Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1335 E. 2022/326 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1335
KARAR NO: 2022/326
DAVA: Tazminat (LTD.ŞTİ. Yöneticisinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/12/2017
KARAR TARİHİ: 20/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (LTD.ŞTİ.Yöneticisinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —-olduğunu, diğer — sahip ortağın davalı —olduğunu, şirketin temsil ve ilzam yetkisinin —- yevmiye nolu imza sirküleri ile süresiz olarak davalı— verildiğini, —itibaren davalı —- müvekkilini şirketin —-sokmadığını, müvekkilinin —- olarak şirket bünyesinde faaliyet gösterdiğini, davalının yaptığı eylem ve hareketler neticesinde şirket faaliyetlerine katılamaz olduğunu, yılda —– yapan şirketin ticari hayatının sonlandığını, davalının şirket menfaatlerini gözetmediğini, şirketin ——- davalının kendi şahsi hesabına aktardığını, davalının temsil ve ilzam yetkisini kötüye kullanarak kendisine menfaat sağladığını ve müvekkilini zarara uğrattığını, şirket üzerine kredi kullanılarak —– plakalı aracın satın alındığını ve taksitlerin bitiminden sonra şirketin keşide ettiği fatura ile aracın davalı — devredildiğini, davalı—- davalı ——- imam nikahlı eşi olduğunu, satış bedelinin şirket hesabına yatırılmadığını, şirketin şubelerinde çalışan uzman doktorlarla iş ilişkisinin davalı tarafından feshedilerek sonlandırıldığını, şubelere giden hastaların şubelerin süresiz tadilatta olduğu yönünde yönlendirilerek şubelerin şirketle ilişkilerinin koparılmaya çalışıldığını, şirket cirosunun büyük kısmının şubelerin yaptığı ciroların şirkete gelmesi ile oluştuğunu, davalıların şirkette çalışan personellerin çalışmasını engellediklerini, davalı —— şirket kapsamında bir görevi olmamasına rağmen personel üzerinde çatışma ortamı yarattığını ve şirket bünyesinde çalışma barışının bozulmasına sebebiyet verdiğini, davalı—— kasasından nakit para aldığını, davalıların birlikte hareket ederek müvekkilini zarara uğrattıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalılardan —- şirket temsil yetkisini kullanarak hesabına aktardığı — fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik— paranın hesaba geçirilmesinden—- işleyecek avans faizi ile birlikte şirkete iadesine, davalılardan —– çıkarılması nedeniyle aracın bedelinin hesaplanarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik eksik yatırılan bedel karşılığı satış tarihinden bu yana işleyecek avans faizi ile birlikte —- davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesine, davalılardan —- yetkisini kötüye kullanması nedeniyle şubelerde çalışan doktorların sözleşmelerinin feshi, müvekkilinin şirket faaliyetlerine katılımının kişisel hırs ve düşmanlık duyguları nedeniyle engellenmesi,davalının şirketin tüm iş yerlerini kapatarak faaliyetine son vermesi sebebiyle şirketin uğradığı zararların hesaplanarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla — avans faizi ile — tazminine ve şirket adına tahsiline, — birlikte hareketle—– şirkete verdiği zararların tespit edilerek şimdilik ——– avans faizi ile her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile şirkete iadesine, —- şirket kasasından aldığı paraların tespit edilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla —– avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile şirkete iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı —— cevap dilekçesinde özetle; davcının talepleri hakkında belirsiz dava açılamayacağını, müvekkili hakkında aynı taleplerle davacı tarafından açılan derdest dosyalar bulunduğunu, diğer davalı ile müşterek ve müteselsil sorumluluk yüklenemeyeceğini, dava dışı şirketin web sitelerini silip başka bir siteye yönlendirerek müvekkilinin ve şirketin gelirlerinin düşmesine davacının neden olduğunu, —– plakalı aracın şirket işlerinde kullanılmak üzere alındığını, fakat şirketin bu araca ihtiyaç duymaması nedeniyle zarar edilmesinin önüne geçmek için —tarihinde —–satıldığını, taraflar arasındaki—— —— ödenmesine karar verildiğini, aracın vadeli satıldığını, araç bedelinin tümünün ödendiğini, şirket defter ve belgelerinin davacının kardeşi tarafından tutulduğunu, —– yaşanan olaylar sonrasında şirkete ait belgelerin bu kişi tarafından teslim edilmediğini, bu kişi hakkında şikayette bulunulduğunu, davacının haksız rekabete aykırı davranışlar sergilediğini ve şirketi zarara uğrattığını, davacının kendisine ait sitelerden müvekkili ve ailesi ile birlikte çalıştığı —– hakkında hakaret içerikli çok sayıda paylaşımda bulunduğunu, dava dışı şirkete tayin edilen kayyımın onay değil denetim kayyımı olduğunu, kayyım ücretlerinin taraflarınca yatırıldığını, davacının ödeme yapmadığını, dava dışı şirketin faaliyetlerini devam ettirememesinin tek