Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1406 E. 2021/391 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1406 Esas
KARAR NO : 2021/391

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2017
KARAR TARİHİ : 03/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı arasında sözlü olarak akdedilmiş olan — sözleşmesine istinaden davalı tarafından davacı için —- hizmeti verildiğini, bedellerinin fatura edildiğini—- — üzerinden hesaplandığını—-anlaşmaya aykırı olarak fahiş olarak hesaplandığını, buna rağmen, malların davalıdan geri alınabilmesi için, bütün fatura bedellerinin davalıya ödenmek zorunda kalındığını; fakat sözlü anlaşmaya aykırı olarak davalı tarafından fazla tahsil edilmiş olan fatura bedellerinin davacıya geri ödenmesi (iade edilmesi) gerektiğini, beyan etmekle davalı tarafından fazla tahsil edilmiş olan 14.620,00 TL’lik depolama bedeli tutarının iadesine karar verilmesini talep etmektedir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında herhangi bir fiyat anlaşması yapılmamış olup, davacının ihtiyacına göre faturalar düzenlenerek davacıya gönderildiğini ve davacı tarafından da ödendiğini iddia etmekte ve “davanın reddine” karar verilmesini talep etmektedir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından fazla tahsil edildiği iddia olunan — tutarının iadesi talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Bilirkişi mali müşavir —tarihli raporunda özetle; Davacı tarafın 2016, 2017 yılları yasal defterlerinin birbirini doğruladığı, kanunlara uygun şekilde tutulduğu, tüm ticari defterler eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defterlerin açılış ve yevmiye defterinin kapanış onaylarının yapılmış olduğu, (TK md. 64/III) nazara alındığında davacı tarafın defterlerinin (HMK md. 222) sahibi lehine delil niteliğinin bulunduğu, diğer taraftan, davacı —- kayıtları, —-evrakların VUK. m 229, 230, 231, 232 hükümlerine uygun şekilde tanzim edildiği ve davacı lehine delil niteliklerinin bulunduğu. davacı tarafça sunulan cari hesap —ödemesinin olduğu, diğer bir ifade ile davacının davalıya —- TTK. m 64 ve devamı ile VUK. m 182 uyarınca tutulan ve fotokopileri dosyaya ibraz edilen bulunan yasal defterlerin; davalı tarafın 2016, 2017 yılları yasal defterlerinin birbirini doğruladığı, kanunlara uygun şekilde tutulduğu, tüm ticari defterler eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defterlerin Açılış ve Yevmiye defterinin kapanış onaylarının yapılmış olduğu, (TK md. 64/III) nazara alındığında, davalı tarafın defterlerinin (HMK md. 222) sahibi lehine delil niteliğinin bulunduğu, diğer taraftan, davalı tarafça ibraz edilen,— ekli müsbit evrakların VUK. m 229, 230,231,232 hükümlerine uygun şekilde tanzim edildiği ve davalı lehine delil niteliklerinin bulunduğu, davalı tarafça sunulan hesap ekstresine göre davalının—- faturası haricinde tarafların kayıtlarının birbiri ile uyumlu olduğu, taraflar arasında ki uyuşmazlığın ticari defter kayıtlarından — ilişkin olduğu, dosya kapsamında davacı ile davalı arasında yazılı herhangi bir sözleşmenin bulunmadığı, yine depolama hizmetinin içeriği ve süresine ilişkin olarak da herhangi bir şekilde bir anlaşmanın olmadığı. rapor içeriğinde yapılan değerlendirmeler dikkate alındığında taraflar arasında ki uyuşmazlığın —- faturadan kaynaklandığı, iş bu faturanın davalının davacı adına keşide ettiği ihtarnameye dayalı olarak tanzim edildiği, Tanzim edilen ihtarnamenin davacı tarafa tebliğ edilmediği nazara alındığında davacının son faturasının da aylık 500 Usd + KDV üzerinden olması gerekeceği, davalının son faturayı—– olduğu, tarafımızca yapılan değerlendirmeler ve davacının kabulüne göre davalının—edebileceği, Davalının verdiği hizmetin bedelinin son faturalar dikkate alınmak— durumunda davalının son depolama—– tarihinde “—faturanın——– edilmemesi nedeni ile —— açıklaması ile yapmış olduğu, yapılan hesaplamalar ve değerlendirmelere göre davacının —- kısmını iade alması gerektiği, belirtilmiştir.
