Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1337 E. 2021/586 K. 14.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1337 Esas
KARAR NO: 2021/586
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 14/12/2017
KARAR TARİHİ: 14/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Yaralanmalı trafik kazası nedeniyle HMK md 107 gereğince belirlenecek bedeni zarar istinaden maddi tazminatın ve davacı müvekkilin içine düşmüş olduğu elem ve ıstırap halinin bir nebze olsun telafisi için manevi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, —– ettiklerini, — tarihinde davalı — nezdinde sigortalı bulunan—- plakalı aracın sebebiyet veridği kaza neticesinde malul kaldığını, müvekkilinin bu kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davalı sigorta şirketince sigortalı bulunan aracın kusurlu olduğunu ve zararin tazmini hususunda ilgili poliçelerde sorumlu olduğunu, kaza neticesinde davacının yaralandığını ve uzun süre tedavi gördüğünü ve bu süreçte bedensel zararlar nedeniyle münevi yönden büyük acı ve ızdırap çektiğini, sosyal ve psikolojik yönden büyük zarara uğradığını, iş göremezlik tazminatı taleplerinin olduğunu, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans ve ticari faiz uygulanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesi talep etmiştir.
SAVUNMA:
—- vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı —- dava öncesinde yapılan başvuruda dosya incelenmiş ve poliçe teminatına giren tarhangi bir hasar tespit edilemediğini, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, somut olayda, gerek kaza tarihinin —poliçe başlangıç tarihinin — olması dikkate alındığında —- düzenlenen bir poliçe ve meydana gelen bir kaza olduğu açık olduğunu, geçici iş göremezlik, tedavi ve bakıcı talepleri müvekkil şirketin teminat kapsamında bulunmamakta olup geçici işgöremezlik, tedavi ve bakıcı giderleri ile ilgili davanın —- sorumluluğunda bulunması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın açmış olduğu usul ve yasaya aykırı maddi-manevi tazminat davasını kabul etmiyor, reddini talep ettiklerini, üzücü bir kaza yaşanmış olmakla birlikte olayın meydana gelmesinde müvekkilim idarenin ve diğer davalı sürücünün kusuru bulunmadığını, davacı tarafın davalı sürücüye asli ve tam kusur izafe etmesi gerçeği yansıtmadığını, kusur için dosyanın — gönderilerek rapor alınmasını, —sorumlu olup bu talep yönünden —— davava dahil edilmesi gerektiğini, zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından istenebileceğini, talep edilen manevi tazminat yüksek olduğunu, davacının dava dilekçesinde talep ettiği avans faizi istemesi de hukuka aykırı olduğunu, haklı savunmalarımızın kabulü ile, müvekkil İdare aleyhine açılan DAVANıN REDDİNi, yargılama giderleri ve vekâlet Ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Dava—– vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu olay —–sınırların da gerçekleştiğini, yetki kamu düzeninden olup sayın mahkemece resen gözetilmesi gereken bir usuli işlem olduğunu, —- haksız fiilden kaynaklı zararlarda yetkili mahkeme haksız fiilin meydana geldiğini, mağdurun yerleşim yeri veya davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesi olması gerektiğini, davalılardan sadece birisi ——– —- ikametgah ettiğini, bu da davacının kötü niyetli olarak davayı yetkisiz olan yerde açtığını, davacının talepleri kabul etmemekle birlikte zamanlaşımına uğradığını, talep edilen manevi tazminat fahiş olduğunu, manevi tazminat talebinde bulanabilmek ve manevi tazminat alacağına hükmedebilmek için kusursuz olma veya daha az kusurlu olmak şarttır. Somut uyuşmazlıkta müvekkilin bir kusuru olmadığını, davacının daha fazla kusurlu olduğu dikkate alındığında davacının manevi tazminat talebinin reddi gerektiğini, Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna dair zararın karşılanmasını da amaç edinmediğini, zarar görenin zenginleşmemesi zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerektiğini, manevi tazminat talep hakkının, zenginleşmeye sebebiyet verecek derecede, fahiş olması hukuka aykırı oluduğunu, davacı tarafça istenilen manevi tazminat adeta gelir kapısı olacak ve taksirle yaralanmayı özendirecek şekilde talep edildiğini, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında reddi gerektiğini, kusursuz müvekkil yönünden davanın reddi ile yargılama giderleri vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış olmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenerek ve uyuşmazlık noktaları belirlenerek yargılamanın ön inceleme aşaması bitirilmiş, tahkikata geçilmiştir.
Hasar dosyası ve —– plakalı aracın tescil kaydı celbedilmiştir. Davacının sosyal ekonomik durum araştırması yaptırılmış olup, davalı ——– sosyal ekonomik durum tespiti ilgiliye ulaşılamadığından ve çevresince de tanınmadığından kollukça yapılamamıştır.
—– üzerinden dosyamız arasına alınmış, yapılan incelemesinde; Trafik bilirkişisi —- tarihli raporunda; —- eden katılanın tutunduğu yere dikkat ve özeni göstermediğinden bu yerlerde dikkat kapı açıldığında çarpar ikazlarının olduğu halde kapının açıldığı esnada kendisinin yaralanmasında duyarlı ve dikkatli olmadığından bu kazanın oluşumunda tali kusurlu olduğu; araç sürücüsü olan sanığın ise kullanmış olduğu —– toplu taşıma aracı olduğu için sürücünün araç içerisindeki yolcularının oturan ve ayakta olmasından dolayı bunların güvenliği için—— içerisinde bazı yolcular olan ve aracın içerisinde ayaktaki yolcuların yoğun olduğundan aracını durağa gelmeden ve yolcu biniş kapısının ön kapı, iniş kapısının ise orta ve arka kapı olduğundan ön kapıdan inişlerin yasak olmasına rağmen yolcusunu ön kapıdan ve durağa gelmeden indirerek ön kapıda dikkatsizce kapı demirine tutunan katılanın kapı açıldığında yaralanmasında dikkat ve özeni göstermeyerek duyarsız davrandığından bu kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğunun belirlendiği, —— taksirle yaralama suçunu işlediği sabit görülmekle adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleşmediği görülmüştür.
