,02 TL. özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Bu dönemde davalı mükellef dışında 3 mükelleften daha e-fatura yerine kağıt fatura almış olduğu tespit edilmiş ve bu faturalara isabet eden 565,27 TL, 210,00 TL ve 210,00 TL daha özel usulsüzlük cezası kesilmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaların değerlendirilmesi ve faturanın defterlerde kayıtlı olup olmadığı hususunun belirlenmesi açısından bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi kök raporunda özetle; davacı şirket tarafından, 17.02.2017 tarihli dilekçesi ile 57.727,02 TL lık özel usulsüzlük cezasını 14.431,76 TL olarak yeniden yapılandırma yolu ile 25.682,82 TL.lık özel usulsüzlük cezası ise KDV iadelerinden mahsup yolu ile olmak üzere toplam olarak 40.114,00 TL. özel usulsüzlük cezası ödendiği, davalı şirket tarafından sehven e-fatura yerine düzenlenen ——————- tarih ve sayılı kağıt faturanın davacı şirketin diğer grup firması olan ———————. adına düzenlendiği, fatura üzerinde davalı şirket olan —————-. nin kaşesi de vurularak elyazısı ile “düzeltme tarafımızdan yapılmıştır” şerhi düşülerek davacı şirket adına düzeltme yapılarak düzenlendiği, davalı şirket tarafından sehven düzenlenen———– tarih ve sayılı kağıt faturanın yerine 13.12.2016 tarihli ve————– sayılı e-fatura ile————–tarih ve sayılı kağıt faturanın yerine 13.12.2016 tarihli ve ——————sayılı e-fatura düzenlendiği, davalı şirketin kayıtlarının tetkikinde; aylık olarak düzenlenen faturaların çok olmadığı,———– ayda 19 adet olduğu bunun sadece 5 adedini kağıt fatura olarak düzenlediği,————.ayda ise 24 adet olduğu bunun sadece 5 adedini kağıt fatura olarak düzenlediği ve bu kağıt faturaların en yüksek tutarlı olarak davacı şirketin faturaları olduğu, davacı şirketin kayıtlarının tetkikinde ise; almış olduğu kağıt ve e-fatura adedinin ———. ayda 241 adet,———.ayda ise 190 adet olduğu ve davalı şirketin kendisine düzenlemiş olduğu en yüksek tutardaki bu 2 adet faturanın olduğu diğerlerinin daha düşük tutarlarda olduğu, her iki şirketin de 2014 yılında e-fatura sistemine geçtiği, e-fatura sistemini 2014 yılından beri uygulayan davalı ve davacı tarafından özellikle de diğer alınan ve düzenlenen faturaların arasında dikkati çekecek ölçüde yüksek tutarlı olan faturalarda azami dikkat ve özeni gösterip bu hatanın zamanında düzeltilmesi mümkün olabilecekken yapılmadığı, nasıl ki ilk alınan ————tarihli faturanın hatalı olarak davacı şirketin aynı gruba ait başka bir şirketinin adına düzenlenip daha sonra düzeltme yapıldığı gibi davalı ve davacının da azami dikkat ve özeni gösterip e-fatura yerine kağıt fatura düzenlenmesi hatasının da zamanında düzeltilmesi mümkün olabileceği, şifahen davacı firmadan yanlış bilgi alındığı iddiasının bir fatura düzenleyicisi olarak davalı firma tarafından bunu —————–.———– internet adresinden teyit edilebileceğinin, davacı taraf olarak özellikle bu fatura dönemlerinde vergi dairesinden bir kdv iade/mahsup talebinde bulunacak bir mükellefin fatura ve kayıt nizamında daha dikkatli olması gerektiği, dolayısıyla her iki tarafın da hatalı ve sorumlu görüldüğü belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin rapora itiraz etmesi nedeniyle itirazların değerlendirilmesi açısından bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi ek raporunda özetle; davalı firma olan e-fatura düzenleyicisinin ———– düzenlemesi gerekirken mal teslimi/hizmet ifasından itibaren azami 7 günlük süre içinde düzenlememesi nedeniyle bu cezanın kesilmesine neden olduğu, Maliye idaresi tarafından e-faturanın yeni bir belge türü olmadığından kağıt fatura ile aynı hukuki niteliğe sahip olduğu belirtilerek her iki tarafa da ayrı ayrı sorumluluğu yüklemiş olup birbirlerine de rücu hakkı vermediği, zira davacı firma olan e-fatura kullanıcısı firmanın da tarafına düzenlenen faturaların kontrolünü yapmak, faturanın hem şekil ve hem de içerik açısından doğruluğunun sağlanmasından aksi takdirde hata varsa düzeltme yapılmasının sağlanması yükümlülüğünün bulunduğu belirtilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229. maddesinde fatura; satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak, tanımlanmıştır.
Anılan Kanunun 231. maddesinin 5 inci bendindeki “azami” ifadesi ile faturanın mutlaka bu süre içerisinde düzenlenmesi gerektiği belirtilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun Mükerrer 242. maddesinin 2 numaralı fıkrası ile Maliye İdaresine verilen yetkiye istinaden yayımlanan Tebliğlerde (İdare uygulamayı mecburen Tebliğler ile yönlendirmektedir):
-Elektronik Fatura Uygulamasından yararlanan kayıtlı kullanıcıların güncel listesi ————————–internet adresinden yayımlanacaktır.
-Elektronik fatura uygulamasına dâhil olan mükelleflerin elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan diğer mükelleflere düzenleyecekleri faturaların elektronik fatura olması zorunludur. Bu zorunluluğa uymayan mükellefler hakkında Vergi Usul Kanununda öngörülen cezai hükümler uygulanacaktır.” hükmüne yer verilmiştir.
