Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/228 E. 2022/104 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/228
KARAR NO: 2022/104
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/02/2017
KARAR TARİHİ : 09/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Maddi ve Manevi Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi müteveffa — tarihinde yolcu olarak içinde bulunduğu davalı — sevk ve idaresindeki — plakalı aracın tek taraflı kaza yapması sonucu vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde muris — bir kusurunun bulunmadığını, müvekkillerinin murisin desteğinden yoksun kaldıklarını, manevi olarak yıkım yaşadıklarını, kazaya karışan aracın davalı—- sigortalandığını, sigorta şirketine müvekkillerinden —- başvuru yaptığını ancak davalı sigorta şirketinin herhangi bir ödeme yapmadığını, müvekkillerinin zararının karşılanmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkillerinden —– cenaze giderinin olay tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, tüm müvekkilleri için toplamda —manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —- müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı —- cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmaya görevli mahkemenin İş Mahkemeleri olduğunu ve dava konusu kazanın iş kazası olduğunu, dava konusu kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kazanın yolun ışıklandırılmamış olması ve kazaya karışan aracın trafiğe çıkmaya uygun bir araç olmamasının sebep olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı—— şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazada kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin sigortalısının kusuru oranında sorumluluğu bulunduğunu, diğer davalı işveren şirketin sorumluluğunun bulunduğunun tespiti halinde müvekkilinin sorumluluğunun bulunmayacağının açık olduğunu, müteveffanın müterafık kusurunun değerlendirilmesini, taşımanın menfaat karşılığı olmadan yapılan hatır taşıması olup olmadığının ve iş kazası olup olmadığının belirlenmesi gerekeceğini, davacı tarafça talep edilen cenaze giderlerine dair belge sunulmadığını ve müvekkilinin sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı — cevap dilekçesinde özetle; — yürütülen soruşturma dosyasında —-bilirkişi tarafından dava konusu kazanın sürücü —- kusurundan kaynaklandığı, dava konusu araçtan kaynaklanmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin herhangi bir kusuru veya ihmali bulunmadığını, müvekkilinin çalışanlarına verdiği araçların bakımlarını zamanında yaptırdığını, kaza esnasında muris — emniyet kemeri takıp takmadığının tespit edilmesi gerektiğini, —-davacılara tazminat ödenip ödenmediği veya maaş bağlanıp bağlanmadığının da tespiti gerektiğini, talep edilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın aracın—– ihbarını talep etmiş, davanın müvekkili yönünden reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; trafik kazasından doğan destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze gideri ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Davacıların murisi — tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle vefat etmiş olup olay sırasında —plakalı aracın içinde arka koltukta oturduğu uyuşmazlık konusu değildir. — plakalı aracın maliki sıfatıyla —sürücüsü sıfatıyla davalı — sigortacısı sıfatıyla da —aleyhine dava açılmış olup, davacı eş —davacı çocuk —- yönünden destek tazminatı ve cenaze giderinin tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istenmiş, tüm davacılar yönünden ise ayrı ayrı manevi tazminat isteminde bulunularak manevi tazminatın davalı sürücü ve işletenden yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Davalı ——– kusurunun bulunmadığını, aracın trafiğe çıkmaya uygun bir araç olmadığını, bu yüzden kazanın meydana geldiğini, çalıştıkları işyerine ait araç olup davaya bakmaya iş mahkemesinin görevli olduğunu savunmuştur. Davalı araç maliki ise kazanın sürücüden kaynaklı olarak meydana geldiğini, kazanın araçtan kaynaklı olmadığının savcılık dosyasında alınan rapor ile tespit edildiğini, davacılardan ——–şikayeti ile şirket yetkililerinin soruşturmaya dahil edildiğini ancak haklarında takipsizlik kararı verildiğini, herhangi bir kusur ve ihmali bulunmadığını, vefat eden kişinin emniyet kemeri takıp takmadığının tespiti gerektiğini, aracın bakımlarının zamanında gereği gibi yaptırıldığını, sorumluluğu için illiyet bağının ortadan kalktığını savunmuş, davalı sigorta şirketi ise aracın sigorta poliçesini düzenlediklerini kabul etmiş, sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduklarını, sigortalı durumundaki işverenin salt işverenlikten doğan sorumluluğu var ise sigorta şirketi olarak hasardan sorumlu olmayacaklarını, müteveffanın müterafık kusurunun değerlendirilmesi, emniyet kemeri takıp takmadığının tespiti gerektiği gibi olayda hatır taşıması olup olmadığının da araştırılması gerektiğini savunmuştur. Davalı —- ihbar edilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —– günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanıp tanık dinlenmiş, bilirkişilerden kusur ve tazminat hesabına ilişkin rapor alınarak sonuca gidilmiştir.