Bilirkişi —- tarafından hazırlanan kök raporda özetle; Davacı ile davalı arasında sözlü olarak akdedilen sözleşmeye istinaden, davalı tarafından davacı için depolama hizmeti verildiği; ———-faturada yazılı olan hizmet bedellerinin sözlü anlaşmaya —-üzerinden hesaplandığı anlaşılmaktadır. Bu durum kanaatimizce, akdi ilişkinin başında hizmete bedellerinin, davalının düzenlediği faturalar çerçevesinde aylık —— olarak davacı tarafından ödendiği, fakat akdi ilişkinin devamı sırasında, davalının itirazı üzerine, hizmet bedeli faturalarının aylık — olarak düzenlenmesi hususunda taraflar arasında anlaşmaya (mutabakata) varıldığı şeklinde anlaşılmalıdır. Bu nedenle kanaatimizce davalı, —bedel üzerinden düzenlemekle yükümlüdür. Ne var ki davalının — üzerinden düzenlemediği, çok daha yüksek bir bedel üzerinden 18.069,83 TL olarak düzenlediği anlaşılmaktadır. Oysa ki, mali raporda — hesaplanmış olduğu üzere, bu faturayı, anlaşmaya uygun olarak —– düzenlemekle yükümlüdür. Fakat bu yükümlülüğüne aykırı davranmıştır. Bu nedenle—hesaplandığı üzere; davalının, akdi ilişkinin devamı sırasında taraflar arasında yapılan anlaşmaya (—) aykırı olarak düzenlediği — faturaya istinaden davacıdan fazla tahsil etmiş olduğu –tutarı davacıya iade etmekle yükümlü olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi — tarafından hazırlanan ek raporda — sözlü olarak akdedilen sözleşmede, davalının vermeyi üstlendiği hizmetin—– olduğunu” iddia etmiştir. Davalı ise, “davalının vermeyi üstlendiği hizmetin bedelinin davacının ihtiyacına göre saptandığını” iddia etmiştir. İki taraf arasında sözlü olarak akdedilen bu tür bir sözleşmede, davalı tarafından verilmesi üstlenilmiş olan hizmetin bedelinin önceden belirlenmemiş olduğu durumlarda, kural olarak (——- fiyatlarına göre saptanır. Ancak taraflar arasındaki akdi ilişkinin uygulandığı ——– taraflar ——– olarak kararlaştırılmış olduğu anlaşılıyor ise, bu durumda —- varılmış olan fiyatın — olduğu kabul edilmelidir. Zira bu durumda, taraflar arasındaki fiili uygulama, tarafların örtülü anlaşmalarını ortaya koyar. Dolayısıyla da tarafların bu yönde anlaştıkları kabul edilir.
Davacı, “taraflar arasında sözlü olarak akdedilen sözleşmede, davalının vermeyi üstlendiği hizmetin bedelinin aylık———— olduğunu, itirazı üzerine davalının hizmet bedellerini bu tutar üzerinde fatura etmeye başladığını” iddia etmiştir. Davalı ise, — bedellerini aylık————fatura —- —- etmiştir. İşbu——–uygulama karşısında, tarafımızca, taraflar arasındaki sözleşmede ————– kararlaştırıldığının kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Takdiri tamamen mahkemeye aittir. Ne var ki davalı, —— olarak fatura etmiştir. Bu durumda kanaatimizce davacının işbu fatura tutarını davalıdan talebe hak kazanması—- çok daha fazla hizmet verdiğini, —- aylara nazaran)— bedel talep etmeye hak kazanacağı derecede daha fazla hizmet verdiğini ispat etmesi gerekir. Ne var ki davalı, bu hususu ispata yönelik somut delil sunmamıştır. Takdiri tamamen Mahkemeye aittir. Bu nedenlerle, kök raporda varmış olduğumuz kanaat ve sonuçlarda bir değişiklik olmamıştır. Takdiri tamamen mahkemeye aittir.” denilerek görüş belirtmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamına göre;Dava, davalı tarafından fazla tahsil edildiği iddia olunan depolama bedeli tutarının iadesi talebine ilişkindir.
Taraflar arasında sözlü olarak akdedilen sözleşmeye istinaden davalı tarafından davacıya — uyuşmazlık bulunmamaktadır——– davalı ——— verilmesi üstlenilmiş olan hizmetin bedeli önceden taraflarca belirlenmemiştir. Davalı taraf sözleşmenin ———— etmişse —- akdi ilişkinin devamı sırasında sözleşmenin ———– olarak fatura etmiş olduğundan, akdi ilişkinin uygulandığı sıradaki fiili uygulamadan hizmetin bedelinin taraflar arasında örtülü olarak kararlaştırıldığı anlaşılmış olup bu fiili uygulama karşısında taraflar arasındaki sözleşmede aylık hizmet bedelinin ——-mahkememizce kabul edilmiş olup, davalı—– —– vermiş olduğu hizmetten daha fazlasını verdiğini ispat edici delil dosyada bulunmadığından, davalı — bedel üzerinden düzenlemekle yükümlü olup taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak—- olarak düzenlediği kabul edilmiştir. Davacıdan fazla olarak 15.258,96TL tahsil edilse de, davacı tarafça 14.620,00TL lik alacak tutarının iadesi talebinde bulunulduğundan davacı tarafın talebiyle bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilerek 14.620,00 TL nin dava tarihi olan 28/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1—- dava tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 998,69 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 249,68TL harcın mahsubu ile bakiye 749,01TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 249,68 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL ilk masraf, 180TL tebligat gideri ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.011,40 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde —– göre belirlenen 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.