Mevzuat gereği; alıcı ve satıcının her ikisi de e-fatura düzenleyen mükellefler grubunda ise, faturanın karşılıklı olarak elektronik olarak düzenlenmesi gerekir.
Şirketlerin yaptıkları satışlara ilişkin olarak düzenledikleri kağıt faturayı, elektronik olarak düzenlememeleri durumunda Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. maddesine göre özel usulsüzlük cezaları kesilmektedir.
213 sayılı VUK ve ilgili Tebliğleri doğrultusunda “————— düzenleyicisinin fatura düzenlemeden önce muhatabın ———– internet adresinde yer alan kayıtlı kullanıcı listesine kayıtlı olup olmadığını kontrol edecekler, kayıtlı kullanıcı ise elektronik fatura, kayıtlı kullanıcı değilse kâğıt fatura düzenleyeceklerdir” hükmü gereğince sorumluluğun e-fatura düzenleyicisinde olduğu açıktır.
Ayrıca, Anılan Kanunun, 231 inci maddesinde ise, “faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami 7 gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı, 353 üncü maddesinin birinci bendinde ise fatura düzenlememe ve almama fiillerine kesilecek özel usulsüzlük cezası hükme bağlanmıştır” denilerek e-faturayı 7 gün içerisinde almayan ve düzenlemeyen her iki tarafa da özel usulsüzlük cezasının kesileceği bildirilmiştir.
Maliye idaresince e-fatura yükümlüsüyken kağıt faturayı düzenleyenlere ve alanlara “ceza” kesilmesine devam edileceği vurgulanarak kanaatimce, düzenlenen fatura tutarının % 10’u nispetinde uygulanan özel usulsüzlük cezası her ne kadar ağır bir ceza uygulaması olmasına rağmen Maliye İdaresinin bu konuda uygulamaya halen devam ettiği ve bu uygulamadan dönmediğinin açıklaması, e-fatura sisteminin mükelleflerce hızlı bir biçimde benimsenmesi ve sistemin kısa sürede oturmasını sağlamak amacıyla her iki tarafa da ayrı ayrı sorumluluğu yüklemiş olduğudur.
Yukarıda açıklandığı üzere, özellikle yüksek tutarlı alınan ve düzenlenen faturalar nezdinde davalı ve davacının da azami dikkat ve özeni gösterip bu hatanın zamanında düzeltilmesi mümkün olabilecekken yapılmadığı dolayısıyle her iki tarafın da hatası ve ihmali bulunduğu, kasıtlı olarak değil de sehven yapılan işlemler sonucu ortaya çıkan cezai durumlarda da sorumluluk alınması gerektiği, açıktır.
Tüm dosya kapsamından, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, tarafların e-fatura yükümlüsü olmasına rağmen davalı şirket tarafından davacıya düzenlenen kağıt faturanın davacı tarafça iade edilmeyip ticari defterlere kaydı sonucu davacının ödediği vergi cezasının iadesinin gerekip gerekmediği, davalının e-fatura yerine kağıt fatura düzenlemekte kusurlu olup olmadığı, bu hususta hangi tarafın kusurlu olduğu hususunda toplandığı, her iki tarafında e-fatura yükümlüsü olduğu ve birbirlerine fatura düzenlerken e-fatura düzenlemek zorunda oldukları, davalı şirketin davacı şirkete e-fatura düzenlemesi gerekirken kağıt fatura düzenlemesi nedeniyle düzenlenmeyen e-fatura için davacı ve davalı şirkete Vergi Usul Kanunu’nun 353/1 maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesildiği, her ne kadar davacı şirket, 17.02.2017 tarihli dilekçesi ile 57.727,02 TL lık özel usulsüzlük cezasını 14.431,76 TL olarak yeniden yapılandırma yolu ile 25.682,82 TL’lık özel usulsüzlük cezası ise KDV iadelerinden mahsup yolu ile olmak üzere toplam olarak 40.114,00 TL. özel usulsüzlük cezasının ödendiği ve e-fatura düzenlemeyen davalının kusurlu olması nedeniyle bu bedelin rücu için iş bu davayı açmış olsa da davacının da e-fatura yükümlüsü olduğu, davalı şirket tarafından sehven kağıt fatura düzenlenmiş olsa bile 213 sayılı VUK ve ilgili Tebliğleri doğrultusunda “e-fatura düzenleyicisinin fatura düzenlemeden önce muhatabın http—————– internet adresinde yer alan kayıtlı kullanıcı listesine kayıtlı olup olmadığını kontrol edebilecekken kontrolünü yapmadan doğrudan defterine kağıt fatura olarak kaydettiği, dolayısıyla davacının da kendi üzerine düşen yükümlülüğünü yerine getirmediği, davacının da kusurunun bulunduğu, kaldı ki e-fatura düzenleyen davalıya da Kanun gereği aynı cezanın kesileceği, 213 sayılı VUK’un 353/9. Bendinde yer alan rucü hükmünün yalnızca bu bent için geçerli olmakla, diğer bentler için geçerli olmadığı, zira kanun koyucunun maddenin sistematiğinde de görüldüğü üzere her bendi müstakil olarak düzenlediği, davacının kanuna göre de rücu hakkı olmadığı, aynı cezanın hem davalıya hem de davacıya kesilmesi ve her iki tarafında üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmemesi nedeniyle davacının rücu hakkının bulunmadığı, kanunen bu bedelden sorumlu olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 35,90 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 685,05 TL harçtan mahsubu ile bakiye 649,15 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —————-. deki esaslara göre belirlenen 4.762,54 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. –