Kusur durumunun belirlenmesi için trafik bilirkişisinden rapor alınmıştır. Trafik bilirkişisi raporunda ” Davalı ——– olduğu olay sırasında araç içerisine fazla yolcu olduğu halde sıkışık halde davacı yolcuyu aracına binmesine müsaade ederek birlikte seyir ettiği, bitişiğindeki ön kapı girişinde ayakta panel demirine tutunur şekildeki davacıya rağmen kapıdan uzaklaşması yönden her hangi bir uyarı ikazı içerisinden bulunmadan seyir halindeki aracını durdurmadan idaresindeki kapı açma düğmesine basarak iki paneli ön kapının dıştan içeriye doğru sert gelerek kapıya bitişik ayakta tutunur durumdaki yolcuya —— vereceğini göz önünden bulundurmayarak tedbirsiz ve dikkatsiz davranarak yaralanması olayına sebebiyet verip —– açıklanan trafik kurallarına aykırı hareket etmekten Asli ve % 80 oranda kusurlu olduğu, davacı—- kendisi yolcu olarak yoğun yolcuların bulunduğu sıkışık halindeki —– kendi istemiyle bindiği, araç içi ön kapı girişinde ayakta ön panel demirine tutunur şekilde yolculuk yaptığı, —– kapandığı sırada kendisine çarpma ve zarar vereceğini ön görerek kapıdan uzak durması gerekirken dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak mevcut haliyle —- açıklanan trafik kural ve kaidelerine aykırı davranmaktan Tali % 20 oranda müteferrik kusurlu olduğu” belirtilmiştir.
—– tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle —– hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı,İyileşme (iş göremezlik) süresinin—- kadar uzayabileceği “belirtilmiştir.
Davacı vekilinin —— maddi tazminat yönünden sulh olmuş bulunup manevi tazminat talebinin diğer davalılar yönünden devam ettiğine dair sulhe ilişkin beyanlarını içerir dilekçesini mahkememiz dosyasına sunduğu, sekiz nolu celsede de maddi tazminat talebi yönünden davalı sigorta şirketi ile sulh olunduğunu, bu sebeple maddi tazminat alacaklarının konusuz kaldığını, sigorta şirketi ile karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını. sigorta şirketi ile sulh olmaları sonucunda düzenlenen ve ekte sunulan ibranamede de belirtildiği gibi sigorta şirketi tarafından yapılacak ödeme nedeniyle davalı sigorta şirketinin ve sigortalısının yönünden başkaca bir sorumluluklarının taraflarına karşı bulunmadığını, maddi tazminat yönünden dava konusuz kaldığını, manevi tazminat taleplerinin yönünden taleplerinin davalı sigorta şirketi dışındaki diğer davalılar yönünden devam ettiğini bildirmiştir.
Davalı ——–celsede maddi tazminat yönünden vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin devam ettiğini beyan etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; —- tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı,iş göremezlik süresinin üç aya kadar uzayabileceği —raporuyla belirtilmiş olup, davalı—işleten sıfatıyla, davalı —sürücü sıfatıyla, davalı sigortanın da aracın —- düzenleyen sıfatıyla oluşan zarardan sorumlu olduğu, ceza dosyasında alınan rapor ile mahkememizce alınan rapor uyumlu olup mahkememizce alınan kusur raporunun olayın oluş şekline uygun olduğu ve Davalı —Asli ve % 80 oranda kusurlu olduğu,davacı —– Tali % 20 oranda kusurlu olduğu, davacı tarafın maddi tazminat açısından davalı sigorta şirketi ile anlaştığı, davacının zararının karşılandığı, maddi tazminat yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından maddi tazminat yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş olup, maddi tazminat davası konusuz kaldığından dava açıldığı tarihteki haklılık durumunun tespitinin gerektiği, davacı vekilinin beyanları ve ibraname incelendiğinde davacı taraf ile davalı sigorta şirketinin karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığı, davalı—- maddi tazminata ilişkin vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olsa da, davalı —— işleten sıfatıyla müştereken ve müteselsilen doğan zarardan sorumluluğunun bulunması sebebiyle lehlerine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceğine karar verilerek davaya yalnızca manevi tazminat açısından devam edilmiştir.
—– hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. —– gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
—- tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda, davacının davaya konu trafik kazası sebebiyle sürekli iş göremezliğinin bulunmayıp, geçici iş göremezlik süresinin —–raporunda belirtilmekle davacının bu yaralanması sonucunda zarara uğradığı anlaşılarak, duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; davacının sosyal ve ekonomik durumu, kazanın meydana geldiği tarih ve paranın alım gücü göz önünde bulundurularak ve davacının taleplerinin haksız fiile dayanması sebebiyle yasal faizin işletilmesine karar verilerek, manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne — manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —– müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat talebi yönünden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne,
—manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —- —müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Karar harcı— harcın davalılar ——– müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan — peşin nispi harç olmak üzere toplam —- tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yapılan — davalılar —- — müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Maddi tazminat talebine ilişkin olarak davacının ve davalı —- vekalet ücreti taleplerinin olmaması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, ayrıca davalılar — — lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Manevi tazminat talebi yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– vekalet ücretinin davalılar —– müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Manevi tazminat talebinde reddedilen kısım yönünden, davalılar—- kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı —– verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı—yüzüne karşı , davalı—– yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/07/2021