sorumlusunun davacı olduğunu, müvekkilinin imzasını taklit suretiyle tanzim edilen sahte senetler üzerinden dava dışı şirkete hacze gelindiğini, tüm tıbbi malzemelerin haczedildiğini, şubelerin de bu nedenle kapatılmak zorunda kalındığını, şirket ve şubelerinin kapatıldığına dair —– bulunduğunu, —-adresinde faaliyette bulunan müvekkilinin vergi açılışı bulunduğunu, bu adresin dava dışı şirketle ilgisi bulunmadığını, dava dışı şirketin iş yerini terk ettiğine —— tutulan tutanağın mevcut olduğunu, davacının şirketi zararlandırıcı işlemleri nedeniyle taraflar arasında pek çok hukuk ve ceza davası açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı —– cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası açılamayacağını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, —– plakalı araç bedelinin şirkete ödendiğini, müvekkilinin şirket kasasından para aldığı iddiasının ispatlanması gerektiğini, davacı tarafından yapılan suç duyurusunda takipsizlik kararı verildiğini ve kararın kesinleştiğini, davacının müvekkilini zor duruma düşürmeye çalıştığını, dava dilekçesindeki iddialarının asılsız olduğunu, HMK 329 maddesi gereğince dava açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle davacının kötü niyet tazminatı ödemesi gerektiğini belirterek davanın reddini ve davacının kötü niyet tazminatı ödemesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; —– sorumluluğuna dayalı olarak açılan tazminat davasıdır. — maddeleri uyarınca kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal ettikleri taktirde hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zararlardan sorumludurlar. Şirketin uğradığı zararın tazmini şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın şirkete ödenmesini isteyebilirler. Davacı da mahkememizde HMK 107 maddesi uyarınca açtığı davada davalılardan —- kullanarak hebasına aktardığı — fazlaya ilişkin hakları saklı kalma kaydıyla şimdilik —paranın hesaba geçirildiği —- itibaren işleyecek avans faizi ile şirkete iadesi, davalı — tarafından şirkete ait —-gerçek değerinin çok altında bir fiyatla diğer davalı—— satılmış olması ve satış bedelinin şirket hesabına geçirilmemiş olması nedeniyle aracın gerçek satış bedeli belirlenerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik —— satış tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte her iki davalıdan tahsili, davalı —– temsil yetkisini kötüye kullanıp şirketteki doktorların sözleşmelerini fesh edip, kendisinin şirket faaliyetlerine katılmasını engellemesi, şirket faaliyetlerine son vermesi, şirket işyerlerini kapatması nedeniyle şirketin uğradığı zararın karşılığı şimdilik —- avans faizi ile birlikte davalı — tahsili, her iki davalının bilikte hareket edip hiçbir görev ve yetkisi olmamasına rağmen davalı —- işlerine karıştırılması nedeniyle uğranılan zararın tespiti ve şimdilik —– iki davalıdan müştereken ve müteselsilen avans faizi ile birlikte tahsili, davalı —- şirket kasasından aldığı paraların tespit edilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ——- avans faizi ile bu davalıdan tahsili talebinde bulunmuştur. Davalı yan ise iş bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının davalı —- dosyalarında da aynı taleplerle dava açtığını, derdestlik itirazında bulunduklarını, davalı —— da ortağı olmadığını, bu yüzden müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulamayacaklarını, davacının taleplerini şirket ortağına veya ortağı olduğu şirkete yöneltebileceğini,—– yönünden davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, aracın ——-satılmış olup bedelinin ödendiğini, aracın gerçek değerinde satıldığını, şirket faaliyetlerinin yürütülememesinin tek sorumlusunun davacının kendisi olup, davacının rekabete aykırı davranışları nedeniyle şirkete verdiği zararlardan ötürü açtıkları davaların devam ettiğini, bunun yanı sıra pek çok hukuk ve ceza davalarının olduğunu, şirketin defterlerinin davacının ——— tarafından tutulduğunu ancak şirkete ait belgelerin teslim edilmediğini —— soruşturma dosyasında yürütülen soruşturmanın bekletici mesele yapılmasını istediklerini, bu dosyada davacının —- üzerinden hazırlandığı sahte senet ile ortağı oldukları şirketi borçlandırdığını, bu senedin takibe konularak hacze gelinip şirket faaliyetlerinin devamı için gerekli alet ve malzemelerin muhafaza altına alındığını, bu şekilde şirket faaliyetlerinin son bulduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —- günü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar yönünden inceleme yapılmış, dava dilekçesinde yer alan taleplerden biri olan davalı — işlem ile şirket hesabından kendi hesabına aktardığı —tutarın iadesi talebi yönünden belirsiz alacak davası söz konusu olamayacağından bu talep için eksik peşin harç tamamlattırılmıştır.
