Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1339 E. 2018/868 K. 23.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1339 Esas
KARAR NO : 2018/868

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2017
KARAR TARİHİ : 23/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı firmanın belirlediği güzergah üzerinden servis hizmeti sağlamak amacıyla davalı firma ile anlaştığını, anlaşmaya göre her ay servis hizmeti sağlandıktan sonra davacı tarafından davalı firmaya fatura kesilecek ve bu kesilen fatura ile de sağlanan hizmetin ödemesinin davacıya yapılacağını, ancak davalı firmanın üzerine düşen edimi gereği gibi yerine getirmeyerek eksik ödemede bulunulduğunu, davalı firmanın tüm ödemeleri davacıya ait —————— bankası——- Şubesi hesabına yaptığını, bankadan celp edilecek hesap hareketleri ile de davalının davacıya yaptığı ödemelerin görüleceğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile haklı davanın kabulü ile toplamda 1.872.00 TL alacağın icra takibinde talep edilmiş olan ancak ödenmeyen 675 TL’lik kısmı için icra takibi ile temerrüt gerçekleştiğinden icra takibi tarihinden itibaren reeskont faizi ile, bakiye kalan 1.197,00 TL’lik kısmı içinse dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın davalı şirkete taraflar arasındaki tedarikçi sözleşmesi uyarınca tedarikçi sözleşmesi uyarınca tedarikçi olarak hizmet verdiğini, verdiği hizmetlerin karşılığının da davalıdan tahsil edildiğini, hiçbir hak ve alacağın bulunmadığını, davacı 853,50 TL miktarlarındaki fatura alacağına dair icra takibinde bulunduğunu, işbu davada ise takip miktarının dışında 1.197,00 TL alacak iddiasının tahsilini talep ettiklerini, hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesini beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, servis hizmetinin yerine getirildiğinden bahisle fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Davacının gerçek kişi olması nedeniyle Mahkememizce davacının tacir olup olmadığı araştırılmasına gidilmiş ve gelen yazı cevaplarından davacının esnaf kaydınınn bulunduğu, ticaret sicil kaydının bulunmadığı, vergi dairesinden gelen yazı cevabında davacının kazancının dava tarihi itibariyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 177.maddesinde öngörülen hadler altında kaldığı anlaşıldığından davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK ‘nın 5.maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1.maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası 6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret kanununun 5/(4). maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması Asliye ticaret mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması kararın kaldırılmasını gerektirecek bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Somut olayda, davacı esnaf olup, tacir olmadığından TTK’nın 4.maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlığın dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 2.maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden Mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay ———–. Hukuk Dairesi’nin 03/10/2016 tarihli 2016/6760 Esas ve 2016/8201 sayılı kararı, Yargıtay ———-. Hukuk Dairesi’nin 03/11/2016 tarihli 2016/9773 Esas 2016/9963 sayılı kararı, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ————- Hukuk Dairesi’nin 12/04/2017 tarihli 2017/194 Esas, 2017/262 Sayılı kararı)
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına ( ihtar edildi)
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.