Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/167 E. 2018/185 K. 28.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/167
KARAR NO : 2018/185

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 28/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında gemi bloklarının yapılması konusunda 12/02/2016 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre müvekkilinin sadece işçi ve personel temin edeceğini, davalının da iş için gerekli olan malzeme ve teçhizatı temin edeceğini, müvekkilinin belirlenen tarihte personeli ile işe hazır olduğunu, davalının gerekli koşulları sağlayamaması nedeniyle işe 28/02/2016 tarihinde başlanabildiğini, davalının etkin çalışma ortamı sağlayamadığını, çalışma için gerekli olan malzemeyi zamanında temin edemediğini, bu nedenle işin uzamasına sebebiyet verdiğini, fazla çalışma nedeniyle müvekkilinin işçilerine ekstra ücret ödediğini, bu zaman zarfında SGK, yemek, servis, diğer işçilik alacaklarının müvekkili tarafından ödendiğini, müvekkilinin fazla çalışma karşılığı olarak davaya konu 330.500,00 TL ve 130.583,82 TL bedelli faturaları keşide ettiğini, faturaların davalı tarafından teslim alınmadığını, bunun üzerine İstanbul Anadolu ,,,. İcra Müdürlüğünün 2017/194 esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının takibe haksız itiraz ettiğini ileri sürerek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sözleşme ile kendisine yüklenen tüm edim ve şartları eksiksiz ve tam olarak ifa ettiğini, sözleşmeye göre belirlenen fiyatlar üzerinden ve aylık istihkaklar şeklinde %10 teminat kesildikten sonra hakedişlerin davacı yükleniciye ödendiğini, davacının sözleşme kapsamında teminat tutarı dahil 1.193.208,90 TL karşılığı iş yaptığını, iş karşılığında müvekkilinin 1.216.187,20 TL ödeme yaptığını, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, davacı tarafından gönderilen 331.500,00 TL ve 130.583,82 TL tutarlı faturaların yasal süre içinde itirazda bulunularak davacıya iade edildiğini, davacının basiretli tacir gibi davranmadığını, sözleşmede yazılı olmayan bir hususa dayalı olarak davacının alacak iddiasında bulunamayacağını, sözleşmenin değiştirildiğine dair taraflar arasında yeni bir sözleşme olmadığını, davacı tarafından çalıştırılan işçilerin SGK borcunun müvekkili tarafından ödendiğini, davacının sözleşmeden kaynaklı bir alacağının olmadığını açıkça beyan ve kabul ettiğini, fazla mesai yapıldığı iddiası ile takibe konu faturaların tanzim edilmesinin kanuna ve sözleşmeye aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile İİK 67 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalı ile aralarında imzalanan sözleşme uyarınca davalıya ait tersanede sözleşme konusu geminin bloklarını işçi ve personel temin etmek suretiyle yapmayı, davalı da bu işin yapılması sırasında kullanılacak malzeme ve teçhizatı temin ile ücret ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir. Davacı taraf davalının çalışma koşulları sağlayamaması nedeniyle işe geç başladığını, işin devamında etkin çalışma ortamının sağlanamadığını, davalının malzemeyi derhal ve zamanında temin edemediğini, işin uzamasın sebep olacak şekilde angarya iş çıkarıldığını, bu nedenle iş zamanında bitebilecek iken davalıdan kaynaklı sebeplerle işin uzamasından ötürü fazladan çalışılan günlerde ekstra yevmiye ödediğini, fazla çalışma karşılığı düzenlenen faturanın kabul edilmediğini, iddia ederek 30/11/2016 tarih 331.500,00 TL bedelli ve 01/12/2016 tarih 130.583,82 TL bedelli 2 adet imalat-montaj-işçilik bedeli açıklamalı faturadan ötürü davalı hakkında başlattığı takibe davalının itirazının iptali ve tazminat istemiyle dava açmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 05/07/2017 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma faaliyetlerinden sonuç alınamadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınarak sonuca gidilmiştir.