Davalının derdestlik itirazına konu ettiği; —- getirtilmiş, bu dosyada — tarihinde davacı tarafından —–davalı gösterilmek suretiyle dava açıldığı, davacının davalı—– ve diğer davalı doktorların anlaşıp şirket faaliyetinin en yoğun olduğu kliniğin ruhsatını iptal edip birlikte ayrı bir muayenehane açıp hastaları ele geçirdikleri iddiası ile oluşan zararın davalılardan tahsili ve ayrıca manevi tazminat talep ettiği, —- sayılı dosyada ise yine davacının davalı —aleyhine açtığı davada davalı—- kayyım denetiminden kaçırmak için oğlu —– sahibi olduğu diğer davalı şirketin —- kullanarak kliniğe gelen hastalardan para tahsil ettiğini ve ücretleri oğlunun şirketine aktardığını, baba oğul birlikte hareket ettiklerini, —-maaş ile çalışıyor gibi gösterildiğini ve her ay bu tutarda hesaptan para çıkışı yapılıp —- ödemelerinin yapıldığını ileri sürdüğü, bu haliyle her iki dava dosyasının konusunun ileri sürülen iddiaların ve taraflarının mahkememiz dosyasından farklı olduğu sonucuna varılmış, davalı yanın derdestlik itirazı reddedilmiştir.
Dava dışı şirkete ait —- getirtilmiş, şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığı davacı ve davalı —-oldukları ve davalının aynı zamanda şirketin münferiden temsile yetkili müdürü olduğu, diğer davalının ise ortak ya da müdür sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır.
— plakalı aracın tescil kaydı getirtilmiş, aracın dava dışı —- tarihli devir ile davalı — devredildiği, —- tarihine kadar onun adına kayıtlı kaldığı anlaşılmıştır. Davalı yan delilleri arasında sunulan —- tarihli araç satış sözleşmesine göre aracın — satıldığının belirtildiği görülmüştür. Dosyaya ayrıca —–satış sözleşmesinin de sunulduğu aracın satış değerinin ——olarak gösterildiği anlaşılmıştır.
Tarafların bildirdiği tüm soruşturma ve dava dosyaları getirtilmiş, taraf tanıkları dinlenmiştir.
—– soruşturma dosyası getirtilmiş, bu dosyada davalı —dava dışı——–hakkında evrakta sahtecilik/dolandırıcılık iddiasıyla suç duyurusunda bulunulduğu, sahte senet düzenlenerek şirketin borçlandırıldığı iddiasının ileri sürüldüğü, — dosyasında davalının —– hakkında görevi kötüye kullanmaktan dolayı suç duyurusunda bulunduğu soruşturmanın sürdüğü, —— sahte senet düzenlendiği iddiasına dayalı olarak —- hakkında yapılan şikayet nedeniyle yargılamanın sürdüğü, yine —- dosyada da yukarıda bahsi geçen —— davacı hakkındaki sahte senet düzenlenmesi ve dolandırıcılık suçundan açılan davada davacı ——- beraatine karar verildiği, mahkememizde yöneticinin sorumluluğuna dayalı olarak açılan tazminat davasında davacının eylemlerine ilişkin olduğu anlaşılan bu dava dosyalarının bekletici mesele yapılması gerekmediği sonucuna varılmıştır.