—plakalı aracın —— getirtilmiş aracın davalı — kayıtlı olduğu—– araç olduğu anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen hasar dosyası ve sigorta poliçesi getirtilmiş, poliçenin —- başlangıç ve —bitiş tarihli olduğu, kaza tarihini içine aldığı belirlenmiştir. Davacılar tarafından dava açılmadan öncesinde — tarihinde sigorta şirketine başvurulduğu, davalı sigorta şirketinin— tarihli yazısı ile mahkememize bildirilmiştir.
— dosya içine alınmış, davacılardan — müteveffanın eşi,—-müteveffanın çocukları ve — da müteveffanın annesi olduğu, müteveffanın babası — tarihinde vefat ettiği belirlenmiştir. Mahkememizdeki dava — tarihinde açılmış, yargılama sırasında davacılardan — doğumlu anne — tarihinde vefat etmiş, — tarafından düzenlenen—-yevmiye no.lu mirasçılık belgesinde adı geçen mirasçılar tarafından dava takip edilmiştir.
Olay nedeniyle —- dosyasında yürütülen soruşturmada davalı —- şirketinin yetkilileri hakkında yapılan şikayetin alınan işgüvenliği uzmanı bilirkişi raporuna göre işgüvenliği ya da iş kazası ile ilgili herhangi bir kusurlarının olmadığı tespit edilerek takipsizlik kararı verildiği, davalı — hakkında taksirle ölüme sebebiyet vermekten ——-da dava açıldığı, yürütülen yargılama neticesinde üroloji ve eğimli yol bölümüne gelindiğinde sevk ve idare hatası ile yolun sağında bulunan tel çitlere çarpıp yolun solundan kaplamadan çıkıp kaya parçasına çarpması sonucu olayın meydana geldiği kabul edilerek — taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği, bu dosyada alınan ölüm raporunda ölüm sebebinin genel beden travması sonucu kafa tası ve kasta kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması, beyin doku harabiyeti olarak açıklandığı, yine ceza dosyası kapsamında alınan — raporunda da sürücünün tam kusurlu olduğunun belirlendiği anlaşılmıştır.
Tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılmış, müteveffanın davalı—çalışanı olduğu anlaşıldığından ücret bordrosu dosya içine alınmıştır. —- gelen cevapta da hak sahiplerine ölüm aylığı bağlandığının bildirildiği görülmüştür.
