Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/197 E. 2021/145 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/197 Esas
KARAR NO: 2021/145
DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 16/02/2017
KARAR TARİHİ : 02/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—- sayılı dosyası ile alacaklı ——- kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattığını, takibin borçlu yönünden kesinleştiğini, müvekkili şirketin —– faaliyet gösteren bir inşaat firması olduğunu, alacaklı vekilince borçlu ——- müvekkili şirket nezdinde hak ve alacağı olduğundan bahisle müvekkili şirkete ve müvekkili şirketinin de ortağı olduğu ——– maddesi hükmü gereğince birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri gönderildiğini, müvekkili şirketin haciz ihbarnamelerinden —— şubesindeki hesabına konan bloke nedeniyle haberdar olduğunu, bunun üzerine müvekkili şirketin usulsüz tebligat ve borç miktarının çok üzerinde müvekkili şirketin mal varlığına haciz konulduğundan ——-dosyası ile itiraz edildiğini, mahkemenin itirazları reddettiğini, borçlu olmadığı halde süresinde itiraz edemediği için borcu ödemek zorunda kalan müvekkili şirket yönünden işbu davayı açma gereğinin hasıl olduğunu, İİK 89 maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnamelerinin müvekkili şirket yönünden kesinleştiğini ve borcun çok üzerinde olmasına rağmen müvekkili şirketin tüm taşınmazlarına, aracına, banka hesaplarına haciz ve bloke konulduğunu, müvekkili şirketin ticari itibar ve kazanç kaybına uğradığını, dosyada 3. kişi olan müvekkili şirket yönünden icrai işlemlerin durdurulmasını, dosyada mevcut paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir ile teminatsız olarak karar verilmesini, mümkün olmaması halinde taraflarınca yatırılacak teminat karşılığında İİK 89 maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle borçlu olmadığı halde borcu ödemek zorunda kalan müvekkili şirket yönünden haciz işlemlerinin tamamının iptaline karar verilmesini, müvekkili şirket adına kayıtlı olup kaydına —— Esas sayılı dosyasından haciz konulan —— kayıtlı taşınmazlar üzerindeki kaldırılması için karar verilmesini, ——– sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle takip dayanağı borçla ilgili olarak müvekkili şirketin herhangi bir borcunun bulunmamasından dolayı müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili —– tarihli cevaba cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin muhasebesini yürüten —– tarafından icra müdürlüğü dosyasında gönderilen birinci haciz ihbarnamesine karşı—–evrak ile posta yoluyla iadeli taahhütlü olarak itiraz edildiğini, ilgili evrakın —- tarihinde görevli icra memuru tarafından teslim alındığını, İİK 89/3 haciz ihbarnamesinin taraflarına — tarihinde tebliğ edildiğini, muhasebe yetkililerinin —– evrak ile süresinde iadeli taahhütlü olarak itiraz ettiklerini, ilgili evrakın —— tarihinde görevli icra memurunca teslim alındığını, dosyasına konulduğunu, muhasebe memurlarınca yapılan bu itirazlar usulüne uygun yapılmamışsa da dosya içerisine konulan bu evraklar nedeniyle müvekkilinin —- olmadığını davalı —– şekilde öğrenmiş olduğunu, buna rağmen haciz ihbarnamelerini göndermeye çalışmasının kötüniyetli olduğunu, müvekkili firmanın İİK gereğince borçlu olmadığı ve İİK 89 md gereğince de borçlu hale getirilmesinin ve sorumluluk hükümleri çerçevesinde borçtan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, delil ikame yükümlülüğünün taraflarına ait olması durumunda müvekkili şirket ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak müvekkili şirketin icra dosyası borçlusuna herhangi bir borcunun olmadığının tespiti ile ödenen paranın davalılardan alınarak müvekkili şirkete iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —– cevap dilekçesinde özetle; davalı alacaklı müvekkili —- tarafından diğer davalı borçlu ——— sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde davacı borçlu şirket ————– 89/1 – 89/2 – 89/3 haciz ihbarnameleri gönderildiğini, davacının bu haciz ihbarnamelerine itirazda bulunmayarak söz konusu icra dosyasında borçlu hale geldiğini, alacağın davacı borçludan tahsil edildiğini, davacı borçlu şirketin müvekkili aleyhine menfi tespit davası açtığını, İİK 89/5 md de bu davanın borçluya ve kötü niyetli alacaklıya karşı açılabileceğinin vurgulandığını, burada davanın ispatı bakımından borçlu —— arasında bir borç-alacak ilişkisinin yokluğunun önemli olmadığını, önemli olanın alacaklı—– niyetli olduğunun ispatlanması olduğunu, somut olayda böyle bir durumun davacı şirket tarafından ispatlanamadığını, diğer davalı borçlu — davacı şirket —- birlikte iş yaptıklarını, yani diğer davalı —- davacı şirketin taşeronu olduğunu, diğer davalı borçlunun sürekli olarak dava dışı —— davacının ortağı olduğu adi ortaklıktan alacaklı olduğunu belirterek, onlardan alacağını aldığında müvekkiline ödeme yapacağı konusunda müvekkilini oyaladığını, davacı — — olduğunu, diğer davalı— davacı —- olduğunu, buna ilişkin sözleşme ve belgelerin dava dışı —- istenmesini talep ettiklerini, müvekkili şirketin alacağını———- tahsil ettiğini, adi ortaklığın hükmi şahsiyeti bulunmadığından ortakların ortaklık borçlarından dolayı alacaklılara karşılık doğrudan doğruya sorumlu olduklarını, açıklanan nedenlerle esasa ilişkin olarak ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; —– tarihli cevap dilekçelerini burada aynen tekrar ettiklerini, davacı şirketin dava dilekçesinde haciz ihbarnamelerine usulsüz tebliğ olduğu için süresinde itirazda bulunmadıklarını belirtmesine rağmen cevaba cevap dilekçesindeki beyanlarının aksine cevaba cevap dilekçesinde; ‘Müvekkil firmanın muhasebe yetkilileri birinci haciz ihbarnamesine posta yolu ile iadeli taahhütlü olarak itiraz edilmiş—— yetkililerinin yapmış olduğu bu itirazlar tebligat yasasına uygun bir şekilde yapılmamış ise de’ şeklinde beyanda bulunduğunu, davacı şirketin dava dilekçesindeki maddi vakaların tamamen değiştirilmesine muvafakatlerinin bulunmadığını, sonuç olarak ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı — Davalı ——- dava dilekçesi tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
Davalı — müvekkilinin davaya konu icra dosyasının alacaklısı olduğunu, diğer davalı —- davaya konu icra dosyasının borçlusu, davacının ise davaya konu icra dosyasında 3.kişi olmakla kendisine gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesine süresinde ve usulüne uygun şekilde itirazda bulunmadığını, bunun üzerine 3.kişiye İİK 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, 3.kişinin İİK 89/3 e göre menfi tespit davası açmadığını, ancak İİK 89/5 e göre işbu menfi tespit davasını ikame ettiğini, bu maddeye göre; davanın takip borçlusuna ve kötü niyetli alacaklıya karşı açılabileceğini, davacı tarafın, alacaklı olan müvekkilinin kötü niyetini ispatlaması gerektiğini, müvekkilinin alacağını —ettiğini, davalı borçlu ——– olduğunun haricen öğrenildiğini, İİK 89/1 haciz ihbarnamelerinin bu adi ortaklık baz alınarak ilgililerine gönderildiğini beyan etmiştir.
