Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1382 E. 2018/881 K. 28.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/1382
KARAR NO : 2018/881

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 25/12/2017
KARAR TARİHİ : 28/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İstanbul Anadolu —— İş Mahkemesinin 2016/299 esas sayılı dosyasında ————.aleyhine hizmet tespiti davası açtığını, gelen sicil kayıtlarından şirketin terkin olduğunun öğrenildiğini, mahkemenin 12/10/2017 günlü duruşmasında şirketin ihyası için dava açmak üzere müvekkiline süre verildiğini belirterek şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğünün, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, müvekkilinin mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekalet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE :Dava, hukuki niteliği itibari ile TTK Geçici 7/15 maddesi uyarınca açılmış ihya davasıdır. TTK Geçici 7.maddesi uyarınca sicilden terkin edilen —————— ihyasına karar verilmesi talep edilmektedir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, mahkememizin 10/10/2018 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenerek uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilmiştir.
————- sicil dosyası getirtilmiş, ihyası talep edilen şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığı, şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından TTK Geçici 7. maddesi uyarınca sermaye arttırımını yapmaması nedeniyle madde kapsamına alındığı, maddede öngörülen işlemlerin sicil tarafından yerine getirilmesinden sonra 31/07/2013 tarihinde re’sen terkin işleminin yapıldığı görülmüştür. Sicil tarafından şirkete gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilemediği, ihtarın 29/04/2013 tarihinde gazetede yayınlandığı tespit edilmiştir.
TTK Geçici 7/15 fıkrasının son cümlesi uyarınca ticaret sicilinden kaydı silinen şirketin alacaklıları veya hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde mahkemeye başvurmak suretiyle şirketin ihyasını talep edebilirler. Mahkememizde açılan dava bu kapsamda süresindedir.
Davacı, mahkememizde açtığı davada ihyası talep edilen şirket aleyhine İstanbul Anadolu —————-.İş Mahkemesi 2016/299 esas sayılı dosyada devam eden davasının bulunduğunu belirterek şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir. Getirtilen İstanbul Anadolu ———–.İş Mahkemesi 2016/299 esas sayılı dosyada davacının ihyası talep edilen şirket aleyhine hizmet tespiti davası açtığı, mahkemenin —— tarihli duruşmada şirketin ihyası için dava açmak üzere davacıya yetki ve süre verdiği görülmüştür.
Yargıtay ————.Hukuk Dairesinin 15/12/2016 tarih 2016/10731 esas 2016/9622 karar sayılı kararında “…..Dava, 6102 sayılı Yasa’nın geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden terkin edilen şirketin ihyasına karar verilmesi istemine ilişkin olup, anılan madde uyarınca 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre anonim ve limited şirketler 559 sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dahilindeki şirketlere bir ihtar gönderilir. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.
Somut uyuşmazlıkta, şirketin 23.03.2014 tarihinde geçici 7. madde uyarınca resen ticaret sicil kaydının silindiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça ihyası talep edilen şirketin taraf olduğu dava dosyalarının kesinleşmediği, böylece davacının taraf olduğu davalar var iken şirketin ticaret sicil kaydının silinmesi 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesine aykırı olup, yapılacak tasfiye işlemi de yasaya uygun olmayacağından mahkemece sadece ihya kararı vermekle yetinmek gerekirken tasfiye memuru da atamak doğru olmayacaktır.
Bu suretle, ek tasfiye işlemlerini yapması için son tasfiye memuru yahut memurlarının yahut da yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru atanması yönünde bir karar verilmesi gerekmediğinden davacı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 23.03.2016 gün ve —— Esas 2016/3232 Karar sayılı ilamının 2. bendinin kaldırılmasına, 3 numaralı bendin 2 numaralı bent olarak düzeltilmesine, yine bozma ilamının “sonuç” bölümünde yer alan “ve (3)” ibarelerinin ilamdan çıkartılmasına karar vermek gerekmiştir. “denilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve yukarıda bahsi geçen Yargıtay ———.Hukuk Dairesinin kararı uyarınca davacının talebi haklı görülerek davanın kabulüne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünü ——- sicil nosunda kayıtlı iken TTK Geçici 7. maddesi uyarınca 31/07/2013 tarihinde sicilden resen terkin olunan ——————————.’nin İstanbul Anadolu ——– İş Mahkemesi 2016/299 esas sayılı dosyasında yürütülen yargılama nedeniyle ihyasına, kararın ticaret sicilinde tescil ve ilanına, şirketin ticaret siciline tesciline, davacı tarafça mahkememizde açılan davada “Tasfiye Kurulu”da davalı olarak taraf gösterilmiş ise de gelen sicil kayıtlarından şirketin tasfiye sonu terkin edilmediği, tasfiye halinde olmadığı, bu itibarla tasfiye kurulunun davalı sıfatı taşımadığı anlaşıldığından tasfiye kurulu aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, davalı sicil müdürlüğü yasal hasım durumunda olup, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak lehine vekalet ücreti takdir edilmeyerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yönünden KABULÜNE, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ——— sicil nosunda kayıtlı iken TTK Geçici 7. Maddesi kapsamında resen terkin edilen ———————-İ’nin İstanbul Anadolu —————. İş Mahkemesi’nin 2016/299 esas sayılı dosyasında yürütülen yargılama ile sınırlı olmak kaydıyla İHYASINA,
Şirketin ticaret siciline tesciline,
Kararın ticaret sicilinde tescil ve ilanına,
2- Davalı olarak gösterilen tasfiye kurulu yönünden açılan davanın husumet yokluğundan reddine,
3-Karar harcı peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.