Davalı tanığı olarak dinlenen —- günlü duruşmada kendisinin ve—– işçi olarak çalıştıklarını, —- da şoför olarak çalıştığını, iş nedeniyle şirkete ait araçla seyir halinde olduklarını, kendisinin aracın ön sağ koltuğunda oturduğunu,—- emniyet kemeri olmadığını, aracın arka kısmında emniyet kemeri olup olmadığını hatırlamadığını, seyir halinde iken aracın aniden —- doğru kaydığını, sonra solda bulunan şarampole girdiğini, oradan da çıkıp yolda istop ettiğini, sonrasını hatırlamadığını beyan etmiş, beyanının savcılık dosyasında verdiği ifade ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır. — kapsamında ifadesi bulunan — davalı firmada işleri kendisinin takip ettiğini, olay günü maktul ve arkadaşlarının Dilovası ilçesine —yapılacak malzemeleri yüklemeye gittiklerini, dönüşte kazanın meydana geldiğini beyan etmiştir. Bu durumda müteveffa ve araçta bulunan tanığın davalı şirketin çalışanı oldukları, şirketin aracı ile şirketin işi için gidip dönüş yolunda kaza geçirdikleri, olayda hatır taşımasının bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Yine dosyaya sunulan araç fotoğraflarının incelenmesinden aracın —– bulunduğu ancak müteveffanın—– takılı olmadığı dolayısıyla davalıların bu konudaki savunmalarının değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Dosya kusur durumunun tespiti ve destek tazminatı hesabının yapılması yönünden bilirkişi heyetine verilmiş, kusura ilişkin değerlendirme yapan bilirkişinin olayın meydana geliş şekli itibariyle davalı araç sürücüsünün tam ve asli kusurlu olduğunu belirttiği anlaşılmıştır. Kusur belirlemesinin kaza tespit tutanağı, tanık beyanı, kesinleşen ceza mahkemesi dosyası ve bu dosyada alınan raporlar ile uyumlu olduğu, kazanın aracın kendisinden kaynaklı olmayıp sürücünün kusurundan kaynaklı olarak meydana geldiği mahkememizce de kabul edilmiştir. Bilirkişi tarafından olayda hatır taşıması olduğu belirtilerek indirim yapılması gerektiği ifade edilmiş ise de müteveffa ile birlikte yolculu yapan diğer iki kişinin davalı firmanın çalışanları oldukları ve birlikte şirketin aracı ile iş için gittikleri yerden dönüşte kazanın meydana geldiği, dolayısıyla olayda hatır taşımasının sözkonusu olmadığı sonucuna varılmış ancak müteveffanın olay sırasında arka koltukta oturduğu ve —– takmadığı araçta bulunan diğer yolcu tarafından ifade edilmekle müteveffanın da meydana gelen sonuçta müterafık kusurunun bulunduğu ve bu yüzden belirlenecek tazminattan indirim yapılması gerektiği anlaşılmıştır.
Davacılardan — eşinin desteğinden yoksun kaldığı için — babasının desteğinden yoksun kaldığı için destek tazminatı talep etmişler, davacı — eşini kaybetmesi nedeniyle onun desteğinden yoksun kalacağı, destek tazminatı talep etme hakkının bulunduğu ancak —– olay tarihinde destekten yararlanma yaşını geçtiği ve dosya kapsamında yüksek öğrenim gördüğüne ilişkin hiçbir delil ve beyan bulunmadığı, babasının desteğinden çıktığı, bilirkişi kök raporunda belirtilmek suretiyle hesaplama yapılmış, davacılar vekili tarafından rapora itiraz edilmemiştir. Kök raporun alınmasından sonra davacı —- vefat ettiği anlaşıldığından vefat tarihine kadar olmak üzere tekrar hesaplama yapılması için aktüer bilirkişiden — tarihli ek raporlar alınmış, son olarak alınan — tarihli rapordaki hesaplama güncel — uygun olduğundan hükme esas alınmıştır. Bu raporda bakiye ömrün belirlenmesinde —- yönteminin kullanıldığı anlaşılmıştır.