—– sayılı dosyası getirtilerek dosyamız arasına alınmış, yapılan incelemesinde; Davalı — tarihinde —— bedelli bono alacağına dayalı davalı— aleyhine –asıl alacak,——— alacağı için takip başlattığı, ödeme yapılmaması ve imzaya da itiraz edilmemesi üzerine takibin kesinleştiği, dosyadan borçlunun hak ve alacaklarının bulunabileceği kişi ve kuruluşlara İİK 89/1 kapsamında haciz ihbarnamelerinin gönderildiği, iş bu 89/1 haciz ihbarnamesi davacı —— gönderildiği, süresinde cevap verilmediğinden davacı şirketin —hesabına bloke konulduğu, davacı ——- usulsüz tebligat ve taşkın haciz konusunda itirazda bulunduğu, icra müdürlüğü davacı ——- borcu için parasına bloke konulmasını ilgili bankaya bildirdiği, ancak usulsüz tebligat konusunda dairenin karar verme yetkisi ve görevi bulunmadığı gerekçesiyle bu konudaki talebi reddettiği, davacı —– bunun üzerine usulsüz tebligat nedeniyle —– dosyasında şikayette bulunduğu, Mahkemece şikayetin reddedildiği, —– sayılı dosyasına, davacı şirkete ait banka hesabına konulan bloke sonucu banka tarafından —— yatırıldığı görülmüştür.
Davalı —– davaya konu icra dosyasının alacaklısı, diğer davalı —— davaya konu icra dosyasının borçlusu olduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı, davacının ise davaya konu icra dosyasında 3.kişi olmakla kendisine gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesine süresinde ve usulüne uygun şekilde itirazda bulunmaması nedeniyle 3.kişiye 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamesi gönderildiği, böylece davacı 3.kişinin İİK’nın 89/3. Fıkrasına göre değil, İİK’nın 89/5’e göre menfi tespit davası açtığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce dava dışı —- —-davalı — arasındaki taşeronluk ilişkisine ait her türlü belgenin gönderilmesi için müzekkere yazıldığı, aynı bilgilerin — istendiği, ——— sigortalı olarak çalıştığı dönemlere ilişkin giriş çıkış tarihleri ile işyeri sicil no.larını bildirdiği, davalı vekili —- tarihli dilekçesinde — tarafından dosyaya gönderilen evrakın talep olunan ile bir ilgisinin bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür.
Dosyaya dava dışı ———tarihli bir —– sunulduğu görülmüştür, taşeron sözleşmesinde; şirketin; —— olduğu, -İşin konusunun ince imalat işleri olduğu, işin — tarihinde başlayacağı, — tarihinde biteceği, işin bedelinin —–olduğu, teknik şartların yer aldığı görülmüştür,
—— tarihli yazısı ekinde davacı şirketle alakalı belgeleri dosyaya göndermiştir. Söz konusu belgelerden —– sicil sayılı dosyada işlem gören —- adresinde yapmakta olduğu inşaatta——- çalışmaya başlayacaklarından dolayı Taşeron olarak tescillerinin yapılmasını talep ettiği, ——yazı müracaat ederek aynı adreste inşaatın ince imalat işlerini taşeron olarak —— yapacağını bildirdiği, —- arasında —– de yer aldığı, aynı dosyada hem davalı —- hem de davacı şirketin de dahil olduğu adi ortaklığın—– taşeronu olarak işe başlayacağını bildirdiği görülmüştür.
Mahkememizce tarafların——ait ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla ara karar kurulduğu ve —– tarihine inceleme günü verildiği, belirtilen tarihte İnceleme Yapılamadığına Dair Tutanak düzenlenmiş olup, tutanakta bilirkişinin ve davalı ——- hazır bulunduğu, davalının defter ve belgelerini hazır ettiği, davacı tarafından gelen olmadığı, davacı tarafın gider avansını da yatırmadığı, davacı tarafından mazeret dilekçesi de sunulmadığının tespit edildiği, davacı vekili —- uyap tarihli dilekçesinde gider avansının sehven ——— dosyasına yatırıldığını, bu dosyaya ait gider avansını mahkemeler dosyasına yatırıldığını beyanla yeni bir bilirkişi incelemesi günü verilmesini talep ettiği, mahkemizce bu konuda araştırma yapılarak delil avansının davacı tarafından sehven başka bir mahkemeye yatırıldığı görüldüğünden yeniden inceleme günü verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi—- alınan raporda özetle: davalı—— inceleme günü hazır bulunmadığı, ticari defterlerini ibraz etmediği, davacı tarafın —- defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, birbirini teyit ettiği, inceleme günü davacı şirketin —— ticari defterleri incelenmiş olup, davacı tarafından söz konusu yıllara ilişkin — tarihli mizanları ve yine —- tarihli yevmiye kapanış maddelerinin örnekleri alındığı, — tarihli genel mizanda ——- olarak yer aldığı, Satıcılar Hesabında ve/veya olası bir başka hesapta —bir kayıt görülemediği, ayrıca ——— alacak yer aldığı, Satıcılar Hesabında ve/veya olası bir başka hesapta — ilgili bir kayıt görülemediği, davalı — diğer davalı borçlu ———adi ortaklığın ticari defterlerinin de incelenmesi gerektiğini beyan etmişse—— ve adi ortaklık ticari defterleri inceleme günü ibraz edilmediği, belirtilmiştir.