İstanbul Anadolu ……. İcra Müdürlüğü’nün …… sayılı takip dosyasında davacının davalı hakkında 2 adet faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin tebliği ile davalının takibe süresinde itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu belirlenmiştir.
Davalı yan taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini kabul etmekte olup, davacının iddialarını kabul etmediklerini, sözleşmenin 12. Maddesi uyarınca davacının iddialarına ilişkin yazılı olarak bildirimde bulunduğunu kanıtlamak zorunda olduğu gibi sözleşmenin 5.maddesi uyarınca bu duruma dayanarak masraf kar mahrumiyeti zarar ziyan talebinde de bulunamayacağını, sözleşmeden doğan tüm edimleri zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirdiklerini, işin yapımı sırasında davacının yazılı olarak bir çekince ileri sürmediği gibi ihtilafta çıkarmadığını, sözleşme kapsamında düzenlenen tüm hakediş faturalarının ödendiğini, davacının gönderdiği, takibe konu 2 adet faturaya karşı ise yasal sürede itiraz edilip iade edildiğini, sözleşmede ücretin 2,10 TL/kg birim fiyat üzerinden ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davacının çalıştırdığı işçilerin ücretlerini gerekçe gösterip ilave alacak talep edemeyeceğini, yazılı sözleşmenin şartlarının sözlü olarak değiştirildiğini iddia ile hak talep edilemeyeceğini, sözleşmenin 6.1.1 maddesi ile yüklenicinin Ek-B’de belirtilen işin toplam bedeli dışında her ne gerekçe ile olursa olsun ilave ekstra işçilik ücreti talep etmeyeceğinin de düzenlendiğini belirterek davanın reddi ile tazminata hükmedilmesini savunmuştur.
Taraflar arasında imzalanan 12/02/2016 tarihli sözleşme ve ekleri incelenmiştir. Sözleşmede davalının tersane, davacının yüklenici sıfatıyla yer aldığı, işin teslim süresinin 7.maddede 15/08/2016 tarihi olarak kararlaştırıldığı, işin 31/10/2016 tarihinde teslim edildiği uyuşmazlık konusu değildir. İşte davacı, işin biteceği 15/08/2016 tarihi ile fiilen bittiği 31/10/2016 tarihleri arasında çalışan işçilerin maaş, servis, yemek, SGK, … vs. harcamaları için düzenlediği faturaların davalı tarafından ödenmesi talebiyle önce faturaları ihtarname ekinde davalıya göndermiş, faturaların davalı tarafından iade edilmesi üzerine icra takibine konu etmiştir.
Davacı sözleşme gereği kendisinin sadece işçi ve personel temin edeceğini, malzeme ve teçhizatın davalı tarafça sağlanacağını, 12/02/2016 tarihinde personelinin hazır olduğunu ancak davalının çalışma koşullarını sağlayamaması nedeniyle işe 28/02/2016’da başladığını, işe devam ederken de etkin çalışma ortamının oluşturulamadığını, davalının malzemeyi zamanında temin etmediğini, angarya iş çıkardığını, bütün sac kullanmak yerine atıl kalan parça sacları birleştirmek suretiyle sac yapıp kullanılmasını istediğini, bununda işin uzamasına sebebiyet verdiğini ileri sürmektedir.
TBK 472/2 maddesine göre çalışma koşullarının davalı tarafça sağlanmaması halinde durumun derhal iş sahibine bildirilmesi zorunludur. Sözleşmenin 12.maddesi ile taraflar arasındaki bildirimlerin yazılı olacağı kabul edilmiş olup davacının işin yapımı sırasında davalıya bu yönde bildirimde bulunduğuna dair bir delil sunulmamıştır.
Davacı davalının angarya iş çıkardığını ileri sürmüş ise de bu iddiası yönünden işin yapımı sırasında hiç bir ihtirazi kayıt ileri sürülmediği anlaşılmıştır. Sözleşmenin 6.1 maddesi ile yüklenicinin Ek-B’de belirtilen işin toplam bedeli dışında her ne gerekçe ile olursa olsun ilave ekstra işçilik ücreti talep edemeyeceği de kabul edilmiş olmakla davacının bu talebi yerinde görülmemiştir.