Dava dışı şirketin ticari defter ve dayanak kayıtları ile dosyada toplanan deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davalının iddia olunan eylemlerinin sorumluluğunu gerektirip gerektirmediği, bu eylemler nedeniyle şirketin zarara uğrayıp uğramadığı, davalının bu zararın doğmasında kusurlu olup olmadığı, hususlarında kök ve ek raporlar alınmıştır. Bilirkişi heyeti kök ve ek raporlarında dava dışı şirketin —kar ettiği, —- yılından sonra ise faaliyetlerinin azalarak sona erdiği, —– zarar ettiği, şirket varlıklarından bir kısmının ortaklarının borcu olduğu, davacının şirkete —-davalının ise ——–borçlu durumda oldukları, bu borçların gerek defterler üzerinde yapılan inceleme ve gerekse —— verilen beyannameler ile bilançoların incelenmesi sonucu varolduğuna kanaat getirildiği, davacının davalıya nazaran şirkete daha yüksek tutarda borcunun olması karşısında davalıya yönelttiği talebin ortaklar arası eşit işlem ilkesine aykırı olduğu, gerek davacı gerekse davalının borcunun cari hesap ilişkisi sonucu oluştuğu, iki ortağın toplam borcunun şirketin geçmiş yıllar karları kadar olup örtülü kar dağıtımı ihtimalini gündeme getirdiği ancak davacının kendi borcu daha yüksek iken şirket zararı adı altında davalının borcunu şirkete ödemesini isteyemeyeceği, şirketin yaklaşık—– yılında tüm şubelerinin kapatıldığı, bu konunda —- hisseye sahip davalının tek başına —- tarihinde karar alarak tüm şubeleri kapattığı, şirketin — bulunan şubesinde —- tarihinden itibaren davalının tek başına faaliyet yürüttüğü, şirketin —– yılında faaliyetine devam etseydi elde edebileceği kar tutarı dikkate alındığında, şirketin kar mahrumiyeti dahil zararının —- olduğu, buna karşılık——- şirket işlerine karışması nedeniyle uğranılan zarar ve şirket kasasından aldığı paralara ilişkin bir tespit yapılamadığı, — tarihinde davalı—-bedelle satışı yapılan aracın satış tarihi itibariyle rayiç değerinin —-olduğu, dolayısıyla şirketin ——tutarında zarara uğratıldığı ifade edilmiştir.
Davacı vekili alınan son ek rapordan sonra ıslah dilekçesini sunmuş davalının temsil yetkisini kötüye kullanarak şirket faaliyetine son vermesi nedeniyle uğranılan zarar talebini —-olarak ıslah ve dava tarihinden itibaren avans faizi ile şirkete iadesi, araç satışı nedeniyle —olarak belirlenen zararın —- tarihinden itibaren işlemiş avans faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile şirkete ödenmesi, yine davalının temsil yetkisini kötüye kullanıp şahsi hesabına aktardığı —— tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsil ve şirkete ödemesini istediklerini bildirmiştir. Davalılar vekili ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de davacı —– ilişkin talebini bu miktar üzerinden harcı tamamlamak suretiyle ileri sürmüş olup kalan diğer alacak kalemleri yönünden belirsiz alacak davası söz konusu olduğundan dava açılmakla zamanaşımı durduğundan davalıların zamanaşımı itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalılar vekili son olarak sunduğu dilekçesinde yöneticinin sorumluluğu davası açılabilmesi için genel kurul kararı gerektiğini ifade etmiş ise de bu zorunluluk şirket tarafından dava açılması halinde geçerli olup şirket ortağı tarafından açılan davada genel kuruldan sorumluluk davası açmak için karar alınması gerekmediğinden davalıların bu itirazı yerinde görülmemiştir.