Davacı vekili rapora itiraz dilekçesinde; raporda, borçlu —— müvekkili şirketten alacaklı olmadığının tespit edildiğini, bilirkişinin davanın esası hakkında hukuki görüş bildirdiğini beyan etmiştir.
Davalı ——- rapora karşı beyan dilekçesinde; davanın İİK’nın 89/5 maddesine göre ikame edildiğini, dava için önemli olanın davacının ——- borcu olup olmaması değil, müvekkilinin kötüniyetinin ispatlanması gerektiğini, müvekkilinin alacağını davacı şirketten tahsil ettiğini, ancak davalı ———– taşeronu olduğunu, adi ortakların her birinin alacaklılara karşı sınırsız ve doğrudan doğruya sorumlu olduklarını, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce bu sefer de adi ortaklık ile —— ticari ilişki olup olmadığı, adli ortaklığın ——- borçlu olup olmadığı hususlarının tespiti amacıyla
————-yıllarına ait ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla mali müşavir bilirkişiden ek rapor alınması amacıyla ara karar kurulduğu, dava dışı —– muhtıranın iade olduğu, davacı tarafın defterlerinin hazır olduğu, bilirkişinin covid 19 hastalığı nedeniyle önlem amaçlı incelemeye gelemediğine ilişkin mazeret dilekçesi sunduğu, daha önce davacı şirketin defterleri incelenmiş olduğundan yeniden inceleme günü verilmesine gerek görülmeyerek yargılamaya devam edilmiştir.
Davanın, İİK’nın 89/5 uyarınca açılan menfi tespit talebine ilişkin olduğu, İİK’nın 89/5 maddesi uyarınca; davacı üçüncü şahıs, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde haciz ihbarnamesine itiraz etmediği takdirde 65 inci madde hükmü uygulanacağı, üçüncü şahsın, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebileceğinin belirtildiği, bu maddeye göre davacının davalı borçlu — ve davalı alacaklı —- karşı bu davayı açabileceği, burada davalı —- açısından davanın ispatı bakımından borçlu ——- arasında bir borç-alacak ilişkisinin yokluğunun önemli olmadığı, önemli olanın alacaklı —— kötü niyetli olduğunun ispatlanması olduğu, davacı vekili dava dilekçesinde davalı alacaklı —– tarafından gönderilen haciz ihbarnamelerine itiraz etmediklerini beyan ettiği, ancak cevaba cevap dilekçesinde icra dairesi tarafından gönderilen birinci haciz ihbarnamesine ve üçüncü haciz ihbarnamesine müvekkili şirketin muhasebe çalışanları tarafından süresinde iadeli taahhütlü posta yoluyla itiraz edildiğini ve söz konusu itirazlar usulüne uygun olmasa da icra dosyasına girmesi sonucu davalı ——- bu itirazlardan haberinin olması nedeniyle kötü niyetli olarak haciz ihbarnamelerini göndermeye devam ederek icra işlemlerine devam ettiğini ileri sürdüğü, icra dosyasında davacı şirketin muhasebe elemanları tarafından iadeli taahhütlü olarak gönderilen itiraz dilekçelerinin bulunmadığı, birinci haciz ihbarnamesinin davalı şirkete —- tarihinde, ikinci haciz ihbarnamesinin — tarihinde, üçüncü haciz ihbarnamesinin ——— tarihinde tebliğ edildiğinin görüldüğü, internet üzerinden posta gönderi no üzerinden yapılan incelemede;—- isimli bir şahsın icra müdürlüğüne — tarihinde ve ——– iadeli taahhütlü olarak bir evrak gönderdiği, ancak evrakın içeriğinin belirsiz olduğu, söz konusu tarihler gözetildiğinde bu evrakların birinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerine karşı gönderilmiş olabileceği, söz konusu gönderilen evraklar usulsüz olsa da yine de söz konusu itiraz dilekçelerinin hangi tarihte icra dosyasına alındığı hususunun icra müdürlüğünden