Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1414 E. 2018/211 K. 09.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1414 Esas
KARAR NO : 2018/211

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 09/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili; müvekkillerinin davalı bankanın vadesiz mevduat hesabındaki paralarını banka yetkililerinin tavsiyesi üzerine vadeli mevduat hesabına aktarmaya karar verdiklerini, müvekkillerinin vadeli mevduat hesabına para yatırdıklarını düşünerek bankaya para yatırdıklarını, ancak daha sonra banka görevlilerince aranıp şubeye çağrıldıklarını ve müvekkillerine Bireysel Emeklilik Sözleşmesinin imzalatıldığını, akabinde ‘katkı payı teklif tahsilatı’ adı altında ödemenin yatırılan paradan kesildiğini, müvekkillerinin aynı gün bireysel emeklilik sisteminden çıkmak istediklerini banka yetkilisine bildirdiklerini ve kendilerine sistemden çıkarılacakları yönünde bilgi verildiğini, müvekkilleri yatırdıkları paranın vadeli mevduat hesabında olduğunu düşünürlerken ne kadar faiz işlediğini sorduklarında taahhüt edilen tutarın altında faiz geliri olduğunu öğrendiklerini ve bunun üzerine paralarını çekmek istediklerini, ancak paralarını çekerken paraların bankanın vadeli mevduat hesabında değil davalı …Ş.’nin fon hesabında tutulduğunu ve halen bireysel emeklilikten çıkarılmadıklarını öğrendiklerini, müvekillerine geri ödeme yapıldığını, ancak faiz kaybı nedeniyle müvekillerinin zarara uğratıldıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili … için 5.000,00 TL ve müvekkili … için 2.500,00 TL olmak üzere toplam 7.500,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı …Ş. vekili; taraflar arasında akdedilen ….. Sözleşmeleri uyarınca ödenen katkı paylarının davacı tarafın tercih ettiği fonlarda değerlendirildiğini ve ayrılma talepleri üzerine gerekli kesintiler yapılarak davacılara biriken tutarların ödendiğini, davacıların herhangi bir alacaklarının kalmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … T.A.O. vekili; dava konusu olayın diğer davalıya yatırılan meblağla ilgili olduğunu, davacı …’ın müvekkili bankada emeklilik maaş hesabı bulunduğunu, davacıların bireysel emeklilik sisteminden çıkmaları üzerine davacı …’a ödenen tutarın talep üzerine diğer davacının bankadaki vadesiz mevduat hesabına yatırıldığını, daha sonra yine talep üzerine davacı … adına vadeli hesap açıldığını, bu vadeli hesabın dayanağı olan bir sözleşme bulunmadığını, daha sonra bu vadeli hesabın da kapatılarak hesaptaki tutarın davacı …’a ödendiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, banka mevduat hesabı işlemleri ile ……Sözleşmesi uyarınca yapılan işlemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacılar vekili . ….tarihli beyan dilekçesinde, müvekkillerinin tacir olmadığını, vadeli mevduat hesaplarının dayanağı olan sözleşmelere ilişkin bilgilerinin bulunmadığını belirtmiştir.
HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Bunun yanında 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde belirtilmiştir. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda, davanın, banka mevduat hesabı işlemleri ile ….. uyarınca yapılan işlemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, davacılar vekilinin davacıların tacir vasfını haiz olmadıklarını bildirdiği, aksi yönde bilgi veya belgeye de rastlanılmadığı, davacı …’ın dava konusu vadesiz(emeklilik maaş) ve vadeli mevduat hesaplarının dayanağı olan sözleşme bulunmadığının bildirildiği, kaldı ki olsa bile davacının tacir olmaması nedeniyle sözleşmenin tüketici sözleşmesi niteliğindeki…… niteliğinde olacağı, yine davacılarla akdedilen ….. Sözleşmelerinin de tüketici sözleşmesi niteliğinde olduğu, dolayısıyla bu davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu(Emsal: Yargıtay ….Hukuk Dairesi’nin… tarihli ….. E., …. K. sayılı kararı, 10/10/2016 tarihli …4 E., … K. sayılı kararı) anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde süresinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.