Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1325 E. 2021/437 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1325
KARAR NO: 2021/437
DAVA : İtirazın İptali (Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/12/2017
KARAR TARİHİ : 16/06/2021
Mahkememizde görülmekte olanİtirazın İptali (Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı —- imzalandığını, diğer davalıların sözleşmeyi müştereken ve müteselsilen kefil olarak imzaladığını, kullandırılan kredilerin ödenmemesi üzerine davalılara —- yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, davalıların ihtarnameye cevap vermediklerini, alacağın tahsili amacıyla davalılar hakkında —- ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine takibin durduğunu, davalıların temerrüde düştüğünü ileri sürerek davalıların— yaptıkları itirazın iptaline, davalıların alacağın —az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, takibin — gereğince — imzalanan protokole istinaden —- kefalet tutarı da dahil olmak üzere devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar—cevap dilekçesinde özetle; davacı banka ile —- meblağlı kredi kullandırıldığını, kredinin ilk taksit ödemesinin —-davacı tarafça kat ihbarında bulunmaksızın müvekkillerine ihtarname gönderildiğini, davacının—- davrandığını, müvekkillerinin kefil olarak imzalamadığı sözleşmelerden doğan borçtan sorumlu tutulmasının doğru olmadığını,— uygulanacak temerrüt faizinin ön görülmediğini, davacı tarafından — temerrüt faizi istendiğini, yasal temerrüt faizi uygulanması gerektiğini, müvekkillerinin —- sorumluluklarının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, davacı tarafın %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalı —- kredi kullandırılmış olup, takip sonrası tahsil edilen —- harca esas değerden düşüldüğünü, harca esas değer olarak bildirilen tutarın — oranındaki kefaletine tekabül eden —-tazmin edildiğini ancak —- kararları uyarınca hazine destekli kefalet ile kullandırılan kredilerin temerrüdü halinde — tarafından tazmin edilen tutar dahil olmak üzere kanuni takip işlemlerinin kredi veren tarafından yürütüleceği kabul edildiğinden —- tahsil edilen tutarda dahil olmak üzere bakiye banka alacağı için davalılar hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı şirket ile banka arasında —— kullandırıldığını, kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle asıl borçlu ile birlikte kefillere ihtarname gönderildiğini, borcun ödenmediğini, borçlu şirket ile aralarında imzalanan taşıt rehin sözleşmesi uyarınca borçlu şirket aleyhine öncelikle rehin takibine geçildiğini, bu yüzden ——– sorumlu olduğunun belirtildiğini, davalıların takibe itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazlarının iptaline, takibin devamına ve davalılar aleyhine %20 oranında inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalılardan — banka arasında — imzalanan sözleşmenin ilk taksit ödeme tarihinin—- tarihinde kat ihbarında bulunmaksızın ihtarname gönderdiğini ve ödeme için –günlük süre verdiğini, bunun —- maddelerine aykırı olduğunu, —– imzaları bulunmakla birlikte borcun—— bedeli taşıt kredisi, teminat mektubu tazmini işlemlerinden kaynaklandığın, imzalanmayan sözleşmelerden sorumlu tutulamayacaklarını, —– kefile uygulanacak faizin öngörülmediğini, bu nedenle yasal faiz uygulanması gerekeceğini, kefilin gider vergisinden sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddini savunarak kötü niyet tazminatı talep etmişlerdir. Diğer davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır. Yargılamanın devamında davalı — tarihi itibariyle iflasına karar verildiği ——- mahkememize bildirilmiş, tasfiyenin basit tasfiye olarak resen —— bildirilmekle bu davalı yönünden davaya kayıt kabul davası olarak devam edilmiştir. Bu aşamadan sonraki tüm tebligatlar — yapılmak suretiyle taraf teşkil sağlanmıştır.
Mahkememizin—– günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişi raporu alınıp sonuca gidilmiştir.