Dava —- sorumluluğuna dayalı tazminat davası olup davacı yan davalı ——– diğer davalı ile işbirliği yaparak şirkete bilikte zarar verdiklerini iddia ederek bazı alacak kalemlerinin her iki davalıdan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. ——şirket yöneticisine karşı sorumluluk davası açma hakkını tanımış ise de yöneticiler dışında kalan şahıslar aleyhine ortağın dava açmasına imkan tanımamıştır.—— şirket taşınmazlarının muvazaalı olarak devri gibi bazı istisnai durumlarda şirket ortağının dava açma imkanı kabul edilmekte ise de somut olayda böyle bir istisnanın varlığı sözkonusu değildir. Ortak olmayan bir kişiye karşı şirketi zarara uğrattığı iddiasıyla dava açabilecek olan şirketin kendisi olup davacının davalı —— yönelik talepleri bakımından aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Diğer davalı —-hisse ile ortak oldukları—– Eylemlerinden ötürü şirkete zarar verdiği iddiasıyla davacı, ortak sıfatıyla dava açabilecektir. Müdürün sorumlu tutulabilmesi için davacının davalı müdürün kusurunu ve bundan dolayı zarar doğduğunu ispatlaması gereklidir. Öte yandan müdürler görevlerini yerine getirirken gerekli tüm özeni göstermek, şirketin menfaatlerine uygun hareket etmek, dürüstlük kuralları içinde davranmakla yükümlüdür. Davacı ve davalı arasında ——– uyuşmazlık başladığı, uyuşmazlığın her iki taraf yönünden hukuk ve ceza davalarına konu olduğu, davacının şirkete alınmadığı, davalının genel kurul öncesi yapılması gerekenleri yapmadan çağrı —–uygulamadan tek başına —- tarihi itibariyle şirketin tüm şubelerinin kapatılması kararı aldığı, öte yandan bir başka dava dosyasında şirkete denetim ve onay kayyımı atanmış olmasına rağmen davalının şube kapatma kararı ile ilgili olarak kayyımdan da onay almadığı, şirkete ait aracı üstelikte değerinin altında bir tutara eşine satarak şirketi zarara uğrattığı, şirket kar eder durumda iken davalının işyerlerini kapatması sonucu şirketin dava tarihi itibariyle mahrum kaldığı karın ——olduğu davalının bu zarardan sorumlu olduğu ve dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili gerektiği, aynı şekilde aracın rayiç değeri ile fiili satış değeri arasındaki —— de şirket zararı niteliğinde olup davalı yöneticinin bu zararın oluşmasında kusurlu davrandığı, şirket yetkilisi sıfatıyla eşine araç sattığı, işlemin tarafı olduğu, bu tutarın da aracın satış tarihinden itibaren davalı ——- tahsili ile şirkete ödenmesinin uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Şirket defter ve kayıtlarının incelenmesinden, gerek davacının gerekse davalının zaman zaman şirketten borç para aldıkları, hali hazırda davacının davalıdan daha fazla borçlu durumda olduğu, her iki taraf yönünden de bu borçların şirket ile ortak arasındaki cari hesap ilişkisine dayalı olup, şirket kayıtlarında mevcut olduğu davacının kendi borcu dururken yönetici olan davalının şirketi bu nedenle zarara uğrattığı iddiasına dayanamayacağı, bu talebin yerinde olmadığı kabul edilerek davalı — yönünden açılan davanın da ıslah edilen haliyle kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalılardan —- yönünden açtığı davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine,
2-Davacının davalılardan —- aleyhine açtığı davanın ıslah edilen hali ile kısmen kabulüne,
34 UA 7317 plakalı araç satışından doğan zarar karşılığı —- araç satış tarihi olan— tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı — tahsili ile —- ödenmesine,
Davalı —- şirket faaliyetlerine son vermesi nedeniyle şirketin uğradığı zarar karşılığı —- dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalıdan tahsili ile ——- ödenmesine,
Davacının fazlaya yönelik taleplerinin reddine,
3-Karar harcı 43.257,70 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40 TL ile tamamlama harcı olarak yatırılan 11.744,00 TL ve 10.781,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 20.701,30 TL harcın davalı—– tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 22.556,40 TL harcın davalı —- tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk masraf, 242,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 7.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.278,50 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranına göre (% 48) 3.493,68 TL’nin davalı —- tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı —tarafından yapılan 78,65 TL yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
7- Davalı —–tarafından yapılan 75,00 TL yargılama giderinden davanın reddedilen kısmı göz önünde bulundurularak (% 52) 39,00 TL’nin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 48.712,78 TL vekalet ücretinin davalı —- alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı —– kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/3 maddesindeki esaslara göre belirlenen 48.712,78 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
10-Davalı —- kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.7/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
11-Davacı ve davalı taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilleri ile davalılar vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/04/2022