Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/352 E. 2019/1114 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/352 Esas
KARAR NO: 2019/1114
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/03/2017
KARAR TARİHİ: 12/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ve davalı——arasında ticari ilişkin mevcut olduğunu, davalı taraf —-TL asıl alacak miktarı olarak borçlu durumda olduğunu, davalı borçlu müvekkili şirket ile aralarındaki ticari ilişkiyi reddetiğini, davacıya takip tutarı kadar değil —- TL borçlu iddiasında bulunduğunu, müvekkili şirket ile davalı borçlu arasında kurulan ticari ilişki neticesinde anılan borca ilişkin başlatılan icra takibinde uygulanması gereken faiz oranı ticari (reeskont avans) faizi olduğunu, borçlu tarafından faiz oranına yapılan itirazı kabul etmediklerini, davacı borçlu hakkında başlatılan icra takibi süresinde ve hukuka uygun olduğunu, fazlaya ilişkin hakkımız saklı kalmak kaydı ile davanın kabulü ile İstanbul Anadolu 25.İcra Müdürlüğü – esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali—- TL asıl alacak açısından takibin asıl alacağa işleyecek ticari reeskont avans faiz ile birlikte devamını ve davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, cari hesap ekstersi uyarınca —TL alacağı olduğu iddiasıyla İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, müvekkili tarafından, -tarihinde başlatılan takibe konu borcun — TL olduğu bu tutarın dışında kalan takipte talep edilen borcun kalan kısmına, faiz miktarı ve oranına itirazda bulunduklarını, takibin durduğunu, davacı tarafından acılan dava ile icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini, dava konusu olan faturalarla ilgili müvekkilinin hiçbir bilgisi ve ilgisi bulunmadığını, son bakiye —– TL borcun davacı şirkete ödendiğini, davacının haksız, kötü niyetli davasının esastan reddini, kötü niyetli davacı aleyhine % 20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
İstanbul Anadolu 25.İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap alacağının tahsili amacıyla –TL asıl alacak, –TL işlemiş faiz olmak üzere — TL alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde kısmen takibe borca ve ferilerine itirazlarını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememizce taraf ticari defterlerinin incelenmesi ve davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarının belirlenmesi açısından mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Mahkememizce bilirkişi ——— alınan raporda özetle; davacı tarafın defterlerinin usulune uygun olduğu, davacı defterlerine göre; yurtiçi navlun hizmetleri faturalarına bağlı açık cari hesap bakiyesinden kaynaklı — TL asıl alacağı bulunduğu, davalı tarafın defterleri usulüne uygun olduğu, davalı tarafın ticari defter kayıtlarıyla uyumlu –yılı muavin hesap ekstresinden, davalı şirketin takip tarihi itibarıyla davacı şirkete faturalara dayalı açık cari hesap bakiyesinden kaynaklanan— TL asıl borcu bulunduğu, davalı şirketin takip tarihi sonrası, dava tarihi öncesi tarih olan —- tarihinde takip dosyasına——– TL ödeyerek davacı şirkete ticari defterlerinde kayıtlı bulunan – TL bakiye borcunu sıfırladığı, taraflar arasında——— TL mutabakatsızlık bulunduğu, taraflar arasındaki işbu davaya konu ihtilafa yol açan mutabakatsızlığın, davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenen ve toplam tutarı —TL olan -adet nakliye hizmet faturasının davacı şirket ticari defter kayıtlarında yer almasına karşın, davalı şirket ticari defter kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı, davacı şirketçe davalı şirket adına; muhtelif tarih ve tutarlarda toplamda – adet fatura düzenlendiği ve düzenlenen bu faturaların toplam tutarının KDV dâhil – TL olduğu, davalı şirketin toplamı – TL olan yurtiçi navlun faturalarına karşılık olarak takip tarihi öncesinde- tarihinde banka vasıtasıyla-TL ödeme gerçekleştirdiği ve Davacı şirket ticari defter kayıtlarında hem toplam tutarı – TL olan satış faturaların hem de davalı şirketçe yapılan —TL banka ödemesinin kayıtlı bulunduğu ve sonucunda ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibarıyla davacı şirketin davalı şirketten -TL alacaklı durumda bulunduğu, davalı şirketin ticari defter kayıtlan incelendiğinde ise, davacı şirketin davalı şirket adına düzenlemiş olduğu – adet faturadan sadece aşağıda listelenen ve toplam tutarı — TL olan Lojistik Hizmet Faturasının ticari defterlerde kayıtlı olduğu, diğer 5 faturanın ise kayıtlı olmadığı, davacı şirketin “aslı gibidir” şerhi düşerek ve kaşe/imzası ile onaylayarak dosyaya sunduğu fatura örnekleri incelendiğinde, fatura kapsamında yer alan —- hizmetlerinin davalı şirkete verildiğine dair taşıma irsaliyelerine ve faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir hukuki nitelikli dayanak ve/veya teslim/tesellümü kanıtlayacak herhangi bir belgenin dosyaya sunulmadığı, davacı şirketçe bilirkişi incelemesi esnasında tarafıma sunulmuş bulunan taraflar arasındaki—– örneğinin hukuki delil niteliği taşıyıp/taşımadığı ve mutabakatsızlık konusu faturalar içeriği hizmetlerin davalı şirkete verildiğini kanıtlamaya elverişli olup, olmadığı hususlarında Takdirin Mahkemeye ait olacağı belirtilmiştir.
Davalı vekili rapora karşı beyan dilekçesinde davanın ispatlanamadığını, dava konusu faturalarda belirtilen hizmetlerin verildiğine ilişkin delil bulunmadığını beyan etmiştir.