Davacılar vekili — tarihli dilekçe ile davasını ıslah ederek davacı — yönünden maddi tazminat taleplerini—yükselttiklerini kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ettiklerini bildirmiş, ıslah harcını yatırmıştır. Islah dilekçesine karşı davalı —vekili sunduğu — tarihli dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunmuş, davalının bu itirazı da– günlü duruşmada değerlendirilmiştir. —- maddeleri uyarınca somut olayda uzamış ceza zamanışımının uygulanması gerekli olup — zamanaşımı dolmadığından ıslaha yönelik zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili —- tarihli duruşmada da cenaze giderine yönelik taleplerinden feragat ettiklerini beyan etmiş, vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ile —tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde —vefat ettiği, müteveffanın içinde bulunduğu aracın sürücüsü olan davalı —–olayın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, bu davalı tarafından her ne kadar kazanın aracın bakımındaki eksiklikten kaynaklandığı ileri sürülmüş ise de bu hususun ispat edilemediği ve araç maliki olan diğer davalı şirket yetkilileri hakkında yürütülen soruşturmada da kazanın araçtan değil sürücünün kusurundan kaynaklı olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla tazminat taleplerinden sürücü ile birlikte araç malikinin işleten sıfatıyla müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları bunun yanı sıra davalı sigorta şirketinin de aracın —— düzenlediği ve sigortalısının kusuru ile poliçe limitleri kapsamında maddi zarardan diğer davalılarla birlikte sorumlu olacağı anlaşılmıştır.
Davacılardan — eşinin desteğini yitirdiğini belirterek destek tazminatı talep etmiş aktüer bilirkişi tarafından eş davacının talep edebileceği tazminat miktarı —olarak hesaplanmıştır. Rapordaki hesaplama biçimi gerekçeli, denetlenebilir ve ——kararlarına uygun olduğundan mahkememizce hükme esas alınmıştır. Aktüer bilirkişi tarafından davalıların hatır taşıması ve müterafık kusura yönelik itirazları da incelenmiş ve olayda hatır taşıması olduğunun kabulü ile hesaplanan miktardan %20 oranında indirim yapılmış, müterafık kusur yönünden müteveffanın ——takıp takmadığının belirsiz olduğu ifade edilmiştir.Müteveffa ve sürücü —- ile dosyada tanık olarak dinlenen ve olay anında araçta bulunduğu anlaşılan — davalı —- çalışanları oldukları, olay günü de iş için birlikte —- gittikleri ve dönüş yolunda kazanın meydana geldiği dolayısıyla olayda hatır taşıması olmadığı sonucuna varılmış bilirkişilerin aksi görüşüne itibar edilmemiştir. Ancak dinlenen tanık kaza sırasında müteveffanın aracın arka koltuğunda oturduğunu ve——- takmadığını beyan etmiştir,—-ölüm raporunda genel beden travması sonucu kafatası ve kasta kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması, beyin doku harabiyeti sonucu öldüğü belirlenmiş olup emniyet kemerinin hayat kurtarıcı bir fonksiyonunun olduğu gözetildiğinde olayda müteveffanın da müterafık kusurunun olduğu mahkememizce kabul edilerek hesaplanan gerçek maddi zarardan %20 oranında indirim yapılması uygun görülmüş ve davacı —– maddi tazminat talebi —– sınırlı olarak kabul edilmiştir.
Destek tazminatından tüm davalıların müşterek müteselsilen sorumlu oldukları, davalı sürücü ve işleten yönünden kaza tarihinden itibaren davalı sigorta şirketi yönünden ise davacıların başvuru tarihi — olmakla temerrüd tarihinin—- olduğunun kabulü ile bu tarihten itibaren faiz ödemekle yükümlü oldukları yine aracın şirket aracı oluşu nedeniyle ödenecek faiz cinsininde avans faizi olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuştur.