—– takip dosyasında davacının davalılar hakkında ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalılara tebliğ edilemediği, ancak davalılar vekilinin —– tarihli itiraz dilekçesi ile takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durması üzerine mahkememizdeki davanın açıldığı itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalılar — tarafından müvekkilleri aleyhine aynı kredi borcundan ötürü— başlatıldığı yönünde beyanda bulunulmuş, davalılar vekilinin bildirdiği —- taahhütlerinden ötürü ilamsız icra takibi başlatıldığı, — takip dosyasında ise — taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı, —– düzenlenmiş kefalet taahhütlerine dayanıldığı, bu kefaletlerin — krediler yönünden verilmiş olduğu anlaşılmıştır. Yine davalı yanın bildirdiği — dosyasında ise davacının davalı — rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattığı görülmüştür. Davacının mahkememiz dosyasına konu icra takip dosyasında iş bu rehin bedelini düşmek suretiyle davalı —- talepte bulunduğu bu durumda davalı iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı banka ile davalılardan— tarihli—olduğu, davalılar —aynı limit ile sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, kefalet sözleşmelerinin —–şekil koşullarını taşıdığı, davalıların asıl borçlu şirketin ortakları oldukları, asıl borçlu şirketin sicil kaydından görülmüş, — uyarınca eş rızasına gerek olmadığı kabul edilmiştir. Her ne kadar davalı —– şirket ortaklığından ve yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı, beyan edilmiş ise de bu davalının şirket —- istifa tarihinin —-karşısında davalının bu itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacı kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle — tarihi itibariyle hesabı kat ederek —- yevmiye no.lu ihtarnameyi düzenlemiş ve iş bu ihtarnamenin tebliği davalı asıl borçlu şirket yönünden —- iade ile sonuçlanmıştır. Diğer davalılara gönderilen ihtarnamelerinde tebliğ edilemediği tebliğ şerhlerinden anlaşılmıştır.
Davacının takip tarihi itibariyle davalılardan talep edebileceği bir alacağın bulunup bulunmadığı varsa miktarının belirlenmesi bakımından bankacılık konularında uzman bilirkişiden rapor alınmış ancak kök rapora taraflarca itiraz edilmiş olması ve davalı asıl borçlu şirketin—– tarihinde iflas etmiş olması nedeniyle hakkındaki davanın kayıt kabul davasına dönüştüğü gözetilerek bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi —–tarihli ek raporunda müflis şirket yönünden iflas tarihi itibariyle hesaplama yapmış, bunun dışında kök rapordaki görüşlerini tekrar etmiştir.
Bilirkişi kök raporda hesap kat ihtarının asıl borçlu ve kefillere tebliğ edilemediğini bu yüzden takip öncesinde temerrüd oluşmayacağını kabul ile hesaplama yaptığını bildirmiş bu hususa davacı tarafça itiraz edilmiştir. Bilirkişi 1.Ek raporunda görüşünde bir değişiklik yapmamıştır. Ancak İİK nun 68/b maddesinin son cümlesi kredi asıl borçlusu yönünden uygulanacak olup, kefiller yönünden uygulama yeri bulunmamaktadır. Bilirkişinin kefiller yönünden hesap kat ihtarının takip öncesinde tebliğ edilmemiş olmasını gerekçe göstererek temerrüdün takip tarihi itibariyle oluşacağı yönündeki tespiti doğru olmakla birlikte İİK 68/b maddesi son cümlesi uyarınca davalı asıl borçlu yönünden ihtarnamenin iade olduğu — tarihinin tebliğ tarihi sayılarak verilen 7 günlük sürenin sonunda temerrüdün oluştuğunun kabulü gerektiği bilirkişinin aksi görüşünün yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı yan takip talebinde ——- davalılar yönünden sorumluluk tutarlarını ayrı ayrı belirterek talepte bulunmuş olup aralarındaki tek fark —ihtarname masrafına ilişkin alacak talebidir. Davacı yan dava açarken bu tutarı tahsil ettiklerini bildirmiştir. Dolayısıyla bilirkişinin belirttiği gibi aynı krediden ötürü mükerrer talep değil aynı kredi borcunun davalılardan sorumluluk tutarları yazılarak talep edilmesi söz konusu olduğundan davacı vekilinin bu itirazı mahkememizce de yerinde görülmüş ve bilirkişiden —– rapor ve davalı kefillerin temerrüdünün takip tarihi itibariyle oluştuğunun kabulü ve takipte taleple bağlılık gözönünde bulundurularak hesaplama yapılması yönünden — ek rapor alınmıştır.