Yine sözleşmenin 10.2 maddesinde malzeme temininde gecikme olması halinde tersanenin onayıyla sürenin uzatılabileceği kabul edilmiş ancak davacının malzemenin geç temini noktasında davalıya bildirimde bulunduğuna dair bir delil sunulmadığı gibi sürenin uzatılması yönünde de talebinin olmadığı görülmüştür.
Davacı işin uzamasından olumsuz etkilendiğini fazladan çalışılan günlerde çalıştırdığı işçiler için ekstra yevmiye ödediğini, buna karşılık işin bedelinin sözleşmedeki 2,10 TL birim fiyatı üzerinden hesaplandığını, işin sözleşmeye göre bitim tarihinden sonra ki zaman dilimi için sözlü anlaşma yapılıp, blokların 31/10/2016 tarihinde teslim edildiğini, sözleşmedeki birim fiyatın 2,35 TL olarak revize edileceğine dair sözlü taahhütte bulunulduğunu ileri sürmüş ise de bu husus davalı tarafça kabul edilmemiş, davacı yazılı sözleşmedeki birim fiyatın revize edildiğini ispata yarar yasal bir delil sunamamıştır.
Davacı dayanak sözleşmenin TBK 20 ve devamı maddeleri uyarınca genel işlem şartları içerdiğini, sözleşmenin tek taraflı olarak önceden bir çok yüklenici için davalı tarafa düzenlendiğini, müzakere imkanı sunulmadığını ileri sürmüştür. TBK 20. Maddesinde genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin ileri de çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanılmak amacıyla, önceden tek başına hazırlanarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri olarak tanımlanmıştır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşme bu anlamda tip sözleşme olarak kabulü mümkün olmayan bir sözleşme olup, davacı sözleşmenin konusunu teşkil eden bir adet geminin bloklarını mevcut proje ve planlarına uygun olarak ücret karşılığında işçi ve personel temini suretiyle yapmayı kabul etmiş, sözleşmedeki şartları bildiğini ve kabul ettiğini de ifade etmiştir. Sözleşmede genel işlem şartı mahiyetinde bir madde bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf dava dilekçesinde deliller kısmında, davalı elinde bulunan kendisine ait evraklara, banka hesap dökümlerine, SGK kayıtlarına, e-posta kayıtlarına işçilerin tersaneye giriş çıkışlarına dayanmış, ön inceleme duruşması sonrasında HMK 140/5 maddesi kapsamında verilen kesin süre içinde belge sunmadığı gibi getirtilmesini istediği deliller bakımından müzekkere yazılmasını temin için açıklayıcı beyanda da bulunmamıştır. İddia ve savunmalar dosyaya sunulan deliller, çerçevesinde değerlendirilmiştir.
Davacı ticari defter ve kayıtların ibrazı yönünde verilen kesin süreye rağmen defter ve belgelerini de ibraz etmemiş, sunulan davalı taraf defterlerinde dayanak faturaların kayıtlı olmadığı belirlenmiştir. Davacı fazla çalışma yapılıp yapılmadığı konusunda tanık dinletme talebinde bulunmuş olup bir an için fazla çalışma yapıldığı kabul edilse dahi davacının fazla çalışma nedeniyle ücret talep etme hakkı olmadığından tanık dinletme talebi kabul edilmemiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu tüm dosya kapsamıyla bir arada değerlendirildiğinde taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca davacının takibe dayanak yaptığı faturalar nedeniyle davalıdan alacak talebinde bulunamayacağı kabul edilmiş, talebin yargılamayı gerektirdiği, davacının takip yapmakta haksız ve kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği de gözetilerek davanın ve davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2- Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 35,90 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 5.580,82TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.544,92 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 32.433,35 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 44,50 TL.yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.