Davacı —– babasının desteğinden yoksun kaldığını belirterek dava açmış, bilirkişi heyetince davacının — gördüğüne ilişkin dosyaya hiçbir delil belge sunulmadığı, destek yaşının geçtiği yönünde yapılan tespite davacı yanın itiraz etmediği anlaşıldığından rapora itibar edilerek davacı —-destek tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Bu iki davacının cenaze giderlerine yönelik taleplerinden feragat edildiğinden bu talep yönünden de feragat doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
Tüm davacılar tarafından davalı —- ayrıca manevi tazminat talep edilmiştir. Manevi tazminat ——- düzenlenmekte olup bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özellikleri göz önünde bulundurularak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebilir. Duyulan üzüntünün parasal bir değer ile ifade edilmesi mümkün olmadığı için manevi zararın bir miktar para ile giderilebileceğini söylemek de mümkün değildir. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. Manevi tazminat takdir edilirken tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olaydaki kusur durumu, olay tarihi itibariyle paranın alım gücü dikkate alınarak zarar gören için hak ve nesafet kuralları, duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesini sağlayıcı şekilde manevi tazminata hükmedilmelidir. Somut olayda davacıların, murislerinin geçirdiği trafik kazası neticesinde vefatı üzerine üzüntü ve acı duyduğu açıktır. Yargılama devam ederken davacı anne —- tarihinde vefat etmiş olmakla birlikte manevi tazminat isteme hakkı mirasçılarına intikal edeceğinden ve mirasçıları tarafından davaya devam edildiğinden müteveffanın annesi —– için takdir edilen manevi tazminatın mirasçılarına miras payları oranında ödenmesi uygun bulunmuş, dava konusu olayda eylemin meydana geldiği tarih, kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu, paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları bir arada değerlendirilmiş, davacıların manevi tazminat istemi de kısmen kabul edilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların cenaze giderlerine yönelik taleplerinin feragat nedeniyle reddine,
2-Davacı — yönünden maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, —-destek tazminatının tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya ödenmesine, hükmedilen tazminat tutarına davalılar —-Yönünden kaza tarihi olan —- tarihinden, davalı —- tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine, fazla talebin reddine,
3-Davacı—- maddi tazminat isteminin reddine,
4-Davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne,
Davacı —-
Davacı —-
Davacı —
Davacı —
Davacı —
Davacı —
Davacı —manevi tazminat takdirine, davacılardan— tarihinde davadan sonra vefat etmesi nedeniyle lehine hükmedilen manevi tazminatın —-yevmiye nolu mirasçılık belgesinde belirlenen miras payları oranında mirasçılarına ödenmesine, veraset ilamının karar eki sayılmasına,
Hükmedilen manevi tazminatların davalılar—— olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazla talebin reddine,
5-Hükmedilen maddi tazminat talebi yönünden karar harcı 18.594,08 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 666,71 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 1.170,00 TL.harcın mahsubu ile bakiye 16.757,37 TL harcın davalılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
Hükmedilen manevi tazminat talebi yönünden karar harcı 3.927,82 TL.nin davalılar —- tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.503,42 TL.harcın davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 40,60 TL ilk masraf, 547,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.288,10 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranı gözönünde bulundurularak (%62) 1.418,62 TL.nin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar—- tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davalı —-yargılama giderinin takdiren üzerinde bırakılmasına,
10-Davacı—- kendisini vekille temsil ettirdiğinden hükmedilen maddi tazminat yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 27.504,11 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan alınarak bu davacıya verilmesine,
Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hükmedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 8.275,00 TL vekalet ücretinin davalılar —- alınarak davacılara verilmesine,
11-Davalılar — kendilerini vekille temsil ettirdiğinden davacı —-yönünden reddedilen destek tazminatı gözönünde bulundurularak karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.646,55 TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılar —- verilmesine,
Davalılar —-kendilerini vekille temsil ettirdiğinden davacı — yönünden reddedilen destek tazminatı gözönünde bulundurularak karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 100,00 TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılar —- verilmesine,
Davalılar —- kendilerini vekille temsil ettirdiğinden davacılar —- yönünden reddedilen cenaze gideri talebi gözönünde bulundurularak karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 100,00 TL vekalet ücretinin bu davacılardan alınarak davalılar — verilmesine,
Davalı —–kendini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki 10/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 8.275,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
12-Davacı ve davalı——tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalı ——–yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2022