Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1388 E. 2022/793 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1388 Esas
KARAR NO: 2022/793
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 26/12/2017
KARAR TARİHİ: 08/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ———yürüttüğü taşıma işleri kapsamında doğabilecek olası rizikolara karşı —– teminat altına aldığı, müvekkilinin sigortalısının, dava dışı ——sattığı iplik emtiasının —— taşınması işini üstlendiği, bahsi geçen taşıma işleminin sigortalı tarafından —- devredildiği, —– davalıya ait aracın sürücüsünün —– sürücü —— trafik kazası geçirmesi sonucu araçtaki ipliklerin yola dağıldığı, kazada ayrıca —– hayatını kaybettiği, yola dökülen ipliklerin başka araçla satıcının ——geri götürülerek sağlam malların ayrıştırıldığı ve hasar hesaplaması yapılırken sovtaj teklifleri alındığını, oluşan hasar neticesinde satıcı firmanın sigortacısı ——– ödeme yapıldığı hususları ileri sürülerek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir.
SAVUNMA:
Davalı ——vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazında bulunduklarını, olay tarihi ve eşyaların zarar gördüğü tarihten itibaren—- yıl geçtiği, zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirket ile davacı —— şirket arasında yapılan taşıma sözleşmesi uyarınca, oluşabilecek —– —— sorumlu olacağı vaadini ———- alarak taşıma sözleşmesinin akdedildiği hususları ileri sürülerek rücu şartlarının oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı ———- davaya karşı cevap dilekçesi sunmadığından 6100 sayılı HMK m.128 gereği davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
——– sayılı dosyasının mahkememize gönderildiği görüldü.
—- sayılı dosyası incelendiğinde; Davacı —- vekili, müvekkilinin davalılar —-karşı iddia olunan ——- tutarlı alacağın tahsili için ilamsız takip başlattığı ve alacağının tahsil tarihine kadar ticari faiz talep ettiği, davalıların takibe itiraz ederek takibi durdurduğu, incelenen takip dosyası kapsamında görülmüştür.
Mahkememiz ara kararı gereği; rapor alınmak üzere dosyanın incelenmesine karar verilmiş olup, dosya sigorta-taşıma alanında uzman bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi ——–tarihli raporunda özetle; davacının sorumluluk risklerini sigorta ettiği akdi taşıyıcı için sorumlu olunan tazminattan daha düşük bir miktara mutabık kalarak ödediği tüm
tazminatı—-davalı fiili taşıyıcı ve—–davalı taşıyıcı yardımcısına rücu edebileceği, meydana gelen hasarın taşıt ve sürücü kusuru ile işletme güvenliğinin sağlanmadığı trafik kazasına bağlı olarak meydana geldiği, hasar zararı —– hesabının aksi ispatlanana kadar —–açısından delil vasfında olan, ——– yapılarak hazırlanan —— raporuna dayandığı, davacı ödemesi ve rücu konusu ettiği —- tazminatın, gerçekleşen —- zarar ve sorumlu olunan tazminattan daha düşük olduğu, tamamını rücu edebileceği, davacının takip tarihinden itibaren ——asıl alacak üzerinden ticari temerrüt faizi talep edebileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan —— tarihli kusur-zarar raporunda özetle; —- plakalı çekici sürücüsü —–%100 oranında kusurlu olduğu, dava konusu zararın —–olduğu, davacının kaza yerinden toplama ve geri getirme masrafına dayanak belgelerinin dosyada bulunmadığından ekspertiz raporuna konu edilemeyeceği, davacının söz konusu kaza sonrası —– ödeme yaptığı belirtilmiştir.
—– tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Dava konusu hasarın tazmin sorumluluğunu yerine getiren davacının, olayda sorumluluğu ve kusuru bulunan taraflara karşı açmış olduğu derdest davada —– tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında, ” Davacının sorumluluk risklerini sigorta ettiği akdi taşıyıcı için sorumlu olunan tazminattan daha düşük bir miktara mutabık kalarak ödediği tüm tazminatı —-davalı fiili taşıyıcı ve—- davalı taşıyıcı yardımcısına rücu edebileceği ” belirtildiği, davacı yanca ödenen —- tazminatın, — davalı fiili taşıyıcı tarafı——- davalı —- —– rücu edilebileceğinin açık olduğu, —- tarihli raporda da aksinin belirtilmediği, davacı sigortacı —– tarafından, sigorta konusu emtiayı kaza yerinden toplama ve geri getirme masrafı olarak talep edilen ——- raporunda yazılmış ise de) ödendiğine dayanak teşkil eden bir belgenin dosyada bulunmadığı belirtilmiştir.
—– tarihinde mahkememize sunulan kusura ilişkin hazırlanan raporda özetle; —— plakalı çekici sürücüsü —- kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu, Yaya ——-kazanın oluşumunda kusursuz olduğu sonucuna varıldığı belirtilmiştir.