sorulduğu, icra müdürlüğü tarafından dosyanın çıktısı —– gönderildiği, yapılan incelemede davacı şirket tarafından veya başka bir adla gönderilen herhangi bir itiraz dilekçesine rastlanılmadığı, davacı şirket muhasebe elemanları tarafından usulsüz de olsa itiraz dilekçesi gönderilmişse de söz konusu dilekçelerin icra dosyasına girmediği, dolayısıyla davalı ——- tarafından da davacının haciz ihbarnamelerine karşı itirazlarının öğrenilmiş sayılmayacağı, davalı alacaklı ——- tarafından gönderilen haciz ihbarnamelerine karşı davacı tarafça usulüne uygun itiraz edilmediği, itiraz edilmiş sayılsa bile bu hususun davalı —— tarafından bilinmediği, davacının icra borcunu ödemek zorunda kaldığı, İİK 89/3. maddesiinde 3. şahıs haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz etmezse mal yedinde veya borç zimmetinde sayılacağının belirtildiği, davalı — davacının davalı ——– borçlu olmadığını bildiği, dolayısıyla kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalı —– açısından davanın reddine karar verilmesi, davacı söz konusu davayı açmakta kötüniyetli olmadığından davalı —– kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı —— cevap dilekçesi sunmadığı, her ne kadar ——- gelen yazı cevaplarından davalı ———– taşeronu olduğu anlaşılmış olsa da davalı ———- defterlerini ibraz etmediği, yalnızca davacı şirket defterleri üzerinde inceleme yapılabildiği, davacı şirketin defterleri üzerinde yapılan incelemede davalı —- borçlu olduğuna ilişkin bir kayıt olmadığı, davalı ——– davacıdan alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiği, ancak —– cevap dilekçesi veya herhangi bir delil sunmadığı, yargılamaya katılmadığı, dolayısıyla davalı —– davacıdan alacaklı olduğu hususunun ispatlanamadığı, davanın davalı —- yönünden kabulü ile davacının davalı —- borçlu olmadığının anlaşıldığı, böylece davacı —- borçlu olmamasına rağmen, borçlu olmadığı parayı davalı —- ödemiş olduğundan davanın istirdat davasına dönüştüğü, davacının icra dosyasına ödemiş olduğu —davalı ——- talep etmeye hakkı olduğu anlaşılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalı —- yönünden davanın reddine,
2-Davalı —- yönünden davanın kabulü ile; — dava tarihi olan —- tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı —- istirdatına,
3-Davalı ——- kötü niyet tazminat talebinin reddine,
4-Karar harcı 929,04 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40 TL peşin harç, 233,00 TL tamamlama harcı, 200,85 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 465,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 463,79 TL harcın davalı ——- tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 31,40 TL peşin harç, 233,00 TL tamamlama harcı, 200,85 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 496,65 TL harcın davalı ——- tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 220,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 970,00 TL yargılama giderinin davalı —– tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı —— tarafından yapılan 106,65 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı —- tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
9-Davalı —— kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı———- verilmesine,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı — vekilinin yüzüne karşı, davalı —– yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2021