Davalılardan asıl borçlu —- ek raporda mahkememiz ara kararlarına uygun olarak, temerrüdün— tarihi itibariyle talep edilebilecek borç tutarının hesaplandığı, ayrıca gayrınakdi teminat mektubu bedelinin —karşılığının da bu davalıdan talep edilebileceğinin belirlendiği anlaşılmış, müflis şirket yönünden yapılan hesaplama gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan mahkememizce hükme esas alınmış ve toplam — davalı —- sayılı takip dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kayıt ve kabulüne karar verilmiştir. Asıl borçlu durumundaki müflis şirket yönünden —–hükmü gözönünde bulundurularak gayrı nakdi teminat mektubu bedelinin deposu talebi de uygun görülerek şarta bağlı alacak olarak masaya kayıt ve kabulüne karar verilmiş, dava itirazın iptali davası iken kayıt kabul davasına dönüştüğünden müflis şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
Müşterek borçlu müteselsil kefil durumundaki diğer davalılar yönünden ise; alınan —- yapılan hesaplamalar gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan hükme esas alınmış, müşterek borçlu müteselsil kefiller yönünden teminat mektubu bedelinin depo edilmesinden sorumlu tutulmaları yönünde sözleşmede bir düzenleme yer almadığından davacının kefillere yönelik bu talebi yerinde görülmemiştir. Açılan itirazın iptali davasına ve takibe konu edilen alacak likit ve davalılar itirazlarında haksız olduklarından hükmedilen tutarın %20’si oranında inkar tazminatının davalılar —– davacıya ödenmesine, buna karşılık takibin haksız ve kötü niyetli olduğu ortaya konulmadığından kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Dava dışı —tutarlı ödemeyi —- davacı bankanın davalılardan tahsil etmeye yetkili ve yükümlü olduğu gözetilerek takip tutarından yapılan bu tahsilat düşülmeden bunun dışında kalan bilirkişi raporlarında tespit edilen dava açıldıktan sonra yapılan tahsilatların infaz aşamasında iflas masası ve takip dosyasında icra müdürlüğünce nazara alınmasına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının —- dosyasında davalıların takibe itirazının iptali talebi ile mahkememizde açtığı davanın yargılaması devam ederken davalı —- iflası nedeniyle bu davalı hakkındaki dava kayıt kabul davasına dönüşmüş olmakla davalının iflas tarihi itibariyle belirlenen, davacıya ait;
— teminat mektubu —– yönünden;
—–
——-
—– masasına —dosyası ile yürütülen takip nedeniyle tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla KAYIT VE KABULÜNE,
2-Davacının —- mektubu bedelinin deposu talebinin İİK.nun 197.maddesi uyarınca şarta bağlı alacak olarak masaya KAYIT VE KABULÜNE,
3-Davalı —- yargılama sırasında kayıt kabul davasına dönüştüğünden aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Davalılar —- sayılı takip dosyasında başlatılan takip nedeniyle bu davalılara yönelik davanın KISMEN KABULÜNE, bu davalıların—- dosyasında itirazlarının;
—- teminat mektubu devre komisyon kredisi yönünden;
—- Alacak yönünden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık— uygulanmasına,
—– yönünden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık— uygulanmasına,
—- Alacak yönünden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık — uygulanmasına,
—- Alacak yönünden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık—- uygulanmasına,
—-Alacak yönünden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —- uygulanmasına,
—-Alacak yönünden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık — uygulanmasına,
—-Alacak yönünden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık — uygulanmasına,
—- Alacak yönünden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —- uygulanmasına,
5-Takip borçlularından olup yargılama sırasında –tarihinde— masasına kaydı yapılan alacak ile tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla TAKİBİN DEVAMINA,
6-Davalılar — teminat mektubu bedelinin deposuna ilişkin başlatılan takibe itirazın iptali talebinin REDDİNE,
7-Fazla taleplerin REDDİNE,
8-Davadan sonra — tarihinde yapılan — infaz aşamasında davalı —- sayılı takip dosyasında icra müdürlüğünce nazara alınmasına,
9-İtirazın iptali davası yönünden hükmedilen tutar — üzerinden hesaplanan %20 oranında —-icra inkar tazminatının davalılar — alınarak davacı tarafa ödenmesine,
10-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talibinin REDDİNE,
11-Karar harcı 47.644,71 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 8.691,48 TL ile icra dosyasına yatırılan 3.611,28 TL. harcın mahsubu ile bakiye 35.341,95 TL harcın davalılardan— tahsili ile hazine adına irad kaydına,
12-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 8.691,48 TL harcın davalılar —— tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
13-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk masraf, 813,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.349,00 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranına göre —- davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
14-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 51.923,89 TL vekalet ücretinin—– davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
15-Davalı —- tarafından yapılan 58,00 TL.yargılama giderinin davanın reddedilen kısmı (%3) gözönünde bulundurularak takdiren tamamının üzerinde bırakılmasına,
16-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafların yokluğunda oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2021