—- tarihli ek raporda özetle; davacının sorumluluk sigortası kapsamında ödediği —— tazminatı sorumlu fiili taşıyıcı ve tam kusurlu şoförüne rücu edebileceği, ——-gereği davacının rücuen tazmin talep hakkının yasal halefiyete dayandığı, davacının takip tarihinden itibaren faiz talebinin somut olaya uygun olduğu belirtilmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, karayolu ile eşya taşıma sözleşmesi kapsamında meydana gelen kaza sebebiyle ödendiği idida edilen hasar tutarının tahsili amacıyla ——–dosyası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun “Halefiyet” başlıklı 1481. maddesinde ” Sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalı yerine geçer. Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur.
Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı gereğince, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
Sigortalı veya zarar gören, birinci fıkra gereğince sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur.” şeklinde belirtilmiştir.
Yargılama sırasında davalı tarafın yetki itirazı TBK m.89 gereği takip konusu para alacağına ilişkin olduğu ve alacaklının yerleşim yerinde takibin başlatıldığı anlaşıldığından reddedilmiştir.
Davalı tarafın zamanaşımına ilişkin defii yönünden ise, hasarın —- tarihinde oluştuğu ve takibin —— tarihinde başlatıldığı anlaşıldığından TTK m.855 gereği ——- yıllık zamanaşımı süresinin dolmaması sebebiyle reddedilmiştir.
İtirazın İptali davası ——- düzenlenmiştir. “İtirazın iptali” başlıklı 67. maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde belirtilmiştir.
Dava konusu olayda davacı tarafından alacaklı sıfatıyla davalı/borçlu taraflara ——- tarihli takip talebi ve ödeme emri ile ilamsız takip başlatılmış, bu takibe borçlular tarafından süresi içinde itiraz edilmiş, itiraz dilekçesi davacı tarafa tebliğ edilmemiş ve mahkememizde itirazın iptali davası süresinde açılmıştır.
Öncelikle taraflar arasında hukuki ilişki olup olmadığı, varsa hukuki ilişkinin niteliğinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu sebeple de davacı ve davalının ileri sürmüş olduğu iddialar, vakıalar ve bunları ispat edip etmedikleri ve ispat yükü hususlarına değinmekte yarar vardır.
İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur. 6100 sayılı HMK’nin ispat yükünü düzenleyen —– göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat edilemez.
İtirazın iptali davasında da normal bir alacak davasında olduğu gibi tarafların iddia ve savunmaları genel hükümlere göre incelenir ve mahkemece borçlunun borçlu olup olmadığı araştırılır. Alacaklı da alacağının varlığını 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre her türlü yasal delille ispatlayabilir.
Somut olayda, taraflar arasında ——- taşıma ilişkisi bulunmaktadır. Taşıma ilişkisinde; davacının sorumluluk sigortacısı, davalı—– fiili taşıyıcı, davaya konu taşımada dava dışı ——- firmasının akdi taşıyıcı ve davalı —– taşıyıcı yardımcısı olduğu; davacı tarafça, dava dışı —– —- tarihli ödeme kararına istinaden tüm hakları temlik alarak —- zarar tazmini ödemesinin yapıldığı, davacının, —- sorumluluk riskleri açısından, gönderenin dava dışı —- dava dışı —- taşımada tazminat risklerini sigorta ettiği, bu kapsamda ——göre gönderenin, gönderilen malların ——yapan sigortacıya, ödenmesi muhtemel tazminatın davacı tarafından ödemesinin uygun olduğu, davacı tarafından görevlendirilen ekspertiz firmasının ——-dikkate alınarak ve kaza yerinden hasar giderimi için yapılan masraf eklenerek hazırlanan raporda —- tazminat hesaplandığı, buna rağmen davacının —- ödeme yaptığı, her ne kadar davacı taraf —- toparlama ve geri taşıma olarak 3.kişilere yaptırdığı taşımalar için düzenlediği faturaları sunarak zararını belirtsede davacının dava konusu ettiği takipte miktar yönünden böyle bir alacak kaleminin yer almadığı ve itirazın iptali davaları dayanağı olduğu takip ile sıkı sıkıya bağlı olması sebebiyle ve ayrıca davacı tarafça ödenen miktarın hesaplanan zarar miktarından da düşük olması —– ödenen ve takip konusu yapılan —- takip talebinde işlemiş faiz talebinin bulunmayışı, diğer davalı—- dava konusu olayda %100 kusurlu oluşu göz önüne alınarak, her iki davalının da meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, davacının 6102 sayılı TTK m.1481 gereği yaptığı ödeme miktarıyla sınırlı olarak sigortalısına halef olması sebebiyle ödemiş olduğu miktarı rücu edebileceği anlaşıldığından bilirkişi raporu ile yapılan hesaplamanın gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği tutarın belirlendiği anlaşılmakla davanın kabulüne ve alacağın likit olmayışı gözününde bulundurularak davacının inkar tazminatı talebinin reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının —— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin —- asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 3.310,78 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 585,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.725,42 TL harcın davalı taraflardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL başvurma harcı ve 585,36 TL peşin harç olmak üzere toplam 616,76 TL harcın davalı taraflardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 499,20 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.199,20 TL yargılama giderinin davalı taraflardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluklarında verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/11/2022