Davacı vekili ise; Kasım 2016 BA mutabakatı altındaki imzaların ve mutabakatın yok sayılması düşünülemeyeceğini beyan etmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi incelemesi sırasında mutabakat belgesi sunduğu, söz konusu tarafların kaşe ve imzası olan mutabakat belgesinde — dönemi-fatura listesi tutar -TL gönderilme tarihi — olarak gösterilmiş olup, davalı vekilinin davacı tarafın yeni delil sunmasını kabul etmediklerini, mutabakat belgesinin müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, belgede müvekkilinin ıslak imzasının bulunmadığını, ayrıca mutabakat yapmaya yetkili kişi tarafından imzalanmadığını, yine – adet fatura yazmış olsa da faturanın içeriklerinin belli olmadığını, davacı tarafın alacağını sevk irsaliyesi, gümrük beyannamesi v.b belgelerle ispatlaması gerektiğini, faturaların tebliğ edilmediğini beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davanın cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşmeye dayalı olmayan hizmet alım/satımına yönelik ticari ilişki bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmayıp, davaya konu ihtilafın, davacı şirketin davanın dayandığı takibe ve işbu davaya konu yaptığı faturalara dayalı açık cari hesap bakiye alacağının varlığı ve varsa miktarı hususlarında toplandığı, takibin—- TL asıl alacak, — TL işlemiş faiz üzerinden başlatıldığı, davalı tarafın icra dosyasına sunduğu dilekçesinde takibin asıl alacak kısmından — TL’sini kabul ettiklerini ve bu bedeli dosyaya yatırdıklarını beyan ettiği, davacı tarafında davalı tarafından kabul edilen — TL’yi mahsup etmek suretiyle — TL asıl alacak üzerinden dava açtığı, dava dilekçesinde takip öncesi işlemiş faize ilişkin bir itirazlarının bulunmadığının belirtildiği, mali müşavir bilirkişi tarafından defterler üzerinde yapılan incelemede; davacı tarafından— ayında davalıya toplam – adet fatura düzenlendiği, bu faturaların yalnızca – tanesinin davacı tarafından benimsenerek defterlerine kaydedildiği, bu – adet fatura borcunun takipten önce ve icra dosyasına yapılan—TL ödeme ile sona erdiği, diğer – adet faturanın defterlere kaydedilmediği, mahkememizce davacının mükellefi olduğu —- dosyaya celp edilen davacı şirkete ait BA/BS form beyanları karşılaştırmalı olmayıp, sadece davacı şirketin satış faturaları beyanlarını içerir bir şekilde BS formu olarak tek taraflı gelmiş olmaları nedeniyle hukuki bir yarar sağlamayacağı, davacı vekilinin davalı şirkete ait BA formlarının celp edilmesi taleplerinin yönelik beyanda bulunduğu, bu nedenle davalı şirkete ait BA formlarının celp edilmediği, davacı vekilinin sunduğu BA Mutabakat formunda — dönemine ait sundukları mutabakat belgesindeki kaşenin davalı şirkete ait olduğu, kaşe üzerindeki imzanında davalı şirket çalışanı tarafından imzalandığı hususunda şüphe bulunmadığını, davalıya ait —yılı çalışan listesini –sorulmasını talep ettiklerini beyan ettiği, mahkememizce bunun üzerine davalı şirketin — yılı çalışan listesini celbi için —- müzekkere yazıldığı, davalı şirketin farklı – Müdürlüklerinden çalışanlarını gösterir müzekkere cevaplarının geldiği, davalı vekilinin BA mutabakat belgesinde davalı şirket kaşesi üzerinde bulunan imzaların müvekkili şirkette imza yetkisi bulunan muhasebe grup müdürü —ve halihazırda şirket çalışanı olmayan —ait olduğuna ilişkin beyanda bulunduğu, dolayısıyla davacı vekili tarafından sunulan BA Mutabakat formundaki davalı şirket kaşesi üzerinde bulunan imzaların davalı şirket çalışanlarına ait olduğu anlaşıldığından her ne kadar davalı defterlerinde – adet fatura kayıtlı olmasa da davacı tarafından — ayında düzenlenen faturalar ile BA mutabakatındaki fatura sayılarının aynı- sayıda olduğu, BA mutabakat formunda tutarın KDV hariç —TL olarak belirtildiği, bu tutara % 18 oranında KDV eklendiği taktirde bedelin —TL olarak hesaplandığı, bu nedenle BA mutabakat formuna itibar edildiği, -adet faturanın toplam bedelinin -TL olup, davalı tarafın takip tarihinden önce — tarihinde – TL ve takipten sonra- TL olmak üzere toplam – TL ödeme yaptığı, bu bedelin – TL’den mahsubu ile davacının alacağının dava değeri olan -TL olduğunun anlaşıldığı, ancak mahkememizce hüküm kısmında çıkarma işlemi yapılırken maddi hata yapılması nedeniyle sonucun —-TL olarak bulunması sonucu davanın kabulü gerekirken sehven davanın kısmen kabulü ile—- TL üzerinden alacak kabul edilmiş ve bu bedel üzerinden hüküm kurularak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Alacak likit olduğundan kabul edilen bedel üzerinden takdiren % 20 inkar tazminatına hükmedilmiştir, davacı taraf takip başlatmakta haksız olmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Maddi hata yapılarak bu şekilde karar verildiğinden davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının İstanbul Anadolu 25.İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin — TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 9,75 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan — TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine,
4-Karar harcı 3.610,42 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 967,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.642,54 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL başvurma, 967,88 TL peşin harç olmak üzere toplam 999,28 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 575,15 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 150,00 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 6.163,87 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/11/2019